17 Mart 2020 Salı

Acı biber Dünya üzerinde neredeyse her bölgede farklı versiyonları yetişebilmesi ile, acı biber yiyeceklere kendisine has tadı ve özelliği ile yeni bir boyut kazandırması sebebiyle en çok tüketilen bitkilerden birisi oluyor. Yiyeceklere verdiği endemik lezzet bir yana, acı biberin marifetleri bunun ile bitmiyor. İçerisinde bulundurduğu pek çok vitamin ve zengin lif kaynaklarının yanı sıra, etken maddesi olan capsaicin doğal bir mucize olarak karşımıza çıkıyor. Acı biberin faydaları ise şu şekilde sıralanıyor: MUTLULUK VERİYOR


Acı biberin etken maddesi olan capsaicin, beyinde endorfin salgılanmasını sağladığı için, vücutta ağrı kesici ve mutluluk verici bir etki oluşturuyor.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİYOR
İçeriğinde bulunan antioksidanlar ile, vücudun bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Ayrıca C vitamini seviyesi, turunçgillere yakın bir seviyede olması sebebi ile kış aylarında doğal bir savunma mekanizması özelliğinde.
DOLAŞIM SİSTEMİNİ OLUMLU ETKİLİYOR
Acı biberin bir diğer etkisi, vücuttaki kanı inceleştirmesi ile, kanın pıhtılaşmasını önlemesi, kalp krizi riskini azaltması, kolesterol ve şekeri düşürmesi. Ayrıca damarlardaki kanın akış yolunu düzeltmesi ile damar basıncını azaltıp, tansiyona da dengeleyici unsur olduğu biliniyor.
SİNÜZİTE İYİ GELİYOR
Acı biberin burun ve boğaz yollarındaki enfeksiyona karşı antioksidan özelliği ile kurutucu etkisi olması, sinüzit sorunu olan kişilere de sinüzitin açılması konusunda yardımcı oluyor.
SİNDİRİM SİSTEMİNİ DÜZELTİYOR
Acı biberin sindirim sistemine karşı olumlu etkisinin yanı sıra kabızlık rahatsızlığına karşı da düzeltici etkisi mevcut. Ancak uzmanlar bir konuda uyarıyor, acı biberi fazla tüketmek hemoroid ve ülser gibi rahatsızlıklara yol açabileceği için dikkatli tüketilmesi gerekiyor.

Timus ne olduğunu anlayınca şaşıracaksınız.. TİMÜS’ü EŞŞEK🤔 sudan gelinceye kadar dövmek lazım

Timus ne olduğunu anlayınca şaşıracaksınız..
TİMÜS’ü EŞŞEK🤔 sudan gelinceye kadar dövmek lazım………..🤔🤔🤔🤔
🤔🤔🤔🤔🤔🤔🤔💢
Genç ve sağlıklı olmak ve kalmak için Timüs’ü eşşek sudan gelinceye kadar dövmek lazım.
Timüs bezi, tiroid bezinin altında, göğüs boşluğunda ve soluk borusunun önünde bulunur.
Bu bez insanın bağışıklık sisteminin merkezidir. Yani bütün bağışıklık sistemi buradan yönetilir.
Timüs bezi ne kadar çok titreşirse kişi o kadar sağlıklı ve bağışıklık sistemi sağlam olur.
Anadolu’da ağıt yakan kadınların göğüslerine vurduklarına hepiniz şahit olmuşsunuzdur.
Bu refleks kaynaklı basit bir el hareketi değildir. Bu beynin otomatik gerçekleştirdiği bir davranıştır.
Kişi göğsüne vururken Timüs bezini titreştirir.
Bu sayede üzüntü kaynaklı bağışıklıkta meydana gelen direnç azalmasının önüne geçmeye çalışır.
Bu bez ne kadar sıklıkla titreştirilirse kişi o kadar genç ve sağlıklı yaşar ayrıca geç yaşlanır.
Sizde parmaklarınızla göğsünüzün ortasına yapacağınız küçük vuruşlarla timüs bezini titreştirebilirsiniz.
Yada daha basit bir yolu kullanırsınız. “KAHKAHA” atabilirsiniz.
Çünkü kahkaha da göğüs kafesini oynattığı için bu bezi harekete geçirir.
Hani yıllar geçerde aradan bir arkadaşımıza rastlarız neşeli halleriyle tanıdığımız bu insanı görünce “hiç değişmemişsin, ne gamsızsın…” deriz ya, işte timüs bezinin gücü.
Sonuç olarak kahkaha bağışıklık sistemini güçlendirir ve sizi genç tutar.
Bir de Google’dan bakalım:
Mutluluk ve Timus bezi ..
“Mutluluk bir seçimdir. Mutsuzluğumuz kadere, şansızlığa ve talihsizliğe inancımız ölçüsündedir.”
Mutlu duyguların hissedilmesinde hormonların rolü büyük.Bedenimizde o hormonları salgılayan salgı bezlerinden minicik ama çok güçlü bir salgı bezi var: timus.
Timus uyarıldığında salgıladığı hormonlar kişide haz ve mutluluk duygusu yaratır.Çünkü timus aktive olduğunda bedenin kimyasının değişimine neden olur. Bu değişiklik sinir sistemini sakinleştirir ve beyin fonksiyonları nı hızlandırır. Bu da kişide rahatlama duygusu yaratır.
Avustralyalı Nobel ödüllü kanser araştırmacısı Sir MacFarlane Burnet timus bezinin aktif hale getirilmesiyle insan bedeninin kendisini kanserden koruyabilme yeteneğine sahip olacağını savunuyordu.
Çocuklarda iri olan timus ergenlik döneminde bir ceviz kadar irileşiyor. Ama yas ilerledikçe bir bezelye tanesi kadar küçülüyor, yaşlılıkta ise tamamen köreliyor. Ama bazı insanlarda ileri yaslarda bile hala ceviz büyüklüğünü koruması, bilimin henüz çözemediği alanlardan biri.
Timusun sağlığımız üzerindeki önemli yararlarından biri de T hücrelerini üretiyor olması. T hücreleri denilen lenfositler bedene zarar verebilecek zararlı hücreleri yok ederler. Bu küçük T hücrelerine yaşamımızı borçluyuz. AIDS gibi bağışıklık sistemini çökerten hastalıkların ölümcül olması T hücrelerinin haberleşme hatlarını öncelikle kesmelerinden kaynaklanıyor.
Timus göğüs kafesinin üst kısmının tam arkasında, göğsün tam ortasında yer alıyor. Timusu uyarmanın üç basit yolu var:
Timusu uyarmanın birinci yolu gülmek. Yani gerçek, içten, sıcak bir gülüş, bir kahkaha. Her gülündüğünde timus bezi aktive oluyor. Her aktive olduğunda bedenimize kimyasal dalgalar göndererek kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor. 1993 yılında California Üniversitesi’ nde Dr.Paul Ekman tarafından yapılan araştırmada gülmenin timusu ve beynin değişik haz bölgeleriyle bağlantısı olan kasları harekete geçirdiği ve insanda haz duygusu yarattığı kanıtlanmış.
Timusu uyarmanın ikinci yoluiki parmakla timusun üzerine gelen noktaya vurulması, yani elle uyarmak.Timusu uyarmanın üçüncü yolu ise dilin üst dişlerin arkasında damağa ve ağzın tavanına değdirilmesi. Dr. John Diamond ve ekibi dilin bu pozisyona getirilmesi ile sol ve sağ beyin
küresi arasında denge oluşmasını sağladığını tespit etmiş.Bu da insanin daha iyi düşünmesi ve kendini daha iyi hissetmesine yardımcı oluyor.

