8 Mayıs 2020 Cuma

KARACİĞERİNİZ SAĞLIĞINIZI SÖYLÜYOR Karaciğerinizi onarmadan hangi hastalığınızı iyi etmeye çalışırsanız çalışın boşuna iyi olsada yeniden nükseder unutmayın filitreler tıkanmış hastalıklar sıraya giriyor karaciğerinizi temizleyin yoksa bağarsaklarınız hep çöp getirir karaciğerinize hastalıkları sıraya koyar sağlık servettir kaybetmek çok kolay geri kazanmak çok zor unutmayın


Gümüş Suyu, her türlü enfeksiyonların tedavisinde kullanılır Gümüş Suyu, her türlü enfeksiyonların tedavisinde kullanılır; bakteriler (tüberküloz, Lyme hastalığı, bronik veba ve pnömoni, cüzzam, belsoğukluğu, sifiliz, kırmızı fıstık, mide ülseri, kolera); parazitler (zambak, sıtma); ve virüsler (HIV / AIDS, pnömoni, herpes, zona, siğiller).

Gümüş Suyu, her türlü enfeksiyonların tedavisinde kullanılır

Gümüş Suyu, her türlü enfeksiyonların tedavisinde kullanılır; bakteriler (tüberküloz, Lyme hastalığı, bronik veba ve pnömoni, cüzzam, belsoğukluğu, sifiliz, kırmızı fıstık, mide ülseri, kolera); parazitler (zambak, sıtma); ve virüsler (HIV / AIDS, pnömoni, herpes, zona, siğiller).
Gümüş suyu, amfizem ve bronşit gibi akciğer hastalıkları için de kullanılır; rosacea, beşik başlık (atopik dermatit), egzema, impetigo ve sedef hastalığı dahil deri koşulları; (prostatit), kolon (kolit), burun (burun iltihabı), mide (gastrit), bademcikler (bademcik iltihabı), apandisit (apandisit) ve sinüsler (sinüzit) gibi iltihaplanma (bazen enfeksiyon nedeniyle) .
Diğer kullanımlar arasında kanser, şeker hastalığı, artrit, lupus, kronik yorgunluk sendromu, lösemi, saman nezlesi ve diğer alerjiler,diş eti hastalığının tedavisi sayılabilir.
Kolloidal gümüş grip, H1N1 (domuz) gribi ve soğuk algınlığı da önlemek için kullanılır.
Bazı kadınlar gebelik sırasında bebeğin büyümesine ve sağlığının yanı sıra annenin doğumuna ve iyileşmesine yardımcı olmak için kolloidal gümüş alırlar.
Koloidal gümüş sivilce, yanıklar, göz enfeksiyonları, mantar enfeksiyonları, boğaz enfeksiyonları, cilt enfeksiyonları ve Staphylococcus enfeksiyonları için deriye doğrudan uygulanır.
Gümüşün Gizemi

Eski zamanlarda doktorlar gümüşün sağlığa faydaları hakkında bilgi sahibiydiler ve hastalarına eğer sağlıklı olmak istiyorlarsa gümüş tabaklarda ve gümüş çatal bıçak kaşık kullanarak yemek yemelerini tavsiye ediyorlardı. Bu yüzden insanlar bebeklerine emmeleri için gümüş kaşık vermeye başladılar ve “Ağzında gümüş kaşıkla doğmak deyimi” buradan gelmiştir. Dr. Henry Crookes, 1900’lerin başında gümüşü pek çok hastalığın tedavisinde kullanmıştır. Bilimsel çalışmaları sonucu bilinen hiçbir mikrobun kolloid gümüşe 6 dakikadan fazla dayanamayacağını söylemiştir. Dr J.Mark Hovel, British Medical Journal’de kolloid gümüşün virüslerin kontrolünde özellikle etkili olduğunu rapor etmiştir.
İkinci Dünya savaşı sırasında penisilin keşfedildi ve sentetik olarak üretildi. Böylece tıpta patenti alınmış sentetik ilaçlarla büyük ilaç firmalarını çok zengin eden yeni bir çağ başladı. Bu şirketler patentini almadıkları hiçbir şeyi satmayacaklardır ve tabiatta bulunan maddeler patentlenemezler (Yakın zamanlarda penisilinin virüslere karşı etkisiz ve pek çok insan için alerjik olduğu anlaşıldığı halde günümüzde maalesef kimyasal, sentetik antibiyotikler çok popüler!)
Amerika’daki doğan çocuklara, doğumdan hemen sonra gümüş içerikli göz damlaları, gözde oluşacak enfeksiyonları engellemek için kullanılmaktadır.
Gümüş, yüzde 95’den daha fazla oranda kızılötesi yansıtırlığa sahiptir. Gümüşle temas eden radyoaktif enerjinin yüzde 95’i kaynağa geri dönecektir. Yani gümüş radyasyona karşı da etkilidir.
Ayrıca Kolloidal Gümüşün HIV virüsünü bir kaç dakika içinde yok ettiği ile ilgili araştırma Dr Xiaojian Yao tarafından “Nanoteknoloji 2012 International Journal”da yayımlanmıştır
Doktorların temelde gümüş suyunu tanımama sebebi yine kapitalist dünya düzenine dayanır. 1906 senesinde bütün büyük ilaç şirketlerini satın alan John D. Rockefeller koloidal gümüşün ilaç satışlarının önünde engel oluşturacağının farkındaydı. Bu sebeple Jude Abraham Felxner yardımı ile Amerika’daki tüm tıp fakültelerinde gümüş suyu konusunun işlenmeyeceği ve bu talimata uymayan tüm profesörlerin lisanslarının elinden alınacağını belirtmişti. İşin ilginç tarafı Rockefeller, ailesinin hiçbir zaman ilaç kullanmasına izin vermemişti?
Bilim kurgu dünyasına bakarsak, karşımıza içine girdiğiniz zaman bir anda bütün hastalıklarınızı iyileştiren ve sizi uzun süre yaşatan sandıklar çıkar. Peki, bu sandıklar gümüşten yapılmış olabilir mi? Daha da geliştirilmiş, içerisinde bakteriler dünyasından oluşmuş, gümüş kaplama mini bir laboratuar günümüzde yapılmış olabilir mi?
Bizden saklanan birçok gerçek varken bunların dahi yapılmış olması olasıdır. Bize gösterilenleri değil gösterilmeyenleri görmeye çalıştıkça aslında nasıl bir düzende yaşadığımızı görmek, sınırlarımızı zorlamak için bize daha da büyük nedenler vermelidir. Dünyamızı yaşanılabilir bir yer yapmak için el ele, değerimizin farkında olarak çalışmalı ve sorgulamalıyız

suyu

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, yazı

KURT AYAĞI OTUNUN VEYA KURT PENÇESİ OTUNUN FAYDALARI m.ulaş Sağlığımızın müthiş şifreleri

KURT AYAĞI OTUNUN VEYA KURT PENÇESİ OTUNUN FAYDALARI m.ulaş Sağlığımızın müthiş şifreleri
Her zaman yeşil kalan bu yosunumsu bitki, ormanlarda, yerde bir-iki metre kadar uzanarak, zarif ve ince kökleri ile kendisini belli eder. Bu kollardan, yedi ile on santim uzunluğunda ele yumuşak gelen çatallı dallar çıkarır. Dört yaşma gelen bitki, sarımsı renkte mısırı andıran çiçekler verir. Çiçeğin tozuna Kurtayağı tozu denir ve bazı eczanelerde deri tozu olarak satılır.
Radyum içeren bu bitki, çok çeşitlilik gösteren ip benzeri kollarıyla ve çiçek salkımından dökülen sarı tozuyla kolayca ayırt edilir. Dünyanın dört bir ' yanında, yüksek irtifalı ormanların kuzey yamaçlarında bulunur. Eğer ormanlar kesilirse, bitki sararır ve kurur çünki doğrudan güneşte yaşayamaz.
Gut ve romatizma hastalarına (hatta mafsallarda form değişmeleri oluşmaya başlamışsa bile), kronik hemoroit ve kabızlık çekenlere Kurtayağı çayı hararetle tavsiye edilir. Ancak ishalden mustarip kişiler bu çayı, büyük bir dikkatle içmelidirler çünki bağırsak krampları meydana gelebilir. Kurtayağı hiçbir zaman kaynatılmaz, ancak kaynamış su ile demlendirilir. Böbrek kumu, böbrek koliti, husye ağrıları veya sertleşmesi ile cinsel organ hastalıklarında da kullanılır. Karaciğer iltihaplanması ve karaciğer dokularındaki şişlikler için, hatta habis olanlar için bile Kurtayağı bire birdir. Onun yardımıyla hasta kısa sürede toparlanır.
Bir yakınımın kocası, yıllardan beri nefes darlığı çekiyordu ve astım olduğu düşünülerek tedavisi yapılıyordu. Bir gece gene yakalandığı nöbet esnasında gelen doktor, "Çalışmayı bırakmazsanız bir hafta sonra ölebilirsiniz." demiş ve onu hastaneye kaldırmış. Karısından öğrendiğime göre, son safhadaki bir karaciğer sirozu teşhisi konmuş ve birkaç gün sonra ümitsiz olarak evine gönderilmiş. Gece bastıran nefes darlığı, karaciğer sirozunun tipik bir göstergesidir. Tavsiyem üzerine kadıncağız Kurtayağı bularak kocasının hayatını kurtardı. Daha ilk fincan çayı içtiği zaman, yıllardan beri sıkıntısını çektiği gece nöbeti gelmemiş. Kulağa mucize gibi geliyor değil mi?
Civarınızda karaciğer sirozuna yakalanmış, hatta ağır durumda bir kimse varsa, ona hemen Kurtayağı çayı içiriniz; radyum içeren bu bitki, şifalı bitki tıbbında çok önemli bir yer tutar.
Bir dağ gezisinde beraber olduğumuz botanikçi Dr. Bruno Wein-meister, Kurtpençesi'nin bilhassa siroz ve karaciğer kanseri üzerindeki etkisini anlatırken şu olayı da aktardı: Genç bir öğrenci iken, arkadaşlarıyla bir dağ kulübesine doğru yol alırlarken, çok güzel bir Kurtayağı görünce dayanamayıp koparmış ve şapkasının etrafına birkaç kere dolamış. Sonradan arkadaşlarının birinin ayağına fena bir kramp girmiş, çocuğun ayağı dizine belli bir açıyla kaskatı kesilmiş. Herkes yardımcı olmaya çalışmış. Hatta kulübenin sahibi "Franzbranntwein" (sulandırılmış şarap ve bitki özlerinden yapılan bir ilâç) ile masaj yapmış ama nafile. Birinin önerisi üzerine genç öğrenci Kurtayağı'nı şapkasından çıkararak arkadaşının bileğine aşağıdan yukarıya doğru sarmış. Birkaç dakika içerisinde ayak normal hâline dönmüş. Bunun bir tesadüf olabileceğini düşünmüş. Belki de kramp, Kurtayağı olmasa da geçecekti, diye düşünmüş. Geri dönerlerken, bacak kramplarından mustarip olan evsahibesi için bir avuç Kurtayağı toplamış. Kadın kramplardan kısa zamanda kurtulmuş. Birkaç yıl sonra bunu bir uzmana anlatmış ve ondan Kurtayağı'nın radyum içerdiğini öğrenmiş. O zamandan beri birçok kişi ayaklarındaki ve bacaklarındaki kramplardan bir Kurtayağı bitki yastığı ile kurtulmuş.
Bir başka arkadaşım, idrar tutukluğundan dolayı hastaneye kaldırılmıştı. Kolunun üst tarafı iyice şişmişti. Hastaneden çıkınca her şey yeniden başladı. Neyse ki, 86 yaşındaki kayınvalidem ayak kramplarından acı çektiğinden evde Kurtayağı çayı vardı. O anda aklıma, sidik torbası krampı yüzünden acı çekiyor olabileceği ihtimali geldi. Bunu denedik. Bir ufak torbacığın içine kuru Kurtayağı koyup, mesane civarına koyduk. Beş dakika sonra arkadaşım normal olarak idrara çıktı. Hatta bu küçük torbacığı mesanesinin üzerinde birkaç gün daha taşıdı.
Ben yıllarca yüksek tansiyondan şikâyetçi idim. Bu, genellikle iyi çalışmayan böbreklerden ileri gelir. Ben de, Kurtayağı dolu minik bir torbayı böbrek civarına yerleştirdim ve gece öyle yattım. Sabah kalktığımda, yirmi olan tansiyonum on altıya düşmüştü. O zamandan beri arada bir, minik bir torba taze Kurtpençesi'ni böbrek bölgeme koymayı âdet edindim.
Baldır kramplarında Kurtayağı bir beze konularak baldırın etrafına sarılır. Ayak banyoları, hatta mesane kramplarında yarım banyo da yapılabilir.
Savaş veya kazalarda alınan yaralar da bazen kramplara neden olur. Bir gazinin sırtında, kocaman bir yara yeri vardı. Bu yara mütemadiyen acılı kramplara sebep oluyor ve ardından bütün bedeni ter içinde kalıyordu. Ağrılar kafasına kadar çıkıyordu. Kurtayağı pansumanları ve banyoları ile bu adamcağız 30 yıldır çektiği bu dertten kurtuldu.
Bazı eczanelerde satılan Kurtayağı tozu, yatalak hastalarda sık görülen yatak yaralarını kısa sürede iyileştirir. Tozu açık yaranın üstüne serpiştiriniz. Genelde daha ilk kullanımdan sonra rahatlama görülür.
KULLANIM
Çay: 1/4 litre kaynar suyun içinde bir silme tatlı kaşığı Kurtayağı kısaca demlendirilir. Günde sadece bir fincan, sabah aç karnına, kahvaltıdan yarım saat önce yudum yudum içilir. Siroz veya habis karaciğer hastalığında günde iki fincan içilebilir. ALINTI

İŞTE CEVİZ KABUĞUNUN FAYDALARI ÇÖPE ATMAYIN SAKIN m.ulaş Sağlığımızın müthiş şifreleri Kabuklu yemişlerden biri olan cevizin faydaları saymakla bitmez. İçerisinde protein, lif, Omega 3, Omega 6 yağ asitlerini barındırırken kalsiyum, demir, çinko, magnezyum, fosfor, bakır, selenyum, manganez minerallerini ve A, B1, B2, B6, C vitaminlerini bulundurmasından dolayı insan yaşamındaki önemi büyük. Peki bu kadar çok faydası olan meyvenin kabuğunun hiç faydası olmaz mı?

İŞTE CEVİZ KABUĞUNUN FAYDALARI ÇÖPE ATMAYIN SAKIN m.ulaş Sağlığımızın müthiş şifreleri
Kabuklu yemişlerden biri olan cevizin faydaları saymakla bitmez. İçerisinde protein, lif, Omega 3, Omega 6 yağ asitlerini barındırırken kalsiyum, demir, çinko, magnezyum, fosfor, bakır, selenyum, manganez minerallerini ve A, B1, B2, B6, C vitaminlerini bulundurmasından dolayı insan yaşamındaki önemi büyük. Peki bu kadar çok faydası olan meyvenin kabuğunun hiç faydası olmaz mı?
