26 Eylül 2019 Perşembe

GÖZÜMÜZDEKİ ÖDEMDENDE ÇOK BASİTÇE KURTULALIM ÖMÜR BOYU ÇEKMEK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ m.ulaş Sağlığımızın müthiş şifreleri Gözümüzdeki ödemi yok etmek için damlalıkla 2 damla gümüş suyu damlatılır sabah 2 damla akşam 2 damla 5 gün kadar gözünüzdeki ödemden kurtulursunuz. Şifa olsun asıl sorun karaciğerimizide onaralım m.ulaş saygılar şifa Allah tan


İsmail Yilmaz
İSTİBRA USULÜ (Müslüman Erkegin Dikkatine)
Büyük ve küçük abdest yaptıktan sonra temizlenmektir. İdrardan ve necasetten temiz olma kurulanma demektir.
Erkegin istibra yapması farzdır .Kadında istibra icap etmez. İstibra yapmadan alınan bir abdestten sonra veya abdest alma esnasında çok azda olsa idrar damlası çıksa veya idrar mahallinde bir yaşlık görülürse abdest bozulur . Bu şekilde alınan abdestle yapılacak ibadetler geçersiz olur . Müslümanlar istibraya dikkat etmelidir. Bilhassa İMAMLAR bu duruma daha fazla ehemmiyet vermeli ; hem kendi , hem de cemaatin namazını ifsad etmemelidir .
İDRARDAN KORUNMAK :
İdrarın sıçramasına mani olmak için gereken her türlü tedbir alınmalıdır. Peygamber Efendimiz (SAV) : ‘ Sizden biriniz idrar yapmak istedigi zaman , idrar için ( yumuşak ve müsaid ) bir yer bulsun . ’ buyurmuşlardır .
AYAKTA İDRAR YAPMAMALIDIR .
Özürsüz olarak ayakta idrar yapmak mekruhtur . Peygamberimiz (SAV) mutlaka çömelerek abdest bozardı. Hz.Aişe (r.a) validemiz : “ Size Nebiyy-i A’zam (sav) ‘ın ayakta bevlettigini kim haber verirse ona inanmayın . Mutlaka oturarak abdest bozardı ” ( Süneni Tirmizi. C 1.Sh.1.12 ) buyurmuşlardır .
Hz.Cabir (ra) ‘dan “ Resulullah (sav) ayakta idrar yapmayı yasakladı ” (Süneni Tirmizi. C.1.Sh.19/20 ) buyurmuşlardır .
ÇÖMELEREK İDRAR YAPMANIN TIBBİ YÖNÜ
Çömelince karın kasları kasılır, dizler karına tazyik yaparlar .Dolayısıyla mesane baskı altında kalarak tam boşaldıgından , idrar artıgı kalmaz. Bu ise idrar yollarında taşların oluşmasını önledigi gibi , prostat hastalıgı olanlarda da şikayetlerin azalmasını saglar . Çömelerek idrar yaparken hafif sol tarafa meyletmelidir . İdrar yollarının anatomisine (yapısına) uygun olan bu pozisyonda idrar yollarının ve mesanenin tam boşalması mümkün olmaktadır.
Ayakta yapılınca , mesanede bir miktar idrar kalır . Bu kalan idrar , başta taş ve iltihap olmak üzere , birçok idrar yolu hastalıklarının ana sebeplerinden biridir .Bilhassa yaşlıların mesane adeleleri gevşektir ve mesanenin tam boşalmasını saglayamaz. Şayet Prostat büyümesi de mevcut ise durum daha da vahim olur ve mikropların üremesine uygun bir zemin hazırlar . Bu hastalıklardan korunma recetesini Peygamber Efendimiz (sav) l400 sene evvel vermiştir .
Abdestini titizlikle alıp Namazını huşu içerisinde kılmak istiyen müslümanın bu konuya çok dikkat etmesi gerekmektedir..Bu hususlarda Pergamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuşlardır.: “İdrardan çok iyi korununuz .Çünkü kulun kabirde en önce hesaba çekilecegi şey odur. Kabir azabının çogu ondandır ” (Cami-i Sagir ve Şerh-i Münir ) buyurmuşlardır . Çünkü kişi idrardan korunmazsa namazı batıl olur . İstibraya önem vermiyen namazına önem vermemiştir. Bu lakayıtlık da kişiyi cehenneme sürükler..!."
(KAYNAK : İstibra Usülü – Gonca Yayınevi --
Uz.Dr.Ali HATAY- Bevliye Uzmanı )


Ürdün lü bir doktorun buluşu
Taze zencefil ceviz büyüklüğünde soyulup rendelenir 2 diş sarimsak rendelenir 1 limon sıkılır ve bir kapak sirke bir bardakta üzerine sıcak su dükülerek demlenmeye bırakılır 10 dakika sonra içilir ayda 1 veya 15 günde bir yapılırsa bütün kapalı damarlar açılıyor muş bilmeyenlere yollayın

