7 Temmuz 2020 Salı

H. Ş.: Ümmetimden üç sınıf insana Cehennem ateşi dokunmaz: 1. Erine itâat edip onu memnun eden kadın, 2. Ana babasına iyilik eden evlât, 3. Allahü Teâlâ'nın kullarına merhametli olan insan. H.Ş.: Üveys-i Karânî Rh.A.’in ulaştığı bütün derecelere, anasına iyilik ve hizmet etmesi sebeptir. Eğer Allahü Teâlâ’ya yemin etmiş olsa, Hak Teâlâ, yemin ettiği şeyde onu doğru çıkarırdı. Yâ Ömer! Ona rastlarsan, Hak Teâlâ’nın mağfiret etmesi için sana duâ etsin! Biri huzûr-u Rasûlüllah’a gelip: “Anam ihtiyarladı; ağzına yemek vermek, helâya götürmek ve abdest aldırmak gibi hizmetlerini ben yapıyorum. Hakkını ödemiş olur muyum yâ Rasûlallah?” dedi: “-Hayır, hakkının yüzde birini de ödeyemezsin. Lâkin iyi bakarsan ona yaptığın küçük bir hizmete dahî sevap verilir”

Görüntünün olası içeriği: gökyüzü ve yazı
Hasan Bozkurt
........ Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’e uymayanların durumu nedir? Sonsuz kurtuluşa kavuşabilmek için, üç şey, muhakkak lâzımdır: İlim, amel, ihlâs. İlim iki kısımdır: Birincisi yapılacak şeyleri öğrenmektir ki, bunları öğreten ilme (Fıkıh ilmi) denir. İkincisi, itikat edilecek, kalp ile inanılacak şeylerin bilgisidir ki, bunları bildiren ilme (İlm-i Kelâm) denir. İlm-i Kelâm, Ehl-i Sünnet âlimlerinin Kuran-ı Kerim ve hadis-i şeriflerden anladığı (elde ettiği) bilgilerin tamamıdır. Cehennemden kurtulan, yalnız bu âlimlerdir. Bunlara uymayan, Cehenneme girmekten kurtulamaz. Bu büyüklerin bildirdiği itikattan kıl ucu kadar ayrılmanın, büyük tehlike olduğu, Evliyaullah’ın keşfi ve kalplerine gelen ilham ile de anlaşılmaktadır. Yanlışlık ihtimali yoktur.
Ehl-i Sünnet âlimlerine uyanlara, onların yolunda bulunanlara müjdeler olsun. Onlara uymayanlara, yollarından sapanlara, onların bilgilerini beğenmeyenlere ve aralarından ayrılanlara yazıklar olsun! Hem ayrıldılar, hem başkalarını da saptırdılar.

Her müslüman kendine eşine ve çocuklarına vacip kurbanını yapmalı veyahut ehil olan yerlere vekalet etmelidir.yoksa dr lar bıçakları bilemeye başlar bilesiniz Hz.Ebul faruk k.s

H. Ş.: Ümmetimden üç sınıf insana Cehennem ateşi dokunmaz:
1. Erine itâat edip onu memnun eden kadın,

2. Ana babasına iyilik eden evlât,

3. Allahü Teâlâ'nın kullarına merhametli olan insan.

H.Ş.: Üveys-i Karânî Rh.A.’in ulaştığı bütün derecelere, anasına iyilik ve hizmet etmesi sebeptir. Eğer Allahü Teâlâ’ya yemin etmiş olsa, Hak Teâlâ, yemin ettiği şeyde onu doğru çıkarırdı. Yâ Ömer! Ona rastlarsan, Hak Teâlâ’nın mağfiret etmesi için sana duâ etsin!
Biri huzûr-u Rasûlüllah’a gelip:
“Anam ihtiyarladı; ağzına yemek vermek, helâya götürmek ve abdest aldırmak gibi hizmetlerini ben yapıyorum. Hakkını ödemiş olur muyum yâ Rasûlallah?” dedi:

“-Hayır, hakkının yüzde birini de ödeyemezsin. Lâkin iyi bakarsan ona yaptığın küçük bir hizmete dahî sevap verilir” Rabbim inşallah anne babalarının kıymetini bilip hayır dualarını almak için gayret sarf ettiği kullarına dostlara selam olsun inşallah rabbim herkese nasip eylesin

Yahudîler arasında birçok âlim vardı. Bunlar, kitaplarında Allah Resûlünün geleceğini görüp, öğrenmişlerdi. Yıldızlardan hüküm çıkarmada da usta sayılırlardı. Efendimizin doğumu gecesinde bir yıldız parlamış ve Yahudî âlimler bu yıldızdan Ahirzaman Peygamberinin dünyaya teşrif ettiklerini anlamışlardı. Resûl-i Zîşanın meşhur şâiri Hassan bin Sâbit (r.a.) bu hususu şöyle anlatmıştır: "Ben sekiz yaşlarında var yoktum. Biliyorum, bir sabah vakti, Yahudînin biri ‘Hey Yahudîler!’ diye çığlık atarak koşuyordu. Yahudîler, ‘Ne var, ne yırtınıyorsun?’ diyerek adamın başına üşüştüler. Yahudî şöyle haykırıyordu: "‘Haberiniz olsun, Ahmed’in yıldızı bu gece doğdu. Ahmed bu gece dünyaya geldi.’"1 İbni Sa’d’ın naklettiği konu ile ilgili bir rivâyette ise şöyle denilmektedir: "Mekke’de oturan bir Yahudî vardı. Allah Resûlünün doğdukları gecenin sabahı Kureyşlilerin karşısına çıktı ve sordu: "‘Bu gece kabilenizden bir oğlan çocuk doğdu mu?’ "Kureyşliler, ‘Bilmiyoruz’ cevabını verince, adam sözlerine devam etti: "‘Varın, gidin, soruşturun, arayın; bu ümmetin peygamberi bu gece doğdu. Sırtında alâmeti var.’ "Kureyşliler varıp soruşturdular ve gelip Yahudîye haber verdiler: ‘Bu gece Abdullah’ın bir oğlu dünyaya geldi, sırtında bir nişan var.’ "Yahudî gidip peygamberlik alâmetini gördü. Ve aklını kaybetmişçesine şöyle haykırdı: "‘Peygamberlik artık İsrâiloğullarından gitti. Kureyşlilere öyle bir devlet gelecek ki, haberi doğudan batıya kadar ulaşacaktır.’"2 Demek gökkubbe pırıl pırıl yıldız kandilleriyle Resûl-i Kibriya Efendimizin gelişini alkışlıyordu.

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'HASAN-I BASRİ HAZRETLERİ BUYURDU Kİ: (ÂLİM BİR EVLADIN ANA- BABASI KAFİR OLSA, KUYUDAN SU ÇEKMELERİ İÇİN ONA MUHTAÇ OLSALAR, o DA BİRKAÇ KOVA ÇEKTİKTEN SONRA ÖF DESE, BU SEBEPLE BÜTÜN AMELLERİNİN SEVABI YOK OLUR.)'

Şeytan Lâinin sevmedikleri :!!!!!!!!!!!!!! Senelerce Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz'in hizmetinde bulunan Hz. Enes (r.a.)'den dinliyoruz: Bir gün Hz. Resulüllah (s.a.v.) Ebu Eyyüp (r.a.)'in evinde sohbet ediyordu. Dışardan çirkin bir ses geldi: - Ya Muhammed içeri girebilir miyim? Peygamberimiz,


- Bu kimdir biliyormusunuz?
- Allah ve Rasülü bilir, dediler.
- Bu şeytandır, buyurdu. Hz. Ömer hemen atılarak,
- Ya RasülAllah müsaade buyurunuz. Hazır buraya gelmişken onu öldüreyim, dedi. Peygamberimiz (s.a.v.),
- Ya Ömer, bunu yapamazsın. Çünkü ona kıyamete kadar ömür verildi, buyurulduktan sonra, şeytanın içeri girmesi için izin verildi.
İçeri girdi. Yüzü çok çirkin, bir gözü kör, çenesinde de birkaç tane kıl vardı. Geliş sebebini söyledi:
- Ben buraya Allah'ın emriyle geldim. Gelmemiş olsam, Allah bana daha bu dünyadayken azap eder.
Konuşmaya şöyle devam etti:
- Ya Muhammed senden şikayetçiyim. Sen dünyaya geldin geleli insanları kandıramıyorum.
Peygamberimiz sordu:
- Beni sevmiyorsun.Peki Ebubekir'e ne dersin?
- Onu kandırmam mümkün değil.
- Ömer?
- Onun heybetinden korkuyorum.
- Osman?
- Ondan utanıyorum. Onda Kur'an'ın nuru var.
- Ali?
- O Allah'ın arslanı, onun zülfikarı var.
- Neleri sevmezsin?
- Cami ve cemaatı, Kur'an'ı, Mekke ve Medine'yi, Arafat, Mescid-i Aksa ... gibi mukaddes sayılan yerleri sevmem.
- Kimleri düşman bilirsin?
- Önce seni, senin yakın ve arkadaşlarını, sonra diğer peygamberleri ve senin sahabelerini, arkadaşlarını, Allah dostlarını.
- Sevmediklerin başka kimlerdir?
- İlim öğrenen, öğreten ve öğrendikleriyle amel edenler. Kur'an okuyan ve Kur'an ahlakıyla, ahlaklananlar, Allah rızası için ezan okuyan ve müezzinlik yapanlar. Merhametliler, sabırlı fakirler, cömert zenginler, insanlara nasihat eden vaizler, haramlardan ve zinadan kaçanlar, haya ve edepli olanla, adaletli hükümdarlar. Sabah namazına vaktinde kalkanlar, daima ibadet edenler ve daima abdestli olanlar.
Peygamberimiz, (s.a.v.) şeytanın söylediklerinin hepsinin doğru olduğunu söyledi.

Doğruluk ve kalp temizliği olmadan hiçbir insan Allah’a yaklaşamaz. Abdulkadir Geylânî (k.s)

ahmaklığını ortaya çıkarır. Güzelliklerini örter, kötülüklerini ve ayıplarını ifşa eder ve neticede helâkine sebep olur.
Ali bin Ebî Tâlib (radıyallâhü anh) Hazretleri buyururlar ki. “Kendini beğenmek, sırf hatadır, akılların ve kalblerin âfetidir.”
İnsanın kendi nefsini beğenmesi, kendi aklına hased etmesidir. Yani nasıl ki hased eden, hased ettiği kişinin büyük bir düşmanı olup ikisi bir yerde bulunmazsa, kendini beğenmişlik de aklın büyük bir düşmanı olduğundan, akıl ile ucub ikisi bir yerde bulunmaz.
Kendini beğenmek, bir çeşit ahmaklık ve şaşkınlıktır ki, bu huy kibirden doğar. Akıllı olan kimsede ucub olmaz. Zira ucub, ileri derecede bir ahmaklıktır ki, sahibine nereye gideceğini unutturup şaşkınlık verdiğinden, kibir ve gurur uçurumuna düşürür.
Bilinmelidir ki, bir kimse, kendisini beğenmesine sebep olabilecek şeylerden uzak durmazsa, elbette ucub uçurumuna yuvarlanır. Bu sebeplerin en kuvvetlisi, yağcılığı kendine meslek edinerek büyük insanlara yaklaşan ve bunu maksatlarına kavuşma sebebi yapan yalancı medih (övgü)leridir.
Çünkü insanın nefsi dâima medih duymaya meyilli ve isteklidir. Ancak, medihde aşırılık olursa, bu yalan ve yağcılık olur.
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), medih ve yağcılığı duymaktan nehyedip buyururlar ki.
“Siz çokça medih duymaktan kaçının! Zira çok övmek boğazlamaktır.” Yani bir hayvan kesildiği anda helak olduğu gibi, aşırı övgüye kulak tutup aldanan kimse de helâke düşer

Vücuduna haram karışmış, namazlarından tat alamaz. B. Buhârî

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'Kötü İnsan Hiç kimseye iyi niyet Beslemez, Çünkü o, Herkesi Kendi Gibi Görür.. Hz. Ali (r..)'

1. Erkeklerin utanması güzeldir. Fakat kadınların utanması ondan daha güzeldir. 2. Herkesin adil olması güzeldir. Fakat emir sahiplerinin adil olması daha güzeldir. 3. İhtiyarın tevbesi güzeldir. Fakat gencin tevbesi daha güzeldir. 4. Zenginin cömertliği güzeldir. Fakat fakirin cömertliği daha güzeldir.

Fotoğraf açıklaması yok.