9 Haziran 2020 Salı

KARACİĞER YAĞLANMASI İÇİN KÜR KARACİĞERİNİZİ KORUYUN YOKSA HASTALIKLAR SIRAYA GİRER


evet aynı hap devedikeni extratı hapı için sabah akiam 2 şer tane hap aç için 3 ay devam edin enginar çayı karahindibağ sinirli ot çayı için düzeliyor 3 ay kadar sağlığınızıda kutarıyorsunuz bu arada ekmek unlı gıdalar tatlılar hazır gıdalar hayvansal gıdalar yasak perhizde çok önemli bilginiz olsun

M.ULAŞ





Ayasofya Bize, Hz.Peygamber(s.a.s.)in
Hediyesi ve Emanetidir.

Devir, Peygamberimizin Medine devridir. Peygamber Efendimiz, birkaç sahabesi ile,bir sahrada oturmaktadır. Yanlarına iki kişi gelir, ve Derler ki,ya Muhammed, (sallallahu aleyhi ve sellem) biz konstantiniyyeden geliyoruz. Bizim, 300 yıldır, kubbesini tutturamadığımız bir mabedimiz, kilisemiz var. Her İmparator gelir, Mabed'in kubbesini yapar fakat, 50-60 sene sonra, kubbe yıkılır.Şu andaki İmparatorumuz ise, bütün dünyaya Elçiler gönderdi.En iyi mühendisleri, bulun getirin dedi. Fakat, bizi de sana gönderdi,dedi ki,gidin,Medinede, peygamber olduğunu söyleyen, birisi zuhur etmiş,Ona selamımı söyleyin,Gerçi, kendisi mimar-mühendis değil ama, peygamber olduğunu söylediğine göre, belki bizim bu derdimize bir çare bulur diye, senin yanına gönderdi,derler.Peygamber Efendimiz buyurdu ki,Yanınızda mendiliniz var mı? var dediler. Yerden bir avuç kum alarak, mendillerinin üzerine koydu, o kumun Üzerine de, mübarek tükürüklerini Akıtıverdi, ve onlara buyurdu ki,alın, bu kumu muhafaza edin, götürün,yapmak istediğiniz kubbenin harcına katın,o kubbe tutacak, ve kıyamete kadar, bir daha yıkılmayacaktır. Elçiler kumu alarak, sevine sevine Kosyantiniyyenin yolunu tutarlar fakat,sahabelerin içi buruktur. Derler ki,Ya Resulallah, bir kilisenin kubbesi için,sen mübarek tükürüğünü gönderdin,onun kıyamete kadar da, yıkılmayacağını söyledin. Biz anlayamadık derler. Peygamber Efendimiz buyurur ki, ey eshabım, o mabet, ileride benim ümmetimin olacak. Orada ümmetim ibadet yapacaklar,namaz kılacaklar,Allahı zikredecekler. Ben o tükürüğümü, ümmetime hediye olsun diye gönderdim. o mabet, ümmetime hediye olsun diye gönderdim. Hıristiyanlara hizmet için göndermedim,buyurmuş. Sahabeler ise, rahat bir nefes almışlar.Öte yandan, giden Elçiler, kostantiniyyeye gelmişler, o harca, Peygamberimizin gönderdiği kumu katmışlar,ve kubbeyi yapmışlar. İşte o yapılan kubbe,bugünkü ayakta duran kubbedir. Ayasofya, Müslümanlara bunun için kıymetlidir. Peygamberimizin hatırası olduğu için kıymetlidir.Peygamberimizin emaneti olduğu için kıymetlidir. Hazreti Fatih'de, İstanbul'un surlarından girince,direkt Ayasofya'ya gitmiştir. Ayasofya'yı,3 gün içerisinde Cami haline getirmiş, ibadete açmış, Üstelik, Bir Gün gelirde,stanbul'u ehli küfür işgal ederse,bu mabette, devletin olduğu için, gelir el koyarlar,ve camilikten çıkarırlar diye, Ayasofya'nın, O günkü maddi değerini,kendi öz bütçesinden, devlete ödeyerek,Ayasofyayı Satın almış,Önce kendi,mülkü yapmış,sonra,müslümanların istifadesi için vakfetmiştir.Çünki vakıf mallarına dünyada hiç kimse el koyamaz.Halen Ayasofya'nın tapusu,Hazreti Fatih Sultan Mehmet Han üzerinedir.10 sene önce,Ayasofyanın ibadete açık olan kısmında,bu tapu asılı idi,şimdi kaldrmışlar.Mekanın cennet olsun,Peygamberimizin medhine mazhar olmuş, Ey Koca Sultan.Kardeşlerim, Ayasofya'yı bir daha Ziyaret ederken,bu duygularla ziyaret edin, kubbesinin harcında,Peygamberimizin emanetinin olduğunu düşünerek ziyaret edin.O mabedin, Peygamberimizden,bize hatıra olduğunu düşünerek ziyaret edin. Ayasofya müslümanlara,bunun için önemlidir.İnşaAllah,cami olarak tekrar açılırda içinde ibadet ederiz.

https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=2206126722783493&id=100001585612381

Fotoğraf açıklaması yok.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDE BÜTÜN AHLAKSIZ YASALAR VAR.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDE BÜTÜN AHLAKSIZ YASALAR VAR.

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'Lut Kavmi içinde 80.000 kişi gece #namaz kılardı. İçlerindeki ahlaksız 33 kişiye tepki göstermedikleri için hepsi helâk oldular.'

Mehran oğlu Abdullah’ın rivayetine gör halife Harun Reşid hacca giderken Kufe’ye uğradı. Orada birkaç gün durdu. Sonra tekrar yola devam edeceğini ilan etti. Bu münasebetle halk, yolların kenarlarına, halifenin kafilesini seyretmek için döküldüler.


Dökülenlerin arasında Behlül Dânâ hz leri de vardı. Behlül dânâ hz leri yolun tam kenarında oturdu. Çocuklar ona çeşitli eziyetler edip, kendisiyle eğleniyorlardı. O esnada Harun Reşid’in hevdeci çıkageldi. Çocuklar da Behlül dânâ hz ile eğlenmeyi bıraktılar. Hep birlikte halifenin kervanını seyretmeye başladılar. Harun, Behlül dânâ hz hizasına geldiğinde Behlül hânâ hz gür bir sesle

– Ey müminlerin emiri! diye bağırdı. Behlül hz gür sesini işiten halife Harun reşit, kendi eliyle hevdecin üzerindeki örtüyü kaldırdı ve:

– Buyur ya Behlül! diye cevap verdi. Behlül devamla:

– Ey müminlerin emiri! Nail’in oğlu Eymen, Amr kabilesinden Abdullah’ın oğlu Kuddame’den bize şu hadisi nakletti. Ravi der ki: Rasülüllahı Arafat dönüşü kızıl devenin sırtında gördüm. Önünde ne kimse dövülür ne de kovulur ve ne de ‘yol açınız, yol açınız’ diye bağırılırdı. Ey müminlerin emiri! Bu seferinde tevazu göstermen, kibir ve azamet göstermenden daha hayırlıdır. Ravi der ki: Bunun üzerine Harun Reşid göz yaşları yere dökülecek derecede ağladı. Sonra dedi ki:

– Ya Behlül! Allah senden razı olsun. Bize daha fazla nasihat eder misin? Ya Behlül:

– Ey müminlerin emiri! Evet daha fazla nasihat yapayım. ‘Bir kişi ki Cenab-ı Hak ona servet ve güzellik vermiştir. O da verilen servetten infak ediyor ve güzelliğinde de afif davranıyorsa, o kimse Allah’ın divanında iyilikle beraber kaydedilir. Harun:

– Güzel söyledin ya Behlül! dedi ve ona büyük bir hediye takdim etti. Buna karşılık Behlül şu cevabı verdi:

– Ey müminlerin emiri! Şu hediyeyi nereden almışsan götür, asıl sahibine ver. Benim ona ihtiyacım yoktur! Harun Reşid:

– Ey Behlül, eğer borcun varsa söyle de ödeyelim. Behlül:

– Ey müminlerin emiri! Kufe’de çokça bulunan şu ilim ehli ittifakla der ki: Borcu, borç ile eda etmek caiz değildir! Harun Reşid:

– Ya Behlül, sana yetecek ve seni çalışmaktan müstağni kılacak bir maaş bağlayalım sana! Ravi der ki, bu sözler karşısında Behlül Dânâ [Bilge Behlül] başını kaldırıp göklere baktı ve şunları söyledi:

– Ey müminlerin emiri! Ben de sen de Cenab-ı Hakk’ın efrad-ı ailesinden birer ferdiz. Seni hatırlayıp sana vermesi ve O’nun beni unutması muhaldir/imkansızdır! Ravi diyor ki, bu manzara karşısında mat olan Harun Reşid perdeyi hevdecin üzerine sarkıttı ve yoluna devam etti.