KABAK ÇEKİRDEĞİ MUCİZESİ... " Çekirdek çitlemek..İsviçre'de bir klinikte hekimin hastasına her akşam bir avuç çekirdek çitlemesini önermesiyle incelemiştim ilk kez,çocukluğumuzun çekirdeğini..sonrasında bacak krampları olan hastalarımda magnezyum seviyesi hafif düşükse,önerdim.Ve bugün 82 yaşında yıllardır bacak krampları olan bir hastam mutlu mutlu geldi,size hep dua ediyorum diye,niye dedim,güldü,artık akşamları çekirdek çitliyorum,krampta yok,daha da mutluyum dedi... Çekirdek çitlemek neden mi önemli? Kabak Çekirdeği; B, E, K vitamini ,omega 3 ve Omega 6 ,manganez, magnezyum demir, bakır, E vitamini ve çinkodan zengindir. Kabak çekirdeği’nin protein içeriği; bedene dışardan alınması şart olan (fenilalanin, triptofan, metiyonin) gibi temel (esansiyel) amino asitler açısından çok zengindir. Triptofan; noreadrenalin, serotonin ve GABA gibi beyin biyokimyasal düzeninde düzenleyicilerin ön maddesidir. Noradrenalin eksikliği dikkat dağınıklığına neden olur. Serotonin eksikliği anksiyete, kaygı hali ve depresyona neden olur. Kabak çekirdeği’nin zengin olduğu amino asitlerden biri de arginin’dir. Arginin C vitamini ve Folik Asit gibi; nitrik oksit sentezini doğal yoldan artırır. Nitrit oksit (NO) genel olarak damar sağlığı için çok gereklidir. Kabak çekirdeği; içeriğinde doymamış yağ oranı yüksektir ve kandaki yağları azaltır. Kabak çekirdeği içerdiği Fitosterin (Phytosterin) ile; kolesterolü azaltır, prostat büyümesine faydalıdır. Yarım bardak kabak çekirdeği, günlük magnezyum ihtiyacının %46 sını demirin %28.’ni, manganezin %52’sini, çinkonun %17.’sini ve proteinin yüzde 17si’ni karşılar. Bir bardak kabak çekirdeğinde, 16 mg kadar çinko bulunur. Kabak çekirdeği alanin, glisin ve glutamik asit gibi amino asitler bakımından da zengindir. Bazı B vitaminlerini içerdiği gibi kemik sağlığı ve kan pıhtılaşması için ihtiyaç olan K vitaminini önemli bir miktarda da içermektedir. Arginin; -Kalp ve damar sağlığı -Ektra yağların depolanmasının azaltılması -Beyindeki aktivitelerin hızlandırılması -Üreme organlarının sağlığı, -Yaraların çabuk iyileşmesi için gereklidir. Ayrıca kabak çekirdeği çok etkili bir antidepresandır. O halde ,kış akşamlarında çekirdek çitleyelim:) Ama önce Paylaşalım

Fotoğraf açıklaması yok.

Görüntünün olası içeriği: yazı

25 Eylül 2019 Çarşamba

İbn Haldun : "Mağlup milletler, gâlip ve fâtih milletlerin örflerini, âdetlerini ve an'anelerini taklit eder". Biz bu dünyada Cinleri göremiyoruz, onlar bizi görüyor ama, ahirette de biz Cinleri göreceğiz, onlar bizi göremiyecekler.

İmâm Mâlik (r.a) şöyle demiştir: “Muhammed (a.s)’ın ashabına öfkelenip kin besleyen kimse kâfirdir.

Hasan Bozkurt ------ İmâm Mâlik (r.a) şöyle demiştir: “Muhammed (a.s)’ın ashabına öfkelenip kin besleyen kimse kâfirdir; zira «Allah (onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle) kâfirleri öfkelendirir»[fetih suresi ayet 29] âyet-i kerimesi bunu göstermektedir.

Cuma günü yapılan ibadetlere kat kat sevap verilir. Cuma günü işlenen günahlar da iki kat yazılır. İSLAMDA HOŞGÖRÜ VARDIR. HOŞGÖRÜ DEMEK TAVİZ VERMEK DEĞİLDİR.

Hasan Bozkurt ----------------Hoşgörü, kalpleri yumuşatan, sevgi ve kardeşlik bağlarını güçlendiren güzel huylardan biridir. Aynı zamanda bu güzel huy, müslümanın en güzel sıfatlarından da biridir. Bir mü’min için bu sıfatın manası, gülün dikenini değil, rengini görüp kokusunu hissedebilmektir. Bu bakımdan, müslümanlar özel hayatlarında hep hoşgörülü olurlar. Ama Allah’ın ve Rasülullah’ın emirlerine hürmetsizlik olan, dînî hükümlere zıd olan, Hakk’ı ve mukaddes değerleri zedeleyen konularda bir Müslüman uygun bir üslupla, ama haddi aşmadan dur demesini bilmesi lazımdır. Tabiki bunun için de dinimizi ve sınırlarını iyi bilmek, bilmiyorsak öğrenmemiz gerekmektedir. Kur’an-ı Kerîm ve Sünnet-i Seniyyede hoşgörülü olmak emredilmiş, insanların kusurlarını bağışlayanlar için büyük mükafât vaad edilmiştir.

Yezid:Eğer Ebû Eyyûb’un kabrine en küçük bir hakaretiniz olursa, İslâm topraklarında olan bütün kiliselerinizi yıkılmış biliniz.”.

Hasan Bozkurt --------------Ebû Eyyûb El Ensari ra.seksen yedi yaşında Yezid kumandasında istanbulun fethinde bu orduya bayraktar olarak katıldı. Ebû Eyyûb (ra) hicri 49 yılında vefat etti. Vasiyetlerini Yezid yerine getirdi. Yezid İstanbul’u fethedemedi. Fakat Ebû Eyyûb’un (ra) naşını İstanbul surlarına en yakın bölgeye defnettirdi. Surların dibinde İslâm ordusunun hareketlendiğini fark eden Bizans İmparatoru buraya defin yapıldığını öğrenince, kuşatma kalktıktan sonra onu kabrinden çıkarıp vahşi hayvanlara yedireceği tehdidini savurdu. Bu tehdide Yezid şöyle cevap verdi: “Eğer Ebû Eyyûb’un (ra) kabrine en küçük bir hakaretiniz olursa, İslâm topraklarında olan bütün kiliselerinizi yıkılmış biliniz.”..Bunun üzerine İmparator kabre dokunmayacakları teminatını verdi...M. Asım Köksal, İslâm Tarihi, c. 4, S. 277.

Ebu'l-Hasen-i Şâzelî : "Ne hikmetli bir günah ki, kıyamete kadar gelecek insanlara tövbenin meşru kılınmasına sebep olmuştur."

Hasan Bozkurt .Ebu'l -Hasen-i Şâzelî, Âdem as'in zellesi hakkında şöyle der: "Ne hikmetli bir günah ki, kıyamete kadar gelecek insanlara tövbenin meşru kılınmasına sebep olmuştur."...Hz. Adem (as)'in Cennette iken yasak ağacın meyvelerinden yemesi zelleye misal olarak verilebilir. Hz. Âdem (as), yasak meyvelerden yemekle bizim bildiğimiz mânâda bir günah işlememiş, daha iyi olanı terk etmiştir. Neticede de, bu hatalarından dolayı Cennet nimetlerinden mahrum kaldılar. Cennette günah ve sevap mefhumunun olmaması bu günahın, bilinenden başka bir şeklinin olduğu da anlaşılır. Cennet nimetlerinden birisi de, orada "tuvalete gitme" gibi bir ihtiyacın mevcut olmadığıdır. Cennette yenip içilen şeylerin artıkları olmadığından Hz. Âdem (as) ve Havva, Cennette büyük ve küçük abdest yapmıyorlardı. Avret mahalleri elbise veya bir nurla kendilerinden gizlenmişti. Yasak ağacın meyvelerinden yemeleri avret yerlerinin açılmasına, küçük ve büyük abdest gibi eza verecek şeylere sebep olacağı için, Cenab-ı Hak o ağaçtan yemelerini men etmişti. Nitekim, yasak ağacın meyvelerini yedikleri anda, daha önce hiç görmedikleri avret yerleri açılıverdi. O yerlerin açılması uygun olmadığı için yaprakla örtünmeye başladılar. Hz. Âdem (as)'in yasak ağacın meyvesinden yiyerek Cennetten çıkarılmasında kaderin hissesini unutmamak gerekir. Çünkü, Cenab-ı Hakk'ın insanı yaratmasındaki hikmet ve maksadın gerçekleşmesi, ancak Hz. Âdem (as) ve Havva'nın Cennetten yeryüzüne inmesiyle mümkün olmuştur.

Hadis-i Şerif : "Sarıkla kılınan iki rek’at namaz, sarıksız olarak kılınan yetmiş rek’attan daha hayırlıdır."

Hasan Bozkurt ----- Hadis-i Şerif : "Sarıkla kılınan iki rek’at namaz, sarıksız olarak kılınan yetmiş rek’attan daha hayırlıdır." [Tâcu’l-Usûl, c. I, s. 169] O bakımdan mümkün olduğunca -hiç olmazsa evlerimizde- sarık kullanmaya ve taylasan usûlünü tatbik etmeye gayret etmek iyi olur. sarılan sarığın bir ucunu sırtının / iki küreğinin ortasına gelecek şekilde ve bir arşın uzunlukta sarkıtmak (taylesan) da sarıkla ilgili bir sünnettir. [Bkz. Mehmed Emre, Fetvalar, 1, 620] ....Ebul Faruk (k.s.) hazretleri de buyurmuşlardır ki: "Münferiden namaz kılkılmaktan cemaatle kılmak, 70 derece efdâl olduğu gibi, imâmeli (sarıklı) kılmak dahi 70 derece efdaliyet var. İmâme, imamlar için sünnet-i müekkede olup, tatbiki zarûridir, ihmâl gerekmez." [Ahbab Hocaefendi, Notlar, s. 35]