Öksürk hemen geçer Bir bardak süt 3 tane inciri kuşbaşı doğrayın süte ekleyin 7 dk kaynatıp için ılıkken

* Vücut su kıtlığı çektiğinde kandaki suyu kullanırsa,
YÜKSEK TANSİYON hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde omurlardaki suyu kullanırsa,
BEL VE BOYUN FITIĞI hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde kemiklerdeki suyu kullanırsa,
gut - atrit gibi romatizmal hastalıklara yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde akciğerdeki suyu kullanırsa,
ASTIM hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde pankreastaki suyu kullanırsa,
ŞEKER hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde midedeki suyu kullanırsa,
ÜLSER hastalığına yakalanırız.
* Bağırsaklarda su eksilirse, kabızlık meydana gelir ve
KOLON kanseri olma tehlikesi yaşarız.
* Hücrenin su eksikliği çok artarsa, beynimiz hücreye oksijen göndermeyi keser. Oksijen kesilmesi sonucunda da hücre KANSERLEŞME sürecine girer !!!...
Hasta olmamak için vücudumuzu susuz bırakmamalıyız.
Hasta değil susuzsunuz ...🌹
🌹Uzman Haccam Recep Ergül Kıraç Esenyurt Istanbul
🌹Hacamat sülük manüel terapi fitoterapi bilinç altı uygulamaları ...

Ademcik hastalığı için Bir adet zeytin çekirdeğinin dövün ezin

Ademcik hastalığı için
Bir adet zeytin çekirdeğinin dövün ezin
Bir çay kaşığı karabiber
Birçay kaşığı toz çörek otu
Bir tatlı kaşığı hakiki bal ie karıştırılıp yavaş yavaş yutulursa şifaya kavuşturur zuraf encu

Yanık İzi ve lekeleri yok eden pırıl pırıp bir cilt için 10 tane organik yumurta suda haşlayın sonra sarısını

tavaya koyun yansın köz olana kadar sonra ılıtın pamuk bir beze dökün sıkın yağ çıkacak yağını bir kaba kayun sabah akşam sürün yüzünüze yanık ve iz yerlerine bir bir kaçgünde pıfıl pırıl cild

REZENE Maydanozgiller familyasına ait şifalı bir bitki olan rezene, Latincede Foeniculum vulgare L. olarak tanımlanır. Koyu renkli ve kendine has kokusuyla yemeklere tat veren bir bitki olan rezene, demlenerek çay olarak da tüketilir. Sodyum, potasyum, fosfor ve kalsiyum gibi değerli mineraller barındıran bitki, A ve C vitaminleri açısından da zengindir. Rezene bitkisinin kökü, uzun yıllar boyunca kabızlık ve gaz problemlerinin giderilmesi için kullanılmış, yaprakları ise çay olarak demlenerek pek çok farklı rahatsızlığın iyileştirilmesi için tüketilmiştir. Rezene yapraklarından yapılan çayın yaklaşık olarak %80 ila 90'ı fenkton, %4 ila 6'sı uçucu yağ, %3 ila 10'u flavonoidler, sabit yağ, furanokumarinler ve %1 ila 10'u estragolden oluşur. Mide ve bağırsak sistemi rahatsızlıklarının giderilmesi, solunum sistemi hastalıklarının iyileştirilmesi, migren gibi baş ağrıların rahatlatılması gibi pek çok farklı amaçla tüketilen rezene çayı, günümüzde anne sütü miktarının arttırılması ve bebeklerin gaz problemlerinin giderilmesi için de sıklıkla kullanılır. Rezene çayının bebeklere faydaları konusuna geçmeden önce rezene çayını yakından tanımak gerekir.

.
İçindekiler
Rezene çayı nedir?
Rezene çayı nasıl hazırlanır?
Rezene çayının faydaları nelerdir?
Rezene çayı nedir?
Son yıllarda emziren annelerin süt miktarının artırılmasının yanı sıra anne ve bebeklerde gaz problemlerinin giderilmesi için de sıklıkla tüketilmeye başlanan rezene çayı, Akdeniz bölgesi bitkilerinden biri olan rezeneden yapılır. Anadolu'da arapsaçı olarak da bilinen ve maydanozgiller familyasına ait olan bitkinin boyu yaklaşık 1,5 metre uzunluğundadır. Koyu renge sahip bitkinin kök ve tohumları, halk arasında kabızlık ve gaz problemlerinin iyileştirilmesi için sıklıkla kullanılır. Çay yapımında kullanılan bitkinin yaprakları da aromatik bir tada ve karakteristik bir kokuya sahiptir. Çay, genellikle bitkinin tohumlarıyla ve yaprakları kullanılarak yapılır. Yapılan araştırmalar ışığında, rezene bitkisinin tohumlarının çiğnenmesinin tükürükte bulunan nitrit miktarını artırdığı ve böylece tansiyonu düzenlediği görülmüştür. Rezenenin yaprak ve tohumlarından yapılan çayın, A ve C vitaminleri açısından zengin olduğu ve mide bağırsak problemlerinin giderilmesi amacıyla kullanıldığı da bilinir. Kolesterole iyi geldiği düşünülen bu şifalı bitkinin pek çok farklı hastalığı önlediğine dair görüşler bulunur. Vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineraller açısından zengin olan rezeneden yapılan çayın faydaları konusuna geçmeden önce rezene çayının nasıl hazırlandığına göz atalım.
Rezene çayı nasıl hazırlanır?
Sağlığa pek çok faydası ve hastalıkları önleme konusunda etkili olduğu düşünülen rezene çayı, demlenmeye hazır poşetler hâlinde satın alınarak sıcak suyla kolayca demlenebileceği gibi aktardan alınan rezene yaprağı ve tohumları ile de hazırlanabilir. Bir cezvede su kaynatılırken başka bir kapta, 1 su bardağı rezene çayı için 1 çay kaşığı rezene tohumu ezilir. Su kaynamaya başladığında ezilen tohumlar cezveye atılır. Arzuya göre rezene yaprağı da koyulabilir. Çay, bir-iki dakika kadar kısık ateşte kaynadıktan sonra ocak kapatılır ve 5 dakika kadar demlenmesi için bekletilir. Cezvedeki rezene çayı süzülerek fincana alınır ve soğumadan tüketilir. Tüm bitkisel çaylarda olduğu gibi rezene çayı da dikkatli ve az miktarda tüketilmelidir. Aşırı tüketimi sağlığa zararlı olabilir. Kusma, baş ağrısı ve alerji gibi yan etkileri görülebilir. Medikal ilaçlarla birlikte tüketilmeden önce hekime danışılmalıdır. Gebelerin ve yaşlıların, rezene çayı ve diğer bitki çaylarını tüketmeden önce mutlaka hekimden görüş alması gerekir.
Rezene çayının faydaları nelerdir?
Vücutta bulunan serbest radikallerin yarattığı etkiler ile antioksidan maddeler arasındaki denge, zaman zaman bozulabilir. İmmün sistemin zayıflamasına bağlı olarak bazı sağlık problemlerine yol açabilen bu durum, bitkisel çaylarla dengelenebilir. Ancak bu ürünlerin az miktarda tüketilmesi farklı sağlık sorunlarının oluşmaması için son derece önemlidir. Düzenli olarak kullanılan ilaçların varlığında bitki çayları, hekime danışılarak kullanılmalıdır. Rezene çayı da şifalı bitki çaylarından biridir. Anemi olarak tanımlanan kansızlığa da iyi geldiği düşünülen rezene çayının, ses kısıklığının giderilmesine ve toksinlerin atılmasına yardımcı olduğu düşünülür. Depresyon ve anksiyete gibi ruhsal problemlere de iyi geldiği düşünülen rezene çayı, kasları gevşeterek kişinin rahatlamasını sağlar. İdrar söktürücü özelliği olduğu için ödem oluşumunu engeller. C vitamini bakımından zengin olan rezene çayı, cilt dokusunu yeniler ve kolajen yapının oluşmasını sağlayarak cildi canlandırır. Vitamin ve mineral bakımından zengin olduğundan olası enfeksiyonlara karşı bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olarak vücudu korur. Uygun miktarda kullanıldığında sağlık için pek çok faydası olduğu bilinen rezene çayı aşağıda sıralanan durumlarda da kullanılabilir:
