............ Bir Allah cc. Dostu Ankara garına geldikleri zaman trenden inmek üzere iken bir hanım; “Efendim siz kimsiniz?” diye sorar. “Kızım neden merak ettiniz” deyince “Efendim ben ressamım, İstanbul’dan beri trende sizi takip ediyorum. Yandan görünüşünüz aynen Fatih Sultan Mehmet Han Hazretlerine benziyorsunuz” deyince, Hazretimiz ks.; “Evet kızım ben onun neslindenim, şecerem vardır, gösterebilirim” buyurdular.
“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
11 Haziran 2020 Perşembe
mescİd-İ haram, mescİd-İ nebevİ, ,mescİd-İ aksa, mescİd-İ ayasofya
................ ..... İbrahim Hakkı Konyalı anlatıyor: 1934’te Tan gazetesinde iken Arkeoloji Müzesi mimarı Kemal Altan geldi. Ağlayarak, “Hoca, bugün Ankara’dan gelen emir üzerine Küçük Ayasofya’nın iki minaresini temeline kadar indirdik. Bu gece de Ayasofya’nın dört minaresini indireceğiz” dedi. Bunun üzerine kendisine “Minareler kubbenin desteğidir; yıkılırsa, Ayasofya da yıkılır” mealinde bir rapor yazdırttım. Bunun neşri üzerine yıkımdan vazgeçildi.
NANOTEKNOLOJİDE ANTİBAKTERİYELLİK "Nanoteknoloji" insanın saç kılının 80 binde biri büyüklüğünde "nano" ölçüdeki parçalarla uğraşan bilimdir.. Teknoloji, Atom ve molekül ölçeğinde özel yöntem ve tekniklerle yapıların, materyallerin ve araçların inşa edilmesini; bu ölçekte ölçme, tahmin etme, izleme ve yapım faaliyetlerinde bulunmayı ve bu ölçeğin bazı temel özelliklerinden yararlanma kabiliyetini ifade eder. Nanoteknolojinin Yararları :
- Daha az maliyetle, daha çok üretim sağlarsınız.
- Enerji kaynaklarından elde edeceğiniz tasarruf ile enerji
maliyetlerini düşürürsünüz.
- Üretim süreçlerini kısaltarak zaman ve maliyet kaybını önler,
rekabet gücünüzü artırırsınız.
- Teknolojik yarışta geri kalmaz, öne geçersiniz.
- Nano teknoloji yaşam kalitenizin yükselmesini sağlar. Ürün
kalitenizi yükseltirsiniz.
- Üretiminizle, insanların yaşam standartlarını ve kalitesini
yükseltir, daha sağlıklı ve daha güvenli bir yaşam sunarsınız.
Bakteri Nedir ?
Bakteriler tek hücreli mikroorganizma grubudur. Tipik olarak birkaç mikrometre uzunluğunda olan bakterilerin çeşitli şekilleri vardır, kimi küresel, kimi spiral şekilli, kimi çubuksu olabilir.
Yeryüzündeki her ortamda bakteriler mevcuttur. Toprakta, deniz suyunda, okyanusun derinliklerinde, yer kabuğunda, deride, hayvanların bağırsaklarında, asitli sıcak su kaynaklarında, radyoaktif atıklarda büyüyebilen tipleri vardır.
Bakteriler her ortamda yaşayıp çoğalabilirler .
Standart bir bakteri uygun ortamda 15 dk da iki katı çoğalabilir.
Bakerilere Karşı Nanoteknoloji
Mikroorganizmalara karşı onların boyutunda yeni bir teknoloji gelişiyor : nanoteknoloji.
Nanoteknolojide antibakteriyellik gümüş iyonları ile sağlanmaktadır. Nasıl mı?
Bilindiği gibi Lotus bitkisinin yaprağına düşen yağmur damlaları, yaprağın üzerinden kayarak yere damlar.
Su damlası yaprak yüzeyi ile bir bağlantı oluşturamaz. Bunun etkisiyle su esaslı olan yapışkan maddeler, bal, yağ ve diğer akışkansı sıvılar bu tip yüzeylerde tutunamazlar.
Bu olay şimdilerde bilim adamları tarafından ele alınmakta ve bundan Nano kaplamaları vasıtasıyla faydalanılmaya çalışılmaktadır.
Tarihsel Malzeme Gümüş
Gümüşün ilk kez M.Ö. 3100 yıllarında Mısırlılar ve M.Ö. 2500 yıllarında Çinliler ve Persler tarafından kullanıldığı biliniyor. Bu eski uygarlıklar enfeksiyonları ve gıda bozulmalarını önlemek amacıyla gümüş kap kullanırlarmış. M.Ö. 800 yıllarına doğru gümüş, para olarak kullanılmaya başlanmış.
Fenikeliler döneminde su, şarap ve sirke gümüş şişelerde saklanarak mikrobiyal bozunmaları engelledikleri söyleniyor. Romalıların yaralanmalarda, kırılmalarda ve deri hastalıklarında gümüş nitrat kullandığı biliniyor. M.Ö. 69 yılındaki ilaç kitaplarında gümüş nitrat, mikrop öldürücü etkisi ile geçmişti. Modern tıbbın babası sayılan Hipokrat notlarında gümüşün iyileştirici ve enfeksiyon oluşumunu azaltıcı bir madde olduğunu belirtmiş.
19. yy’ın sonlarına doğru, bir botanikçi olan İsviçre’li biliminsanı Karl Wilhelm von Nägeli, gümüşteki bu mikrop öldürücü etkinin gümüş iyonlarından kaynaklandığını tespit ediyordu. 1900’lü yıllarda ise süt şişelerine gümüş paralar atılarak sütün uzun süre taze kalması sağlanmaya çalışılmış. Antibiyotikler geliştirilmeden önce gümüş bileşikleri, enfeksiyonlara karşı kullanılmış.
Gümüşün yaygın bir şekilde kullanımı, antibiyotiklerin gelişmesi ile oldukça azalmış ve son yıllarda geniş spektrumlu bir antimikrobiyal olmasından dolayı yeniden dikkatleri üzerine çekmiş. Özellikle son yıllarda birçok antibiyotiğe karşı dayanıklı bakterilerin ortaya çıkması sonucu gümüş, antibiyotiklere alternatif bir antimikrobiyal madde olarak yeni kullanım alanları bulmaktadır.
Neden Gümüş?
Bakır, çinko ve gümüş gibi metallerin iyonlarının güçlü bir antibakteriyel etkiye sahip olduğu bilinmekte idi. Antibakteriyel etkiye sahip bu metallerin kullanımında en büyük kısıtlama biyo-uyumluluklarıdır. Diğer metaller ile kıyaslandığında gümüş, insanlar için toksik (zehirli) etkisi en düşük olan elementtir. Bu yüzden antibakteriyellik özelliğinin sağlanmasında gümüş iyonlarından faydalanılmaktadır.
Gümüş ile Antibakteriyellik Nasıl Sağlanır?
Gümüş iyonlarının bakteriler üzerindeki etkisi tam olarak aydınlatılmamış olmakla birlikte genellikle iki mekanizma üzerinde durulmaktadır. Bu mekanizmalardan birincisine göre gümüş iyonları, yapılarında elektron verici grup içeren proteinlerle reaksiyona girerek bu proteinleri etkisiz hale getirmektedir.
Bakteri zarından besin girişi, metabolik olaylar sonucu oluşan toksik maddelerin hücre dışına atılması gibi birçok işlev zar üzerindeki proteinler tarafından gerçekleştirilir. Bu proteinler gümüş ile kararlı kompleksler oluşturarak işlevini kaybeder dolayısıyla bakteri ölür.
İkinci Yol
Gümüş iyonlarının bakteriler üzerindeki etki mekanizmalarından ikincisi ise bakteri membranından sitoplazmaya geçen gümüş iyonlarının, sitoplazmik proteinlerle ya da hücrenin DNA’sı üzerinde bulunan thio-, amino-, imidazol-, karboksil- ve fosfat gruplarıyla kompleks oluşturması ve bu molekülleri etkisiz hale getirmesiyle açıklanır.
Antibakteriyel Nedir?
Bakterileri yok eden çoğalmalarını engelleyen madde ya da ortamlar antibakteriyel olarak tanımlanmaktadır.
TSK uzun süren AR-GE çalışmalarının ardından nanoteknoloji ile hazırlanmış anti-bakteriyel, leke tutmayan, yüksek mukavemetli üniformalar kullanmaya başlamıştır.
Antimikrobiyal aktif özellikte ve akıllı nano ambalajlar
Bazı nano metal veya metal oksitlerin polimerlere entegre edilmesiyle oluşan nanokomposit malzemeler antimikrobiyal özellik göstermektedir. Nano partiküllerin antimikrobiyal özelliklerinden faydalanılmaktadır. Bu malzemeler gıdalarda mikroorganizma gelişimini yavaşlatarak, raf ömrünün uzun olmasını sağlamaktadırlar. Ticari olarak kullanılan önemli metaller, gümüş (Ag), altın (Au), ve metal oksitler: çinko oksit (ZnO), silika (SiO2), titanyum dioksit (TiO2), aluminyum oksit (Al2O3) ve demir oksitlerdir (Fe3O4, Fe2O3). Özellikle nanogümüş (nanosilver) gıda ambalajında antimikrobiyal özelliği için kullanılmaktadır.
Nano-Silver Nedir?
2-10nm boyutundaki Nano gümüş parçacıklar genellikle kendisine nispetle çok daha büyük olan, bakteri veya mantar ile artan temas yüzeyi nedeniyle bakterisid ve fungisid olarak etki yapmaktadır.
Nano Silver’ın hammaddesi gümüş iyonlarıdır.
Gümüş iyonlarından üretilen saklama kapları
yiyeceklere bakteri karışımını engelliyor.
Gümüş nano metal parça ile gümüş elementinin iletkenlik özelliğinden yararlanılarak ürünlere antimikrobik (anti bakteriyel ) özellik kazandırabilmektedir
Nano Silver bakteri oluşumunu % 99.9 oranında engelleyen ilk teknolojidir.
Bir ürünün antibakteriyel olarak adlandırılabilmesi için uzman kurumlarca gerekli testlerinin yapılıp onaylanması gerekmektedir. Onay bilgisi ürün etiketlerinin üzerinde olmaktadır.
Kaynaklar :
http://nanoenarge.com.tr/urunler.asp?page=an
tibakteriyel
http://baybul.com/bilim/36790-bakterilere- karsi-nanoteknoloji.html
http://www.kobitek.com/makale.php?id=100
http://www.fenokulu.net/portal/Sayfa.php?Git= KonuKategorileri&Sayfa=KonuBaslikListesi&basli kid=66&KonuID=240
http://www.bakteritemiz.com/sss.htm
http://www.menderes.com/Production
Gümüş Suyu yapmak için öyle çok çok paralar ödemenize gerek yok buna inanın. Gerçek Gümüş Suyunun 3 temek özelliği var. Bunlar : 1. Doğru Su ( İyonlarından arındırılmış saf su) 2. Saf Gümüş % 999,9 saflığında 3. Doğru Akım ( Buda elektroliz esnasında partiküllerin küçük kopmasıyla alakalı)
ANTİMİKROBİYAL MADDE OLARAK GÜMÜŞ
Gümüş; antibakteriyel, antifungal ve antiviral özellikleri ile geniş spektrumlu bir antimikrobiyal madde olarak yüzyıllardır pek çok alanda güvenle kullanılmaktadır.
Gümüş; metalik gümüş, gümüş nitrat ve gümüş sülfadiazin formlarında uzun yıllardır yanıkların, yaraların ve çok sayıda bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılmaktadır.
Bakır, çinko, titanyum, altın gibi diğer metal iyonlarının
da antimikrobiyal özellikte oldukları bilinmektedir, ancak bakterilere, virüslere ve diğer ökaryotik
mikroorganizmalara karşı en iyi etkinliği gümüş göstermektedir.
Gümüşün antibakteriyel madde olarak çok önemli avantajları bulunmaktadır.
Bu avantajlar; gümüşün çok geniş spektrumlu bir antibiyotik olması, gümüşe bakteri direncinin neredeyse hiç bulunmaması ve düşük konsantrasyonlarda
toksik olmamasıdır.
Gümüşün, su dezenfeksiyonunda, yanıkların ve kronik ülserlerin tedavisinde kullanımının milattan önce 1000’li yıllara kadar uzandığı bilinmektedir. Literatürde, 1800’lü yıllarda gümüşün göz damlası olarak kullanıldığı, daha sonra penisilinin bulunmasıyla beraber kullanımın azaldığı ancak 1960’lı yıllarda % 0,5’lik gümüş nitrat çözeltisinin yanık tedavisinde tekrar yaygın olarak kullanılmaya başlanıldığından
bahsedilmektedir.
Bu yıllarda gümüşün Staphylococcus aureus, Pseudomonas aeruginosa ve Escherichiacoli gibi bakterilere karşı etkinliği kanıtlanmıştır.
1968 yılında gümüş nitrat sülfonomidle kombine edilerek gümüş sülfadiazin krem elde edilmiştir. Bu krem pek çok mikroorganizmaya karşı etkili olması nedeniyle yanık tedavisinde yaygın olarak kullanılmıştır.
Literatürde gümüş sülfadiazinin E.coli, S.aureus, Klesiella sp. ve Pseudomonas sp. gibi bakterilere karşı etkin olduğu ayrıca antifungal ve antiviral etkinliklere de sahip olduğundan bahsedilmektedir.
% 1’lik gümüş nitrat çözeltisi halen yenidoğan bebeklerde çeşitli amaçlarla göz antiseptiği olarak kullanılmaktadır.
Günümüzde antibiyotiğe dirençli bakterilere karşı farklı miktarlarda gümüş içeren yara örtüleri kullanılmaktadır.
Tıbbi amaçlı kullanılan gümüş solüsyonlarında % 0,5’den daha yüksek konsantrasyonlar genellikle tercih edilmemektedir.
Bu konsantrasyonlarda ise gümüş alerjisi rapor edilmemektedir. Ancak geniş yaralarda yüksek miktarda gümüş iyonu içeren yara örtüleri kullanıldığında argiroz denilen ciltte ve mukozada mavimsi ve esmer lezyonların oluşması şeklinde ortaya çıkan bir hastalığa rastlanabilmektedir.
Bu hastalığa uzun süre açık yaradan gümüş iyonlarının vücuda alınması neden olmaktadır.
Metalik haldeki gümüş aslında inert haldedir ancak ciltle temas ettiğinde, cilt üzerindeki nem ve yaranın sıvısı onu iyonize hale getirmektedir.
İyonize gümüş son derece reaktiftir. Doku proteinlerine bağlanarak bakteriyel hücre duvarında ve daha sonra da nükleer zarda yapısal değişiklere neden olarak mikroorganizmanın ölümüne yol açmaktadır.
Gümüş sülfadiazin, gümüş ve sülfadiazinin kombinasyonundan oluşmaktadır ve geniş spektrumlu bir antimikrobiyal maddedir. Gümüş sülfadiazin DNA yapısına zarar vererek mikroorganizmayı öldürmektedir.
Kaynak : Electronic Journal of Textile Technologies
Vol: 5, No: 3, 2011 (54-59)
GÜMÜŞ SUYU KULLANIM DOZLARI Bu veriler genel bir araştırma sonucunda en yakın kullanılabilecek dozları yansıtmaktadır.Kaynaktan alıntıdır. Öncelikle gümüş suyu kullanmadan önce GÜMÜŞE alerjiniz olup olmadığından emin olun,bunu gümüş suyunu teninize sürdükten sonra anlayabilirsiniz. HERHANGİ BİR RAHATSIZLIĞI OLMAYAN GENEL KORUNMA AMAÇLI KULLANMAK İSTEYENLER İÇİN 1-5 yaş arası çocuklarda 5-10 ppm arası (günde 1 yada 2 çay kaşığı bir ay boyunca içilebilir daha sonra 1 yada 2 ay ara verilir). 5-18 yaş aralığında 5-10 ppm arası (günde 1 yada 2 şeker kaşığı bir ay boyunca içilebilir daha sonra 1 yada 2 ay ara verilir). 