10 Haziran 2020 Çarşamba

"Müslüman kardeşinin uğradığı felâketi sevinçle karşılama! Allah onu rahmetiyle o felâketten kurtarır da seni musîbetle imtihân eder..." Hz. Muhammed (s.a.v)


Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, açık hava

BEL-BOYUN FITIK İÇİN REÇETE Malzemeler yarım kilo kuru incir yarım kilo kuru bamya bir su bardağı has zeytinyağı bir su bardağı kuru nane bamya ve incir ayrı ayrı tencerelerde az miktarda su koymak koşulu ile haşlanıp lapa kıvamına gelecek şekilde susuz kalması durumda üzerine sıcak su eklenecek bildiğimiz lapa çamur kıvamında olucak. Bu iki ayrı lapa halde olan bamya ve incir rondodan geçirilerek birbirine karıştırılacak sonrasında bir tavaya bir bardak zeytinyağı koyulup yağ ısınmadan birbirine karıştırılmış bamya ve incir lapası tavada zeytinyağı ile birlikte kavrulacak lapa karışım ve yağ iyice özdeşleşmiş hale gelince üzerine bir bardak kuru nane eklenecek ve lapa yağ karışımı ile iyice harmanlanacak. Hazırlanan bu karışım kuyruk sokumundan başlamak sureti ile bele sıvanacak mutfaklarda kullanılan strech film ile sıkı şekilde sarılacak hem yağın akmaması hemde sıcaklığın muhafazası açısından önemli. Hasta o gece sert düz bir zemin üzerinde yatıcak ve sağa sola dönmeyecek. Bu karışımın sıcaklığı muhtemel sorulacak ilk sorulardan biri karışımın sıcaklığı Karışım elimizden geldiği dayanabilinecek kadar sıcak olucak bu konudaki hassasiyet kişiden kişiye değişmekte.En az 8 ile 10 saat yerde dönmeden yatılacak en zor kısmıda sanırım bu yatma meselesi ama hergün çekilen ağrı karşısında sanırım 1 gece çok önemli olmuyor. Biz bu şekilde ameliyat denen bir çok hastamızın ameliyatsız iyileştiğini gördük. Ayrıca bunu paylaşmamın sebebi dışarıdan herhangi bir müdahale olmaması zarar verici bir unsur olmaması.Lütfen öncelikle bir doktor gözetiminde hareket edin kırıkçı çıkıkçı bel çekici fıtıkçılardan uzak durun. (Alıntı)

Fotoğraf açıklaması yok.
Yahya Incesoy

EĞER SİZ GÜNAH İŞLEMEYECEK OLSAYDINIZ... Ebû Eyyûbil-Ensârî r.a. Hazretlerinin, vefât etmek üzereyken şöyle dediği nakledilmiştir: Resûlüllah s.a.v.’tan duyduğum ve şimdiye kadar gizlediğim bir hadis-i şerifi size haber veriyorum: "Eğer siz (hiç) günah işlemeyecek olsaydınız (Allah sizi yok eder), günah işleyecek bir başka millet yaratır; (af dilemeleri üzerine de) onları bağışlardı." .(Hadis-i şerif, Müslim, Sahîh, Tevbe, 9). Hadîs-i şerifte günaha ve günah işlemeye teşvik değil, günahkârı sonsuz bir ümitle Allah’ın rahmet ve mağfiretini istemeye özendirme, ümitsizliği ve karamsarlığı reddetme vardır. Ebû Eyyûb r.a. Hazretlerinin bu hadis-i şerifi son âna kadar rivayetten çekinmesi, muhtemelen hadisin taşıdığı müjde unsurunun çok yüksek olması ve duyanların fazlaca bir emniyet duygusuna kapılıp, günahlara karşı gereken hassâsiyeti göstermemeleri endişesinden kaynaklanmış olabilir. Son anda haber vermesi ise, ilmi gizlemiş olmamak içindir. Mühim olan hatada ısrar etmemektir. Dinimizde hatada bile bile ısrara musâmaha yoktur. Bilhassa Müslüman kendi hatasına hiç musâmaha etmemelidir. Bu husus bir âyet-i kerimede şöyle açıklanmıştır: "Onlar (takvâ sahibi müminler), bir kötülük yaptıklarında, ya da bizzat kendilerine zulmettiklerinde Allahı zikredip günahlarından dolayı hemen istiğfâr ederler. Zâten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde bile bile ısrar etmezler." (Âl-i İmrân, 135) Peygamberimiz s.a.v. bir hadîs-i şeriflerinde, "Kötülüğün peşi sıra hemen bir iyilik işle ki, önceki kötülüğü yok etsin" (Tirmizî, Sünen, Birr, 55) tavsiyesinde bulunmuşlardır. Önemsenmeyip ısrar edilen küçük günahlar büyür, istiğfarla da büyük günahlar küçülür, hatta silinir. O halde, hata ve günahlarımız ne kadar çok ve ne kadar büyük olursa olsun, onu bağışlayacak olan Rabbimizin rahmetinin ve bağışlamasının büyüklüğünü düşünüp, daima ümitvâr olmalıyız. Tevbe ve istiğfârı hayatımızın her safhasına yaymalıyız. Fazilet takvimi

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'Dost bakteriler için ekmek yemeyin Bağırsak sağlığının bozuk olduğunu bazı belirtilerden anlayabiliriz. İshal, kabızlık, midede ekşime, gaz, şişkinlik en önemli belirtiler. Bütün bunların temelinde her türlü unda, özellikle ekmekte bulunan gluten ve lektin proteinleri yatıyor. Bu da dost bakterileri yok ediyor. Kronik bağırsak hastalıklarının en büyük sebebi bağırsakta dost bakterilerin yetersiz oluşu. Bağırsak sağlığı için ekmek yemeyeceğiz, unlu mamulden uzak duracağız.'

SAĞLIĞIMIZIN MÜTHİŞ ŞİFRELERİ PROSTAT TAŞINIZDAN KURTULUN BOŞUNA ÇEKMEYİN. AMELİYAT OLMAYIN TAŞLARI ERİTİYOR Prostat taşınızda kurtulun pelin otu 1 tutam yavşan otu bir tutam soğan kabuğu 1 litre suda kaynatın günde 3 defa içsin 1 su bardağı aç.olarak içilir açılıyor. 7 gün kadar. Karaciğerinizide onarın filitreleriniz tıkalı yoksa tekrarlar Rabbim şifa versin tüm hastalara m.ulaş






..... kişi öneri Prostat buyumesi yada prostatit sikayetleri icin tek care karbonat bn 20 gunde etkisini gordum 8 yıldır bi care bulamadım karbonat tek dermanı oldu

Damar tıkanıklığı bir haftada nasıl açılır 1 kilo sarımsak havanda dövün biraz 2 buçuk litre su ekleyin 7 gün karanlık bir yerde Muhafaza edin arasıra çalkalayın 7ci gün sabah aç karnına bir bardak için bitene kadar devam inşallah tüm damarlar açılır

Zuraf Encu

9 Haziran 2020 Salı

“Himmet; bin yılda, 10 bin yılda alınamayan mesafeyi, bir anda aldıran manevî bir kuvvettir.”

Rasulullah (S.A.V) şöyle buyurdu;

_"Bir topluluk içinde fuhuş zahir olursa,onlar içinde taun olur".

_"Ölçüleri ve terazileri eksik tarttıkları zaman; kıtlığa çarpılırlar, geçim sıkıntısı çekerler,sultanın onlara zulmü artar."

_"Zekâtı vermedikleri zaman,semadan yağmur yağmaz,hayvanat olmasa damla düşmez".

_"Allah'a ve Rasulüne olan ahdlerini bozarlarsa, yabancı düşman musallat olur."

_"Önderleri, Allah'ın kitabı ile hükmetmeyi bırakınca, cezalarını kendi aralarında bulurlar."
Kaynak; Tenbihul gafilin ve Bustânul Arifîn.

Ayasofya aslî şekline dönüştürülmelidir. Ayasofya sadece camii değildir. Ayasofya fethin nişanesidir. Ayasofya, Çamlıca'da açılan cami ile mukayese edilemez/edilmemeli/edilmemeliydi. Ayasofya Hanefi Mezhebine mensup Fatih Sultan Mehmed'in hatırasıdır. Bilmem anlatabildim mi?