31 Ocak 2020 Cuma

NAMAZLARI VAKTİNDE KILMAK Her akıllı, bâliğ (ergen) olan kimsenin Ehl-i Sünnet itikâdı üzere îman olunacak hususları bilip îman ettikten sonra, beş vakit namazın farzlarını ve vâciblerini bilmesi ve Peygamber Efendimizin (s.a.v.) öğrettiği üzere vaktinde yerine getirmesi lazımdır.


Ebu’l-Fâruk Süleyman Hilmi TUNAHAN (K.S.) (SİLİSTREVÎ) Hazretleri: “Vaktinde kılınan namazda cemâl-i ilâhî, rızâ-yı ilâhî ve mağfiret-i ilâhî vardır. Geç kılınan namazda bunlar birer birer zâil olup, sadece mağfiret kalır.” buyurmuşlardır.
Uyku ve unutmak gibi bir özürle vaktinde edâ edilemeyip zimmette kalan namaz borcu, tevbe ve sâir hasenât (iyilikler) ile sâkıt olmaz. Mutlaka kazâ edilmesi lâzımdır. Ehl-i Sünnet ve Cemâat’ın icmâı budur. Tevbe ile ancak kazâya bırakmanın günahı affolunabilir.
Namazın vaktini özürsüz olarak geçirmemeli ve özür ile geçirildi ise kazâsını asla ihmal etmemelidir.
Namazını zâyi edenlere âhirette büyük azâb olunacağı Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmiştir. Nitekim Mâûn (Eraeytellezî) Sûre-i Celîlesi, namazı terk edenleri şiddetle zemmetmekte ve onlara azâb olunacağını bildirmektedir.
Namaz ile mükellef kimselerin namazı hafife alarak gaflet etmesi ve kendini namaz kılıyormuş gibi riyâ ile halka göstermesi, dîni inkâr alâmeti olarak gösterilmiş ve böyle kimselerin cehennemin ‘Veyl’ denilen kan ve irin akan deresinde azap olunacağı beyan buyurulmuştur.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.):
“Kim namazı terk ederse kıyâmet gününde Allâhü Teâlâ’nın gazabına uğrar ve rahmetinden mahrûm olur” buyurmuşlardır.
Her Müslüman emri altındakilere; âilesine ve evlâdına yedi yaşına gelince abdest, gusül ve namazı öğretmelidir. Namazı alışkanlık hâline getirmeleri için çocuklara güzellikle, tâkatlerine göre emretmeli ve namazı yanında kıldırmalıdır. (Şerh-i Dürri Yektâ)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder