3 Şubat 2020 Pazartesi

İSTİNCA VE İSTİNKA NEDİR ??? Kan, meni, sidik, kazurat gibi şeylerin çıktıkları mahalleri temizlemek lâzımdır ki, buna «İstinca» denir. İstincada, şu hususlara dikkat edilmelidir: Helaya girerken sol ayakla girmeli ve şu duayı okumalı:

Salih Can
İSTİNCA VE İSTİNKA NEDİR ???
Kan, meni, sidik, kazurat gibi şeylerin çıktıkları mahalleri temizlemek lâzımdır ki, buna «İstinca» denir.
İstincada, şu hususlara dikkat edilmelidir:
Helaya girerken sol ayakla girmeli ve şu duayı okumalı: «Bismillah, eûzübillahi mine’r — ricsi’n necsi’l — habîsi’l — mahbesi, mine’ş— şeytanirracîm.» (Her türlü pislik ve şeytânın şerrinden Allah’a sığınırım!) Otururken sol tarafa meyletmek gerekir. Ayakta su katiyetle dökülmemeli, «Umum vesveseler bundandır» Def-i hacet için gidilen yere, Allah ve Peygamber ismi yazılı bir şey yanında bulundurmamalı, Hacet için, oturmadan evvel taharet maddesini (suyu) hazırlamalı, Helada, lâkırdı yapılmamalı, dînî ve uhrevî şeyler düşünülmemeli ve avret mahalline, def edilen mevad’a bakılmamalı ve helaya tükürülmemelidir.
Mesaneyi tamamen boşaltmak için iyice beklemek ve sonra öksürmek, ayakları kımıldatmak, oylukları sıkıştırmak, tenasül uzvunu sıvamak, gibi mutadı olan hareketler yaparak necîs şeylerin giderilmesi gerekir ki buna İSTİBRA denir. Sidiğin tamâmiyle kesildiğine kanaat geldikten sonra istinca yapılmalıdır. Zîrâ, sidik yaşlığının damlaması abdestin sıhhatine mânidir. Bu hususta fazla ifrata varmak ve vesveseye düşmek de zararlıdır.
İstincada temizliğe fazla dikkat edip bevl vesâire eseri bırakmamağa «İstinka» denilir. İstincadan sonra ayağa kalkmadan, temiz bir bez parçası ile kurulanıp bedendeki kullanılmış suyu mümkün mertebe azaltmalıdır. Bir Hadîs-i Şerif'te «Sidikten pek korununuz, çünkü kabrin bütün azabı ondandır» buyurulmuştur. Helâ’da ne kıbleye doğru ne de kıbleye arka çevirerek durmamalıdır Karınca ve haşerat deliklerine, sert yerlere, mescît kenarına, yol üzerine, kabristana, durgun suya, ağaç altlarına abdest bozmak kerihtir. Def-i hacet esnasında mutlaka mahremiyete riâyet edilmelidir. Taharet alırken, bulaşmamak için hacet yerinden uzaklaşmak gerekir.
Heladan çıkarken de «Elhamdülillahillezi ezhebe annî yu’zini ve ebka aleyye mâ yenfeûni» (Yarayışlı maddeleri alıkoyup, yaramayanları için, ifraz imkânlarını bana bahşeden Allah’a hamdederim) duası okunur.

SIZE BIR CAY TARIFI VERIYORUM YUKSEK TANSIYON VE KANSERDEN KORUNMA ICIN.