Mide ve Bağırsak Sistemini Rahatlatır: Mide ve bağırsak motiletisini ya da farklı bir deyişle hareketliliğini artıran rezene çayı, sindirim sistemine ait şişkinlik, mide krampları, gaz ve kas spazmı gibi rahatsızlıkların giderilmesi için tüketilebilir. Ülsere neden olan bakterilerle mücadeleye yardımcı olduğu düşünülen rezene çayı, hastalığın belirtilerini hafifletebilir. Akşam yemeğinden sonra içildiğinde sindirimi kolaylaştırır ve tokluk hissi verir. Kabızlığa iyi geldiği de bilinir.
Solunum Sistemi Problemlerine İyi Gelir: Grip ve soğuk algınlığına bağlı olarak oluşan boğaz yangılarının giderilmesinin yanı sıra öksürüğe de iyi geldiği düşünülen rezene çayının uçucu bileşenlerinden olan anetol ve fenkonun, solunum yollarını rahatlattığı düşünülür. Vücutta bulunan patojenlere karşı immün sistemi destekler. Balgam söktürücü etkisinin yanı sıra burun kanallarının açılmasında da etkilidir. Boğaz ağrısı için gargara yapılarak kullanılabilir. Bronşit gibi hastalıkların iyileştirilmesinde etkili olabilir.
Kan Basıncını Düzenler: Tansiyonun düzenlenmesinde etkili olduğu bilinen rezene çayı, içeriğindeki potasyum sayesinde gerilen damarları rahatlatır. Hipertansiyona iyi geldiği düşünülür.
Metabolizmayı Hızlandırır: Rezene bitkisinin metabolizmayı hızlandırdığı bilinir. Yatmadan önce içilen bir bardak rezene çayı, gece boyunca metabolizmanın daha hızlı çalışmasını sağlar. Ayrıca sabah açlık hissinin de atlatılmasında etkili olduğundan diyet programıyla birlikte tüketilebilir.
Regl Sancılarını Azaltır: Kadınların büyük bir kısmının yaşadığı regl sancıları, rahmin kasılmasından kaynaklanır. Yoğun ağrıya sebep olan bu durumun hafifletilmesi için rezene çayı tüketilebilir. Rezene çayı vücut kaslarının gevşemesine de yardımcı olarak, âdet dönemlerinin daha kolay atlatılmasına yardımcı olabilir.
Baş Ağrısını Azaltır: Rezene çayının kas gevşetici etkisi nedeniyle baş ağrılarına da iyi geldiği düşünülür. Yapılan sınırlı çalışmalarda rezenenin santral etkili ağrı kesici etkisinin olduğu görülmüştür.
Anne Sütünü Artırır: Östrojen hormonunu uyardığı düşünülen ve galaktogog özelliğine sahip bir bitki olduğu bilinen rezene çayı, anne vücudunda daha fazla süt üretilmesini sağlayabilir. Sodyum ve potasyum mineralleri açısından zengin olması sebebiyle sıvı dengesini de sağlar. Emzirme döneminde rezene çayı kullanımı mutlaka hekim önerisiyle gerçekleşmelidir.
Bebeklerin Gaz Sancılarını Azaltır: Altı ay üzerindeki bebeklerin uyku düzeninin oluşmasında etkisi olduğu bilinen rezene çayı, bebeklere verilmeden önce mutlaka hekime danışılmalıdır.
Gözlerdeki Şişliği Giderir: Rezene çayının demlendikten sonra soğutularak pamuk yardımıyla göz çevresine sürülmesi, gözlerdeki şişliklerin azaltılmasında etkilidir.

Yüksek tansiyon için günde Bir bardak narsuyu narları sıkın 7 yaprak marul tüketsin beraber bir hafda tansiyonu dengeler

Bazı çocukla ağlamayı adet haline getirmişler
Boşu boşuna ağlarlar ağlamayı kesmek için gerçek hasta değilse
yedi kere ya muqıttu celle celelehu isimni okuyun suya üfleyin çocuğa verin hemen susar