27 Ocak 2020 Pazartesi

Sâdât-ı Kiram Efendilerimiz’in 29.su olan Seyyid Abdullah Dehlevî Hazretleri’ne hasta sâhibleri gelirler; hastalarının iyi olması için duâ isterlermiş.


Mehmet Panaz

O da; gelenleri boş çevirmez, sıhhate kavuşmaları için duâ buyururlarmış. Allah u Teâlâ, böyle sevgili bir kulunun duâsını kabûl buyurduğu için, hasta ânında iyi olurmuş.
Bunu işiten herkes; Seyyid Abdullah Dehlevî Hazretleri’nin Hâne-i Saadetleri’nin önünde birikirler, dertlerine derman ararlarmış.
Buna rağmen Seyyid Abdullah Dehlevî Hazretleri’nin mübârek vücûtlarında üçten fazla hastalık mevcût imiş. Bu hastalıklar sebebiyle namazlarını dâhi özürlü olanlar gibi kılarlarmış.
Bunu bilen dostlarından biri dayanamayıp;
-Efendim.! Herkes, hastalıktan kurtulmak için sizden duâ istiyor. Cenâb-ı Hak da bu duâlarınızı reddetmiyor. Her gelen, şifâya kavuşmuş olarak huzûrunuzdan ayrılıyor.
Hâlbuki; kendi üzerinizde birden çok hastalık var. Bir duâ buyursanız da, bu dertlerden kurtulsanız olmaz mı.?
diye sormuş. O da cevâben buyurmuşlar ki;
-Onlar, hastalıktan kurtulmak için duâ istiyorlar. Biz ise; Allah u Teâlâ’nın verdiği bu dert ve belâlardan, O gönderdiği için râzıyız.
Dert ve belâlar, kemend-i mahbûbtur [Sevgili’nin kemendidir]. Allah u Teâlâ bu dertleri; sevdiği kullarına, dilediklerine verir.
Bu sebeble; dertlerin bizden gitmesini değil, [bize] gönderilmesini isteriz.
Allah’ım.!
Bütün Sâdât-ı Kirâm Hazerâtı’nın sırlarını ve makamlarını âlî yüce eyle
Efendimiz aleyhis’selâm buyuruyorlar ki..
“Âlimler; yeryüzünün kandilleri, Peygamberler’in halîfeleri, benim ve diğer Peygamberlerin vârisleridir.” [Ebû Nuaym]
Alıntı İsmail yılmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder