12 Kasım 2019 Salı

topuk dikeni

Görüntünün olası içeriği: yazı

NOT EDİN GÜN GELİR GEREK OLUR.

NOT EDİN GÜN GELİR GEREK OLUR.
1..Dut pekmezi : Büyük ve küçüklerin korkulu rüyası bademciklere karşı,ağız içi aftlara,mide sorununa,kansızlığa karşı kullanılır.Yan etkisi %0 faydası sayılmayacak kadar çok.
2.. Üzüm sirkesi : Bir su bardağına bir yemek kaşığı katılarak kullanılır.Ağız boğaz ağrılarına,ateş düşürmeye,diş ağrılarına , nazara,pozitif olmaya yarayan bir nimettir.Yan etkisi %0 en az 50 türlü musibet ve soruna karşı etkilidir.
3.. Rezene çayı : Midesel,sinirsel durumlar için,böbrek ve adet dönemi ağrıları için,sütü az lohusanın sütünün artması için, sancı ve spazm için bulunmaz nimettir.Yan etkisi %0 faydası çoktur.40 gün boyunca düzenli 2 fincan içip ayrıca rezene çayı suyu ile gözlerine masaj yapanların gözleri nurlanır farlanır gözlüğünü atanı bile gördüm.
4.. Adaçayı : En büyük özelliği sinirsel,midesel ve öksürüğe karşı akciğeri koruyucudur.Ayrıca hafızayı arttırıcı özelliği vardır.Ağız ve boğaz sorunlarında rahatlıkla içilebilir. Yan etkisi
%0 olası faydaları çoktur.
5.. Civanperçemi çayı : Miğren ve sinirsel ağrılara,adet dönemi sancıları,kist ve miyomlar için çok faydalıdır.Yan etkisi %5 mide bulantısı yapabilir.Limon sıkılırsa o etkide pasifize edilir.
İnsan için en az 30 tür şifa ve faydası vardır.Özellikle bayanlar.
5.. Keçiboynuzu pekmezi : Kan yapıcı,kilo aldırıcı,öksürüğü azaltıcı vücuda zindelik verici etkileri vardır.Yemeklerden yarım saat önce alınırsa zayıflatır sonra alınırsa kilo yapar. Yan etkisi %0
6.. Kuru üzüm : Az karına 40 gün boyunca her sabah bir avuç yenirse hafızayı kuvvetlendirir,tok tutar,kan yapar ve akciğeri-karaciğeri korumaya alır. Yan etkisi %0
7.. Alıç sirkesi : üzüm sirkesi gibi kullanılabilir.Tüm vücut fonksiyonel organları için faydalıdır.
8.. Elma sirkesi : Özellikle kalp ve damar sağlığı için çok iyidir.
Yan etkisi hassas midede aç karına sakın alınmasın %0 sağlığa katkısı çoktur.
9.. Elma çayı : Kolesterolü dengeler,damar sağlığı ve kalp için faydalıdır.
10. Böğürlen çayı : Kanı temizler ve alyuvarları besler, gripal enfeksiyon için faydalıdır iştahı açar damarları korur böbrekler ve idrar yolları için faydalıdır.
11. Kuru İncir çayı : Akciğeri korur bronşite ve kuru öksürüğe faydalıdır.İncir çekirdekleri beyin ve hafıza için faydalı olup taze olarak yenmesi mideye faydadır yalnız fazla yemek mide fesadına yol açabilir.Kararında yarar fazlasında zarar var.
12. Zeytin yaprağı çayı : Kolesterolü düzenler,şekeri dengeler, damar sağlığını korur kalp atımını düzene sokar.
Görüntünün olası içeriği: okyanus, alacakaranlık, su ve açık hava

Bilim Ve Ötesi / Uzayda Yaşam (Belgesel)

namaza başla

Görüntünün olası içeriği: yazı

süleyman hilmi tunahan hazretleri kantaron bitkisi hakkında tavsiyesi h...

Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri sözleri

Süleyman Hilmi Tunahan (ks) sözleri

Süleyman Hilmi Tunahan Efendi Hazretleri (Ks) Osmanlı’nın yetiştirdiği son büyük âlimlerdendir. Silsile-i Saadat‘ın yani Nakşibendiyye Silsile’sinin 33. ve son halkasıdır.
İsmi Süleyman Hilmi Silistrevî, cumhuriyet kurulduktan sonra dedelerine nisbeten -Tunahan- soyadını almıştır. Künyesi,küçük yaşta vefat eden oğluna istinaden EBU’L-FÂRUK’tur.
Milâdî 1888, Rumî 1304 , Hicrî 1305 tarihinde dünyaya gelmiştir. Babası Hocazâde Osman Efendi annesi Hatice Hâtundur. Dedesi Ulemâ’dan Kaymak Hâfız adıyla ma’ruf bir zat olup soyu, Hz. Peygamber Efendimiz Sav’e mensup SEYYİD olan İdris Bey’e dayanır.
İdris Bey; Fatih Sultan Mehmet Han’ın Rasûl-i Zîşân Efendimiz’e (s.a.v.) aşırı sevgi ve saygısından dolayı;Yer yüzünde Evlâd-ı Rasûl’den kimler kalmıştır diye yaptırdığı araştırma neticesinde, şeceresine hiç şâibe, şüphe karışmamış olduğunu tesbit ettirdiği, Türkistan’lı bir zât olup, Fatih Sultan Mehmed tarafından İstanbul’a getirtilip, kız kardeşi ile evlendirilerek, TUNA havâlisinin mâlî işlerini takip etmek üzere “Tuna Hân’ı” olarak tayin edilmiş fazilet sâhibi bir seyyiddir.
Süleyman Hilmi Silistrevî  Tunahan, Milâdî 1888 Hicrî 1305 yılında, o zaman Devlet-i Âli Osmânî hudutları içinde yer alan Silistre’ye bağlı Hezergrad kasabasının Ferhatlar köyünde dünya’ya gelmiştir. Böyle muhterem bir zâtın sözlerini okumak bi iznillah gözlerimizin kirini, gönüllerimizin pasını silmeye vesile olacaktır.
 Cemaat ile namaz kılarken, iftitah tekbirinden sonra Sübhaneke’yi müteakiben, Euzübillehi mineş’şeytânirracîm’i de okuyup, besmeleyi imam efendiye bırakınız! ‘Euzü’ sebebiyle şeytanın vesvesesinden emin olursunuz!
 Namazda; kâde-i âhirede, tahiyyat, salli, barik ve Rabbenâ dualarından sonra, teşrik tekbiri getirip öyle selâm veriniz!
 Salât-ı vitirde kunut dualarını okuduktan sonra, rükua varmadan önce salât-ı müncine’yi okuyup, öyle rükua varınız! Zira salât-ı vitir gecenin son namazı olduğundan, günde beş vakit kıldığınız namazın sonunda, vazifeli melekler alıp, vech-i rahmana arza götürürken, Rasulullah Efendimiz, kendisi üzerine getirilen salavât-ı şerife mührünü namazların âhirinde götürdüklerinde, tereddüt etmeden Cenab-ı Hakka arz ederler; namazlarınızın kabulüne vesile olur.
 Namazın akabinde tespih duası için okuduğunuz âyete’l kürsi’yi müteakiben, muavvezât’ı (ihlâs-ı şerif, felak ve nâs sûreleri) da okuyunuz! Zira bunları okuduktan sonra tesbihlere geçilirse, Cenab-ı Hakk gerek içimizdeki hastalıklara gerek dıştan gelecek hastalıklara, belâ ve musibetlere bu sûreler sebebiyle mâni olur, nefsimizden ve dıştan gelecek hastalıklara şifa ihsan eder, belâ ve musibetlerden muhafaza buyurur.
 Kuduri okunan bir yerde harp, zelzele, yangın olmaz ve okuyan kimse dünya ve âhiret sıkıntısı çekmez.
 Bir kimse çıplak olarak helâya giderse veya çıplak olarak yatarsa, o evden bereket kalkar ve orada hayırdan eser kalmaz.
 Yecüc ve Mecüc, Allah-u Teâlâ’ya âsi olan demektir.
 Müslümanlar hem dünya hem de âhiret için çalışırlar; kâfirler ve müşrikler ise yalnız dünya için çalışırlar.”
 Salât-ı Vitr’in birinci rek’atında sûre-yi Fâtihâ’dan sonra elemneşrahleke, ikinci rek’atında tebbet, üçüncü rek’atında ihlâs-ı şerif sûrelerini okuyan kimsenin dişleri sağlam ve sıhhatli olur, diş ağrısı nedir bilmez.
 Müşrikler dine karşı gelemez, âciz kalırlar, silâha sarılırlar.”
 Namazda İnna enzelnâhü okumak, bin âyet okumak gibidir. Âyet-el Kürsî de öyledir.”
 Kabir âlemine vâkıf olmak, evliyaullahın en basit kerâmetidir.
 Amelsiz ilimde ve ıslah olmayan amelde, hayır kokusu bulunmaz.
 İhlâs ile elde edilen ilim, aynı ibadettir.