Nuray Yener Akbalık - Alternatif tıp
Hem yüksek tansiyonunuz var hem de kansere karşı koruyucu bir çay içmek istiyorsanız zeytin yaprağı çayını hayatınızdan çıkarmayın, bu çay hem yüksek tansiyon hem de kanser hastalarına da oldukça yardımcı, hatta düzenli kullanıldığında tansiyon ilaçlarına ihtiyacınız azalacak, doktorunuz ilaçlarınızda doz azaltımına bile gidecektir, Düşünün, sadece günde yarım 'hap' eksik alsanız, bir senede 'bir torba' ilaçtan kurtarmış olursunuz vücudunuzu, tabii doktorunuzun kontrolü altında olmalı bu...
Zeytin yaprağının hem tansiyonu düşürücü hem de damar koruyucu etkisi var, damar iç yüzeylerini oksitlenmeye karşı koruyucu etkisi bilimsel olarak gösterildi ki oksitlenme yani iyi bir benzetmeyle 'paslanma' damar tıkanıklığının oluşumunda ilk ve en önemli basamak...
1 çorba kaşığı kurutulmuş zeytin yaprağını porselen demlikte alttaki çaydanlığın buharı ile kısık ateşte on dakika demleyin, zeytin yaprağı biraz serttir, sadece kaynamış su ekleyip ağzını kapatmakla etkili maddeler yeteri miktarda suya geçemez. Su miktarını istediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz, yoğun ama daha az miktarda çay istiyorsanız bir su bardağı yeterli, açık ve daha kolay içilir bir çay içinse bir büyük kupa kadar kaynamış su ekleyin.
Eğer ödeminiz de varsa bu çaya bir tatlı kaşığı kadar da kiraz sapı, altınotu, kırkkilit otu veya mısır püsküllü gibi idrar söktürücü bitkilerden birini de ekleyebilirsiniz. Bunların hepsi tansiyon düşmesine de yardımcı olur. Aynı zamanda böbrek kumu ve taşınız varsa altınotunu, böbrek tembelliğiniz varsa kırkkilit otunu, ayak bileklerinizde ve göz kapaklarınızda ödem oluyorsa da kiraz sapını veya mısır püskülünü tercih edin..
Bitki çaylarında yaş bitkiden çok kurutulmuş ve küçük parçalara ayrılmış (kuru nane veya kekik gibi) formda bitki tercih edilir Fitoterapide çünkü bitkilerin bizden farklı olarak hücre zarı değil kalın hücre duvarları vardır, kuruyunca ve parçalanınca bu duvar çatlar ve hücre içindeki etkili aktif maddeler suya geçer, o yüzden çorbalarda dolmalarda kuru nane yaş naneden daha güzel kokar...

Kötü rüya gören kimse rüyasını kimseye anlatmaz ve "HüvAllahüllezi.... yi" okur. 1 Fatiha Şerife ve 11 İhlâsı Şerif okuyup Peygamberimizin ruhuna hediye eder ve rüyanın şerlerinin hayra tebdil olması için duâ eder,

DUHA NAMAZI : 6 Rekat Duhâ (kuşluk) namazının kılınışı ; 1- İlk iki rek'atine: "Niyet eyledim şükründen âciz olduğum bütün


Salih Can
DUHA NAMAZI :
6 Rekat Duhâ (kuşluk) namazının kılınışı ;
1- İlk iki rek'atine: "Niyet eyledim şükründen âciz olduğum bütün nîmetlerine teşekküren Duhâ namazına..."
2- İkinci iki rek'atine: "Niyet eyledim şükründen âciz olduğum İslâmiyet nîmetine teşekküren Duhâ namazına..."
3- Üçüncü iki rek'atine: "Niyet eyledim şükründen a’cez olduğum ümmet-i Muhammed'den olmaklığa teşekküren Duhâ namazına..."diye kalbden niyet edilir. Son iki rek'at oturarak kılınır. Duhâ nazamının son iki rek’atini, Tarîkat-ı Aliyye-i Nakşibendiyye-i Müceddidîn kolu silsilesinin 25’inci halkasını teşkil eden İmam-ı Rabbani (k.s.) hazretlerinin oğlu Muhammed Ma’sûm (k.s.) hazretleri oturarak kılmışlar..!.'
Veysel Gürler

Teşekkürler kantaron yağı ile göz tedavisi süper sonuç harika şifa olmuş

Teşekkürler kantaron yağı ile göz tedavisi süper sonuç harika şifa olmuş

Teşekkürler Hatice hanımın karaciğer t

Teşekkürler Hatice hanımın karaciğer tedavisi.ve kulak çınlama tedavisi sonrası göz tedavisi okuyun şifa olmuş

Kur’ân’ı başka bir dille yazmak mümkün olmadığı gibi, başka bir dille doğru olarak okumak da imkânsızdır.

Hasan Bozkurt ...............İslâm âlimlerinin de ortak görüşü, Kur’ân-ı Kerim’in başka bir dille ve o dillere ait harflerle yazılamayacağı, şayet yazılırsa buna Kur’ân demenin mümkün olmayacağı yönündedir. Zaten Kur’ân’ı başka bir dille yazmak mümkün olmadığı gibi, başka bir dille doğru olarak okumak da imkânsızdır. Çünkü Kur’ân harflerinin kendine hâs mahreçleri (ağızdan çıkış yerleri) vardır. Bu harflerin bazılarının karşılığı ve okunuş şekli, başka dillerin alfabelerinde mevcut değildir. Söyleniş bakımından birbirine benzer harfler olsa da, mahreçleri itibariyle farklıdır. Mesela Arapça için, “Lugat-ı dad” denir; yani Fâtiha sûresinin sonundaki “veladdâllîn”deki “dad” harfi hiçbir lisânda bulunmamaktadır. Bu harfin bulunduğu bir kelimeyi, başka bir lisânın ifade etmesi mümkün değildir.