12 Eylül 2019 Perşembe

FESLEĞEN VE FAYDALARI

Mustafa Ulaş
Fesleğenin faydaları nelerdir? Hangi vitaminleri içerir?
Kuru ve taze olarak yemek ile salatalarda kullanılan fesleğen, güzel kokusuyla da saksıda süs bitkisi olarak evlerde yetiştirilebilen bir bitkidir.
Fesleğenin faydaları nelerdir? Hangi vitaminleri içerir?
-
VİTAMİN K:
Fesleğen içerisinde en yüksek oranda yer alan K vitamini, günlük ihtiyacın %27'sini karşılar. Kurutulmuş fesleğende ise bu oran %43'e kadar çıkar. Kan pıhtılaşmasında ve kemik gelişiminde önemli bir yere sahip olan K vitamini, vücutta görülebilecek kanamaları engeller ve kemik güçlendirerek kırılmalara karşı korur.
VİTAMİN A:
Taze fesleğende 277 IU biyolojik eşdeğer 83.3 mg. retinol veya 166.2 mg. beta-karoten ile kuru fesleğende 188 IU biyolojik eşdeğer 56.4 mg. retinol veya 112.8 mg. beta-karoten olarak bulunur. Göz sağlığı, bağışıklık sistemi ve sindirim sisteminde önemli etkileri bulunan A vitamini ülserde tedavi edici özelliğe sahiptir. Bunun yanında soğuk algınlığına ve enfeksiyonlara karşı vücudu koruyan A vitamin ayrıca dokuların onarımını sağlayarak yeni hücrelerin gelişiminde, kemik ve diş oluşumunda önemlidir. Ayrıca karotenoid formları bir antioksidan gibi görev yaparak kansere ve yaşlanmaya karşı koruyucu bir görev üstlenirler.
VİTAMİN C:
Taze fesleğende 0.9 mg. ile besin değerinin %2'lik, kuru fesleğende 1.2 mg. ile besin değerinin yine %2'lik oranını karşılar. İnsanlar için çok önemli fonksiyonları bulunan C vitamini vücut dokularına sağlamlık veren kolajen üretiminde önemli bir görev üstelenir. Ayrıca zehirlenmelere ve enfeksiyonlara karşı vücudu koruyarak bağışıklık sistemini güçlendirir, kan yapımında önemli olan demir ve folik asitin kana geçmesini kolaylaştırarak kansızlığı engeller ve dolaşım sisteminde damar yapılarını güçlendirerek kanamaların ve gözde katarakt oluşumunun önüne geçer. Bunun yanında antioksidan özelliği ile meme ve cilt kanserlerinin ilerlemesini yavaşlatır.
FOLİK ASİT(B9):
Amino asit ve kan hücrelerinin yapımı için gerekli olan folik asit taze fesleğende 3.6 mcg., kuru fesleğende 5.5 mcg. bulunur. Fesleğende oldukça düşük miktarda yer alan folik asite günlük ihtiyaç yetişkin kadın ve erkeklerde 400 mcg'dir.
MANGANEZ:
Vücutta önemli fonksiyonlara sahip manganez taze fesleğende günlük ihtiyacın %3’ünü kapsar. Vücutta protein sentezlenmesinde ve enerji üretiminde etkili olan manganez yorgunluğu giderir, hafızayı güçlendirir. Kemik gelişimi açısından gerekli bağ dokuları için etkili olan manganez, kısırlık sorunlarının da önüne geçer.
DEMİR:
Özellikle kuru fesleğende 0.8 mg. ile günlük ihtiyacın %5’ini karşılar. Kanda ve kırmızı kan hücreleri hemoglobinde bulunan demir, akciğerlerden oksijenin hücrelere hücrelerden de karbondioksiti akciğerlere taşımakta önemli bir görev üstlenir.
KALSİYUM:
Kuru fesleğende 42.3 mg ile günlük besin değerinin %4’lük miktarı karşılanan kalsiyum kemiklerin ve dişlerin yapımında önemli rol oynar. Ayrıca kan basıncının normal düzeyde tutulmasında ve kanın pıhtılaşmasında etken rol oynayan kalsiyum hücrelerin bir arada tutulması içinde gerekli bir mineraldir. Taze fesleğende ise 9.3 mg ile günlük besin ihtiyacının %1’ini karşılayan kalsiyum ayrıca kas kasılmalarını engeller.
POTASYUM VE MAGNEZYUM:
Kuru fesleğende %2'lik oranla günlük besin değerini karşılanan magnezyum kas ve sinir sisteminde, kemiklerin ve dişlerin oluşumunda, kan basıncının düzenlenmesinde etkilidir. Potasyum ise sodyum ve klor ile birlikte vücut su dengesinin korunmasında ve kasların çalışmasında önemli bir mineraldir.

H.Ş : “İnsanların ve cinlerin kâfirlerinden başka her şey benim peygamber olduğumu tasdik eder.” (Taberânî)

Fotoğraf açıklaması yok.

H.Ş : “Kıyâmet günü ben bütün peygamberlerin imamı, hatibi ve hepsinin şefaatçisi olacağım, ancak öğünmem.” (Tirmizî)

Birinci Kat Semâ Keşfedilecek Herkes İman Edecek Ama… Mars’ta hayat var!

CENNETİN KAPISINDA NE YAZIYOR BİLİYORMUSUNUZ ??

Beşir Mübeşşir
CENNETİN KAPISINDA
NE YAZIYOR BİLİYORMUSUNUZ ??
Arifullah Beyazıt-ı Bestami Hazretleri 40. hacını edâ ediyordu. Bir Bayram akşamı Arafad’da beklerken. Nefsi “Ey Eba Yezid şu mahşeri kalabalığa bak. Kim senin gibi 40 kez hacca gelmiş?”
Gönlünden bu geçince ayağa kalktı ve yüksek bir sesle: “Ey ahâli ben kırk kez hac farizasını yerine getirdim! Bu kırk haccımın sevabını iki ekmeğe satıyorum, alan var mı?” diye seslendi.
Biri ayağa kalkıp: -
“Ben alıyorum” dedi
O da “Ver iki ekmek” dedi.
Adam iki ekmek verince ekmekleri bir köpeğin önüne yemesi için attı. Sonra nefsine dönerek “Artık övünceğin bir şey kaldı mı?” diye onu kınadı. Sonra Hac vazifesi bitince kâfileden ayrılarak.
Rum ellerine doğru gitti. Bir yerde mola vermek için durduğunda bir Hıristiyan rahip ondaki değişikliği fark edip onu evine davet etti. Evinde rahat ibâdet etmesi için ona uygun ortam oluşturdu. Rahip ondaki değişik halleri müşâhade edince onu ağırlamakla iyi ettiğini düşünerek memnun oldu. Bir süre sonra Beyazıd hazretleri rahibin konukseverliğine teşekkür ederek oradan ayrılmak istedi.
Ama rahip bunu kabul etmeyip biraz daha kalmasını ısrarla rica etti ve:
“Yalvarırım birkaç gün daha burada kalın. Çünkü birkaç gün sonra bizim bir bayramımız var. Bu bayramda bütün rahipler ve Din büyüklerimiz gelir, halkla birlikte bu bayramı kutlarız. Hem büyük rahibimiz de gelip âyine katılır. Sanırım Büyük rahibimizle görüşüp konuşmanda fayda var.”
Beyazıd hazretleri bu işte bir hikmet var diyerek bu teklifi kabul etti ve birkaç gün daha kalmaya karar verdi. Bayram günü gelince herkes kiliseye Bayram âyinine katılmaya gitti. Rahipler ve büyük rahip de geldiler. Beyazıd hazretleri de yerel bir elbise giyerek ev sahibi rahip ile birlikte kiliseye gidip oturdu. Biraz sonra baş rahip âyin için kürsüye çıktı. Ama hiçbir şey konuşmadı.
Biraz böyle bekleyince rahipler:
“Niçin susuyorsunuz?” diye sordu.
O da: “Nasıl konuşayım ki aramızda bir MUHAMMED’i var!” dedi. Halk birden galeyana geldi bayramı sabote ettiğini düşünerek:
“Göster onu bize parçalayalım!
Diye haykırmaya başladılar.
Baş rahip: “Böyle taşkınlık yaparsanız onu size göstermem. Ama ona dokunmayacağınıza söz verirseniz onu size gösteririm” deyince halk ona dokunmayacağına söz verdi.
Bunun üzerine Baş Rahip:
“Ey MUHAMMED’i ÂLLAH için ayağa kalk” dedi.
Bunu diyince Beyazıd hazretleri ayağa kalktı.
Baş Rahip ona:
-“Adın ne? senin “Beyazıd” dedi.
Tahsilin varmı?
“Rabbimin öğrettiği kadar”
“O zaman sana kırk sorum olacak bakalım bile bilecekmisin”.
Beyazıd Hazretleri: “Buyrun sorun” dedi.
Baş Rahip: “O halde bana ikincisi olmayan biri, üçüncüsü olmayan ikiyi, dördüncüsü olmayan üçü, beşincisi olmayan dördü, altıncısı olmayan beşi, yedincisi olmayan altıyı, sekizincisi olmayan yediyi, dokuzuncusu olmayan sekizi, onuncusu olmayan dokuzu, on birincisi olmayan onu, on ikincisi olmayan on biri,
on üçü olmayan on ikiyi söyle.” Dedi.
Beyazıd hazretleri: ikincisi olmayan bir eşi ortağı, dengi-benzeri olmayan ÂLLAH,ü Tealâ dır.
- Üçüncüsü olmayan iki GECE İLE GÜNDÜZDÜR.
- Dördüncüsü olmayan üç TALÂK,DIR.
- Beşincisi olmayan dört TEVRAT, ZEBUR, İNCİL VE KURANI KERİM’dir.
- Altıncısı olmayan beş BEŞ VAKİT NAMAZDIR.
- Yedincisi olmayan altı GÖKLERİN VE YERİN YARATILDIĞI GÜN SAYISIDIR.
