24 Ocak 2020 Cuma

Hz. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesselam )'ın çocuk terbiyesinde ısrarla üzerinde durduğu bir husûs, adaletli olmak ve eşit muâmeledir. Bu, aynı âile içerisindeki çocuklar arasında olduğu gibi, okulda aynı hocanın nezâreti altındaki çocuklar arasında da uygulanması gereken bir düstûrdur. Yani anne ve babalar çocukları arasında kızdır-erkektir, büyüktür-küçüktür, şudur-budur diye bir ayırım yapmaktan yasaklandığı gibi, hocalar da ders verdikleri talebeler arasında hür çocuğu-köle çocuğu, akrabâ çocuğu-yabancı çocuğu vs. gibi akla gelebilen her çeşit tefrîk ve ayırımlardan yasaklanmıştır. Nûman İbnu Bişr anlatıyor: “Babam bana malından bir şeyler hibe etmişti. Annem Amra Bintu Ravâha: “Bu hibeye Resûlullahı şâhit kılmazsan kabul etmiyorum.” dedi. Bunun üzerine bana yaptığı hibeye şâhit kılmak için babam, beni de alarak Resûlullaha gitti. “”Durumu öğrenen Hz.Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesselam) “Başka çocukların da var mı?” diye sordu. (Babamın) “Evet!” cevabı üzerine, “Aynı şekilde bütün çocuklarına hibede bulundun mu?” diye sordu. Babam: “Hayır!” deyince, “Allah'tan korkun, çocuklarınız husûsunda âdil olun!” dedi. Babam oradan ayrıldı ve hibeden rücû etti.”

Nûman İbnu Bişr hâdisesinde Hz. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesselam)hazretleri Nûmanı, çocuklarına maddî bağışta farklı davranmaktan men ederken sorar:
“Çocuklarının sana karşı hürmet ve lütufta adâletli olmaları seni memnûn etmez mi?” Nûman:
“Evet Ya Resûllallah!” deyince:
“Öyleyse başkasını şâhit kıl!”
Bir başka rivâyette:
“Onların sana eşit bir şekilde iyilik etmeleri nasıl senin hakkınsa, senin de onlara eşit muâmelede bulunman öylece onların hakkıdır.”
Şu hâlde çocuğun babasına karşı hürmetini, kardeşlerine karşı da sevgi ve dayanışmasını korumak, aradaki “sıla-ı rahim” denen yüce bağları korumak, öncelikle baba ve annenin evlatlar arasında sevgide hediyede eşit adaletli olmasına bağlıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder