Akincibay Arslan
“Bil ki gökten sana inen ay, âhir zaman peygamberidir.
Yakınlarda zuhur edecektir. Sen onun hayatında veziri, vefatından sonra da halifesi olacaksın. Ona yetiştiğin zaman ben sağ olursam, bana haber gönder ki hemen ona gideyim.
Eğer vefat edersem selamımı tebliğ et ki ben onun dinine girdim ve onun ümmetinden oldum. Âhirette beni şefaatinden mahrum etmesin” dedi. Hz. Ebûbekir: “Bana bunu yazıp ver” dedi. Rahip on iki satırlık bir mektup yazdı.
Hazret-i Ebûbekir (r.a.): “Ey tabirci! Eğer gördüğüm rüya senin tabir ettiğin gibi gerçekleşirse sana ayrıca 100 altın daha vereceğim. Onlar bende senin emanetindir” dedi.
Aradan on iki sene geçti. Allâhü Teâlâ, Hazret-i Muhammed Mustafa’ya (s.a.v) peygamberlik vazifesi verince bir gece Ebû Kubeys Dağı’na çıkıp şöyle nida etti:
“Allâh’ın davetine icabet ediniz ve ‘lâ ilâhe illallâh’ deyiniz!” Ebûbekir (r.a.) bu sözü işitti ve: “Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh” dedi. Birkaç gün sonra da Fahr-i Âlem Muhammed (s.a.v.) ile buluştu: “Ya Ebâbekir! 12 yıl önce görüp rahip Yemliha’ya tâbir ettirdiğin rüya sana mûcize olarak yetmez mi? 12 dinar verdin; ayrıca 100 dinar da vaad eyledin. Rahip sana 12 satır bir mektup yazarak emanet verdi.” dedi ve mektupta yazılanlar şudur dedi. Hazret-i Ebûbekir:
“Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh” diye şehadet getirdi ve “Sen, rahip Yemliha’nın haber verdiği peygambersin” dedi.
Erkeklerden ilk İslam’a gelen ve Resûl-i Ekrem (s.a.v.) ile ilk namaz kılan Hz. Ebûbekir’dir. (Menâkıb-ı Çâryâr-ı Güzîn)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder