Hasan Bozkurt ---------- Bir zat tam 300 sene ibadet ediyor ve peygamber efendimiz o zatı cennet ile müjdeliyor. Fakat Cebrail as gelerek “ya rasullallah! Onun bir dirhem zekat borcu ve üç günlük ömrü var. O şu anda cehennemliktir.” Diye haber veriyor. Daha sonra bu zat bir dirhemden fazlaca malının tamamını zekat olarak veriyor ve üç gün sonra vefat ediyor. Peygamber efendimiz cenazesine teşrif ediyor. Bir müddet sonra takkesini çıkartıyor. Biraz zaman geçtikten sonra nalinlerini çıkartıyor. Daha sonra kabre koyarken tebessüm ediyor. Bu hal ashabı kiramın dikkatini çekiyor, peygamber efendimize “ya Rasulallah, niçin takkenizi çıkardınız?” diyorlar. Peygamber efendimiz “ey ashabım! O kadar çok rahmet yağıyordu ki ondan istifade edebilmek için takkemi çıkardım.” Buyuruyor. Yine ashab-ı kiram “niçin nalinlerinizi çıkardınız?” peygamber efendimiz “o kadar çok melek geldi ki onların kanatlarını kırmamak için çıkardım.” Buyuruyor. Yine ashab-ı kiram “ya Rasulallah! Kabrin başına geldiğiniz zaman niçin tebessüm ettiniz?” diorlar, peygamber efendimiz “ey ashabım! O zatın mezarına baktığım zaman, onun çok büyük bir mertebesi olduğunu gördüm, onun için tebessüm ettim.” Buyuruyor. İşte o kimse bir dirhem zekat borcunu ödemese cehenneme gidecekken zekatını tam vermesi sebebiyle böyle mükafatlara nail oluyor. Hz Allah cümlemize böyle mükafatlar nasip etsin....http://sohbetdefterim.blogspot.com/2010/07/zekat.html
“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
5 Ocak 2020 Pazar
BAL TEFSİRİ .............. Hazreti Ali efendimiz bir gün hastalandı. Hazreti Ebû Bekr, Hz Ömer, Hz Osmân ra . Hz Ali hastalandı bizin üzerimize hasta ziyareti lazım oldu dediler. Hz Ali efendimizin k
- BAL TEFSİRİ .............. Hazreti Ali efendimiz bir gün hastalandı. Hazreti Ebû Bekr, Hz Ömer, Hz Osmân ra . Hz Ali hastalandı bizin üzerimize hasta ziyareti lazım oldu dediler. Hz Ali efendimizin kapısına geldiler. Onların ziyaretinden ötürü Hazreti Ali efendimiz hastalığında hafiflik gördü. Onların ziyretinde büyük bir sevinç ve ferahlık duydu. Hz Ali efendimizin cömertlik denizi dalgalandı. Evine gidi. Hiç bir şey bulamadı. Ancak bir kişiye yetecek bir tasın içinde biraz bal buldu. O tas bembeyaz çok nurani idi. içindede siyah bir kıl vardı. Hazreti Ebû Bekr radıyallahü anh buyurdu ki: Biz konuşmadan evvel baldan misâl getirmeyince yemek layık değildir!!!. Onlarda sen bizim azizimiz en değerlimiz ve en efendimizsin dediler. Mübarekler tevazuu sahibi tabiki. Kendileri Ebâ Bekr Sıddîk buyurdu ki: Dîn-i Celil-i İslâm bu tasdan münevverdir. İmân, Allah cc anmak baldan tatlıdır. Dînin hükmü, efendimizin etirdiği islam dinide kıldan incedir. Hazreti Ömer radıyallahü anh buyurdu ki: Cennet bu tasdan daha çok münevverdir. Cennetin nimetleride bu baldan daha çok tatlıdır. o halde Sırat köprüsüde bu kıldan incedir. Hz.Osmân radıyallahü anh buyurdu ki: Kur’ân-ı azîmüşşân bu tasdan daha nuranidir, münevverdir. Kur’ân-ı Kerîm okumak baldan tatlıdır. Kur’ân-ı Kerîmin tefsîri kıldan incedir, tatlıdır. Hazret-i Alî radıyallahü anh buyurdu ki: Müsâfir bu tasdan münevverdir ve nurludur. Müsâfirin sözleride bu baldan daha tatlıdır. Müsâfirin sözleri bu baldan daha tatlıdır, misafirin kalbi bu kıldan daha incedir. Allahü Teala hazretleri bizim kalplerimizi irfanın nuruyla nurlandırsın. Bizi ve sizi Kur'an-ı Kerimiz sırrına kavuştursun. SON NEFES VE SON NEFES DAHİL İMAN'I KAMİLDEN AYIRMASIN..Amin, Ya Allah Ya Rahman...RÛHUL-BEYAN TEFSİRİ - CİLT 13 - SHF 541
İmam Ebu Hafs hazretleri demiştir ki, “Bir adam Rabbine elli yıl ibadet etse, sonra nevrûz (yılbaşı) geldiğinde, o günü kutlamak için şirk yapanlardan birine bir hediye gönderse kâfir olur“. (Bezzâziye VI/333;
H.Ş : Âhiret için yapılan işler, dünyaya hiç zarar vermez.
3 OCAK 630...MEKKE-İ MÜKERREMENİN FETHİ....."Mekke-i Mükerreme’nin fethi için, Hicret’in 8’inci yılında Ramazan ayı başlarında (ramazandan iki gece geçince), Medîne-i Münevvere’de
Hasan Bozkurt
3 OCAK 630...MEKKE-İ MÜKERREMENİN FETHİ....."Mekke-i Mükerreme’nin fethi için, Hicret’in 8’inci yılında Ramazan ayı başlarında (ramazandan iki gece geçince), Medîne-i Münevvere’den Mekke’ye doğru yola çıkıldı. Ramazân-ı Şerif’in 13’üncü günü fethedildi. 8’inci Hicrî yılın Ramazan ayının 1’inci günü, Milâdî 22 Aralık 629 Cuma gününe tekabül etmektedir. Ramazân-ı Şerif’ten 2 gece geçtikten sonra Medîne’den ayrılındığına ve günün gecesi gündüzünden önce geldiğine göre, cumartesi gündüzün yola çıkılmış oluyor. Hicrî 13 Ramazan 8 senesinin karşılığı da, Milâdî 3 Ocak 630 Çarşamba günü olduğuna nazaran, Mekke-i Mükerreme’nin fethi, bugüne kadar bilinegelen 31 aralık veya 1 Ocak, 11 Ocak günü değil, 3 Ocak günüdür." (*)
(*) KAYNAKLAR:
1) Vakıdî, Megâzî, 1, 6; Adurrazzak, Musannef, 5, 373-374; İbn Sa'd, Tabakat, 2, 134-138.
2) Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1, 276 - 3, 87 - 6, 342.
3) Halebî, İnsânü'l-Uyûn, 3, 27.
4) Belâzürî, Ensâbü'l-Eşref, 1, 353.
5) Hâkim, Müstedrek, 3, 43.
(*) KAYNAKLAR:
1) Vakıdî, Megâzî, 1, 6; Adurrazzak, Musannef, 5, 373-374; İbn Sa'd, Tabakat, 2, 134-138.
2) Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1, 276 - 3, 87 - 6, 342.
3) Halebî, İnsânü'l-Uyûn, 3, 27.
4) Belâzürî, Ensâbü'l-Eşref, 1, 353.
5) Hâkim, Müstedrek, 3, 43.
Rafızî'nin cüheminin, kaderenin müşebbehenin ve Kur'ân yaratılmıştır, diyenin arkasında, namaz kılmak caiz değildir.
Hasan Bozkurt .............“Ashâb-ı kirâmın cümlesini sevenler, Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’tandır. Bir kısımnı sevmeyenlere Râfızî denir. İmam Ali Hazretlerini (r.a.) sevmeyenlere Havâric denilmiş… Bu, kazıyye-i muhkeme (tam, sağlam, kesin hüküm) haline gelmiş ve zaman hükmünü icra etmiştir (gerekeni yerine getirmiş, bu böyle kabul edilegelmiştir).” [Ali Erol, Hatıratım, s. 79] ...Ashab-ı kiramdan muayyen şahıs-zât olarak Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Âişe (r.anhum) validemizi sevmemek Ehl-i Sünnet akîdesiyle bağdaşmaz. İsimleri zikrolunan zevat-ı kiramın kim oldukları, manevi derece ve mertebelerinin ne denli yüksek olduğu hemen her Müslümanca mâlumdur. Sözünü ettiğiniz kişilerin, üstüne üstlük bir de Humeynî gibi bid'at ve dalâlet ehli birilerine muhabbet -tabiri caizse- işin tuzu-biberi, meselenin bam teli gibidir. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.), “Kişi sevdiğilme beraberdir” buyurmuşlardır. (Ehl-i Sünnet’in alâmetleri; Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer’i tafdîl / üstün görme) ve hubbü’l-hateneyn, (Hz. Osman ve Hz. Ali’yi de sevmek) ve meshun ale’-huffeyn (mest üzerine mesh etmektir.”
H.Ş : Ümmetim arasında râfızî denilen kimseler meydana gelecektir. Bunlar İslâm dîninden ayrılacaklardır.
Hasan Bozkurt ........Ümmetim arasında râfızî denilen kimseler meydana gelecektir. Bunlar İslâm dîninden ayrılacaklardır. (Hadîs-i şerîf-Mir'ât-ı Kâinât)
Peygamberimiz sav. Başını öne eğerek Kâbe'ye karşı hürmetini ve Allâh'a karşı da şükrünü edâ ediyordu.
Hasan Bozkurt ......Kâbe'nin Putlardan Temizlenmesi ...Bu ulvî belde Allâh'ın Yüce Peygamberine çok tesir etti. Başını öne eğerek Kâbe'ye karşı hürmetini ve Allâh'a karşı da şükrünü edâ ediyordu. O gün 20 Ramazan cuma günüydü. Allah Rasûlüne, en büyük dostu Hz.Ebû Bekir (R.A.) refakat ediyordu. Kâbe'ye varıncaya kadar Fetih Sûresini okudu. Kâbe'yi yedi defa tavaf etti. Elindeki asâ ile putlara vuruyor, asâsıyla dokunduğu putlar birer birer düşüyor, Rasûlü Ekrem de; "Hak geldi bâtıl muzmahil oldu (yok olup gitti). Muhakkak bâtıl, dâimâ yok olmağa mahkumdur..." diyordu. Putlar yüzleri üstüne sürtüldü, kırılıp yakıldı. Cebrâil (A.S.), Peygamber Efendimiz'e; "Asanı eline alıp dokun onlara" dedi. Peygamber Efendimiz, asâ ile dokundukça putlar arkalarının ve yüzlerinin üzerine düşüyorlardı. Peygamber Efendimiz'in, onlardan yüzüne işâret ettiği put, kafasının üzerine, kafasına dokunduğunda yüzünün üzerine yıkılıyordu. Dokunulup da yere yıkılmadık put kalmadı. Kâbe onlardan temizlenerek asıl hüviyetine âit gâyeye ulaştı. Halk oraya toplanmıştı. Her taraf lebâleb dolu olduğu halde Peygamber Efendimiz büyük «Fetih Hutbesi»ni okudu.. Hasan Arikan : Muhtasar Islam Tarihi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)