11 Eylül 2019 Çarşamba

Bir zat anlatıyor “–Mekke-i Mükerreme’de para kesemi kaybetmiştim. Basra’dan para bekliyordum, fakat bir türlü gelmiyordu. Saçım sakalım da epeyce uzamıştı.Bir berbere giderekricâda bulundum: «–Param yok, Allah rızâsı için saçlarımı düzeltebilirmisin?» O esnâda berber, bir adamı tıraş ediyordu. Hemen yanındaki boş yeri gösterip; «Buraya otur.» dedi ve müşterisini bekleterek beni tıraş etmeye başladı. Müşteriîtiraz etti. Berber ise: «–Kusura bakmayınız efendim, sizi ücret mukâbilinde tıraş ediyorum, lâkin bu şahıs, Allah rızâsı için kendisini tıraş etmemi istedi. Allah için olan işler dâimâ önceliklidir ve maddî bir bedeli yoktur. Allahiçin olan işin bedelini kullar aslâ bilemez ve ödeyemez!» dedi. Tıraştan sonra berber, cebime zorla birkaç altın sokuşturdu: «–Âcil ihtiyaçlarını karşılarsın, imkânım bu kadar, kusura bakma!» dedi. Bir müddet sonra Basra’dan beklediğim para geldi. Berbere bir kese altın götürdüm: «–Aslâ almam! Allah için olan işin bedelini ödemeye kulların gücü yetmez!» dedi. Ne kadar uğraştıysam kabul ettiremedim. Helâlleşip ayrıldım, lâkin tam kırk senedir geceleri kalkıp ona duâ ediyorum.”


Bir zat anlatıyor “–Mekke-i Mükerreme’de para kesemi kaybetmiştim. Basra’dan para bekliyordum, fakat bir türlü gelmiyordu. Saçım sakalım da epeyce uzamıştı.Bir berbere giderekricâda bulundum: «–Param yok, Allah rızâsı için saçlarımı düzeltebilirmisin?» O esnâda berber, bir adamı tıraş ediyordu. Hemen yanındaki boş yeri gösterip; «Buraya otur.» dedi ve müşterisini bekleterek beni tıraş etmeye başladı. Müşteriîtiraz etti. Berber ise: «–Kusura bakmayınız efendim, sizi ücret mukâbilinde tıraş ediyorum, lâkin bu şahıs, Allah rızâsı için kendisini tıraş etmemi istedi. Allah için olan işler dâimâ önceliklidir ve maddî bir bedeli yoktur. Allahiçin olan işin bedelini kullar aslâ bilemez ve ödeyemez!» dedi. Tıraştan sonra berber, cebime zorla birkaç altın sokuşturdu: «–Âcil ihtiyaçlarını karşılarsın, imkânım bu kadar, kusura bakma!» dedi. Bir müddet sonra Basra’dan beklediğim para geldi. Berbere bir kese altın götürdüm: «–Aslâ almam! Allah için olan işin bedelini ödemeye kulların gücü yetmez!» dedi. Ne kadar uğraştıysam kabul ettiremedim. Helâlleşip ayrıldım, lâkin tam kırk senedir geceleri kalkıp ona duâ ediyorum.”
Fotoğraf açıklaması yok.

, sizi ücret mukâbilinde tıraş ediyorum, lâkin bu şahıs, Allah rızâsı için kendisini tıraş etmemi istedi. Allah için olan işler dâimâ önceliklidir ve maddî bir bedeli yoktur. Allahiçin olan işin bedelini kullar aslâ bilemez ve ödeyemez!» dedi. Tıraştan sonra berber, cebime zorla birkaç altın sokuşturdu: «–Âcil ihtiyaçlarını karşılarsın, imkânım bu kadar, kusura bakma!» dedi. Bir müddet sonra Basra’dan beklediğim para geldi. Berbere bir kese altın götürdüm: «–Aslâ almam! Allah için olan işin bedelini ödemeye kulların gücü yetmez!» dedi. Ne kadar uğraştıysam kabul ettiremedim. Helâlleşip ayrıldım, lâkin tam kırk senedir geceleri kalkıp ona duâ ediyorum.”
Görüntünün olası içeriği: yazı

9 Eylül 2019 Pazartesi

İşi gücü soytarılık olana selam vermek mekruhtur zira; selamı alaya alabilir.

