Kaza Namazlarına Ceza
Hadis-i şerifte buyuruldu:
-“Kim bir vakit namazı vakti çıkasıya kadar terk ederse; sonra kaza ederse; Cehennemde bir Hukub azap olunur. Bir Hukup seksen yıldır. Her sene üç yüz altmış gündür. (Ahiret’in) her günü, dünya günleriyle bin sene kadardır.”
Yani namazı kaza vaktine kadar terkettiği için günahkâr oldu…
Eğer Allâhü Teâlâ hazretleri, namazı kazâ’ya bırakma suçundan dolayı kendisine ceza verecek olsa, cezası bu kadar olurdu, demektir…
-“Kim bir vakit namazı vakti çıkasıya kadar terk ederse; sonra kaza ederse; Cehennemde bir Hukub azap olunur. Bir Hukup seksen yıldır. Her sene üç yüz altmış gündür. (Ahiret’in) her günü, dünya günleriyle bin sene kadardır.”
Yani namazı kaza vaktine kadar terkettiği için günahkâr oldu…
Eğer Allâhü Teâlâ hazretleri, namazı kazâ’ya bırakma suçundan dolayı kendisine ceza verecek olsa, cezası bu kadar olurdu, demektir…
Lakin Allâhü Teâlâ hazretleri kerem sahibidir. Kişi, namazını kazaya bıraktığı için tevbe ettiği zaman, Allâhü Teâlâ hazretleri de kuluna ceza vermemekle ona kerem ve iyilikte bulunur.”
Mişkâtü’l-Envâr” isimli kitab’da böyledir… (2/276)
Mişkâtü’l-Envâr” isimli kitab’da böyledir… (2/276)
Namazı terkin Cezası
Hadis-i şerifte buyuruldu:
Beş taife vardır ki ateşleri asla sönmez, kurtları (mezarlarında kendilerini yiyen böcekleri) hiç ölmez ve kendilerinden azabı hafifletilmez.
Onlar:
1 – Allah’a şirk koşan müşrik,
2- Anne ve babasına isyan eden,
3- Komşusunun hanımı ile zina eden,
4- Kardeşini (dindaşını) zalim bir sultana teslim eden,
5- Müezzinin ezan sesini işitip de özürsüz olarak icabet etmeyen erkek veya kadın…”
Yani özürsüz olarak namazını vaktinde kilmayıp geciktiren, demektir….
“Ravzatü’l-UIemâ” isimli kitab’da da böyledir.
Hadis-i şerifte buyuruldu:
Beş taife vardır ki ateşleri asla sönmez, kurtları (mezarlarında kendilerini yiyen böcekleri) hiç ölmez ve kendilerinden azabı hafifletilmez.
Onlar:
1 – Allah’a şirk koşan müşrik,
2- Anne ve babasına isyan eden,
3- Komşusunun hanımı ile zina eden,
4- Kardeşini (dindaşını) zalim bir sultana teslim eden,
5- Müezzinin ezan sesini işitip de özürsüz olarak icabet etmeyen erkek veya kadın…”
Yani özürsüz olarak namazını vaktinde kilmayıp geciktiren, demektir….
“Ravzatü’l-UIemâ” isimli kitab’da da böyledir.
Tevhid’ten Sonra Namaz
Hadis-i şerifte buyuruldu:
-“Allâhü Teâiâ hazretleri, tevhid ve imandan sonra, kendisine namazdan daha sevgili gelen hiçbir şeyi mahlukatının üzerine farz kılmadı.
Eğer Allâhü Teâlâ hazretlerine namazdan daha sevgili bir şey olmuş olsaydı (elbette) melekler onunla Allâhü Teâlâ hazretlerine ibâdet ederlerdi.
Meleklerin kimi rükû’da, kimi secdede ve kimi kıyamda ve kimi de ka’dede olup teşehhudte oturmaktadır...”
Hadis-i şerifte buyuruldu:
-“Allâhü Teâiâ hazretleri, tevhid ve imandan sonra, kendisine namazdan daha sevgili gelen hiçbir şeyi mahlukatının üzerine farz kılmadı.
Eğer Allâhü Teâlâ hazretlerine namazdan daha sevgili bir şey olmuş olsaydı (elbette) melekler onunla Allâhü Teâlâ hazretlerine ibâdet ederlerdi.
Meleklerin kimi rükû’da, kimi secdede ve kimi kıyamda ve kimi de ka’dede olup teşehhudte oturmaktadır...”
Bütün hususlarda ve hâsseten namazda Allâhü Teâlâ hazretlerinin keremi âhirette şöyle tecelli edecektir:
“Kulun. Kıyamet günü, iik önce hesaba çekilecek ameli, namazdır. Şayet namazı iyi olursa kurtulmuş olur. Eğer bozuk olursa (kurtulmayıp) ümidsizliğe düşmüş olur. Şayet farzlarından noksan bir şey çıkarsa, Aziz ve Celîl olan Rabbi:
-Kulumun nafilesi var mı bakınız? Buyurur.
Farz eksik olanı, nafile ile tamamlanır.
Sonra diğer işleri de bu usûlde (muhasebe) olur.”
Riyâzu’s-Sâlihîn, hadis no: 1078 122
“Kulun. Kıyamet günü, iik önce hesaba çekilecek ameli, namazdır. Şayet namazı iyi olursa kurtulmuş olur. Eğer bozuk olursa (kurtulmayıp) ümidsizliğe düşmüş olur. Şayet farzlarından noksan bir şey çıkarsa, Aziz ve Celîl olan Rabbi:
-Kulumun nafilesi var mı bakınız? Buyurur.
Farz eksik olanı, nafile ile tamamlanır.
Sonra diğer işleri de bu usûlde (muhasebe) olur.”
Riyâzu’s-Sâlihîn, hadis no: 1078 122
Özürsüz olarak cemaate gelmeyenler hakkında Efendimiz {s.a.v.) hazretleri şöyle buyurdu:
-“Nefsim (kudret) elinde bulunan (Allah)’a andolsun ki. Gerçekten istedim ki, birine emredeyim de odun yığılsın, sonra namaz için ezan okunmasını emredeyim, daha sonra bir kimseye halka imam olmasını emredeyim sonra da (namaza gelmeyen) adamları (n evlerinje varayım, evlerinin üstlerine (kapayıp da) yakayım.”
-“Nefsim (kudret) elinde bulunan (Allah)’a andolsun ki. Gerçekten istedim ki, birine emredeyim de odun yığılsın, sonra namaz için ezan okunmasını emredeyim, daha sonra bir kimseye halka imam olmasını emredeyim sonra da (namaza gelmeyen) adamları (n evlerinje varayım, evlerinin üstlerine (kapayıp da) yakayım.”
Rıyazü’s-Sâlihîn: hadis no: 1065 123
Kaynak : İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri: 5/574
Kaynak : İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri: 5/574
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder