“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
18 Eylül 2019 Çarşamba
RASÜLULLAHIN ŞAİRİ VE ALLAH YOLUNUN ŞEHİDİ.. ABDULLAH BİN REVEHE RA. .. Kahramanlık şiiri okuyordu, Bunun üzerine Hz. Ömer ona: "Ya Abdullah, Harem'de Allah'ın Rasûlu'nün huzurunda mı böyle karşıdakileri çatışmaya tahrik eden şiiri söylüyorsun?" demiş, Rasûlullah da: "Bırak ya Ömer söylesin. Vallahi Abdullah'ın sözleri bu kâfirlere ok yarasından daha fazla tesir eder" buyurmuştur. Rasûlullah, İbn Revâha için "Kardeşiniz şüphesiz bâtıl söz söylemez" buyurmuş, bâtıl sözler dışındaki şiirlerde hikmet ve yarar vardır demiştir
Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem “Onu (Muaviyeyi) Allah ve Resûlü de çok seviyor.”
Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem bir gün evine geldiğinde, hazret-i Muâviye’yi, kız kardeşi Ümmü Habîbe’nin dizine başını koymuş görünce, hanımına; “Sen Muâviye’yi (kardeşini) çok mu seviyorsun'” buyurdu. ÜmmüHabîbe radıyallahü anhâ; “Evet, yâ Resûlallah!” cevâbını verince; “Onu Allah ve Resûlü de çok seviyor.” buyurdu.
Hazret-i Muâviye ra. kız kardeşi ve şanlı peygamberimizin mübarek zevcesi olan Ümmü Habîbe’ye; “Resûlullah gece seninle berâber uyuduğu (pijama.vs.)elbiseyle namaz kılar mıydı'” diye sordu. Ümmü Habîbe; “Evet. Elbisesinde bir necâset bulunmadıkça namaz kılardı.” buyurdu.
HACCÂC BİN YÛSUF ES-SAKAFÎ YANİ HACCAC-I ALİM. EHL-İ SÜNNET ALİMİDİR. VALİDİR.. ZALİM DİYENLERİN SÖZLERİNE İTİBAR EDİLMEZ...
Hz. Allah, hiç birimizin manevi ipini Zatından ve Habib’inden kopartmasın! Bizi ipsizler haline getirmesin!
SULTAN ll .MAHMUD : "ÇOCUKLARI DİNİ EĞİTİMLE TERBİYE ETMEZSEK, ALLAH BİZİ GAZABIYLA TERBİYE EDECEK!'
ŞANLI DİNİMİZ İSLAM'IN TEMELİ. ALLAHIN NUSRETİ, EHL-İ SÜNNET ALİM, EVLİYALARIN TASARRUFLARI SAYESİNDE ZERRE KADAR SARSILMADI.
H.Ş :Zifaf gecesi kadın kocasının yanına girdiği zaman, erkek namaza durur. Kadın da arkasında durur. İki rek'at namaz kılarlar.
Hazret-i Muâviye ra. kız kardeşi ve şanlı peygamberimizin mübarek zevcesi olan Ümmü Habîbe’ye; “Resûlullah gece seninle berâber uyuduğu (pijama.vs.)elbiseyle namaz kılar mıydı'” diye sordu. Ümmü Habîbe; “Evet. Elbisesinde bir necâset bulunmadıkça namaz kılardı.” buyurdu.
HACCÂC BİN YÛSUF ES-SAKAFÎ YANİ HACCAC-I ALİM. EHL-İ SÜNNET ALİMİDİR. VALİDİR.. ZALİM DİYENLERİN SÖZLERİNE İTİBAR EDİLMEZ...
Hz. Allah, hiç birimizin manevi ipini Zatından ve Habib’inden kopartmasın! Bizi ipsizler haline getirmesin!
SULTAN ll .MAHMUD : "ÇOCUKLARI DİNİ EĞİTİMLE TERBİYE ETMEZSEK, ALLAH BİZİ GAZABIYLA TERBİYE EDECEK!'
ŞANLI DİNİMİZ İSLAM'IN TEMELİ. ALLAHIN NUSRETİ, EHL-İ SÜNNET ALİM, EVLİYALARIN TASARRUFLARI SAYESİNDE ZERRE KADAR SARSILMADI.
H.Ş :Zifaf gecesi kadın kocasının yanına girdiği zaman, erkek namaza durur. Kadın da arkasında durur. İki rek'at namaz kılarlar.
Hasan Bozkurt -------Namaz ve Dua........İbn Cüreye diyor ki: Selman-ı Farisi (r.a.) Ebu Kurre el-Kindi'nin kızı ile evlendi. Zifafa girince, "Ey hatun, Resulüllah (s.a.v), bana vasiyetinde şöyle buyurdu: ''Ey Selman, Allahü Teala takdir eder de, evlenecek olursan, karınla beraber ilk yapacak işiniz Allah'a ibadet etmek olsun." "Bu hususta bana itaat edecek misin?" dedi. Hanımı "emir senindir" diye karşılık verdi. O da "öyleyse kalk namaz kılalım" dedi. Kalkıp namaz kıldılar. Burada görüldüğü gibi, gerdek gecesinde gelinle güveyinin önce namaz kılmaları müstehaptır. İbn Mes'ud (r.a.)’ın rivayet ettiği hadis-i şerifte gerdek gecesi şu duanın edilmesi tavsiye ediliyor. "Zifaf gecesi kadın kocasının yanına girdiği zaman, erkek namaza durur. Kadın da arkasında durur. İki rek'at namaz kılarlar. Erkek şöyle dua eder: "Allah'ım, ailemi bana, beni aileme mübarek eyle. Allah'ım, ondan bana benden de ona hayırlı rızık ver. Bir arada olmak bizim için hayırlı olduğu sürece bizi birleştir, ayrılık bizim için hayırlı olduğu zaman da bizi ayır.". Başbaşa kalan gelin ve damat, kendileri için hazırlanmış olan şeyleri yerlerken, damat bir taraftan gelinin heyecanını yatıştırıcı tatlı sözler söylemelidir. Vakit namazını kılıp kılmadığını sormalı ve kıldırmalı, kendisi de kılmalıdır.......Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri
KEBABİYE FAYDALARI İştah açıcı özelliği vardır. Mikrop öldürücü ekisi vardır. Mide ve idrar yolu hastalıklarında kullanılır. Belsoğukluğunu giderir. Prostat büyümesine ve iltihabına karşı faydalıdır. Karaciğere iyi gelir. Kumları eritici etkisi vardır. Ağız kokusunu ve ses kısıklığını giderir. Tifüs ve solunum yolu hastalıkarında kullanılır. Genital bölge iltihaplarında kullanılır. KULLANIM ŞEKLİ Meyveleri kurutulup toz haline getirildikten sonra baharat ve ilaç niyetine kullanılır. Tohumları ağızda çiğnenerek kullanılabilir. Ayrıca 1 litre su içerisine bir tatlı kaşığı kebebiye tohumu konularak kaynatılır. Bu karışımdan günde 2-3 bardak içilir.
17 Eylül 2019 Salı
KIRMIZI KANTARON YAĞININ OLAĞAN ÜSTÜ FAYDALARI
KIRMIZI KANTARON YAĞININ OLAĞAN ÜSTÜ FAYDALARI
1. Kantaron yağı içerdiği antiseptik özellikten dolayı yaraların mikrop kapmasını ve iltihap oluşumunu engeller. Özellikle doğal balla karıştırıldığında antibiyotik özelliği gösterebiliyor.
2. Kantaron yağı, hücrelerin daha hızlı yenilenmesine yardımcı oluyor. Cildi de ölü hücrelerden arındırıyor.
3. Yanıkları çok kısa sürede iyileştirebilme özelliği olan kantaron yağını, güneşten korunmak için de kullanabilirsiniz. Ayrıca yanıklardan dolayı oluşan ağrıları da hafifletmeye yardımcı oluyor.
4. Kantaronun damar büzücü etkisinden dolayı, büyük kazalarda meydana gelen kanamaları durdurabilme özelliği bulunuyor. İç ve dış kanamayı ağız yoluyla tüketerek ya da kanayan bölgeye sürerek kanamayı azaltabilir veya durdurabilirsiniz.
5. Baş ağrısı olanlar için bir ilaç niteliğinde olan kantaronun yağını başınıza masaj yaparak ya da çayını içerek tüketebilirsiniz. İkisi de baş ağrınızı dindirmekte yardımcı olacaktır.
6. Bel, sırt ve kas ağrıları için kantaron yağını ağrıyan bölgenize masaj yaparak uygulayın. Kekik ve ardıç yağıyla birlikte kullandığınızda ağrıların kesilmesi için daha iyi verim elde edebilirsiniz. Romatizma rahatsızlığına karşı da iyileştirici özelliği bulunuyor.
7. Özellikle bebeklerde oluşan pişikleri iyileştiriyor. Bebeklerde oluşabilecek alerji ihtimaline karşı kantaron yağını, suyla incelterek pişik bölgesine ugulayın.
8. Ülser, gastrit gibi sıkıntıları olan kişiler, mide ağrılarını azaltmak ve hatta tedavi etmek için dahili olarak tüketebilir.
9. Oluşmuş olan hemoroid için kantaron yağı sürülebilir, yağı veya çayı tüketilebilir.
10. Dahili olarak tüketildiğinde hazmı kolaşlaştırır ve ishali kesmede yardımcı olur
11. Kesik gibi yaraların iyileşmesine; ameliyat izi gibi diğer izlerin de tamamen geçmesine yardımcı olur.
12. İlk günlerde kaşıntı ve kurumalar oluşturmasına karşın sedef hastalığı için de iyileştirme özelliğine sahip. Cildinize harici olarak uyguladığınızda hastalığınızda iyileşme göreceksiniz.
13. Kimyasal balgam sökücüleri kullanmak yerine dahili yolla aldığınız kantaron, balgamınızı atmaya yardımcı olur.
14. Kantaron, menopoz senptomlarını azaltabilir.
14. Kantaron, menopoz senptomlarını azaltabilir.
KURŞUN DÖKMEK
KURŞUN DÖKMEK
Günümüzde ve tarih boyunca türlü türlü hurafeler toplumlar içerisinde hep kendisine yer bulmuştur. Ve bu hurafeler, uygulamalar zamanla öyle bir hal almıştır ki toplum içerisinde kemikleşmiştir ve silinemez bir hale gelmiştir. Bu uygulamalara baktığımızda çok uzun tarihsel süreçlere sahip olduklarını görmekteyiz. Yani gelenekleştiklerini bırakın toplum içerisinde yayılmalarını kültürler arasında da yayılabildiklerini görmekteyiz. Bu uygulamalardan biriside kurşun dökmedir. Bu uygulamaların ortak özelliği hiçbir bilimsel dayanağının olmaması sadece zan üzerine kurulmuş olmalarıdır. Hiçbir bilimsel dayanağı olmamasına rağmen bu uygulamayı yine herkesin yapamadığını ocaklı olmak izinli olmak gibi şartlar getirilerek uygulamayı gerçekleştirecek kişilerin sınırlandığını görmekteyiz. Eski çağlardaki kahinler gibi belirli bir azınlığın elinde esrarlı gizemli bir şekilde tutularak insanlar üzerinde uygulamanın etkileyiciliğinin arttırılmaya çalışıldığını görmekteyiz.
Bu uygulamayı meşru gösterebilmek için islamın içerisinde gösterebilmek için uygulamaya başlarken besmele çekilmekte “benim elim değil, Ayşe, Fatma Anamızın eli”gibi islami motifler kullanılmaktadır.
İnsanlar ve cinler Allaha ibadet etmeleri için yaratılmıştır, bu ibadet hayatımızın her alanını kapsayan bir anlamdadır; namaz kılmamızda ibadettir, hastalandığımızda doktora gidip şifayı Allahtan umarak tedavi olmamızda ibadettir. Şimdi denilebilirki bizde şifayı Allahtan umarak kurşun döktürmeye gidiyoruz. Şifa Allahtan umularak gidilseydi onun yolundan giderlerdi başka yollara saparak Allahtan şifa dilenemez o yollara sapıldığı takdirde başkalarından şifa dilenilmektedir, eğer buna rağmen biz hala Allahtan şifa umarak kurşun döküyoruz diyorlarsa o zaman kuranı kerimden ve peygamber efendimizden(SAV) haberleri yok demektir. Allahu teala buyuruyorki:
“İşte düz olarak benim yolum budur, onu takip ediniz; (başka) yollara sapmayınız ki (o yollar) sizi Allah yolundan ayırır. İşte size Allah bunu tavsiye ve emreder ki, çekinesiniz” (el-Enâm 6/153)
Peygamber efendimizde(SAV) buyuruyorki:
“Sözün en hayırlısı Allah`ın kitabıdır; yolun en hayırlısı Muhammed`in yoludur. İşlerin kötüsü sonradan çıkanlardır (yani bid`atlardır). Her bid`at sapıklıktır” (Müslim, Mişkât I, 51).
Bi Bid’attır çünkü Allahu tealanın ve rasulunun gösterdiği yol varken başka yollara sapılmakta başka çözümler aranmakta dolayısıyla batıl sapıkça yollara gidilmektedir. Tamamen Allahtan değilde başka şeylerden yardım isteyerek şirke batanlar olduğu gibi bu uygulamayı bilmeyerek cahilce uygulatanlar da bulunmaktadır. Allah peygamber efendimiz(SAV) aracılığla hayatın her alanıyla ilgili bütün çözümleri bize göstermiştir, rabbimize nasıl en iyi şekilde kul olacağımızı peygamber efendimizin(SAV) uygulamalarından görmekteyiz.
Allahu teala ayeti kerimede(el-Enâm 6/153) ‘’başka yollara sapmayınız’’ buyurmaktadır. Yani yollar çeşitlidir pek çok batıl yöntem uygulanabilir, Allahın yolu ise sırat-ı müstekimdir, birdir diğer yollar Allah yolundan uzaklaştırmaktadır; sırat-ı müstekim ise açıktır Allahın kitabını ve peygamber efendimizin(SAV) uygulamalarını, hadislerini takip etmek Allah yolunda olmaktır. Çeşitli yollara sapıp garip garip uygulamalar yapmak değildir. Sırat-ı müstakim üzere olan birisi devayı sadece Allahu tealadan ister Allahtan gayrısından deva istemez Allahı bırakıpta başka yollarda kendisine çözüm aramaz. Öncelikle Allahu tealadan şifa ister sözlü duasını yapar sonra fiili duasını yapar. Çözümü peygamber efendimiz(SAV) tarafından gösterilen birşeye alternatif çözümler aramaz, peygamber efendimizin yolundan yani sırat-ı müstakimden ayrılarak başka yerlerde sanki İslamın bir gereğini yapıyormuşçasına islami motifler eşliğinde kendisini ve başkalarını kandırmaz.
Ki Kim âhiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat onun ahirette hiçbir payı yoktur. (eş-şura 20)
“Yoksa Allah`ın izin vermediği bir dini onlara sunan ortaklar mı var?” (eş-Şûrâ, 42/21).
Bu tip uygulamaları yapanların bunu ne için yaptıklarına dikkat edilmelidir; dünya için mi, ahiret için mi? 21. Ayette meal bu şekilde verilmekle beraber ayeti kerimede dinden göstererek Allahın izin vermediğini onlara sunanlar mı var anlamı vardır. Şere’u kelimesi sunmak anlamında meallenmiştir, sunmak mealinin altında hükümler çıkarmak kurallar çıkarmak ve yeni yollar türetmek anlamı vardır. Burda gördüğümüz gibi dinden Allahın izin vermediği yeni yollar çıkarmaktadırlar. Bid’atlarda dikkat edilmesi gereken husus Allahın izin vermemesi yada izin vermiş olmasıdır.
“Sözün en hayırlısı Allah`ın kitabıdır; yolun en hayırlısı Muhammed`in yoludur. İşlerin kötüsü sonradan çıkanlardır (yani bid`atlardır). Her bid`at sapıklıktır” (Müslim, Mişkât I, 51).
K Kurşun dökme ile ilgili olarak burada bahsettiğimiz en önemli sıkıntı çözüm getirdiği konuların zaten islam dininin getirdiği bütün hayatımızı kapsayan evrensel çözümlerinde bize sunulmuş olmasıdır. Enam suresi 153. ayette rabbimizin buyurduğu gibi sırat-ı müstakim bellidir onun dışındaki yollar bizi rabbimizden ayırır. Bununla birlikte bilimsel olarak incelendiği takdirde kurşun elementinin özellikleri dikkate alınarak faydalı yönde kullanılabilme ihtimali de vardır. Bizim burada eleştirdiğimiz konu insanların çözümü dinimizde zaten verilen durumları başka yollara saparak çözmeye çalışmalarıdır. Neden kurşun dökülmektedir, kendileri şu şekilde sıralamaktadırlar:
1- Yaşanan üzücü olaylardan evdeki negatifin temizlenmesinde ölüm, ayrılık, kazalar, hastalıklar, uzun süren depresyonlarda.
2- Büyüden zarar gören kısmet bağlılığı, yaşamı etkileyen terslikler, işlerin bozulması, istemeden yapılan yanlışlar.
3- Ani şoklar, korkular, uğrama, musallat (obzede) dengesizlik, unutkanlık, mutsuzluk, uyurgezerlik, ruh ve bedendeki bozukluklarda.
4- Nazarla etki altında kalan malına (ev, araba, yaşantı, para, güzellik, başarı) üzerindeki negatiflerin temizlenmesinde.
5- Olumsuz etki bırakan negatif objelerin arınmasında.
6- Eski eşyalar üzerindeki, başkasına ait olup kullanılan giysiler.
7- Halisilasyon görenlerde, takıntılı olanlarda.
8- Ruhlarla, büyülerle, bozuk enerjilerle uğraşanlardaki olumsuzluklarda.
9- kendisiyle barışık olmayan, karamsar, mutsuz kişilerin değişmesinde her derde deva olarak.
Bu sayılan maddelerin çoğunun tedavisi dinimizce bize verilmiştir, sıratı müstakim olarak bize emredilmiştir. Buna rağmen bilimsel olarak ıspatlanırsa bir tedavi olarak doktorlar tarafından uygulanabilir. Fakat kısmeti bağlı, büyü yapılmış denilerek dinimiz dışında peygamber efendimizin(SAV) yolu dışında çözümler aramak dediğimiz gibi Allahtan onun yolundan ayrılmaktır.
Bu konuyla ilgili yakın bir konuda nazar konusudur. Nazar bilindiği gibi haktır, kuranda görmekteyiz. Fakat peygamber efendimiz(SAV) nazardan sakınmak için nazarlık kullanın dememiştir tam tersine nazarlık kullanmayı yasaklamıştır. Burada önemli olan husus kurşun dökme konusu olsun veya burda gördüğümüz gibi nazarlık takılması gibi konular olsun insanların Allahtan değil başka şeylerden medet umması çözümü Allah tarafından bize zaten verilmiş olan konularda başka yollara sapmalarıdır.
Faydası olmadığı halde Allahı bırakarak fayda umduğumuz herşey yanlıştır, bu nazarlık olabilir, uğur getirdiğine inanılan herhangi bir şey olabilir. Kurşun dökme konusunda bu uygulamanın gerçekleştirilme nedenlerini yukarda vermiştik. Bunların içinden bazıları için gerçekten faydası olabilir fakat bunun ıspatlanması gerekir yani faydalı olacağının bilinmesi gerekir ve Allahtan faydası umularak gerçekleştirilmesi gerekir. Diğer maddeler ise rabbimiz tarafından bize çözümleri sunulmuş şeylerdir bunlar için bu uygulamayı gerçekleştirmek zaten Allahu tealayı bırakmak başka yollara sapmaktır. Rabbimizin buyurduğu gibi onun yoluna tabi olmalı ve o yoldan bizi şeytanların uzaklaştırmasına müsaade etmemeliyiz.
İnsanlar ve cinler Allaha ibadet etmeleri için yaratılmıştır, bu ibadet hayatımızın her alanını kapsayan bir anlamdadır; namaz kılmamızda ibadettir, hastalandığımızda doktora gidip şifayı Allahtan umarak tedavi olmamızda ibadettir. Şimdi denilebilirki bizde şifayı Allahtan umarak kurşun döktürmeye gidiyoruz. Şifa Allahtan umularak gidilseydi onun yolundan giderlerdi başka yollara saparak Allahtan şifa dilenemez o yollara sapıldığı takdirde başkalarından şifa dilenilmektedir, eğer buna rağmen biz hala Allahtan şifa umarak kurşun döküyoruz diyorlarsa o zaman kuranı kerimden ve peygamber efendimizden(SAV) haberleri yok demektir. Allahu teala buyuruyorki:
“İşte düz olarak benim yolum budur, onu takip ediniz; (başka) yollara sapmayınız ki (o yollar) sizi Allah yolundan ayırır. İşte size Allah bunu tavsiye ve emreder ki, çekinesiniz” (el-Enâm 6/153)
Peygamber efendimizde(SAV) buyuruyorki:
“Sözün en hayırlısı Allah`ın kitabıdır; yolun en hayırlısı Muhammed`in yoludur. İşlerin kötüsü sonradan çıkanlardır (yani bid`atlardır). Her bid`at sapıklıktır” (Müslim, Mişkât I, 51).
Bi Bid’attır çünkü Allahu tealanın ve rasulunun gösterdiği yol varken başka yollara sapılmakta başka çözümler aranmakta dolayısıyla batıl sapıkça yollara gidilmektedir. Tamamen Allahtan değilde başka şeylerden yardım isteyerek şirke batanlar olduğu gibi bu uygulamayı bilmeyerek cahilce uygulatanlar da bulunmaktadır. Allah peygamber efendimiz(SAV) aracılığla hayatın her alanıyla ilgili bütün çözümleri bize göstermiştir, rabbimize nasıl en iyi şekilde kul olacağımızı peygamber efendimizin(SAV) uygulamalarından görmekteyiz.
Allahu teala ayeti kerimede(el-Enâm 6/153) ‘’başka yollara sapmayınız’’ buyurmaktadır. Yani yollar çeşitlidir pek çok batıl yöntem uygulanabilir, Allahın yolu ise sırat-ı müstekimdir, birdir diğer yollar Allah yolundan uzaklaştırmaktadır; sırat-ı müstekim ise açıktır Allahın kitabını ve peygamber efendimizin(SAV) uygulamalarını, hadislerini takip etmek Allah yolunda olmaktır. Çeşitli yollara sapıp garip garip uygulamalar yapmak değildir. Sırat-ı müstakim üzere olan birisi devayı sadece Allahu tealadan ister Allahtan gayrısından deva istemez Allahı bırakıpta başka yollarda kendisine çözüm aramaz. Öncelikle Allahu tealadan şifa ister sözlü duasını yapar sonra fiili duasını yapar. Çözümü peygamber efendimiz(SAV) tarafından gösterilen birşeye alternatif çözümler aramaz, peygamber efendimizin yolundan yani sırat-ı müstakimden ayrılarak başka yerlerde sanki İslamın bir gereğini yapıyormuşçasına islami motifler eşliğinde kendisini ve başkalarını kandırmaz.
Ki Kim âhiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat onun ahirette hiçbir payı yoktur. (eş-şura 20)
“Yoksa Allah`ın izin vermediği bir dini onlara sunan ortaklar mı var?” (eş-Şûrâ, 42/21).
Bu tip uygulamaları yapanların bunu ne için yaptıklarına dikkat edilmelidir; dünya için mi, ahiret için mi? 21. Ayette meal bu şekilde verilmekle beraber ayeti kerimede dinden göstererek Allahın izin vermediğini onlara sunanlar mı var anlamı vardır. Şere’u kelimesi sunmak anlamında meallenmiştir, sunmak mealinin altında hükümler çıkarmak kurallar çıkarmak ve yeni yollar türetmek anlamı vardır. Burda gördüğümüz gibi dinden Allahın izin vermediği yeni yollar çıkarmaktadırlar. Bid’atlarda dikkat edilmesi gereken husus Allahın izin vermemesi yada izin vermiş olmasıdır.
“Sözün en hayırlısı Allah`ın kitabıdır; yolun en hayırlısı Muhammed`in yoludur. İşlerin kötüsü sonradan çıkanlardır (yani bid`atlardır). Her bid`at sapıklıktır” (Müslim, Mişkât I, 51).
K Kurşun dökme ile ilgili olarak burada bahsettiğimiz en önemli sıkıntı çözüm getirdiği konuların zaten islam dininin getirdiği bütün hayatımızı kapsayan evrensel çözümlerinde bize sunulmuş olmasıdır. Enam suresi 153. ayette rabbimizin buyurduğu gibi sırat-ı müstakim bellidir onun dışındaki yollar bizi rabbimizden ayırır. Bununla birlikte bilimsel olarak incelendiği takdirde kurşun elementinin özellikleri dikkate alınarak faydalı yönde kullanılabilme ihtimali de vardır. Bizim burada eleştirdiğimiz konu insanların çözümü dinimizde zaten verilen durumları başka yollara saparak çözmeye çalışmalarıdır. Neden kurşun dökülmektedir, kendileri şu şekilde sıralamaktadırlar:
1- Yaşanan üzücü olaylardan evdeki negatifin temizlenmesinde ölüm, ayrılık, kazalar, hastalıklar, uzun süren depresyonlarda.
2- Büyüden zarar gören kısmet bağlılığı, yaşamı etkileyen terslikler, işlerin bozulması, istemeden yapılan yanlışlar.
3- Ani şoklar, korkular, uğrama, musallat (obzede) dengesizlik, unutkanlık, mutsuzluk, uyurgezerlik, ruh ve bedendeki bozukluklarda.
4- Nazarla etki altında kalan malına (ev, araba, yaşantı, para, güzellik, başarı) üzerindeki negatiflerin temizlenmesinde.
5- Olumsuz etki bırakan negatif objelerin arınmasında.
6- Eski eşyalar üzerindeki, başkasına ait olup kullanılan giysiler.
7- Halisilasyon görenlerde, takıntılı olanlarda.
8- Ruhlarla, büyülerle, bozuk enerjilerle uğraşanlardaki olumsuzluklarda.
9- kendisiyle barışık olmayan, karamsar, mutsuz kişilerin değişmesinde her derde deva olarak.
Bu sayılan maddelerin çoğunun tedavisi dinimizce bize verilmiştir, sıratı müstakim olarak bize emredilmiştir. Buna rağmen bilimsel olarak ıspatlanırsa bir tedavi olarak doktorlar tarafından uygulanabilir. Fakat kısmeti bağlı, büyü yapılmış denilerek dinimiz dışında peygamber efendimizin(SAV) yolu dışında çözümler aramak dediğimiz gibi Allahtan onun yolundan ayrılmaktır.
Bu konuyla ilgili yakın bir konuda nazar konusudur. Nazar bilindiği gibi haktır, kuranda görmekteyiz. Fakat peygamber efendimiz(SAV) nazardan sakınmak için nazarlık kullanın dememiştir tam tersine nazarlık kullanmayı yasaklamıştır. Burada önemli olan husus kurşun dökme konusu olsun veya burda gördüğümüz gibi nazarlık takılması gibi konular olsun insanların Allahtan değil başka şeylerden medet umması çözümü Allah tarafından bize zaten verilmiş olan konularda başka yollara sapmalarıdır.