18 ve daha üzeri yaşlarda 10-20 ppm arası (günde 1 yada 2 yemek kaşığı bir ay boyunca içilebilir daha sonra 1 yada 2 ay ara verilir). UZUN SÜREDİR KRONİK RAHATSIZLIĞI OLAN VEYA AĞIR HASTALIKLARA YAKALANAN KİŞİLERDE KULLANIMI 1-5 yaş aralığında 10-15 ppm arası (günde 1 şeker kaşığı hastalığın durumuna göre 1 yada 2 ay kullanılıp 1-2 ay ara verilebilir.) 5-18 yaş aralığında 10-15 ppm arası (günde 1 yemek kaşığı hastalığın durumuna göre 1 yada 2 ay kullanılıp 1-2 ay ara verilebilir.) 18 ve üzeri yaşlarda 15-25 ppm arası (günde ufak yarım çay bardağı hastalığın durumuna göre 1 yada 2 ay kullanılıp 1-2 ay ara verilebilir.) Burda belirtilen dozların ya iki katı aşağısı yada 2 katı yukarısı kullanmak kişinin insiyatifine kalmıştır. NEBULİZATÖR İLE GÜMÜŞ SUYU KULLANMAK İSTEYENLER İÇİN Doktorunuzun vermiş olduğu sıvı antibiyotik oranının yarısı kadar 15-25 ppm arası cihaza koyup kullanabilirsiniz.SPREY OLARAK UYGULAMALAR İÇİN genel olarak yaş aralığı farketmeksizin 15-25 PPM arası iltihaplı bölgelere günde bir kaç kez uygulanabilir(iyi geldiğini gözlemleyerek fazla spreyleme yapmak cildi tahriş edebilir o yüzden günlük bir kaç sefer spreyleme yeterlidir.AĞIZ VE BURUN İÇİNE UYGULAMALARDA ağız içi yaralarda 10 ml 20-25 ppm arası gargara yapılabilir.Burun tıkanıklığı,soğuk algınlığı ve grip vakalarında gargara ile birlikte buruna 3-4 damla gümüş suyu damlatılıp göz kısımlarına bir kaç sefer spreyleme yapılır ve en az 5 dakika yüz yıkanmaz. NOT: Burda yazanlar güvenli doz miktarlarıdır. Bu dozların dışında kullanımlar kişilerin kendi sorumluluğundadır. Anlaşılmayan yerler var ise tekrar üzerinde durulabilir.
GÜMÜŞ SUYU KULLANIMLARI (Yabancıdan Çeviri) Kolloidal Silver, tek hücreli bakteri, mantar ve virüslerin metabolizmaları için kullandığı enzimi devre dışı bırakarak bir katalizör görevi görür. Bilinen bir hastalık oluşturan organizmanın, çok az miktarda gümüş izi varlığında yaşayamaması nedeniyle, Kolloidal Gümüş 650'den fazla farklı hastalıklara neden olan patojenlere karşı etkilidir. Dirençli suşların geliştiği bilinmiyordu.
Kolloidal Gümüş geniş bir kullanım yelpazesinde kullanılmaktadır. Birkaçı şunları içerir:
Yanıkların, enfeksiyonların ve cilt problemlerinin doğal iyileşmesinde yardımcı olur .
Doğal dokunulmazlığı artırın.
Su ürünleri yetiştiriciliği ve akvaryumlar.
Evcil hayvanlar ve hayvancılık.
Vazonuzdaki kesme çiçekleri daha uzun süre muhafaza edin!
Kokulu kokulara (kutu, ayakkabı ve kol çukuru) yardımcı olur.
Toksik olmayan dezenfektan.
Kalıp öldür.
Su kalitesini geliştirir.
İç kullanım
Bağışıklık desteği: Yetişkinler 5ml ila 20ml Günlük, 13 yaşın altındaki çocuklar 5ml -10ml Günlük.
Daha ciddi ihtiyaçlar için: Yetişkinler 25-30 ml içilir, gerektiği gibi 13 yaşından küçük çocuklar 10-15 ml arası.
Harici kullanım
Kesinlikle yaralar, yaralar, deri enfeksiyonu, akne, deri iltihabı, yanık, güneş yanığı veya böcek ısırıkları üzerine rahatlık vermek için gerektiği kadar sık uygulayın. Daha ciddi yaralar için, yanıklar ve enfeksiyonlar taze gevreği günlük olarak uygular, kolloidal gümüşe doymuştur.