- Sekizincisi olmayan yedi, YEDİ KAT GÖKTÜR.
- Dokuzuncusu olmayan sekiz KIYAMED GÜNÜ ARŞI TAŞIYACAK MELEKLERİN SAYISIDIR.
- Onuncusu olmayan dokuz, HAMİLELİK MÜDDETİDİR.
- On birincisi olmayan on , MUSA a.s ŞUAYB PEYGAMBERE ÇOBANLIK ETTİĞİ YILLARDIR.
- Onikincisi olmayan on bir YUSUF PEYGAMBERİN KARDEŞLERİDİR.
- On üçüncüsü olmayan on iki SENENİN YILLARIDIR.”
Baş Rahip:
“Doğru dedin Peki söyle bakayım Havadan ne yaratıldı, havada ne muhafazâ olundu ve hava ile kim helâk edildi?”
Beyazıd Hazretleri:
“İsa a.s Hava’dan yaratıldı, havada muhafazâ edildi.
Ad kavmi Hava ile helâk edildi..”
Baş rahip:
“Peki ne ağaçtan yaratıldı, Ağaçta kim korundu ve ağaç ile kim helâk oldu?”
Beyazıd Hazretleri:
“Musa a.s’ın asası Ağaçtan yaratıldı. Nuh a.s ağaç içinde gemide korundu.
Zekeriya a.s ise ağaç içinde testere ile biçildi.”
Baş Rahip:
“Pes doğrusu, peki ateşten kim yaratıldı, ateşten kim korundu ve kim ateş ile helâk oldu?”
”İblis ateşten yaratıldı. İbrahim a.s ateşten korundu. Ebu Cehil ateş ile helâk oldu.”
“Ya taştan kim yaratıldı, taş içinde kim korundu ve taş ile kim helâk oldu?”
“Salih a.s’ın devesi taştan yaratıldı .
Ashabı Kehf taşta korundu.
Ebrehe ve ordusu taş ile helâk edildi.”
Baş Rahip:
“Hepsi doğru” dedi. Ve sormaya devam etti:
“Bir ağaç düşünki on iki dalı her dalında otuz yaprağı ve her yaprağında beş çiçek bulunsun. bu çiçeklerden ikisi güneşe, üçü karanlığa baksın?”
“Bu ağaç bir yılı temsil eder. On iki dalı on iki aya, Otuz yaprağı otuz güne, Beş yaprak beş vakit namaza, güneşe bakan iki yaprak öğle ve ikindi, geceye bakan üç yaprak ise akşam, yatsı ve sabah namazını temsil eder.”
Baş Rahip her cevapta:
”Doğru diyorsun” diye itiraf etmekten kendini alamadı ve devam etti:
“Söylermisin bana: ”Âlimleriniz ‘Cennette dört nehir vardır: Biri baldan, Biri sütten, Biri sudan, Biri de şerbettendir’ diyorlar. Aynı kaynaktan beslenen dört nehir nasıl farklı farklı akabilir ki?”
Beyazid hazretleri cevap verdi:
- "İnsanın kafasından dört küçük nehir akar. Kulak yağı acı, Göz yaşı tuzlu, Burun salgısı iğrenç, Ağız suyu leziz değimlidir?”
Buna ne dersin?
Baş rahip:
-“Birde şu var sizin alimleriniz ‘Cennet ehli yer içer fakat abdest bozmaz, su dökmez’ diyorlar.”
Hazret:
-“Ana rahmindeki cenin de öyle değimlidir?”
-“Peki hacca giden tavaf eden ama canı ruhu olmayan bir şey ne olabilir?”
Beyazıd Hazretleri:
-“Nuh a.s’ın gemisidir. Tufanda Kabe’yi tavaf etmiştir.” dedikten sonra Baş Rahibe döndü ve
-“Sanırım bu kadar soruya cevap verdikten sonra bana da soru sorma hakkı doğdu” dedi. Ve:
-“Ben müsaade ederseniz size sadece bir soru soracağım ve cevabını bildiğinizden de adım gibi eminim.”
-“Buyurun sizi dinliyorum.”
-“Cennet Kapılarının üzerinde ne yazar?”
Baş Rahip konuşmadı. Etrafındakiler rahatsız oldu ve Ey Büyüğümüz Cevabını ver ve bizi mahcup etme!” diye yalvarmaya başladılar.
Bunun üzerine Baş Rahip:
-Doğrusunu sorarsanız bu sorunun cevabını biliyorum. Ama…”
-“Ama ne?”
-“Siz bu cevabı kaldıramazsınız.”
-Söz veriyoruz katlanacağız, Bedeli ne olursa olsun ödemeye hazırız.”
Bunun üzerine Baş Rahip:
-“O halde beni iyi dinleyin.”
-Cennetin anahtarı ve cennet kapılarının üzerinde yazılan şey aynı şeydir. O da "LA İLAHE İLLALLAH MÜHAMMEDÜRRESULULLAH" dır. Cennet kapılarının üzerinde bu ibare yazılıdır.”
Bunu deyince oradaki herkes kelime i şahadet getirerek Müslüman oldu.
Sonra baş Rahip Beyazıd hazretlerine dönerek:
-“Ben çoktan Müslüman olmuşdum ama beni öldürürler diye bunu herkesten saklıyordum. Âllah’a Duâ ederek kâmil bir dostunu göndererek bana yardımcı olmasını, etrafımdakilerin de Islâm ile müşerref olmasını nasip etmesini istemiştim.
Âllah seni gönderdi” dedi

OKSİJENLİ SU KULLANIM UYGULAMASI EKLEM VE KAS AĞRILARI İÇİN Oksijenli su hazırlanması içimi İlk 5 gün 1 su bardağı suya 5 er damla koyun için 2 nci 5 gün 1 su bardağına 10 damla koyun suyla için 3 ncü 5 gün 1 su bardağına 15 damla koyun suyla için 4 ncü 5 gün 1 su bardağı suya 20 şer damla koyun için 5 nci 5 günde 1 su bardağı suya 25 damla koyun için yani 25 gün oksijenli su içmiş oluyorsunuz bırakıyorsunuz 1 ay ara verip tekrar aynen yine yapıyorsunuz ve bitiriyorsunuz. Hafif baş ağrısı yapar Şifa olsun saygılar m.ulaş


7 saatGETİRSİN.ŞANLI PEYGAMBERİMİZİN SAV. MÜBAREK AVUCUNDAN KANA KANA KEVSER SUYU İÇMEK İSTEYEN SÜNNETİNE UYSUN, BOL BOL SALAT-Ü SELAM GETİRSİN.

Ilk Diyanet Işleri Başkan

Ilk Diyanet Işleri Başkanı'nın haham olduğunu biliyor muydunuz ?? ...
Papyonlu, fraklı Diyanet Işleri Başkanı; Mehmet Rıfat Börekçi 04. Nisan 1924'te yeni kurulan Diyanet Işleri Başkanlığı'nın ilk Başkanı oldu.. ve vefâtına kadar (05. Mart 1941) bu görevde kaldı.. Haham yahudi
DİYANET IŞLERİ BAŞKANI

H.Ş.: Kim kabrimi ziyaret ederse ona şefâatim vâcip olur.

Hasan Bozkurt ------H.Ş.: Kim kabrimi ziyaret ederse ona şefâatim vâcip olur...Semâ ve arzı nurlandıran, ancak Peygamberimizin nûrudur. Bu nurdan başka yer ve gökleri aydınlatan bir nur mevcut değildir. Nûr-u Muhammedî nice yıllar sonra Cesed-i Pâk-i Rasûlüllah ile birleşmiş, yeryüzünü nurlandırmıştı. Bundan dolayı semâvât, Nur-u Muhammedî'yi istedi, ilticâ etti. Bu kabul olunca da Peygamberimiz Mirac’a dâvet olundu ve bu suretle semâvât Nûr-u Ceset-i Pâk-i Nebî ile müşerref oldu. (Mecmuâtü-l Cevâhir)

------------ Şanlı Peygamberimizin sav. Vücûdu mübâreklerinin Medine-i Münevverede konulduğu mübârek (Ravzası) mekân, bütün mekânlardan, hattâ Arş-ı A'lâ'dan efdal ve eşreftir.(Mecmuâtü-l Cevâhir)