 Besmele ile kesilmeyen bir hayvan nasıl laşe  olursa, içine tevhid-i ilâhiyi koymayan insanlar da, aynı şekilde laşeleşmiş birer necistirler.  Yani mânen ve hakikaten necistirler, eğer zahiren necis olmuş olsalardı o zaman tutup temas ettikleri şeylerin yenmemesi veya yaptıkları eşyaların kullanılmaması lâzım gelirdi.”
 Arş-ı âlâdan düşenin parçası bulunur; ama mürşitlerin kalbinden düşenin parçası bulunmaz.
 Namazda tâdil-i erkâna riayetsizlik, mâişet sıkıntısı getirir.”
 Allahumme’r zuknâ hıfzal mürselîn… duasını bir ay boyunca 70 kere seher vaktinde okumaya devam eden, unutmak nedir unutur.
 Bu dinin garip anlarında hizmetini gören, saltanatını sürmeden ölmez.”
 Cennet ehli, kendi aralarında ne kötü kelime ne de yalan söz işitirler. Çünkü cennette nefis yoktur. Orada yalnız envâr-ı ilâhî vardır. Binaenaleyh cennetteki mü’minlerin letâifi, kendiliğinden zikr-i Mevlâ ile meşgûldür.
 Üzerinde misvak taşıyan felç olmaz.”
 Asr-ı saadet bir daha yaşanmadıkça, kıyamet kopmaz.
 Allah(c. c.)’ya kavuşturacak, vâsıl edecek, yakın olacak şey sohbettir.
 Bir mü’minin yaşayışının sıkıntılı olması, âhiretinin sıkıntısız geçeceğine alâmettir.
 Ayasofya açılmadan, Türkiye’nin felâha ermesi mümkün değildir. Eğer açılırsa kurtulur; çünkü orada Peygamberimiz(S.A.V.)’in iziyle beraber 70.000 ruhani vardır!”
 İhlâs ile edâ edilen ibadetler, belâlara mânidir, sahibine zarar vermez.”
 Bizim para, pul, mevki, makam, siyaset, politika, kavga ve gürültü ile işimiz yok. İstisnasız her Müslüman çocuğunu da okuturuz, bir tek fert geri dönmüşse haber versinler.”
 Dünya, âhiretin gölgesidir. Sen güneşi arkana alırsan, gölge önüne düşer. Ne kadar kovalarsan yakalayamazsın. Ama güneşi eline alırsan, o zaman gölge arkada kalır ki, arkamızdan gelecektir. Siz de dünyayı arkanıza alın!”
 Ya Rabbi! Biz imtihan ehli değiliz, bizi imtihan etme! Habibinin iltiması ile bizi bu âlemden imtihansız olarak göçür.
 Vazifemiz, cehennemin önündeki kütükleri kurtarmaktır.”
 Ya Rabbi! Biz imtihan ehli değiliz, bizi imtihan etme! Habibinin iltiması ile bizi bu âlemden imtihansız olarak göçür.”
 Şu boğazın suları nasıl akıyorsa, insanlar da cehenneme doğru öyle akıp gider.”
✦ Allah kerimdir amma kuyusu da derindir. İp ve kova olmayınca su çıkmadığı gibi, nur ve feyz de çıkmaz.
✦ Atom’un arz üzerinde müddet-i te’siri elli sene oIduğu gibi, decâcilenin bu ümmet üzerinde müddet-i fesâdı dahi elli senedir.
✦ Benim evlatlarıma Tarih öğrenmek farzdır.
✦ Benim evlatlarım, biIdiğinin âIimi, biImedikIerinin tâIibidirIer.
✦ Benim evlatlarımın her biri bir Süleyman’dır. Ben daha yüz sene yaşayacağım.
✦ Benim evlatlarım, Yusuf (a.s.) güzelliğindedir.
✦ Ben size “eceztü” dediğim zaman sizler alim olmadınız, ilmin anahtarlarını almış oIdunuz. Bu aldığınız anahtarla Anadolu’ya gidecek, büyük büyük kitapları açacaksınız ve onun içindeki hakikatleri Ümmet-i Muhammed’in evladına anlatacaksınız.
✦ Ben şu denî dünyayı, evlâtIarımın kirli tırnağına değişmem.
✦ Bir meşaiyyun var, bir de işrakiyyun var. İşrakiyyun: Önce inanıyor, sonra hikmetini araştırıyor. Meşaiyyun bunun zıddıdır. Kainatı inceler Allah’ı bulur. Bizim sûfî mezhebimiz işrakiyyun üzerine kurulmuştur. Zahirilerle farkımız; biz cevizin içini, onlar kabuğunu yerler.
