31 Ocak 2020 Cuma

Süleyman Efendi Hazretleri, eskiden medreselerde okutulması yılları alan dersleri, zamanın şartlarını dikkate alarak kısa sürede tamamlatır. Böyle kısa müddet zarfında talebe yetiştirmesinin tenkit edilmesi üzerine şöyle buyururlar: “Efendiler, Ümmet-i Muhammed’in evlâdı sel gibi cehenneme akıp giderken ümmetin, bu ilimlerin beş-on senede okutulmasını beklemeye tahammülü var mıdır? Biz evlatlarımıza ilmin anahtarını veriyoruz, onlar bu anahtarla kitapların ve kütüphanelerin kapılarını açacaklar.”


Süleyman Efendi Hazretleri tedrisata ilk olarak Kur’ân-ı Kerîm’i ve ilmihal bilgilerini öğreterek başlardı. Sonra sarf ilminden Emsile, Binâ, Maksûd; nahivden Avâmil, İzhâr, Kâfiye, Molla Câmî kitaplarını; kelâma dâir Akâid-i Nesefiyye ve Emâlî Kasîdesi; fıkıhtan Nûru’l-Îzâh, Kudûrî; usûl-i fıkıhtan Muhtasaru’l-Menâr; mantıktan Îsâgoci; ilm-i beyân ve bedi’den Alâka Risâlesi ve Telhîsü’l-Miftâh ve Muhtasaru’l-Meânî gibi Arapça eserleri okuturdu. Yüksek seviyede derslerin okutulduğu tekâmül talebelerine ise ilm-i kelâmdan Sa’düddin Teftâzânî’nin Şerh-i Akâid’ini, fıkıhtan Molla Hüsrev’in Dürerü’l-Hükkâm’ını, usûl-i fıkıhtan yine Molla Hüsrev’in Mir’âtü’l-Usûl ve Hâdimî’nin Mecâmiu’l-Hakâik isimli eserini, mantıktan Ali el-Kazvînî’nin Şemsiyye’sini okutur, zaman ve imkân nisbetinde ferâiz, tefsir, usûl-i tefsir, hadis ve usûl-i hadise dair birer eser okutarak icâzet verirdi. Talebelerine, din ilimlerinin yanı sıra astronomi ve tıbba dâir bilgiler verir ve onları gelişmelerden haberdar ederdi.
Yetiştirdiği talebelerini hocalık yapmak üzere çeşitli yerlere göndermek suretiyle ders halkalarının sayısını daha da artıran Süleyman Efendi Hazretleri, başta Ramazân ayları olmak üzere onları vaaz ve irşâd için Anadolu ve Trakya’nın muhtelif köy ve şehirlerine göndermiştir.
Diğer taraftan yetişen talebelerini resmî imtihanlara göndererek birçoğunun müftü, vâiz, imam ve Kur’ân Kursu hocası olarak hizmet etmesini sağlamıştır. Talebelerini sadece ilmî ve mânevî açıdan yetiştirmemiş, onların yeme-içme, barınma ve sağlık meseleleriyle de alâkadar olmuştur.
Süleyman Efendi Hazretleri, vaaz ve talebe okutma faaliyetleri sırasında birçok defalar takibata uğrar, karakola çağrılır, ifâdesi alınır, hatta muhtelif zamanlarda İstanbul Emniyeti Birinci Şube’sinin kötü şartlarından dolayı “tabutluk” (Tabutluk: Hapishanelerde ancak bir kişinin, hareket etmeden ayakta durabileceği hücre.) diye anılan nezârethanesinde işkenceye tâbi tutulur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder