3 Temmuz 2020 Cuma

Seven sevdiğinin çirkin yerlerini görmez. Seven kusurları söylemeye başladıysa sevgi etkisi bitiyor demektir.

Ömer NESEFÎ, kelâmın ezelî ve kadim olduğunu açıkça belirttikten sonra, okunan ve hadis olan nazma Kur'ân ismi verildiği gibi, kadim ve ezelî olan -bahiskonusu- kelâm-ı nefsiye de Kur'ân isminin verilmekte olduğuna işaret etmeye gayret ederek şöyle diyor: "Allah Teala'nın kelâmı olan Kur'ân, mahlûk değildir". Ömer NESEFÎ kitabında, "el-Kur'ân kelâmullah..." demek suretiyle önce Kur'ân'ı zikrettikten sonra, arkasından, kelâmullah tâbirini getirdi. Çünkü kelâm âlimleri, "Allah Teala'nın kelâmı olan Kur'ân, gayr-i mahlûktur" denilir, ama; kadim ve ezelî olan harf ve seslerden mürekkeptir, fikri akla gelmesin, diye "Kur'ân gayr-i mahlûktur denilmez" demişlerdir. Onun için, Kur'ân mahlûk değildir, demektense, ulu ve yüce Allah'ın kelâmı olan Kur'ân mahlûk değildir, demek daha uygun olmuştur.

Görüntünün olası içeriği: yiyecek, şunu diyen bir yazı 'Güneş, elmayı tatlı yaparken biberi acılaştırır. Kabahat günește değil, karakterdedir.'

H.Ş.: Emîre isyan eden kimsenin ecri tamâmen yok olur. (Râmuz 431/2) Hz. Ebû Umâme RA rivayet..........Ahir zamanda, zalim hükümdarın avanesi olur ki, onlar sabah Allah’ın gazabında yürürler. Akşamda Allah’ın buğzu içinde dolaşırlar. Sakın onların sırdaşlarından olmayın!...Râmûz el-Ehàdîs

Hasan Bozkurt ..... Hadis-i Şerif : Emîre isyan eden kimsenin ecri tamâmen yok olur. (Râmuz 431/2) ....İtaat müessesesi İslam dininin manevi derinliklerinde bel kemiği mesabesindedir. Zira kendisine yapılan riayet neticesinde ameller ile elde edilemeyecek hasene kazanılırken, dikkat edilmediği zamanda müminin sevap hazinesinde derin yaralar açmaktadır.





Kur’an'ı Kerime mahlûktur, diyen kâfir olur.

Selamünaleyküm şu kolonya tuz kataraktan kullanmanın hükmü nedir. bir bilginiz var mı. seneler önceden öyle bir bilgi edinmiş tik hep tuz kataraktan kullanıyoruz. Sizce hükmü malum ise yazabilir misiniz

 ve aleykümselam...Kolonya içine yeteri kadar tuz koymakla ve istihale geçirecek kadar bekletmekle terkibini değiştirdiği, görüldüğü zaman, necis olmaktan çıkar. Ancak bu değişim,tuzu içine attığımız anda oluvermez.Zaman ister. kolonya gölge ise güneşe, güneşte ise gölgeye koyarak yerini değiştirmeliyiz. m.emre fetvalar.t .

Ahmed Rufai Hazretleri'nin müridlerinden biri Allah'a şöyle yalvarmıştı: - Ya Rabbi, cehennemden kurtulduğuma dair bana bir belge gönder. Gökyüzünden derhal bir kağıt geldi. Mürid sevinerek aldı, baktı ki kağıtta hiç bir yazı yok. Üzüntülü bir şekilde kağıdı aldı ve Ahmed Rufai Kuddisi Sırruh Hazretleri'ne götürdü. Hazret, kağıdı eline alınca: - Ya Rabbi sana hamdü senalar olsun. Bu zayıf kulunun müridlerinden birine böyle bir berat göndermek lütfunda bulundun, diye şükretti. Kendisine: - Efendim, kağıtta yazı yok, dediklerinde buyurdu ki: - Allah'ın kudretiyle yazılan yazı siyah olmaz. Onun için siz buradaki yazıyı göremiyorsunuz. Bu yazı nur ile yazılmıştır.....Ali Eren - Dini Hikayeler


Hasan Bozkurt ......... Hz. Şeyh'in ( şah-ı nakşi bend ks) müridleri birgün kendilerine balık ikram etmişlerdi. Müridleriyle beraber yemeğe başladıklarında baktılar ki birisi yemiyordu. Onu da sofraya davet ettiler. O, "Oruçluyum" diye gelmedi. Hz. Şeyh, "Gel bizimle sen de ye" diye ısrar et tiyse de o şahıs kabul etmedi. Halbuki Ramazan ayı olmadığı için, tuttuğu oruç nafileydi. Muhammed Bahaüddin Hazretleri: - Gel bizimle ye. Onun yerine sana Ramazan günlerinde tutulmuş bir oruç sevabı bağışlayayım, dediyse de adam kabul etmedi. Bunun üzerine Şeyh Hazretleri, - Bu adam Allah'tan uzaktır. Bu adamdan uzak durunuz buyurdu. Gerçekten de, adam önceleri takva birisi gibi gözüküyorsa da sonradan yavaş yavaş her şeyi bıraktı ve sonunda namazı niyazı da bırakarak namazsız bir kimse olarak ölüp gitti. Unutmamalıdır ki, Allah dostlarının her sözlerinde bir hikmet gizlidir. O şahıs, nafile orucunu bozmalı ve sonra kaza etmeliydi.
Görüntünün olası içeriği: oturan insanlar, masa, oturma odası ve iç mekan

Hızır Aleyhisselâm’dan rivayet olundu: Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) hazretleri, vefat ettiği zaman, yeryüzü ağlamaya başladı. Ve Allâhü Teâlâ hazretlerine yalvardı: -“Ya ilâhî! Artık bundan böyle kıyamet gününe kadar benim üzerinde hiçbir peygamber yürümeyecektir!” dedi. Allâhü Teâlâ hazretleri, kendisine vasiyette bulundu ve buyurdu: -“Elbette senin üzerinde bu ümmetten peygamberlerin varisleri ve vekilleri kılacağım. Kıyâmet gününe kadar, seni peygamlerin naiblerinden (varislerinden) boş bırakmayacağım.