“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
9 Ocak 2020 Perşembe
MİDE SORUNLARI Gıdalar bozuldukça ,kimyasallar arttıkça,stres her a^nımızda oluştukça ;mükemmel çalışan vücut da etkilenerek ,hergün bir yerden sorun çıkarmaya başladı. Mide ağrısı çekmeyen yoktur. Hele ki mide kanseri bu kadar yaygınlaşırken; korkmamak elde değil. Mide sindirimin önemli durağı; en yüksek asidik değer 1 olan hidroklorik asit salgılayarak, en önemli sindirim mekanizmasını oluşturur. Çünkü gıdaları parçalayarak barsak sindirimine yol açar.Yemekle birlikte su içilmesinin yanlış olduğu buradan belli ,çünkü asitli ortamı phı 6-8 arası olan su ,azaltarak sindirimi güçleştirir. SU YEMEKTEN 30 DAKİKA ÖNCE YA DA 2 SAAT SONRA İÇİLMELİ. Neden su içiyoruz? Çünkü BOL ÇİĞNEME ALIŞKANLIĞIMIZ OLMADIĞI İÇİN,GIDALAR YEMEK BORUSUNA SIVI ŞEKİLDE GİTMİYOR. HELİCOBAKTER PYLORİ DENEN BİR BAKTERİ VAR,MİDE KANSERİNİN SUÇLUSU. normalde az miktardayken zararsız olan bu bakteri çoğaldığında ; tek başına suskun olup birkaç arkadaş topladığında erkekleşen ergenler gibi zararlı forma dönüşür. Bu bakteriyi yok etmek için gereksiz 3 LÜ İLAÇ VERİLMEKTE,halbuki sadece bir süre yok olan bu bakteri yeniden çoğalmakta. Bunun yanında ,yararlı bakteriler de verilen antibiyotikle ölmekte. Tedavi nasıl olmalı? probiyotik verilerek normalde zararsız olan ama çoğaldığında sorun çıkaran helicobakter pylori sayısını azaltmak. ev yapımı YOĞURT bu yüzden önemli. mide tedavisinde bazı faydalı kürler: *mahlep kullanımı günde 1 çay kaşığı. *brokoli (mevsimi geçmeden) ,haşlanıp kaynatılarak suyu günde 2 bardak içimi.15 gün *kudret narı (ballı,günlük sakızı ve meyan kökü ) karışımı. *propolis kullanımı. * 10 diş sarımsak+ 10 adet limon suyu ve 1 kilo bal . sarımsak havanda dövülecek. Bala katılıp 7 gün bekleyecek. günde 2 yemek kaşığı tüketilecek.(aidin salih).
Böbrek taşına karşı tavuk taşlık zarı BÖBREK TAŞI RAHATSIZLIĞI İÇİN CERRAHİ MÜDAHALE VEYA TAŞ KIRMA YÖNTEMİNE GEREK KALMADAN TEDAVİ UMUDU DOĞDU. YA
TC Ali Tunç - Alternatif tıp
Böbrek taşına karşı tavuk taşlık zarı
BÖBREK TAŞI RAHATSIZLIĞI İÇİN CERRAHİ MÜDAHALE VEYA TAŞ KIRMA YÖNTEMİNE GEREK KALMADAN TEDAVİ UMUDU DOĞDU. YAPILAN BİLİMSEL ÇALIŞMAYLA ‘TAVUK TAŞLIK ZARI’NIN BÖBREK TAŞINI DÜŞÜRMEDE YÜZDE 75 ORANINDA ETKİLİ OLDUĞU TESPİT EDİLDİ ANADOLU’DA YÖRESEL TEDAVİLERDE KULLANILAN ‘TAVUK TAŞLIK ZARI’NA YÖNELİK BİLİMSEL ARAŞTIRMALARDA İLGİNÇ SONUÇLAR ELDE EDİLDİ. İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ PROF. DR. ADNAN TEKİN MALZEME VE ÜRETİM TEKNOLOJİLERİ UYGULAMA MERKEZİ, TÜBİTAK MARMARA ARAŞTIRMA MERKEZİ GIDA ENSTİTÜSÜ LABORATUARLARINDA YAPILAN ARAŞTIRMALARDA, TAVUK TAŞLIK ZARININ BÖBREK TAŞI RAHATSIZLIĞININ TEDAVİSİNDE ETKİLİ OLDUĞUNA YÖNELİK SONUÇLAR ELDE EDİLDİ. YAKLAŞIK 2 YIL SÜREN KLİNİK ÇALIŞMALAR KAPSAMINDA KURUTULARAK TOZ HALİNE GETİRİLEN TAŞLIK ZARI, BÖBREK TAŞI RAHATSIZLIĞI BULUNAN 500 HASTAYA KULLANDIRILDI. HASTALARIN YÜZDE 75’İNİN UYGULANAN TEDAVİDEN OLUMLU SONUÇ ALMASI ÜZERİNE TAVUK TAŞLIK ZARININ KURUTULARAK KAPSÜL HALİNE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ İÇİN ÇALIŞMA BAŞLATILDI.
Hastaların 21 gün kullanmaları halinde böbrekteki taşların vucüttan atılabildiğini belirten araştırmacılar, 33 farklı mineral ihtiva eden tavuk taşlık zarının aynı zamanda bir protein deposu olduğunu kaydetti.
Hazret-i Ebûbekir (radıyallâhü anh), Müslüman olmadan önce ticaret için gittiği bir Şam seferinde, rüyasında ayın gökten inip kucağına girdiğini ve onu kucaklayıp bağrına bastığını gördü. Uyanınca, meşhur rahip Yemliha’dan rüyasını tabir etmesini istedi. Rahip: “Ey Arap kardeş! Bu rüyada senin için büyük müjde vardır; tabir etmemi istiyorsan bahşiş ver” dedi. Hz. Ebûbekir hemen 12 dinar verdi. Rahip:
Akincibay Arslan
“Bil ki gökten sana inen ay, âhir zaman peygamberidir.
Yakınlarda zuhur edecektir. Sen onun hayatında veziri, vefatından sonra da halifesi olacaksın. Ona yetiştiğin zaman ben sağ olursam, bana haber gönder ki hemen ona gideyim.
Eğer vefat edersem selamımı tebliğ et ki ben onun dinine girdim ve onun ümmetinden oldum. Âhirette beni şefaatinden mahrum etmesin” dedi. Hz. Ebûbekir: “Bana bunu yazıp ver” dedi. Rahip on iki satırlık bir mektup yazdı.
Hazret-i Ebûbekir (r.a.): “Ey tabirci! Eğer gördüğüm rüya senin tabir ettiğin gibi gerçekleşirse sana ayrıca 100 altın daha vereceğim. Onlar bende senin emanetindir” dedi.
Aradan on iki sene geçti. Allâhü Teâlâ, Hazret-i Muhammed Mustafa’ya (s.a.v) peygamberlik vazifesi verince bir gece Ebû Kubeys Dağı’na çıkıp şöyle nida etti:
“Allâh’ın davetine icabet ediniz ve ‘lâ ilâhe illallâh’ deyiniz!” Ebûbekir (r.a.) bu sözü işitti ve: “Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh” dedi. Birkaç gün sonra da Fahr-i Âlem Muhammed (s.a.v.) ile buluştu: “Ya Ebâbekir! 12 yıl önce görüp rahip Yemliha’ya tâbir ettirdiğin rüya sana mûcize olarak yetmez mi? 12 dinar verdin; ayrıca 100 dinar da vaad eyledin. Rahip sana 12 satır bir mektup yazarak emanet verdi.” dedi ve mektupta yazılanlar şudur dedi. Hazret-i Ebûbekir:
“Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh” diye şehadet getirdi ve “Sen, rahip Yemliha’nın haber verdiği peygambersin” dedi.
Erkeklerden ilk İslam’a gelen ve Resûl-i Ekrem (s.a.v.) ile ilk namaz kılan Hz. Ebûbekir’dir. (Menâkıb-ı Çâryâr-ı Güzîn)
DİLİNE SAHİP OLMAK İmâm-ı Âzam'ın (rah.a.) talebelerinden ve büyük evliyâdan, Abdullah bin Mübârek (rahimehullah) demiştir ki:
Akincibay Arslan
“Diline sahip ol, zira kişinin mahf olmasına en çabuk sebep olan lisanıdır.
Kişinin söyledikleri aklının ve kalbindekilerin delilidir.
Kişinin lisânı arslanıdır. Eğer onu salarsan seni parçalar."
Mâlik bin Dînâr (rah.a.) dedi ki:
"Eğer kalbinde katılık, bedeninde zafiyet, rızkında darlık görüyorsan, iyi bil ki fuzûlî bir kelâm ettiğinden, seni alâkadar etmeyen şeyleri konuştuğundandır."
En faziletli sadaka, diline sâhip olmaktır. Kim dilini boş ve kötü sözlerden korursa, Allâh-ü teâlâ da onun ayıplarını örter. Allâh'ı zikir etmek haricinde, insanoğlunun konuştukları başının belâsıdır. Belâ, konuşmaya bağlanmıştır.
Muhakkak Allâh-ü teâlâ kulunun dilinden razı olmadıkça amelini kabul etmez. Sükût-u lisân, selâmet-i insandır, yani dilin susması, insanın selâmetine sebep olur. Diline sâhip olanın, hâli de güzel olur. Bir kimseye belâ, dilinden ve konuştuklarından dolayı gelir.
| Hâdimi, Eyyühe'l-Veled Şerhi
İmam-ı Birgivi hz. buyururlar ki; İnsanoğlunun akrabası geriye doğru 7 nesildir. (7 ceddimiz deriz) bu 7 nesilde hem anne hem baba tarafından tam 254 anne ve baba vardır. Bunların hepsinin ahlâkı, özü, nüvesi, karakteri, zerreler se
İmam-ı Birgivi hz. buyururlar ki;
İnsanoğlunun akrabası geriye doğru 7 nesildir.
(7 ceddimiz deriz) bu 7 nesilde hem anne hem baba tarafından tam 254 anne ve baba vardır.
Bunların hepsinin ahlâkı, özü, nüvesi, karakteri, zerreler seviyesinde de olsa, nesilden nesile, az veya çok süzülerek bizlere kadar gelir. Bizim nefsimizin ahlâkının temelini oluşturur,
sonra ergenlikle, kişi bu temeli alıp ya daha iyiye götürür ya daha kötüye...
-Ama bazı durumlar var ki kişiye yapışıyor, ne kadar nafile namaz kılsa, oruç tutsa kişiden ayrılmıyor...Kişinin başına gelen belalar, sıkıntılar, huzursuzluklar, vazgeçemediği kötü huylar veya bir türlü yönelemediği iyi huylar...
-Deniliyor ki; Bunların hepsinde kişinin geçmişinin, 7 ceddinin payı var, onların içinde birileri ahh almış, zulmetmiş, beddua almış veya üzerinde ödenmemiş keffaret ile gitmiş bu alemden...
-Peki bunun tedavisi nasıl olacak? Yani bizim çektiğimiz sıkıntılarda, hastalıklarda, üzüntülerde geçmişimizin payı var, ama onlar vefat etti, nasıl bu borçlarını öderler de biz de çektiğimiz sıkıntılardan kurtuluruz?
-Paran varsa sadaka verirsin, bazen oruç ta tutarsın bu niyetle, onlara hediye edersin, sana kalan sevaplardan hiç birşey eksilmez, onlar da
istifade ederler, kötülük baştan çözülür.
-Ama bunun daha kolay bir yolu da şudur; Mesela sabah niyet edersin "bu gün okuyacağım tüm Salavat-ı Şerifeleri geçmişimdeki 254 anne ve babamın, varsa üzerlerindeki keffaretlerin, kul haklarının, bedduaların kaldırılması için hediye eyledim" diye ve her boş zamanında okursun...
-Fıkhen Keffaretin izalesi, ödenmesi, sadaka vermek veya oruç tutmak ile olur, o zaman geçmiş, o 254 anne ve babamız için, varsa üzerlerindeki keffaretlerin, kul haklarının ödenmesi için, bu niyetle sadaka vereceğiz, oruç tutacağız...
-Böylelikle onlar üzerindeki ahhlar gider, kul hakları kalkar, keffaretleri ödenir, o zaman, bizlerin üzerindeki bütün sıkıntılar da kalkar, şifa, huzur bulur saadete ereriz inşaallah.
(7 ceddimiz deriz) bu 7 nesilde hem anne hem baba tarafından tam 254 anne ve baba vardır.
Bunların hepsinin ahlâkı, özü, nüvesi, karakteri, zerreler seviyesinde de olsa, nesilden nesile, az veya çok süzülerek bizlere kadar gelir. Bizim nefsimizin ahlâkının temelini oluşturur,
sonra ergenlikle, kişi bu temeli alıp ya daha iyiye götürür ya daha kötüye...
-Ama bazı durumlar var ki kişiye yapışıyor, ne kadar nafile namaz kılsa, oruç tutsa kişiden ayrılmıyor...Kişinin başına gelen belalar, sıkıntılar, huzursuzluklar, vazgeçemediği kötü huylar veya bir türlü yönelemediği iyi huylar...
-Deniliyor ki; Bunların hepsinde kişinin geçmişinin, 7 ceddinin payı var, onların içinde birileri ahh almış, zulmetmiş, beddua almış veya üzerinde ödenmemiş keffaret ile gitmiş bu alemden...
-Peki bunun tedavisi nasıl olacak? Yani bizim çektiğimiz sıkıntılarda, hastalıklarda, üzüntülerde geçmişimizin payı var, ama onlar vefat etti, nasıl bu borçlarını öderler de biz de çektiğimiz sıkıntılardan kurtuluruz?
-Paran varsa sadaka verirsin, bazen oruç ta tutarsın bu niyetle, onlara hediye edersin, sana kalan sevaplardan hiç birşey eksilmez, onlar da
istifade ederler, kötülük baştan çözülür.
-Ama bunun daha kolay bir yolu da şudur; Mesela sabah niyet edersin "bu gün okuyacağım tüm Salavat-ı Şerifeleri geçmişimdeki 254 anne ve babamın, varsa üzerlerindeki keffaretlerin, kul haklarının, bedduaların kaldırılması için hediye eyledim" diye ve her boş zamanında okursun...
-Fıkhen Keffaretin izalesi, ödenmesi, sadaka vermek veya oruç tutmak ile olur, o zaman geçmiş, o 254 anne ve babamız için, varsa üzerlerindeki keffaretlerin, kul haklarının ödenmesi için, bu niyetle sadaka vereceğiz, oruç tutacağız...
-Böylelikle onlar üzerindeki ahhlar gider, kul hakları kalkar, keffaretleri ödenir, o zaman, bizlerin üzerindeki bütün sıkıntılar da kalkar, şifa, huzur bulur saadete ereriz inşaallah.
Hüzursuz bacak sindiremunda ilk 3 gün bir çay kaşığı kara hardal tohumu çeynemeden su ile yutun.Günde iki defa sabah ve akşam boş karına.
Hüzursuz bacak sindiremunda ilk 3 gün bir çay kaşığı kara hardal tohumu çeynemeden su ile yutun.Günde iki defa sabah ve akşam boş karına.
4 cü günde bir kaşığa düşürün.7 güne bitirin
4 cü günde bir kaşığa düşürün.7 güne bitirin
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)