2
Ceviz ve kabuğu da çok eski zamanlardan bugünlere kadar çeşitli hastalıklarında tedavileri için ilaç yapımında kullanılmıştır. Ceviz kabuğu hem bazı hastalıkların tedavisinde ilaç gibi kullanılırken saç, tırnak ve cilt bakımı için tam bir kozmetik üründür.
3
Cevizin kuru dış kabuğunun çay demler gibi demlenip içilmesi soğuk algınlığına ve öksürüğe iyi gelir. Bağırsaklarda oluşan kurt ve solucanların tedavisi için de aynı karışım (kuru veya taze ceviz kabuğu) günde iki fincan içilerek tedavi edilebilir.
4
Şeker hastalığı, vücutta D vitamini eksikliğinden oluşan raşitizm hastalığı için de 10-15 adet ceviz kabuğunun su ile kaynatıp içilmesi faydalıdır. Taze (Yeşil) ceviz kabuğu suyu çıkarılarak sivilceli cilt üzerine sürülmesi sivilcelerin ve cilt lekelerinin geçmesine yardımcı olur.
5
Ceviz kabuklarını ( Kuru veya yaş ) kaynayan suyun içerisine atıp 10 dakika kaynattıktan sonra saçlarımızı yıkadığımızda saç dökülmelerimiz duracaktır. Saçlarımız eski parlaklığına kavuşacak ve yıpranmış saçlarımız kuvvetlenecektir. Saçlarımız kepeklerden arınmış olacaktır.
6
Saçlarımızı bu şekilde hazırladığımız su ile her gün yıkamaya devam edersek varsa saçlardaki beyazlarımızda azalma görebiliriz. Cevizin yeşil kabuğunun suyu ile yapacağımız kürde saçlar için oldukça faydalıdır.
7
Saça koyu kahverengi bir renk verirken saçların parlaklığını artırır. Ceviz kabuğu suyunu ayak ve el tırnak bakımlarımda da kulanabiliriz. İncelen, kırılan tırnaklara ceviz kabuğu suyu sürülmesi, tırnakların güçlenmesini ve sağlıklı uzamasına yardımcı olur.
En az ceviz kadar kabuğu da insan sağlığı açısından oldukça faydalıdır. Doğanın insanlara sunduğu en önemli mucizelerden birisi de ceviz kabuğudur. Ceviz kabukları ve ceviz aynı zamanda içerisinde yüklü miktarda B vitamini barındırmaktadır. Hayati öneme sahip olması açısından ceviz kabuğunun faydaları, ceviz kabuğu suyu nasıl hazırlanır sorusu insanlar tarafından çok fazla merak ediliyor. Biz de ceviz kabuğunun faydalarını sizler için araştırdık. Ceviz kabuğunun faydaları nelerdir? Ceviz kabuğu suyu nasıl hazırlanır? Zayıflatır mı?
CEVİZ KABUĞUNUN FAYDALARI NELERDİR?
1- Ceviz kabuğu hem bazı hastalıkların tedavisinde ilâç gibi kullanılırken saç, tırnak ve cilt bakımı için tam bir kozmetik üründür.
2- Cevizin kuru dış kabuğunun çay demler gibi demlenip içilmesi soğuk algınlığına ve öksürüğe iyi gelir.
3- Bağırsaklarda oluşan kurt ve solucanların tedavisi için de aynı karışım (kuru veya taze ceviz kabuğu) günde iki fincan içilerek tedâvi edilebilir.
4- Şeker hastalığı, vücutta D vitamini eksikliğinden oluşan raşitizm hastalığı için de 10-15 adet ceviz kabuğunun su ile kaynatıp içilmesi faydalıdır.
5- Taze (Yeşil) ceviz kabuğu suyu çıkarılarak sivilceli cilt üzerine sürülmesi sivilcelerin ve cilt lekelerinin geçmesine yardımcı olur.
6- Ceviz kabuklarını (Kuru veya yaş) kaynayan suyun içerisine atıp 10 dakika kaynattıktan sonra saçlarımızı yıkadığımızda saç dökülmesi duracaktır.