TUT YAPRAĞININ MÜTHİŞ FAYDALARI Ateş düşürücü etkisi vardır Dut yapraklarından hazırlanan çayın tüketilmesi ateş düşürücü etkisini görmenize yetecektir. İdrar söktürücüdür

TUT YAPRAĞININ MÜTHİŞ FAYDALARI

Ateş düşürücü etkisi vardır
Dut yapraklarından hazırlanan çayın tüketilmesi ateş düşürücü etkisini görmenize yetecektir.

İdrar söktürücüdür
Dut yaprağı çayının idrar söktürücü etkisi vardır ve vücudunuzdaki ödemi atmanıza yardımcı olur.

Kan şekerini dengeler
Dut yapraklarından oluşan çayı içmek aynı zamanda kan şekerinizi dengelemeye yardımcı olmaktadır.

Kalp sağlığı açısından önemlidir
Dut yaprağının kalp rahatsızlıklarına da iyi geldiği bilinmektedir. Dut yaprağının faydalarından kalp için yararlanmak isteyenlerin, dut yapraklarını, alıç çiçekleri ile birlikte kaynatarak, elde edilen karışımın suyunu içmeleri gerekmektedir.

Soğuk algınlığı, boğaz ağrısı
Dut yaprağının faydaları arasında boğaz ağrısı ve bronşit tedavisi de yer almaktadır.
Dut yaprağının faydaları arasında yer alan öksürük giderici etkisinden yararlanmak için, dut yaprağının çayı yapılmalı ve bu çayın, sabah kahvaltısından ve akşam yemeğinden önce, aç karna içilmesi önerilmektedir.

Karaciğere faydalıdır
Dut yaprağının karaciğerdeki hücreleri temizlemesine yardımcı olduğu bilinmektedir.

Egzama hastalığı
Dut yaprağının egzama hastalığında destek amaçlı kullanıldığı bilinmektedir.

Antioksidan kaynağıdır

Dut yaprağı ölçülü miktarda tüketildiğinde vücuttaki serbest radikallerin gelişmesine engel olur. Dut yaprağında yer alan antioksidan miktarı serbest radikallerin gelişmesine engel olur.

Ağrı kesici

Ağrı kesici özelliği bulunmaktadır.

Dut yaprağından yeterli miktarda fayda sağlamak için çayının tüketilmesi gerekir. Dut yaprağı çayı sağlık açısından oldukça önemlidir. Dut yaprağı çayının nasıl yapıldığını merak ediyorsanız sizler için hazırladığımız tarife göz atabilirsiniz.

İşte dut yaprağı çayının yapılışı

Dut yaprağı çayı nasıl yapılır?

Malzemeler
4 adet kurutulmuş dut yaprağı
1 litre su

İlk olarak suyu bir kabın içerisinde kaynatın. Kaynayan suyun içerisine 4 adet kurutulmuş dut yapraklarını ekleyin. Bu şekilde yaklaşık 2 saat boyunca demlenmesini sağlayın. Demleme işlemini gerçekleştirdikten sonra çayınızı akşam ve sabah olmak üzere günde iki bardak tüketebilirsiniz. Dut yaprağı çayını yemeklerden önce içmek daha faydalı olacaktır.

Dut yaprağı kadar dutun da sağlığımıza bir çok faydası bulunmaktadır. Dutun faydalarından da kısaca bahsedebiliriz.

İşte dutun sağlığımıza olan faydaları…

Sindirimi düzenler
Dut meyvesi de dut yaprağı gibi sindirimi düzenlemeye yardımcı olmaktadır. Karın bölgesinde oluşan aniden gelen kramplara ve kabızlık sorununa dut oldukça iyi gelir.

Kansızlık tedavisinde kullanılır
Dut içerisinde yüksek oranda demir barındırır. Dut tüketmek kansızlık sorununuzun giderilmesine yardımcı olacaktır.

Vitamin deposu
Dut içerisinde A,C,K vitaminlerinden bolca barındırmaktadır. Bu sayede antioksidan özelliği bulunmaktadır.

Kalsiyım deposu
Dut içerisinde yüksek oranda K vitamini barındırmasından dolayı kemik sağlığına oldukça iyi geldiği bilinmektedir. İçerisinde yer alan yüksek oranda K vitamini kemik erimesi rahatsızlığına da iyi gelecektir.