Faydası olmadığı halde Allahı bırakarak fayda umduğumuz herşey yanlıştır, bu nazarlık olabilir, uğur getirdiğine inanılan herhangi bir şey olabilir. Kurşun dökme konusunda bu uygulamanın gerçekleştirilme nedenlerini yukarda vermiştik. Bunların içinden bazıları için gerçekten faydası olabilir fakat bunun ıspatlanması gerekir yani faydalı olacağının bilinmesi gerekir ve Allahtan faydası umularak gerçekleştirilmesi gerekir. Diğer maddeler ise rabbimiz tarafından bize çözümleri sunulmuş şeylerdir bunlar için bu uygulamayı gerçekleştirmek zaten Allahu tealayı bırakmak başka yollara sapmaktır. Rabbimizin buyurduğu gibi onun yoluna tabi olmalı ve o yoldan bizi şeytanların uzaklaştırmasına müsaade etmemeliyiz.
İNSAN VÜCUDUNDA OLAN İLAHİ HİKMETLER İnsanın bedeninde çok sayıda damarlar, sinirler, ve kemikler vardır. Her birinin sıfat ve şekli ayrıdır her birinin görev ve gayesi başkadır. Oysa sen bunların hepsinden habersizsin. Sen ancak elini tutmak, ayağın yürümek için gözün görmek için ve dilin konuşmak için olduğunu anlarsın. Fakat gözün 10 tabakadan oluştuğunu ve bir tabakanın eksik olması ile görmenin kusurlu olacağını bilmezsin. Yine her tabakanın niçin yaratıldığını, görmek için ona niçin gerek duyulduğunu anlamazsın. Gözün büyüklüğü ne kadar olduğu herkesçe bilinmektedir. Onunla ilgili bilgiler ise ancak ciltlerce kitaplarda anlatılabilir. Göz hallerini bilmezsin insanın içindeki ciğer, dalak, öd kesesi ve böbrek gibi şeyleri bilmemeye şaşmamak gerekir. Ciğerin❗ vazifesi mideye gelen çeşitli yemekleri kana çevirip 7 uzva gıda olarak sunmaktır. Ciğerde oluşan kandan bir tortu meydana gelir buna Sevda ❗(lenf)denir. Dalağın vazifesi o lenfi mideden çekip atmaktır. Kanın üzerinde bir köprü meydana gelir bu safra ❗olur. Öd kesesinin vazifesi o safrayı toplamaktır. Kan ciğerden çıktığında ince ve kıvamsızdır. Böbreğin vazifesi kanın suyunu almaktır. Böylece kan safrasız ve sevdasız olarak damarlara akar. Öd kesesinde bir arıza olup kanda Safra❗ ❗kalırsa ondan bir kan hastalığı meydana gelir ve diğer safra ve sevdası (lenfi)hastalık yapar. Dalağa bir arıza peyda olup kanda Sevda❗ ❗(lenf) kalırsa sevdavi hastalıklar meydana gelir. Böbreğe bir arıza olup kanın içindeki su kalırsa istikrar hastalığı( derinin altında su toplanması) meydana gelir. Bu üslup üzere insanın dışındaki ve içindeki parçalarının herbiri bir iş için yaratılmıştır. Bunlarsız beden kusurlu olur. Bu anlatılanlardan başka insana" alemin küçük bir örneği "demek doğru olur. Çünkü alemde yaratılan her şeyin bir numunesi insanda vardır. ◾Kemikler dağlar gibi ◾Ter yağmur gibi ◾Kıllar ağaçlar gibi ◾Beyin gök gibi ◾Duyu organları gökteki yıldızlar gibidir. Bu hususun izahı uzundur. 🌹 İMAM GAZALİ Kimya-yı Saadet eserinden🌹 Sayfa 33-34
Kulak çınlaması nedenleri
* Kulaktaki kıl hücreleri zarar görürse beyne elektrik sinyali göndermeyi bırakır
* Beyin, elektrik sinyali kesilince nöronları gelişigüzel ateşleyerek hayalet sesler üretir
* İç kulağınız dakika kıl hücrelerinin zarar görmesi çınlama nedeni
* Kulaktaki kıl hücreleri zarar görürse beyne elektrik sinyali göndermeyi bırakır
* Beyin, elektrik sinyali kesilince nöronları gelişigüzel ateşleyerek hayalet sesler üretir
* İç kulağınız dakika kıl hücrelerinin zarar görmesi çınlama nedeni
Kaydol:
Yorumlar (Atom)