7- Saçlarımız eski parlaklığına kavuşacak ve yıpranmış saçlarımız kuvvetlenecektir. Saçlarımız kepeklerden arınmış olacaktır.
8- Saçlarımızı bu şekilde hazırladığımız su ile her gün yıkamaya devam edersek varsa saçlardaki beyazlarda azalma görebiliriz.
9- Cevizin yeşil kabuğunun suyu ile yapacağımız kürde saçlar için oldukça faydalıdır. Saça koyu kahverengi bir renk verirken saçların parlaklığını artırır.
10- Ceviz kabuğu suyunu ayak ve el tırnak bakımlarında da kullanabiliriz. İncelen, kırılan tırnaklara ceviz kabuğu suyu sürülmesi, tırnakların güçlenmesini ve sağlıklı uzamasına yardımcı olur
.alıntıdır

HIDIRELLEZ Dün malûm hıdırellez günü diye

Ey Eshab-ı Kirama dil uzatan bizim mahallenin bedbahtları, gelin sizinle şöyle bir muhasebe yapalım: Kur'an-ı Kerimi bile yüzünden okuyamayan, okuduğu birkaç felsefi kitabı "din" zanneden akl-ı evveller...



Ey Eshab-ı Kirama dil uzatan bizim mahallenin bedbahtları, gelin sizinle şöyle bir muhasebe yapalım:
Kur'an-ı Kerimi bile yüzünden okuyamayan, okuduğu birkaç felsefi kitabı "din" zanneden akl-ı evveller...
- Peygamber Efendimizi hicrette evinde müsafir eden, Efendimizin özel dualarına mazhar olan, Fetih müjdesine nail olabilmek için Yezid'in komutasındaki orduyla 90 yaşında olmasına rağmen İstanbul'a cihad için gelen Eyyüb-el Ensari hazretleri gafil(haşa), siz çok akıllı ve iman sahibisiniz öyle mi?
- Efendimize hürmetinden kısık sesle konuşan, bineğe binmeyen, def'i hacetini Medine'de yapmayan, mescide girerken edebinden ve hürmetinden adeta kızaran Mescid-i Nebevi İmamı İmam Malik hazretleri gaflette, ama siz çok yüce ve tam iman sahibisiniz öyle mi?
- İlim deryası, geceleri ilim uğruna uyku nedir bilmeyen, bildiği hak yolda hiç bir hükümdardan korkmayan, bir yıldız gibi Ehl-i İslama yol gösteren İmam-ı Azam cahil, ama siz çok akıllı ve imanınız tam öyle mi?
- Efendimizin güzide torunlarından, aynı zamanda nesebi anne tarafından Hz. Ebubekir Efendimize dayanan, ahlak ve edep timsali, ilim ve irfan merkezi Cafer-Sadık hazretleri gafil, ama siz sarsılmaz iman sahibisiniz öyle mi?
- İlim yolunda durmak nedir bilmeyen, ömrü ilim öğrenmek, yazmak olan, bir anını bile ilimsiz geçirmeyen İmam Şafii hazretleri cahil, ama siz çok akıllısınız öyle mi?
- İkinci Ömer lakabıyla maruf, bulunduğu devlette zekat verilecek kimse kalmamış ama kendisinin iki gömleğinden başka giyeceği bulunmayan Emevi halifesi Ömer bin Abdülaziz hazretleri gafil, ama siz çok takvasınız öyle mi?
- İslamı tüm cihana yaymak uğrunda canlarından, mallarından, ailelerinden, sevdiklerinden vazgeçip taaa Ispanya'ya, Çin'e, Sibirya'ya kadar Lafzatullahı ulaştırmış Emeviler, Tarık bin Ziyadlar, Ukbe bin Nafiler gafil, cahil, ama sen çok akıllısın öyle mi?
- Kutsal Kudüs'ü haçlılara karşı dahiyane ve zirvedeki imanıyla fethetmiş, muhafaza etmiş her kesimin takdirine mazhar olan Selahaddin Eyyübi gafil, ama sen çok akıllısın öyle mi?
- Kurduğu medreselerle Türk- İslam medeniyetinde namütenahi bir yer edinmiş, tarihe altın harflerle ismi yazılan Nizamülmülk cahil, ama sen çok alimsin öyle mi?
- Anadolunun İslamlaşmasında kapıları sonuna kadar açan muhteşem dedemiz Alparslan cahil, ama sen akıllısın öyle mi?
- Haçlı seferlerine karşı inanılmaz bir gayret gösteren, bu seferleri akamete uğratan Selçuklu ceddimiz cahil, ama sen akıllısın öyle mi?
- Hindistan fatihi, Hindistan'da İslamın neşrini temin eden büyük hükümdar Sultan Mahmut cahil, ama sen alimsin öyle mi?
- İlmiyle, hilmiyle, irfanıyla, adaletiyle, sabrıyla, takvasıyla İslamı cihanın dört bucağına sevdiren İslam erenleri, Yeseviler, Yunuslar, İmam Rabbaniler, Şahı Nakşibendiler, Hacı Bayramlar, Hacı Bektaşlar, Mevlanalar, Emir Sultanlar, Üftadeler, Aziz Mahmud Hüdailer, Abdülkadir Geylaniler, İmam Maturidiler, Eş'ariler, Akşemseddinler, Mahmut Zengiler, Zembilliler, Ebussuud Efendiler, İbn-i Kemaller ve sayamadığım binlercesi... Bu mübarekler cahil, ama sen alimsin öyle mi?
- İsmi zikredildiğinde yüreğimizin kabardığı Ertuğrul Beyler, Osman Gaziler, Fatihler, Süleymanlar, Sinanlar, Abdülhamitler... gafildi, ama sen büyük kahramansın öyle mi?
- İslamın o en zor deminde, Allah kelamının tamamen yok edilmek istendiği o cebabire devrinde tüm varlığıyla tek başına mücadele veren ve Anadolu'da İslamı, Allah'ın kelamını sadırlara nakl ve nakşeden, tekrar bir İslam tedris hareketi başlatan Süleyman Efendi hazretleri cahil, ama sen çok akıllısın öyle mi?
Tüm bunları neden saydım biliyor musun? İstisnasız hepsi Eshab-ı Kiramın hepsine hürmet etmekte en ilerideydiler. O mübarek sahabilerin sevgisi onların yüreğinde bir kor gibiydi. Tüm bu muhabbetleri nerden kaynaklanıyordu biliyor musun: "Allah ve Rasülüne olan muhabbetlerinden"
Sen bu kadim yoldan mı yürüyorsun, yoksa:
- Tarihte ilk Ashab düşmanlığını başlatan münafık Abdullah İbni Sebe'nin yolundan mı?
- Sasani devletine son verdi diye Hz Ömer Efendimize derin bir kin besleyen, O'nu şehîd eden Ebu Lü'lü' ye anıtmezar yaptıran, şehîd edildiği günü "bayram" olarak kutlayan şianın yolundan mı?
- Eshab-ı Kiramın en büyükleri olan Hz Ebubekir, Hz Ömer ve Hz Osman efendilerimize küfretmeyi iman esası gören şianın yolundan mı?
- Güya "Ehl-i Beyt" sevgisini bahane ederek tefrika çıkaran ama Efendimizin iki güzide eşine, en yakın Ehline, yani Aişe ve Hafsa annelerimize kafirin bile yapamayacağı iftiraları atan, küfreden ve bu küfrü imanın esası gören şianın yolundan mı?
- Anadolu'da Türk hakimiyetini bir türlü kabul edemeyen, bunun için de tarihte bizansla, batıyla sürekli Türklere karşı gizli aşikar ittifak kuran şianın yolundan mı?
- Osmanlı döneminde İrana sınır bölgelerdeki Osmanlı alimlerini yakalayıp onları Eshab-ı Kiram'a küfretmeleri için zorlayıp, etmeyen alimleri çenelerinden geçirdikleri iple asıp ölüme terkeden şianın yolundan mı?
- Allah 12. İmamı çıkaracak ve Eshab-ı kiramı da diriltecek, o imam Eshab-ı Kirama cezasını verecek diyen şianın yolundan mı?
- Her yıl Kerbela olayını ortaya atıp, bir kusura bin iftira karıştırarak, Ümmetin içine fitne tohumu serpen, bundan hareketle içindeki tüm zehri masumiyet şemsiyesi ve Ehli Beyt sevgisi kılığında akıtan siyonizmin emrindeki şianın yolundan mı?
- En önemlisi de Ayet-i Kerime ve Hadisi Şeriflerle Eshab-ı Kiram efendilerimizin yeri apaçık belli iken senin derdin "Ehli Beyt" sevgisi mi, yoksa bu kılıfa bürünüp Şia propagandası mı? Ben söyliyim, sen aksini iddia etsen de bilerek ya da bilmeyerek birilerinin oyununda piyon oluyorsun. Her ne kadar aklını yüceltsen de...
Ey Anadolu irfanını kendisine rehber edinen kardeşim. İyi düşün Eshab-ı Kirama hürmet ya da hürmetsizlik, bir Müslümanın belki de imtihanıdır. Uyanık ol ve İslamdan sapmış dalalet fırkalarının oyununa alet olma sakın. Hakiki Müslüman istisnasız Eshab-ı Kiramın hepsine hürmet eder ve muhabbet besler...
••••••••
Son yıllarda gittikçe artan bir itikadi sapkınlık toplumda vücud bulmaya başladı. Eshab-ı Kiram efendilerimize hakaret.
Özellikle kendilerini dindar olarak tanımlayan, güya Peygamber Efendimizi ve Ehl-i Beytini çok sevdiğini beyan eden, sahte gözyaşlarıyla onları medheden bir kesim. Kimi bilerek, kimi de bilmeden bu meseleye burnunu sokuyor. Nerde azıcık tv den veya youtube'dan bu meseleyle ilgili video izleyen varsa başlıyor ahkam kesmeye.
Eshab-ı Kiram bizim kırmızı çizgimizdir. Ayetler ve hadislerle çerçevesi çizilmiş bir meseledir. Kim ki münafıktır, onun kalbinde Eshab-ı Kiram sevgisi olmaz.
Ben öyle zannediyorum ki Şia son yıllarda Türkiye'de dini alanı zapdetmiş durumda. Dikkat edin hiç bir Şia daisi açıktan ben şiayım demez hatta şiayı inkar eder. Çünkü şiada "takiyye" imanın esasıdır. Hatta daha da ileri gideyim nakşi, kadiri ismiyle müsemma bir çok sahte tarikat de Şia tarafından kurulmuştur.
İyi gözlemleyin tarikate, tasavvufa karşıyım diyenler mezkur şiameşreb tarikatler sözkonusu olduğunda hemen övgüye geçerler ve hep iyi taraflarından dem vururlar.
Dikkat edin Eshab-ı Kiram dönemindeki bazı hadiseleri size ajite ederek anlatanlar var ise dikkat kesilin. Kesinlikle Şia dailerinin etkisinde kalmıştır.
Eshab-ı Kiramın bir tanesine dahi dil uzatan Peygamber Efendimizi yalanlamış demektir. Çünkü hepsi hakkında Efendimizin o mübarek hadis-i şeriflerinin mührü bakidir.
Ey Ehl-i Sünnet kardeşim, kimse senin gibi saf ve temiz değildir. Herkesi kendin gibi sanma. Binbir maskeyle karşına çıkarlar da ruhun duymaz. Selçuk Gülal