Romatizmal ağrılarda
Dut meyvesi, birçok hastalığa iyi geldiği gibi romatizmal ağrılara, böbreklerdeki ağrılara, kansızlık, stres, yorgunluk gibi rahatsızlıklara da iyi gelir.

Egzama tedavisinde dut yaprağı
Egzama türü şikâyetleriniz varsa dut yaprağını deneyebilirsiniz. Dut yaprağından lapa elde ederek egzama oluşan bölgede belli aralıklarla bekletmenin iyi geldiği söylenmektedir. alıntı

Uyguladığınız tedavilerin geri dönüşlerini paylaşırsanız tecrübeleriniz bi başka hastaya şifa olur unutmayın saygılar m.ulaş

Mustafa Ulaş














Fotoğraf açıklaması yok.

Hadis-i Şerif : Kul kırk yaşına ulaşınca, Allah onu cinnet cüzzam ve alaca hastalığı gibi üç belâdan emin kılar. Elli yaşına gelince, Allah ondan hesabı hafifletir. Altmış seneye ulaşınca, Allah onu kendisine inâbe ile rızıklandırır. Yetmiş seneye erişince, gök ehline onu sevdirir. Seksen yaşına gelince, Allah hasenâtını sâbit kılar ve günahlarını siler. Kul doksan seneye ulaştığında ise Allah onun geçmiş ve gelecek günahlarını mağfiret eder ve kendisini âile halkına şefaatçi kılar. Gökten nidâ eden biri şöyle seslenir: “Bu kul, yeryüzünde Allah’ın esiridir.” (Ramazül Ehadis C.1,S.38/2)

Mustafa Ulaş

KANTARON YAĞININ ÖZELLİKLERİ
@sağlığımızın müthiş şifreleri

Kantaron bitkisinin mucizeleri
1– Beyni sakinleştirir.
2– İştahı açar.
3– Sinirsel depresyonu önler.
4– Yara iyileştirici özelliğine sahiptir.
5– İshali keser.
6– Solucan düşürür.
7– İdrar söktürür.
8– Böbrek ve Safra kesesindeki taşların düşmesinde yardımcı olur.
9– Sindirim sistemini düzenler.
10– Kan temizleme özeliğine sahiptir.
11– Romatizmini önler.
12– Hastalık sonrası vücudun güçlenmesinde son derece yararlıdır.
13– Çocukların yatak ıslatmalarında kullanılabilir.
14– Haşlanmış suyu dezenfekten olarak kullanılır.
15– İrinli yaraların çabuk iyileşmesinde yardımcı olur.
16– Karaciğer, böbrek, mide hastalıklarında kullanılabilir.
17– Bronşitlerde, Akciğer iltihaplarına iyi gelir.
18– Soğuk algınlığında terletici etkisi ile hastaya iyi gelir.
19– Hazırlanmış tıbbî yağı, güneş ve diğer yanıklarda, kesiklerde kullanılır.
20– Safra söktürücü ve ağrı kesici etkisine sahiptir.
21– Kansere karşı MÜKEMMEL koruyucu etkiye sahiptir. Bundan başka birçok alanda kullanılır. Kantaron bitkisi doğru ve dozunda kullanıldığında yaklaşık 50 çeşitten fazla hastalığa yarar sağladığı kanıtlanmıştır.
22 göz için mükemmel sonuçlar veriyor
23 kulakta duymada iyi sonuçlar veriyor

KULLANMA ŞEKLİ

Taze kurutulmuş Kantaron otunun çiçeğini ezdikten sonra 1–1.5 litre suya bir yemek kaşığı atılır. Sonra hafif ateşte 10–15 dakika kaynatıp, gün içerisinde çay, su yerine içilir veya ezilen bitkiyi 3 katı bal ile karıştırıp sabah, öğlen ve akşam tok karına yenilir.

KULLANMA SÜRESİ

Şikayet ortadan kalktıktan sonra hemen kesilmelidir. Eğer şikayet devam ederse, 6 ay kullandıktan sonra en az 3 ay ara verilmelidir.

ZARARLARI

Uzun süre ve fazla kullanıldığında vücutta kaşıntı yapar.
Bu bitkinin sadece çiçeği değil; yaprağı ve dalı da çok faydalıdır. Herkes, hasta olmadan önce de bu bitkiyi ara–sıra çay yerine kullanmalıdır. Özelikle ruhsal gerginlik hâllerinde bu şifalı bitki çok yararlıdır.

Kantaron Otunun Faydaları Yararları

Kantaron Otu: Daha çok ılıman iklimlerde yetişen ve farklı renklerde çiçek açan bir bitki olan Kantaron Otu Bitkisi, A ve C vitaminleri ile çeşitli mineraller içerir. Sarı Kantaron ve Kırmızı Kantaron olarak ikiye ayrılır. Sarı kantaron daha çok sinirsel rahatsızlıklar için, kırmızı kantaron ise mide ve sindirim sistemi rahatsızlıkları için kullanılır.

Kantaron Otunun Faydaları:

Kantaron çayı vücuda kuvvet verir. Nekahat devresini kısaltır. Yaraların iyileşmesini hızlandırır. İştah açar, hazmı kolaylaştırır ve mide ağrılarını azaltır. Ateş düşürücüdür. Astımda da faydalıdır. İshali keser. Midedeki asit fazlalığını azaltarak mide ülserine karşı faydalı olur. Damar sertliği ve akciğer hastalıklarında yararlıdır. Balgam söktürücüdür. Kantaron otu, depresyonu azaltır. Sinirsel altını ıslatmalarda, uykusuzluk, korku ve gerginlikte de faydalıdır. Adet sancılarını ve menopoz şikâyetlerini azaltır.

Kantaron Otu ve Yağı Nasıl Kullanılır?

Kantaronun çoğunlukla kökü kullanılır. Kantaronun zeytinyağında bekletilmesi ile elde edilen Kantaron Yağı da özellikle romatizma, siyatik ağrıları ile bel ve sırt ağrıları için masajla birlikte kullanılır. Kantaron yağı yanıklarda da faydalıdır. Kantaronu hamilelikte kullanmak tavsiye edilmez, ayrıca her durumda aşırı kullanımdan kaçınmalıdır.

Yara ve yanık iyileştirici, Antiseptik, kanama durdurucu, iltihap önleyici mucizevi yağ olan kantaron yağı, daha bir çok şifa özelliğini bünyesinde barındırıyor.
Hem haricen, hem de içilerek hastalıkların tedavisinde kullanılıyor.
Hücre yenileyici niteliği sebebiyle, özellikle yara ve yanıklarda oldukça etkili.

Kantaron yağı hem kantaron bitkisinin, hem de zeytinyağının şifasını bünyesinde barındırıyor. Eski çağlardan beri kullanılan kantaron yağının, mikrop öldürücü ve damar büzücü etkisi modern araştırmalarla da kanıtlanmış durumdadır.

Kantaron yağını evinizde bulundurmanız şiddetle tavsiye ediliyor. Ona en beklenmedik anda ihtiyaç duyabilirsiniz. Zaten kantaron yağını kullanıp etkisini gördüğünüzde, ondan vazgeçemeyecek, çevrenizdeki insanlara da tavsiye edeceksiniz.

KANTARON YAĞININ ŞİFA ÖZELLİKLERİ

Kantaron yağı her türlü yaralarda başarıyla kullanılmaktadır. Açık yaralar, taze yaralanmalar, kesikler, ezikler, çarpmalar sonucu oluşan morluklar vb durumlarda iyileşme sağlar.

Kantaron yağı;

*Antiseptik özelliğiyle yarada mikrop üremesini engeller
* İltihap önleyici özelliğiyle yarada herhangi bir iltihap oluşmasına engel olur
*Damar büzücü etkisiyle kanamayı kısa sürede durdurur
*Hücre yenileyici özelliğiyle yaranın çabuk kapanmasını sağlar
*Aynı zamanda sürüldüğü sürece yaranın sebep olduğu ağrı ve sızıları yok eder, büyük bir rahatlama sağlar.

Yanıklarda ve haşlanmalarda da kantaron yağı bir numaralı yardımcınız olmalı. Yanıkları kısa sürede iyileştirdiği gibi, yanık anındaki acıyı dindirir. Yanığın mikrop kapmasını ve iltihap oluşumunu engeller. Güneş yanıklarında da kantaron yağından yararlanabilirsiniz. Yanık bölgelerinize sürdüğünüzde acınızın azaldığını hemen hissedeceksiniz. Yanıklarınız kısa sürede iyileşecektir.

Trafik kazaları sonucu meydana gelen iç yaralanma ve iç kanamalarda hem sürülerek, hem de dahilen içilerek kullanılır. Damar büzücü oluşu sebebiyle iç kanamaların durmasına yardımcı olur.

Hematomlarda (derideki mavi-mor lekeler), beze şişkinliklerinde ilgili bölgeye sürülüp masaj yapılır.
Pürüzsüz bir cilde sahip olabilmek için, cilt bakım yağı olarak yararlanabilirsiniz.

Kantaron yağının bebeklerin pişiklerinde de çok etkili olduğu kanıtlanmış.

Yine bebeklerin karın ağrılarında kantaron yağı kullanıldığında ağlamaları sona erer. Ağlayan bebeğin karnına kantaron yağıyla, sağ avuç içi kullanılarak hafif hareketlerle masaj yapılır. Masaj yaparken bebeğinize sevginizi hissettirmeyi de sakın unutmayın.
Sırt ağrıları, lumbago, siyatik ve romatizmada masaj yağı olarak kullanılmaktadır. Yalnız bu rahatsızlıklarda 1/10 oranında ardıç veya kekik yağı (yada her ikisi de) eklenerek kullanılır. Ağrıyan bölgeye bu yağla masaj yapılır. Kısa sürede ağrılarınızın hafiflediğini göreceksiniz. Değişik bitki kürlerinin yanı sıra, bu masajla hastalığınızı tamamen tedavi etme şansına sahipsiniz.
Dahilen kullanımda kan şekerinin düşürülmesine yardımcı olur.
Yine dahilen iç ve dış varislerin tedavisinde etkilidir. Bunu damar büzücü özelliğiyle yapar.

Mide ağrılarında ve mide ülserinin tedavisinde de dahilen kullanılır.

Yaz-kış ayaklarını ısıtamayanlar kantaron yağından yararlanmalı. Ayakları üşüyenler ayrıca bacak bacak üstüne atmamalı. Bu enerji dolaşımını kilitler ve ayakların üşümesine sebep olur.
Uyarı: dahilen kullanımlarda günde bir tatlı kaşığından fazla içilmesi uygun değildir.

Ne dersiniz, kantaron yağını evimizden eksik etmemekte haklı değil miyiz?

Hemen kantaron yağı alın ve elinizin altına bir yere koyun. Zaten onu kullandıkça, etkilerine inanamayacak ve ondan vazgeçemeyeceksiniz. Kantaron yağı 2-3 sene boyunca tazeliğini ve etki gücünü muhafaza eder. Bitkisel tedavilerin giderek revaç bulduğu dünyamızda kantaron yağının da zamanla modern tıptaki yerini alacağına, yakın bir zamanda da onun acil servislerde kullanılacağına inanılıyor.

UYARI: Hekiminizin önerdiği ilaçlar varsa, mutlaka kullanınız. Bu bitkiye karşı alerjiniz olup olmadığını öğreniniz. Burada ki tüm bitkisel kürler ancak ve ancak yetişkinler içindir. Burada okuduğunuz bilgilerin, yardımcı ve destekleyici olduğunu gözardı etmeyiniz. Hekiminize danışmadan buradaki bilgilerle kendi kendinize kesinlikle teşhis koymayınız ve uygulamayınız. Unutmayınız ki hastalık yoktur, hasta vardır. Her hastalığın seyri insandan insana değişir. Teşhisi koyacak olan ancak bir hekimdir. (Alıntı)

.Kudsi hadis-i şerifte Peygamberimiz (s.a.v) : - "Zikrimle uğraşıp benden bir talepte bulunmayan kimseye, dua ederek ihtiyaç gösteren kimselerden daha fazla ihsan ederim." buyurdu.

........................

Kravat takmak bid'at midir, değil midir? ...Cevap: Sünnet olan bir giyecek nevine dahil değildir. Adet ve giyiniş olan şeylerde vüs'at vardır. Dalalet sebebi olan bid'at, daha ziyade inanç ve ibadetlerde münhasırdır. Kravat, küfrün sembolü sayılan eşyadan değildir. İsteyen takmaktadır. Bu husustaki müsaade, ancak bir ruhsat-ı şer'iyyedir. Vazifesi, içtimai mevkii itibariyle takmak zaruretini hisseden kimseler, bu ruhsattan faydalanarak takabilirler. İstemeyen veya böyle bir mecburiyeti bulunmayan kimse ise azimetle amel etmeyi tercih etmelidir..... Mehmed Emre: Çağımız ve Günümüz Meselelerine Fetvalar.