27 Kasım 2019 Çarşamba

TİMUS BEZİNİN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU OKUYALIM LÜTFEN

TİMUS BEZİNİN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU OKUYALIM LÜTFEN m.ulaş
Timüs bezi bir komuta-eğitim merkezidir. Tiroid bezi tarafından salgılanan T hücreleri yani lenfositlerin; vücut hücreleri ile vücuda zararlı olabilecek yabancı hücreleri ayırt etmeyi öğrendikleri yerdir timüs. Yani bağışıklık sisteminin mikroplarla nasıl savaşacağının organize ve koordine edilmesi timüs bezi salgılarıyla olur.
Lenfositler doğumdan önce ve hemen sonra timüs bezi tarafından meydana getirilmeye başlarlar. Bu sayede doğar doğmaz enfeksiyonlara karşı bir koruma kalkanımız olur. Timüs bezi yaşla birlikte küçülmeye ve fonksiyonlarını da kaybetmeye başlar. Doğumda 15 gr kadar olan timüs, ergenlikte testesteron ve östrojen salınımının artmasıyla birlikte 35 gr ağırlığa kadar ulaşır.
Ergenlik döneminde timüs üzerinde testesteron ve östrojenin eğitilebilmesi için 2 kapsül oluşur. Bu da hem işlev hem de ağırlık olarak timüs bezinin büyüklüğünü etkiler. Eğer bu kapsüller gelişmez ise ilerleyen yaşlarda eğitilemeyen östrojen ve testesteron hücreleri işlevsiz hücrelere dönüşerek kansere zemin hazırlar. Erkelerde kısırlık, prostat ya da testis kanseri; kadınlarda kısırlık, meme ya da rahim kanseri görülebilir.
KANSER RİSKİNİ ORTADAN KALDIRIYOR
Kanserin kuramının formülü üzerine çalışmalar yapan Nobel ödüllü Mc. Farlane Buruner; timüs bezinin işlevleri artırıldığında bedenin her türlü kanserden korunmak ve kurtulmak için büyük bir yetenek kazandığını ve kanser riskini ortadan kaldırdığını ispatlamıştır.
Timüs erişkinlerde 25 gr yaşlılarda ise 6 gr ağırlığına kadar geriler.
Hipofizden salınan endorfin ve serotonin seviyesi timüs bezinin işlevsel olarak devamlılığını etkiler. Endorfin ve seroton timüsü uyararak vücut için mutluluk, iç huzur, denge ve sakinlik getirir. Aynı zamanda gülümsemek timüs bezini güçlendirir. Bununla birlikte 2009 yılında yapılan bir çalışmada çinkonun yaşla birlikte vücutta azalmasına bağlı olarak timüs fonksiyonlarını ve timüsten salınan T hücrelerinin bozulmasına neden olduğu bulunmuştur.
AŞIRI SİNİRLİ, AŞIRI ALINGANSANIZ...
Stres çağımızın hastalığı olarak nitelendirilmeye devam ettikçe serotonin, endorfin salınımı düşecek, gülümseme hayatımızdan silinecek. Böyle durumlarda ilk etkilenen organımız da timüs olacak kuşkusuz. Kaygı seviyesi düşük ve stresten uzak olan yaşlılarda yapılan çalışmalarda timüs büyüklüğünün erişkin dönemdeki boyutunda bulduğu bulunmuş.
Hayattan zevk almama, aşırı sinirlilik, duygu durumunda ani değişiklikler, olaylar karşısında aşırı alınganlık ve hasssaiyet timüsün aktivitesindeki bozulmaların habercisidir. Bu nedenle timüs üzerine uygulanabilecek 8 şeklindeki masaj ya da darbeleme, dilin damağa değdirilmesi ile timüsü dışardan uyarmak mümkün.
REFLEKS TERAPİYİ DENEYİN
Aynı zamanda Refleks Terapi yöntemi ile timüs üzerine yapılan çalışmalar da timüs fonksiyonları üzerinde olumlu sonuçlar sağlamaktadır. Hatta evde her gün 10 dakika zamanınızı ayırarak yapacağınız basit dokunuşlar ile timüsü uyarıp aktivasyonunu daha uzun süre koruyabilirsiniz. Tabi ki bol bol gülmek en kolay yöntemlerden bir tanesidir.
Kanserden, stresten korkmayın, asıl timüsüm küçülmüş müdür diye korkun! Timüsün işlevini artırmak, kanserden korunmak, bağışıklılığı destekleyip devamlılığını sağlamak, stresten arınmak için ise Refleks Terapi’yi hayatınıza katın.”ALINTI

Hpv ziğillerinizden sarımsak ezin sürün bir gün sarımsak bir gün kırmızı kantaron yağı sürün yok olana dek kurtulun şifa olsun m. ulaş


Mustafa Ulaş
EBV VİRÜSÜNÜZDEN KURTULUN TIP ÇARESİZ m.ulaş
Gün boyu akşama kadar 1 çay kaşığı gümüşsuyu 6 defa ayrı ayrı saatlerini güne yayın verin ağzında tutsun. sonra yavaş yavaş yutsun. üzerine 30 dakika yiyip içmesin 30 gün devam edin geçer. EBV virüsünüz den kurtulursunuz merak etmeyin. Yoksa hayatınız zehir olur saygılar şifa olsun m.ulaş

Mars'taki şehir

YÖRÜNGEMİZDEKİ GİZEMLİ CİSİM [Kime ait? Nereden geldi?]

26 Kasım 2019 Salı

BEYİN ÖLÜMÜ YALANDIR !!

llanılırsa, mes’uliyeti alan kimseye aittir.”... [Ali Erol, Hatıratım, s. 43]........Organ nakli


Mehmet Panaz
llanılırsa, mes’uliyeti alan kimseye aittir.”... [Ali Erol, Hatıratım, s. 43]........Organ nakli / bağışı(!) hususunda yapılan fıkhî çalışmalardan çıkan sonuçları şu şekilde özetlememiz mümkündür:
1. İnsanın kendi bünyesinden bir parçayı başka bir yere nakletmek caizdir. Bu tedavinin, daha ağır bir zarar oluşturmama şartı vardır. Meselâ, koldaki bir ârızayı gidermek için ayağından nakil yaparken, ayağın felç olmasına sebep olma gibi bir durum olmamalıdır.
2. Bir insandan başka bir insana nakil yaparken yenilenen parçalar nakledilebilir. Kan yenilenen bir parça olduğu için nakli caizdir. Verenin bağış yapma ehliyetine haiz olması gerekir.
3. Yaşayan bir insandan organ almak, o organın alınması ile verene eksiklik getirecek bir alma ise bu haramdır. Yedeği bulunan bir organ ise, birinin alınması hususunda fakihler arasında farklı görüşler vardır.
4. Ölümü gerçekleşmiş bir insandan diriye nakil yapmak ise vârislerin izni veya ölmeden önce kişinin bunu vasiyet etmesi ile mümkündür.
5. Bütün bu muâmelelerin hiç birinde ticârî bir işlem bulunmamalıdır. İnsan üzerinden ticaret haramdır. Sadece tıbben gereken masraflar karşılanabilir, çünkü insan organına değer takdir edilemez. Bununla beraber organ nakli yapılmadığı takdirde, ikinci şahıs için hayatî tehlike söz konusu ise, alıcının satın alması caizdir. Bu satıştan doğacak günah, organı satana aittir. [Muhammed Vefâ, Bey'u’l-A'yâni’l-Muharrame, s. 110-113]
Alıntı H.bozkurt.

VÂKIA SÛRESİ’NİN ESRÂRI Osman bin Affan (radıyallâhü anh), Abdullah ibn-i Mesûd Hazretlerini ziyâret etmiş ve onu ölüme götüren hastalığında aralarında şu konuşma geçmişti: Hazret-i Osman (radıyallâhü anh): “Bir şikâyetin var mı?” diye sordu. İbn-i Mesûd (radıyallâhu anh): “Günahlarımdan şikâyetçiyim.” “İstediğin bir şey var mı?” “Rabbimin rahmetini istiyorum.” “Senin için bir doktor çağırmamı ister misin?” “Bana hastalığı veren zaten doktordur.” (Yani Allâhü Teâlâ’dır.) “Sana tahsis edilen maaşın verilmesini emredeyim mi?” “Hayatta iken almadığım şeye ölüm ânında da ihtiyacım yoktur.” “Kızların için verilmeye devam etsin bari.” “Kızlarımın fakîr düşmesinden mi korkuyorsun? Ben ümit ediyorum ki onlara ebedî olarak fakirlik isâbet etmez. Muhakkak ben kızlarıma her gece Vâkıa Sûresi’ni okumalarını emrettim. Çünkü Resûlullah Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu işitmiştim: “Kim Vâkıa Sûresi’ni her gece okursa ona ebedî olarak fakirlik isâbet etmez.” (Mirkâtü’l-Mefâtîh)

Görüntünün olası içeriği: yazı