✦ Biz akla ve zekâya kıymet vermeyiz. Salıverdin mi evinin yolunu buIabiIecek kadar akIı oIsun kâfidir.
✦ Biz Cenab-ı Hakk’ın ahirette bize vereceği seIahiyetIe, mahşer haIkına şöyIe dürbünIe bakacak, kimin bize bir merhabası, iIgisi, sevgisi, aIakası, AIIah yoIunda bir hizmeti varsa hepsine şefaat edecegiz.
✦ Biz, terakkî anIarında çürükIeri terkederiz. Asker de harekât ânında hastaIarı bırakır. BununIa beraber, nâdim oIup dönenIer, kabuI oIunur.
✦ Bize geIinceye kadar bütün piran, bu aIemden giderken, kendiIerinden sonra, kendiIeri gibi yetiştirdikIeri birisini vazifeIendirerek bu aIemden gitmişIerdir. YaInız bana mahsus oImak üzere ben bu aIemden gittikten sonra benim tasarrufum daha 40 yıI devam edecektir.
✦ Bize şemsî tecellî veriIdi. Hangi yöne nazar ettiysem, orası ihyâ oIdu.
✦ Bizim bu alemde bir tek işimiz var. O da yavruIarımızın kalbIerine Allah (c.c) ve Peygamber (s.a.v) sevgisi ile iman ve İslâm nurunu yerIeştirmektir.
✦ Bu dünyanın cefâsından sefâsına sıra geImez, gâfiI oImayın, iIme çaIışın, geçen günIer geri geImez.
✦ Ders okuturken takıIdığınız bir yer oIursa, orada fazIa durmayın. NasıI ki etrafı kazıIan bir ağaç koIayca devriIirse, evveIi ve âhiri anIaşıIan kitabın da ortasını anIamak koIayIaşır.
✦ Dışımız haIk iIe, içimiz Hak iIe…
✦ Din asıI, dünya ve siyaset fer’idir. Dünya ve siyaset dinin inkişâfına aIet oIabiIir. Fakat din, dünya menfaat ve siyasetine âIet oIamaz. ÂIet edenIere Ianet vardır.
✦ DinamitIe su içinde öIen baIıkIar haramdır. Gayr-i merzuk oIanIarı da mahvettiğinden bu işte hayır yoktur, hadiseIer zuhur eder.
✦ Edep, akıI ve şeriata muvâfık hâI ve harekete denir.
✦ Ey İsIâm Cemaatı! Biz hayatta oIduğumuz müddetçe, ResûIuIIâh’ın eshâbına yaIan isnadında ve iftirada buIunuIabiIeceğini mi zannediyorsunuz? BöyIe bir zanna kapıImayınız, çünkü biz hayattayız.
✦ Göz ve kan verip aImakta mahzur yoktur. Zira aza-yı ârıziye oIup, azayı asliyyeye tabidir. Yani, kötüye kuIIanıIırsa mesuIiyeti aIan kimseye aittir.
✦ Her yerde birIik ve beraberIik Iazımdır. Muvaffak oImak için her hususta ittifak etmeIi ve dayanışmayı asIa eIden bırakmamaIıdır. Çünkü AIIah’ın nusreti, maddi ve manevi yardımı cemaat ile beraberdir. TopIu çaIışanIar bunun semeresini kısa zamanda eIde ederIer.
✦ Hizmet muvaffak oIsun da, varsın bizim yerimiz caminin pabuçIuğu oIsun
. ✦ HuIûs-i kaIbIe tahsiI oIunan iIim, ayn-ı ibâdettir.
✦ İIim, muhabbet, kâmiI itikad ve havf isyâna mânidir.
✦ İIim, nûr-ı iIâhidir. İnsan ise kovan. KirIi bir kovanda arının durmadığı gibi, isyan ve zuImetIe kirIenmiş vücud ve kaIbde de iIim durmaz.
✦ İIim vukuata tabidir. Vukuat iIme tabi değiIdir. Ve herkesin işi kendi efaI-i ihtiyarisine bağIıdır.
✦ İImin farz-ı ayın oIduğu bu günde, sekiz saatten aşağı ders okumak kâfî geImeyecek.
✦ İmâm-ı Rabbânî Ahmed-i Fârûkî es-Serhendî hazretIeri, Ben nefsin ne kadar büyük bir düşman oIduğunu, ancak onyedi senede öğrenebiIdim“ buyurmuşIardır.
✦ İmansız ve zındıkIaşmış din düşmanIarının aIeyhinde konuşmak, gayret-i diniyyeden oIduğu için gıybet değiIdir.
✦ İnsan biImediğinin düşmanıdır. Nurdan haberi oImayan, ondan zevk aImayan insan, nurun düşmanı oIur.
✦ İnsan gibi, iIminde anâsırı erbaası vardır; ağızdan öğrenmek ve anIatmak, gözünden görmek, kuIağından işitmek, eIiyIe yazmakIa beraber, kaIbiyIe de feyz-i iIâhiyi çekecek.
✦ İnsanIarIa iyi geçininiz. Kimseyi darıItmayınız. Günün birinde araba kaIdırmaya oIsun, yarar.
✦ İttika; iman iIe küfürden, ibadet iIe isyandan, füyüzat-ı iIahi ve rabıta iIe de gafIetten muhafaza etmek manasınadır.
✦ Kâinatı saran karanIığı kaIdırma zamanı geIip de, ezeIî hüküm icâbı ins ü cinnin nebîsi, Habîbü Rabbi’I-ÂIemin Kur’ân-ı Kerim’Ie gönderiIip âIeme safâ verdiği gibi o ResûIuIIâh’ın hususî yaratıImış vârisIeri de, iIâ yevmi’I-kıyam devam edecek oIan dîn-i mübîni, binIerce beIâya katIanarak yıImadan yürütecekIer.
✦ KaIemsiz taIebe, kurşunsuz avcıya benzer.
✦ Maşayı ateşe koyup çekmekIe ısınmaz, bekIerse ateş gibi oIur, dersIer de böyIedir. Az okumaktan istifade o kadar oIur.
✦ Meyve veren ağaca kuru deniImediği gibi, eseri devam eden zevata da öIü denmez.
✦ Râbıtaya ehiI oImayanIara iIim öğretmek harâminin eIine kıIıç vermek gibidir. Fuyûzât-ı iIâhiden mahrum oIdukIarından öğrendikIeri iImi dünya menfaatine âIet ederIer.
✦ Rütbesi yüce oIan kimseIerin, kendiIerinde cemaI sıfatı gaIip oIduğundan kafir ve asiIere heIak değiI, hidayet diIer. EhI-i küfrün kâffeten heIak oIup cehenneme gitmesinde fayda yoktur. Enbiya-yı mürseIîn insanIarın hidayeti için gönderiIdiIer, heIakı için değiI.
✦ Sahâbi: ResüIuIIah (s.a.v)’in daire-i imkan ve daire-i emkine-i küIIiyenin tamamını kendi Ietaifinden nazar ederek, seyr-i süIûkunu bir anda itmâm ettiği kişi demektir.
✦ Sihir, insanın nefsindeki habâseti, başka bir habâsete bağIayarak, bir başkasına havâIe etmektir.
✦ SüIeyman aIeyhisseIâm, YaInız başına bir orduyu mağIup etmek ne kadar zor ise, nefs-i emmâreyi mağIup etmek ondan daha zordur“ buyurduIar.
✦ Tarîk-i Nakşî; rabıta yoIu, enbiya ve mürseIîn yoIu, ârifIer, kâmiIIer, sıddîkIar yoIudur. Tarîk-i müşahede ve tarîk-i şühuddur.
✦ Tırnağını şu dünyaya değişmediğimiz bir evIâdımız için, küre-i arzın aItı üstüne geIse, bir şey Iâzım geImez.
✦ Varis-i Muhammedî ve sahib-i zamanın sonuncusu, sâdât-ı kiramdan oIup bu devIet Türkiye’ye ihsan oIunmuştur. İmam-ı Rabbanî (k.s.) Hindistan’da, Hz. Şah-ı Nakşibend ve MevIana Siracüddin Buhara’da, son sahib-i zaman da Türkiye’de zuhur etmiştir. CümIesi sâdâttan (aItun siIsiIeden) oIup bu tarik-i âIinin yüceIiğine şehadet eder. Irk ve miIIiyet gözetmeden Hindistan, Pakistan ve Buhara’dan emanet-i kübra, iIahi irade icabı Türkiye’ye intikaI etmiştir.
✦ Yâ Rabbî! Dünyayı kaIbime koyma, eIimden de aIma.
İnşallah sözleriyle istifade edip hayatımıza çeki düzen verenlerden oluruz. Hatırlamadığımız, unuttuğumuz sözlerini yorumda yazarsanız Ümmeti Muhammed’in faydasına sunmuş oluruz. Sağlıcakla kalın vesselam.
 

“Her kim (Allahu Te’ala’ya ait) bu isimlerle dua ederse Allah onun duasını kabyeminul eder.

“Her kim (Allahu Te’ala’ya ait) bu isimlerle dua ederse Allah onun duasını kabyeminul eder.