Hasan Bozkurt ---- Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur; “Selam, Allah’ın isimlerinden bir isimdir; onu aranızda açıklayınız, yayınız.” Bir rivayette, Rasulullah efendimizin şöyle buyurduğu anlatılmıştır; “Bir Müslüman, diğer Müslüman’a selam verdiği zaman, selam verilen selama karşılık verir ise…melekler onun üzerine salat okurlar, hem de yetmiş kere…Eğer selam verilen kimse selama karşılık vermez ise… selam verenin sıkıntısı onun üzerine yükle bundan başka melekler, kendisine yetmiş kere lanet okurlar.”.. ...http://sohbetdefterim.blogspot.com/.../saygy-sevgiyi...;

Hz. Ömer rivayet ediyor ki; peygmber efendimiz bir hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır: اِذَا الْتَقَى الْمُسْلِمَانِ وَسَلَّمَ كُلُّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا عَلَى صَاحِبِهِ وَ تَصَافَحَا نَزَلَتْ بَيْنَهُمَا مِأَةُ رَحْمَةٍلِلبَادِئِ تِسْعُونَ وَ لِلمُصَافِحِ عَشَرَةٌ “ iki Müslüman karşılaştıklarında, birbirine selam vererek musafahalaşırsa aralarına yüz rahmet iner. Bunun doksanı

------------ Peygamber efendimiz başka bir hadis-i şerifinde;
اِنَّ الْمَلأءِكَةَ تَعْجَبُ مِنَالْمُسْلِمِ يَمُرُّ عَلَى الْمُسْلِمِ وَلأ يُسَلِّمُ عَلَيْهِ
“bir Müslüman ile karşılaştığı halde selam vermeden geçen Müslümana melekler bile şaşar.” (ihya 2/506)

Âdem’e as. ilk gelen, Besmeledir. Müminler, Besmele yardımı ile, Sırâttan geçer. Cennet dâvetiyesinin imzâsı Besmeledir.

Hasan Bozkurt ------------- Abdullah ibni Mes’ûd diyor ki: “Cehennem'de azâb yapan on dokuz melekten kurtulmak isteyen, Besmele okusun! Besmele, on dokuz harfdir.” Levh-i mahfûzda, ilk yazılan, Besmeledir. Âdem’e (aleyhisselâm) ilk gelen, Besmeledir. Müminler, Besmele yardımı ile, Sırâttan geçer. Cennet dâvetiyesinin imzâsı Besmeledir. Besmelenin mânâsı; “Her var olana, onu yaratmakla iyilik etmiş ve varlıkta durdurmakla, yok olmaktan korumakla iyilik etmiş olan Allahü teâlânın yardımı ile, başlıyorum. Ârifler, O'nu ilâh olarak tanıdı. Âlemler, O'nun merhâmeti ile rızık buldu. Günâh işleyenler, O'nun rahmeti ile Cehennem'den kurtuldu” demekdir. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîme bu üç isim ile yâni Allah, Rahman ve Rahîm isimleri ile başladı. Çünkü, insanın üç hâli vardır. Dünyâ, kabir ve âhiret hâlleri. İnsan, Allahü teâlâya ibâdet ederse, dünyâda işlerini kolaylaştırır. Kabirde ona acır, âhirette günâhlarını affeder.


----------- Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Hoca çocuğa, Besmele okur, çocuk da söyleyince, Allahü teâlâ, çocuğun ve anasının ve babasının ve hocasının Cehennem'e girmemesi için sened yazdırır.”

------ YA RABBİ. BU GÜN ONLARCA MUCİZENİN YAŞANDIĞI MÜBAREK AŞURE GÜNÜ. BU GÜNÜN HÜRMETİNE: OKULLAR AÇILDI. VATANA, MİLLETE, DİNE, DEVLETE HAYIRLI EYLE KAZASIZ BELASIZ BİR EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI OLSUN..amiin.

Hasan Bozkurt ------------- Bera bin azib anlatıyor ki; Rasulü ekreme abdest alırken selam verdim. Rasul-i Ekrem abdesti bitirdikten sonra selamımı aldı ve elini uzatarak benimle musafaha etti. Ben de;-ya rasulallah! Bu acem adeti değil mi? Dedim rasul-i ekrem;
اِنَّ الْمُسْلِمَيْنِ اِذَالْتَقَيَا فَتَصَافَحَ تَحَاتَت ذُنُبُهُمَا
“Müslümanlar karşılaştıklarında musafaha ederlerse, günahları dökülür.” Buyurdu. (ihya 2/510)