26 Kasım 2019 Salı

ZEYTİNYAĞI Ile BİRLEŞEN TAŞKÖPRÜ SARIMSAĞI BEL FITIĞINA ÇARE OLUYOR..!

ZEYTİNYAĞI Ile BİRLEŞEN TAŞKÖPRÜ SARIMSAĞI BEL FITIĞINA ÇARE OLUYOR..!
Sarımsak yüz yıllardır gerek baharat olarak gerekse tıbbi açıdan ilaç sanayisinde kullanılmış, dünyanın her yerinde sevilerek kullanılan şifa dolu bir besindir.
Sarımsak antiseptik özelliği sayesinde kansere karşı, bel fıtığı tedavisinde, saç ve cilt bakımında, zehirlenmelere karşı, zayıflama amacıyla ve daha pek çok hastalığın tedavisinde kullanımı yaygındır. Zeytinyağı da aynı şekilde l bir zararı olmayan (aşırı tüketimi hariç), aksine dünyanın her yerinde defalarca kez faydaları kanıtlanmış, bilinen ve bilinmeyen bir çok hastalığa şifa olan besindir.
Kendine Has Özellikleri Olan Taş Köprü Sarımsağı Hakkında Bilgi
Taşköprü sarımsağı sadece Kastamonu ili Taşköprü ilçesinde yetişen, adını da bu ilçeden almış çok meşhur, faydalı ve kendine has özellikleri olan sarımsak çeşididir.
Taş köprü sarımsağının fiyatı piyasada kilosu 30 liradan başlayarak 50 TL’ye kadar satışı yapılmaktadır. Farklı bir sarımsak çeşidi olan siyah sarımsağın faydaları için bknz: Kokusuz Siyah (Kara) Fermente Sarımsak
Kastamonu ilinin Taşköprü ilçesi ülkemizde sarımsak yetiştiriciliğinin en yoğun yapıldığı yerdir. Taş köprü sarımsağının raf ömrü uzun, ayrıca kokusu ve tadı da çok keskindir. Taşköprü sarımsağı yurdun başka yerlerinde yetiştirilmeye çalışılmış ancak Taşköprü ilçesinin toprağında yetişen sarımsağın lezzetini, tadını yani özelliklerini alamamıştır.
Taşköprü sarımsağının büyük bir kısmı ilaç fabrikalarında antibiyotik ilaç imalatı için kullanılmaktadır. Soğuk hava depolarına ihtiyaç duyulmadan 1 yıl kadar raf ömrü vardır.
Bel fıtığı hastalığına çare olarak şifa dolu bir kür paylaşıyoruz.
Yetişkin insanların %80’ni hayatlarının belirli bir döneminde bel fıtığı hastalığı ile karşılaşırlar. Bel fıtığı her yaşta rastlanabileceği gibi genellikle 30 ila 60 yaş arasında yoğun olarak karşımıza çıkar. Hareketsizlik, sigara içmek, meslek hastalıkları, kontrolsüz ani hareketler ve aşırı kilo gibi.çeşitli nedenlere bağlı olarak bel fıtığına yakalanmak mümkün.
Bunun için gerekenler sadece; * 250 gram taşköprü sarımsağı * 2 yemek kaşığı kadar hakiki zeytinyağı
Yapılışı:
Sarımsakların kabuklarını soyarak buharda 15-20 dakika kadar bekletin. Sarımsaklar buharda bekleyince yumuşayacaktır mYumuşayınca sarımsakları iyice ezin ve zeytinyağı ile karıştırın. Tülbent içerisine hazırlanan bu karışımı yayın ve bel bölgesinin üzerine tülbenti sararak bağlayın. Üzerini naylon yada streç film ile sarın. Ortalama 1 hafta kadar bu şekilde bekleteceksiniz.Karışımın dışarı kıyafetinize taşmaması ve kokusunun kimseyi rahatsız etmemesi için çok sağlam sarmanız gerekir. 1 hafta geçtikten sonra tülbenti çıkarabilirsiniz. İnşallah bu yöntem size şifa olacaktır. Zeytinyağı ve taşköprü.
Alıntı

Kişilerde spermada genetik pozğunlukta Çobançökerten bitkisinden bir tutam bir bardak suda 5 dak.kaynatıp içilmeli. Ardından keçibuynuzu pekmezi günde 4-5 defa iki kaşık hesabı ile için.


Tehran Turqutlu - Alternatif tıp
SİNİR ZAYIFLIĞINA İYİ GELEN KÜR.
Bir bardaq süte bir yumurta ve bir ortaboylu muz katın.Mikseri çalıştırın .Süt muz ve yumurta iyice karıştıkran sonra tüketin.
Günde bir defa bir gün hazırlanıp tüketilecek .bir gün içilmeyecek.Yani bir gün tüketilecek.bir gün tüketilmeyecek.
her hazırlananda taze hazırlanıp tüketilecek

KANTARON YAĞININ FAYDALARI

KANTARON YAĞININ FAYDALARI
1. Kantaron yağı antiseptik özelliğinden dolayı yani mikropları öldürme özelliğinden dolayı yaralardaki mikrop oluşumunu ve iltihap kapmasını önler.
2. Kantaron yağını bal ile karıştırırsanız, antibiyotik etkisi gösterecektir.
3. Kantaron yağı hücrelerin çok hızlı bir şekilde yenilenmesini sağladığından ciltteki ölü hücrelerden arınmasını sağlayacaktır.
4. Yanıklardan dolayı oluşan ağrıları ve yaraları kapatmakta yardımcı olur. Bununla birlikte güneşten korunmak için de kullanılabilir.
5. Kantaronu kazalarda yaşanan kanamalarda rahatlıkla kullanabilirsiniz. Damar büzme özelliğinden dış kanamaları kolaylıkla durduracaktır. İç kanaları da ağızdan alınan kantaron ile durdurmak mümkündür.
6. Migreni olanlar için de birebirdir. Başınıza kantaron yağı ile masaj yaparak baş ağrılarınızdan kurtulabilirsiniz.
7. Bazı kas ağrılarınıza da iyi gelecektir. Belinizdeki ve sırtınızdaki kas ağrılarına masaj yoluyla yine iyi gelecektir.
8. Bebeklerin pişik olan yerlerine rahatlıkla kullanabilirsiniz. Alerjiler için de su ile kantaronu açarak sürebilirsiniz.
9. Hemoroid hastalığına da iyi geldiği bilinmektedir. Yağı sürerek ve çayını da tüketerek kullanabilirsiniz.
10. İshali kesmeye yardımcıdır.
11. Ameliyat izi dahil tüm yaralara sürülerek hücrelerin hızla yenilenmesini sağlar.
12. Sedef hastalığına iyi geldiği görülmüştür. İlk sürüldüğünde kaşıntı ve kuruma baş gösterse de oldukça fazla toparlamasına yardımcı olmaktadır.
13. Balgam sökmeye yardımcıdır.
14. Kadınların menopoz dönemlerinde olan sıkıntılarına çayı içildiğinde iyi gelmektedir.
15. Yüzünüze de oldukça iyi gelecektir. Pürüzsüzleştirecek ve siyah noktaları, lekeleri ve morlukları iyileştirmekte oldukça etkilidir.
16. Kantaron yağı saç derisine de oldukça iyi gelmektedir. Özellikle saç derisindeki egzama ve döküntüleri iyileştirmede rol oynamaktadır.
17. Depresyona da oldukça faydası vardır. Günde 2-3 bardak içeceğiniz kantaron çayı tüm streslerden rahatlıkla kullanabilirsiniz.
18. Bir pamuk yardımıyla süreceğiniz kantaron yağı oldukça hızlı bir şekilde dudağınızdaki veya vücudunuzun herhangi bir başka yerindeki uçuğa da iyi gelecektir.
19 Sinir sıkışmalarına karşılık oluşan ağrıların giderilmesinde de oldukça faydalıdır. Bunu geçirmek için apruyan yere uzun süre masaj yaparak ağrının giderilmesine yardımcı olabilirsin

Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz’in huzuruna bir adam geldi ve: "Yâ Rasûlallâh! Anam iyice ihtiyarladı. Ben onu kendi ellerimle yediriyor, içiriyor ve sırtımda taşıyorum.. Hâsılı her türlü ihtiyâcını karşılıyorum.. Mükâfâta hak kazandım mı?." dedi. Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz cevâben: “Hayır, bu senin yaptıkların, ananın senin üzerindeki haklarının yüzde birine bile karşılık değildir. Fakat sen, iyilik ediyorsun. Allâh sana bu az iyilik karşılığında çok sevap verir." buyurdular.


TC Ali Tunç - Alternatif tıp
Enerjinizi tüketen şeyler
İstemediğimiz halde görüşmek zorunda olduğumuz kişiler
Evimizdeki ya da ofisimizdeki dağınıklık
Kullanmadığımız halde istiflediğimiz eşyalar
Hayır diyememek!
Affedemediğimiz kişiler!
İstemeyerek yaptığımız işimiz
Kendimize zaman ayıramamak
Negatif duygular; öfke, kıskançlık, üzüntü, nefret, endişe, şüphe
Başkalarının hakkında dedikodu yapmak
Erteleme
Enerji vampirleri (enerjinizi aşağı çeken kişiler)
Her şeyi kontrol etmeye çalışmak!
Saçma sapan şeyler için tartışmak
Sizin kontrolünüz dışındaki şeyler için endişelenmek
Geçmişi çok fazla kafaya takmak
Susuzlukta enerjinin düşmesine sebeplerden birisiymiş. Toksinlerin dışarı atılmasını sağlayarak dokularımızın kuru kalmamasına yardımcı oluyor . Bazen basit bir baş ağrısının sebebi susuzluk olabiliyormuş.
Sürekli başkalarını kontrol etmeye çalışmak
Titreşimi yüksek birinin sahip olduğu özellikler;
Şükretmek
Minnettarlık
Yardımseverlik
Hoş görü
Yaratıcılık
Teşekkür etme
Gülümseme
Sevgi
Neşe
Doğaya uyum
Olanı kabul etme
Bereket
Bu kişiler sadece yakın çevreleri tarafından değil girdikleri her yerde fark edilirler.
Titreşiminiz düşünce;
Bu durumlar düşük titreşim taşıdığı için aynı zamanda da size düşük durumdaki insan ve olayları çekerler.
Kızgınlık
Korku
Endişe
Kin
Hastalık
Keyifsizlik
Bereketsizlik
Enerji düşüklüğü
Tatminsizlik
Bağımlılıklar
Düşük titreşimli birinin yanında bunalma, iç sıkıntısı, gerginlik veya baş ağrısı hissedilir.
Ama bu da daha çok düşük frekanslar tarafından hisedilir daha çok. Çünkü Yüksek frekansa sahip kişiler çevrelerindeki düşük frekanslardan etkilenmezler!
Peki neler yapabiliriz?
Enerjinizi destekleyen ve yükselten kişilerle birarada olun
Meditasyon, dua ve zikirlerden destek alın
Sık sık doğaya çıkın yürüyşler yapın
Ağaçlara, toprağa dokunun
Spirituality and Health Magazine’de yayınlanan bir makalesinde Don Campell, ‘Kalp atışıyla aynı düzeyde ya da daha düşük seviyede tempoya sahip bir müzik, dinleyiciyi daha çok rahatlatırken, kalp atışından daha yüksek tempodaki müzik ise dinleyici üzerinde uyarıcı ve enerji veriici bir etkiye sahiptir’ diye yazmış
– Sizi canlandıracak ve adımlarınızı hızlandıracak müzikler dinleyin.
– Yorucu bir gün sonrası sakinleştirici bir müzik dinleyin.
– Beyin gelişiminizi ve yaratıcılığınızı yükseltmek için Mozart dinleyin.
– Sakin enerji yaratmak için klasik müzik dinleyin diyor.
Ayrıca eski bir kadim bilgi de paylaşmak istiyorum:
Saç ve tırnaklarınızı lavaboya klozete atmayın denir.
Bunlar genetik şifreniz olarak vücuttan ayrıldıktan sonra da sizinle bağ kurar ve titreşiminizi düşürür denilir.
Dedikodu yaptığınızda da yaptığınız kişiyle bağ kurarsınız evren dolanıktır ve düşünceler okyanusunda bu kişiyle de bağ kurarsınız ve bu da düşürür.

*Ebu Dücane (ra); sabah namazlarını Rasûlûllah (sav)'ın arkasında kılmayı adet edinmişti.

*Ebu Dücane (ra); sabah namazlarını Rasûlûllah (sav)'ın arkasında kılmayı adet edinmişti.
Ancak namaz biter-bitmez süratle camiden çıkar giderdi. Bu davranışı Rasûlullah (sav)'ın dikkatini çekmiş olacak ki bir gün Ebu Dücane'yi durdurdu ve
*-Ey Ebu Dücane, Allah'a ihtiyacın yokmudur? (ki dua etmeden çıkıp gidiyorsun)* buyurdu.
Ebu Dücane;
-Allah'a olan ihtiyacım o kadar fazladır ki bir an bile Allah'ı unutmuyorum ya Rasûlallah! dedi.
Rasûlullah (sav):
-O halde niçin namaz bitip Allah'a dua edinceye kadar bizimle kalmadan çekip gidiyorsun?
Ebu Dücane;
*-Ya Rasûlallah, benim Yahudi bir komşum var, bahçesindeki hurma ağacının dalları evimin avlusuna sarkmış. Gece rüzgar esince, hurmaları bahçeme düşmektedir. Küçük çocuklarım aç olarak uyanıp o hurmaları yemeden önce gidip onları topluyor ve sahibi olan Yahudiye veriyorum.
Birgün sabah namazından sonra eve biraz geç gidince, yeni uyanan bir çocuğumun o hurmalardan birini ağzına koyup çiğnediğini gördüm. Parmağımı ağzına sokup dışarı atmasını sağlayınca çocuk ağlamaya başladı. -Ben ona,
*-Allah'ın huzuruna Yahudinin hurmasını çalan bir hırsız olarak çıkmamdan utanmıyor musun ki hurmasını yiyiyorsun? dedim.
Dolayısıyla bu durumun bir daha tekrarlanmaması için namazdan hemen sonra çıkıyorum.
Duruma vakıf olan Hz. Ebu Bekir Yahudiye giderek hurma ağacını satın aldı. Ebu Dücane ve çocuklarına hediye etti.
*Yahudi, Hz. Ebu Bekir'in bu ağacını satın almasının sebebini öğrenince bütün ailesini yanına alarak Rasûlullah (as)'ın huzuruna çıktılar ve ailece müslüman oldular.
Kısa sürede İslam'ın bütün Arap Yarımadası'na ve kıtalara yayılmasının ve 'bölük-bölük' insanların İslam'ı girmelerinin sebebi o günkü müslümanların İslam'ı bu şekilde yaşamalarıydı.
* Onlar İslam'ı az konuşur, çok yaşıyorlardı, biz ise çok konuşmaktan yaşamaya zaman bulamıyoruz.
* Bugünkü zilletimizin sebebi de bu değil midir?
* Allâhım..! Biz müslümanları; Resûlüllahın (sav)'ın ûsve-i hâsene olan (üstün ahlaklı) ümmeti kıl! ÂMİN..

Tesbih Namazı Tesbih namazı tevbenin, istiğfarın en büyüğü ve bütün vücudla yapılanıdır.

Ilim Irfan Deryasi
Tesbih Namazı
Tesbih namazı tevbenin, istiğfarın en büyüğü ve bütün vücudla yapılanıdır.
Hazret-i İkrime'den ve o da Hazret-i İbn-i Abbas'dan rivâyet etmişlerdir ki, Hazret-i Resûlü Ekrem (sallallâhü aleyhi ve sellem) muhterem amcaları Hazret-i Abbas'a hitaben tesbih namazı ile alakalı şöyle buyurmuşlar:
"Ey amca, sana on haslet haber vermekle ikram etmiş olayım ki, onu işlediğin vakit günahının evveli ve âhiri, yenisi ve eskisi, hatâen ve kasten yapılanı, küçüğü ve büyüğü, gizlisi ve aşikâr olanı mağfiret edilmiş olsun..... Muktedir olursan bu tesbih namazını her gün kıl. Her gün kılamazsan ayda bir kere kıl. Onu da yapamazsan senede bir, onu da yapamazsan ömründe bir kere kıl."
Tesbih Namazının Kılınışı
Tesbih namazı 4 rek'attir. Bu namazda 300 defa şu tesbih okunur:
سُبْحَانَ ٱللهِ وَٱلْحَمْدُ ِللهِ وَلاَ اِلٰهَ اِلاَّ ٱللهُ وَٱللهُ اَكْبَرُ
وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِٱللهِ ٱلْعَلِىِّ ٱلْعَظِيمِ
"Sübhaanellaahi velhamdü lillâahi velâa ilâahe illallaahü vellaahü ekber velâa havle velâa kuvvete illâa billâahil aliyyil azıym."
Bu tesbih namaz içinde şöyle okunur:
15 Kere Sübhâneke'den sonra (Fâtiha'dan önce),
10 Zamm-ı sûreden sonra,
10 Rükûda,
10 Rükûdan kalkınca ayakta (kavmede),
10 Birinci secdede,
10 İki secde arasındaki oturmada (celsede),
10 İkinci secdede,
Bu birinci rek'atte okunan tesbihlerin adedi 75'tir. İkinci rek'atte aynı sıralama ile yine 75 defa okunur. Üçüncü ve dördüncü rek'atler de böyle kılınır.
Tesbih namazı, kılınması teşvik edilmiş bir namazdır. Bunu alışkanlık haline getirmek müstehaptır.Tembelllik etmemek lâzımdır.
Kılmasını bilmeyenlerin de istifade etmesi maksadıyla cemaatle de kılınabilir. Cemaatle kılınırsa imam olacak kimse bu namazı kılmayı evvelâ nezrederve namazı kıldırırken tesbihleri her yerde cehrî (sesli) okur. Cemaat ise dinler.

Kadın sadece evinde ve sadece eşi için süslenmelidir. (Ali Eren)

"Kadın efendisinin karşısında güzel elbiselerini giyerek, ziynetlerini takınıp, güzel kokular sürünmeli, lüzum eden tuvaletini yaparak kendisine ve evinin içerisine çeki düzen vermelidir. Bunu evinin içinde yaparak hürmet ve muhabbetini yalnız efendisine ve yalnız yuvasına hasretmelidir. Zira bu hak efendisine aittir."
"Evinde eski, yağlı, kirli ve pis kokulu iş elbiselerini giyerek efendisinin karşısına çıkmamalıdır. Çünkü böyle hallerde kocanın tiksinerek aralarındaki muhabbet ve sevgisinin zail olmasına sebep olur."
"Kadınlar daima süslenecekleri zaman şer'i şerifin tarifi üzere süslenmeli ve bunu da evinin içerisinde yaparak Peygamber Efendimizin menettikleri şeylerden de sakınmalıdır."
"Kadın sadece kocası için olmak üzere kına kullanması yüzüne allık pudra sürmesi, sürme çekmesi ve güzel kokular sürünmesi başlıca ziynetlerindendir. Bunları kullanmasında bir mahzur olmayıp bilakis sevap vardır. Hz. Aişe (r.a.) validemizden buna dair hadis rivayet edilmiştir."
Sokağa çıkan, gezmeye giden kadınların koku sürünerek dışarıya çıkması memnüdur. Güzel kokunun cinsi teheyyüçler üzerindeki tesiri malumdur. Onun için Peygamberimiz (s.a.v.) bir Hadis-i Şeriflerinde:
"Harama bakan her göz, göz zinası yapmış olur. Bir kadın güzel koku sürünüp - erkekler arasından geçerse, yahut erkeklerin bulunduğu yere gelirse, göz zinası günahı kazanır." buyurmuştur.
Peygamberimiz buyuruyorlar ki:
"Cennete muttali oldum (baktım). Gördüm ki, cennet ahalisinin en azını kadınlar teşkil ediyorlar. Bu du*rum karşısında sordum:
- Kadınlar nerede?
Cennet hazini bana şu cevabı verdi:
- Onları, iki kırmızı, yani altın ve boyalı elbiseler cennetten meşgul etti."
Allah'ın Resülü (s.a.v.) bu sözüyle ziynet takılarını ve süslü elbiseleri kasdetmektedirler.
Süs erkeklerin şehvetini harekete geçireceğinden, kadın sa*dece kocası için süslenmeli ve bu süsle asla dışarı çıkmamalıdır. Çünkü süs aynı zamanda güzelliğini ortaya çıkarır. Böylece karı-koca arasında sevgiyi artırır. Kadın endamlı ve güzel olabilir. Buna rağmen yine de süslenmelidir. Temiz ve süslü kadın kocasının gönlünde taht kurar. Kocası nasıl beğeniyorsa evde öyle giyinmelidir. Onun hoşlanmadığı şeylerden şiddetle kaçınmalıdır. Süslenmedeki bir kusuru ko*casının dikkatini çeker ve bunun neticesi olarak başka bir kadına gözü takılırsa, kusurun büyüğü kadına aittir. Süs güzeldir ama, onun aşırısı da kötüdür. Kirlipaslı olmayıp tabi şekilde süslenmelidir. Bir yolculuktan gelecek olan kocasını dağınık bir elbise ile karşılayan kadına karşı kocasının ilgisi de ona göre olacaktır. Akıllı bir kadın asla böyle hareket etmez.
Başka bir hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor:
"Koku sürünüp camiye giden kadın o kokuyu yıkayıp gidermedikçe namazı kabul olunmaz."
Kadının koku sürünmesinin yasaklanmasının sebebi bellidir. Koku, şehveti tahrike vesile olan şeylerdendir.
Mescide giderken haram olan koku; çarşıya, komşuya, pazara giderken de haramdır. Hatta günah bakımından öbüründen daha da büyüktür. İbni Hacer El-Heytemi şöyle demektedir.
"Kadının süslenerek, koku sürünerek evinden dışarı çıkması kocası müsaade etse de büyük günahlardandır."