Beni hak ile gönderen Zata ederim ki, kişi bu isimlerle demir bloklar’ üzerine dua edecek olsa elbette onlar Allah’ın izniyle erirler
Eğer onlarla akan bir su üzerine dua edecek olsa Allah’ın izniyle elbette o su sakinleşir (donar kalır da o kişi üzerinden rahatça geçebilir).
Beni hak ile gönderen Zata yemin ederim ki, şüphesiz açlık ve susuzluk bir kişiyi (güçsüzlük raddesıne) ulaştırsa da sonra o kişi bu isimlerle dua etse Allah-u Teala onu yedirir ve içirir.
Eğer kişi gitmek istediği yerle arasında (engel) bulunan bir daga karşı bu isimlerle dua edecek olsa, Allah-u Teala ona dağın zor geçidini yumuşatır da o şahıs istediği yere (kolayca) gidebilir.
Eğer bu duayı aklını kaybetmiş birinin üzerine okursa, o kişi delilik halinden ayılır.
Eğer bunu çocuğu(nu doğurmak) kendisine zor gelen bir kadın üzerine okursa Allah-u Teala ona kolaylık verir.
Eğer bir adam, içinde evinin bulunduğu şehir yanarken bu duayı okursa Allah-u Teala onu kurtarır da evi yanmaz.
Bir kişi cuma gecelerinden kırk gece boyunca (bu isimlerle) dua ederse Allah-u Teâlâ onun için Allah-u Azze ve Celle ile kendisi arasında bulunan (kimsenin bilmediği günah)ları bağışlar.
– O kişiyle insanlar arasında olan günahlar’ da (helalleşmeye çalışıp helallik alamadığı kul haklarını da) mağfiret eder.
Beni hak ile gönderen Zata yemin ederim ki, kim bu dua ile duada hulunursa Allah-u Teala dünyanın bütün dertlerini ondan açar.
Eğer bir adam (bu isimlerle) zalim bir sultana beddua edecek olsa elbette Allâh-u Teala o kişiyi onun zulmünden halas eder (kurtarır).
Her kim uyuyacagı vakit bu isimlerle dua ederse Allih-u Teala o isimlerden herbirine mukabil kendisine yetmiş bin (bir rivayet yedi yüz bin) melek gönderir ki onlar (günahlannın bağışlanması için istiğfar ederler, ona dua ederler ve) bazen onun için sevaplar yazarlar, bazen günahların: ondan silerler ve Sür’a üfürülecegi güne kadar onun derecelerini yükseltirler.
Bu müjdeleri duyan Selmin (r.a): Ya Rasulullah! Allah bu isimleri okuyana bunca Sevabı verecek öyle mi?” diye sorunca Rasulüllah (S.A.V): “Evet Ey Selman! Ben sizin diger faziletli amelleri bırakıp sadece bununla yetinmenizden korkmasaydmı, elbette sana bu anlatılanlardan daha acayip müjdeler açıklardım” buyurdu.
Bunun üzerine Selman r.a. “Ya Rasulallah! Bize bu isimleri oğret” deyince
RasulAllah Sallallahu aleyhi ve sellem;
Şüphesiz Sen hiç ölmeyecek Hayy’sın (dirisin).
Aciz bırakılamayacak bir Hâlik’sın (yaratıcısın).
Mağlup edilemeyen bir Galib’sin.
Neyin ne olduğunda hiç şüphelenmeyen bir Basirsin (görücüsün).
Duyduklarında hiç şüphe etmeyen bir Semi’sin (işiticisin).
Asla ezilemeyen bir Kahharsın (ezicisin).
Hiç tükenmeyecek bir Ebedisin (sonsuzsun).
Uzak olmayan bir Karib’sin (yakınsın).
Kaybolmayan bir Şahid’sin (her şeyin tanığı»).
Zıttına gidilemeyen bir ilah’sın (Kendisine tapılmayı hak edensin).
Zulme ugratılamayacak bir Kahir (ezici güç sahibi)sin
Yedirilemeyen bir Samed’sin (ihtiyaçsızsın).
Hiç uyumayan bir Kayyüm’sun (her şeyi ayakta tutansın).
Görülemeyen bir Muhtecib’sin (nurani hicaplarla örtülüsün).
Haksızliga ugratılamayan bir Cebbarsın (istediğini istedigine zorla yaptıransın).
Hakaret etmek isteyenler tarafından kastedilemeyecek derecede Azim’sin (büyüksün).
Öğretilmeyen bir Alim’sin.
Zayıflamayan bir Kaviy’sin (güçlüsün).
Vasfedilemeyen (nitelenemeyen) bir Cebbarsın (tarif etmeye çalışanları acizliğe mecbur edensin).
Söz bozmayan bir Vefiysin (vefakarsın).
Zulmetmeyen bir Adl’sin (adaletin ta kendisinin).
Fakir olmayan bir Ğaniy’sin (zenginsin).
Tükenmeyen bir Kenz’sin (aranacak bir hazinenin).
Zulmetmeyen bir Hakem’sin (doğru hüküm verensin).
Kahredilemeyen bir Meni’sin (ulaşılamayansın).
İnkar edilemeyen bir Marüf’sun (sıfatlarıyla bilinensin).
Hakir görülemeyen bir Vekilsin (küçümsenemeyecek şekilde kullarının işlerini yönetensin).
Istişire edilemeyen bir Vitr’sin (kimsenin Kendisine ulaşıp istişare edemeyeceği kadar teksin).
Istişare etmeyen bir Ferd’sin (kimseye danışma ihtiyacı duymayan tek varlık»).
Bıkmayan ve geri çevirmeyen bir Vehhabsın (vermekten usanmayıp bolca nimet verensin).
Gaflet etmeyen bir Seri’sin (istediğin işi çarçabuk görensin).
Cimrilik etmeyen bir Cevad’sın (cömertsin),
Cehalet etmeyen bir Alim’sin (ziyade bilensnin).
Gafil olmayan bir Hafız’sın (korumak istediklerini boş bırakmayan bir koruyucusun).
(Duaları kabul etmekten) bıkmayan bir Mücib’sin (kabul edicisin).
Yok olmayan bir Daim’sin (süreklisin).
Eskimeyen bir Baki’sin (sonsuzsun).
Kendisine benzenilemeyen Vahid’sin (birsin).
Çekişilemeyen Muktedir’sin (güç sahibisin),
Vasfedilemeyen (anlatılamayacak derecede) Azim’sin (büyüksün).
Muhalefet edilemeyen bir Vekilsin (bütün işler kendisine ısmarlanan Zat’sin).
Dua’nın Arapçası ve Okunuşu
‎بسم الله الرحمن الرحيم
‎اللهم صل على محمد وآل محمد الطيبين الطاهرين
Bismillahirrahmanirrahim
Allahumme salli ala muhammedin ve ali muhammed tayyibinet tahirin
‎اللّهمّ إنّك حيّ لا تموت و مقتدر لا تنازع وعظيم لا توصف ووكيل لا تخالف وولي لا تسأم وغنيّ لاp تنازع
‎يا كريم يا كريم يا كريم، الجواد المكرم، يا قدير المجيب المتعال، يا جليل الجليل المتجلل، يا سلام المؤمن المهيمن العزيز الوهّاب، الجبّار المتجبّر، يا طاهر الطهر المتطهّر، يا قادر القادر المقتدر، يا عزيز المعزّ المتعزّز، سبحانك إنّي كنت من الظالمين
Allahumme inneke ente hayyul la yemut ve mugtedirun la tunezeu ve azimun la tusafu vekilun tuhalefun veliyyun la tes’emu ve ğaniyyun la tenazeu ya kerimu ya kerimu ya kerimul cevadul mukrim ya gadirul mucibul müteali ya celilul celilul mutecellu ya selamul mu’minul muheyminul azizul vehhabul cebbarul mutecebbiru ya tahirut tuhrul mutetahhir ya gadirul gadirul mugtedir ya azizul muizzul muteazzi Subhaneke inni kuntu minez zalimin
‎اللهم إني أسألك و لا أسأل غيرك و أرغب إليك ولا أرغب إلى غيرك أسألك يا أمان الخائفين و جار المستجيرين أنت الفتاح ذو الخيرات مقيل العثرات ماحي السيئات و كاتب الحسنات و رافع الدرجات أسألك بأفضل المسائل كلها و أنجحها التي لا ينبغي للعباد أن يسألوك إلا بها يا الله يا رحمان و بأسمائك الحسنى و أمثالك العليا و نعمك التي لا تحصى و بأكرم أسمائك عليك و أحبها إليك و أشرفها عندك منزلة و أقربها منك وسيلة وأجزلها مبلغا و أسرعها منك إجابة و باسمك المخزون الجليل الأجل العظيم الذي تحبه و ترضاه و ترضى عن من دعاك به فاستجبت دعائه و حق عليك ألا تحرم سائلك و بكل اسم هو لك في التوراة و الإنجيل و الزبور و الفرقان و بكل اسم هو لك علمته أحدا من خلقك أو لم تعلمه أحدا و بكل اسم دعاك به حملة عرشك و ملائكتك و أصفياؤك من خلقك و بحق السائلين لك و الراغبين إليك و المتعوذين بك و المتضرعين لديك و بحق كل عبد متعبد لك في بر أو بحر أو سهل أو جبل أدعوك دعاء من قد اشتدت فاقته و عظم جرمه و أشرف على الهلكة و ضعفت قوته و من لا يثق بشي‏ء من عمله و لا يجد لذنبه غافرا غيرك و لا لسعيه سواك هربت منك إليك معترفا غير مستنكف و لا مستكبر عن عبادتك يا أنس كل فقير مستجير أسألك بأنك أنت الله لا إله إلا أنت الحنان المنان بديع السماوات و الأرض ذو الجلال و الإكرام عالم الغيب و الشهادة الرحمن الرحيم أنت الرب و أنا العبد و أنت المالك و أنا المملوك و أنت العزيز و أنا الذليل و أنت الغني و أنا الفقير و أنت الحي و أنا الميت و أنت الباقي و أنا الفاني و أنت المحسن و أنا المسي‏ء و أنت الغفور و أنا المذنب و أنت الرحيم و أنا الخاطي و أنت الخالق و أنا المخلوق و أنت القوي و أنا الضعيف و أنت المعطي و أنا السائل و أنت الأمين و أنا الخائف و أنت الرازق و أنا المرزوق و أنت أحق من شكوت إليه و استغثت به و رجوته لأنك كم من مذنب قد غفرت له و كم من مسي‏ء قد تجاوزت عنه فاغفر لي.
‎اللهم صل على محمد وآل محمد الطيبين الطاهرين
Allahumme inni es’elüke ve la es’elu ğayrek ve erğabu ileyke vela erğabu ila ğayrik ve es’elüke, amenel hâ’ifin ve carel mustecirin, el fettahe ilal hayrat mugilel asarat mumhiyes seyyiet kâtibel hasenat râfiad derecat, Es’elüke bi’efdalil meseili kulliha ve azamiha ve encahihal llezi la yenbeği lilabdi en yes’elüke illa biha, ya allahu rahman, ve es’maikel husni ve bi emsalikel ula ve nimetikel leti la tuhsa bi ekremi es’maike aleyke ve ehabbiha ileyke ve eşrafiha indeke menzilete ve agrabiha minke vesilete ve eczaliha minke sevabe ve esra’iha minke icabete ve bismikel meknunil mahzunil celilil ecellil azimil azamellezi tuhibbuhu ve terda ammen deake bih ve testecibu lehu dua’ehu ve hagga aleyke en la tahrime se’ileke bikullismi leke fit tevratil incili vez zeburu vel furgani ve bikullismi huve leke allemtehu ehade min halgıke ev tuallimhu ehade ve bikullismi deake bih hameletu arşike ve melaiketuke ve esfiya’uke min halgike ve bihaggıs sâ’iline aleyke ver rağibine ileyke vel muavvizine bike vel mutedarri’ine ileyke ve bi haggı kulli abdin muteabbidin leke fi berrin ev bahri ev sehli ev cebeli, ve ed’uke dua’e men gadiş’teddet fegatuh ve azume curmuh ve eşref alel heleketi ve daufet gurratuh ve men la yesigu bi şey’im amelih ve la yecidu lifagatih ve la lizenbih ğafira ğayrek ve la musteğasan sivak, harabtu ileyke muterifan ğayre mustenkifin vela mustekbir an ibadetik, bâisun fagirun mustecirun, ve es’elüke bi enneke ente allahullezi la ilahe illa entel hannanu mennanu bedius semavati vel ardı zul celali vel ikram alimul ğaybi veş şehadetir rahmanur rahim, enter rabbü ve enel abdü,ve entel mâliku ve enel memluk, ve entel azizu ve enez zelil, ve entel ğaniyyu ve enel fagir, ve entel hayyu ve enel meyyit, ve entel bâgi ve enel fâni, ve entel muhsinu ve enel musi’u, ve entel ğafuru ve enel muznib, ve enter rahmanu ve enel hâ’tıu, ve entel hâlifu ve enel mahlug, ve entel gaviyyu ve ened daifu ve entel mu’ti ve enes sâilu,ve entel aminu ve enel hâif, ve enter rezzagu ve enel merzug ve entel ehaggu men şekevtu ileyhi vestantu bihi es’eltuh ve recevtuh lienneke kem min muznibin gad ğaferte lehu ve kem musiyyin gad tecavezte anhu fağfirli ve tecavez anni ya erhamer rahimin
Allahumme salli ala muhammedin ve ali muhammed tayyibinet tahirin

Fotoğraf açıklaması yok.