“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
12 Temmuz 2020 Pazar
Ayasofya nın efendimiz s.a.v. zamanın da bir deprem oluyor bu deprem de Ayasofya'nın kubbesi hasar görüyor çok uğraşsalarda yapmak için yapamıyorlar Zaman'ının bir Bilgin'in işaretiyle bu kubbe ahir Zaman Peygamber'inden alınan tükürük le ayakta kalacağını öğreniyorlar. Rumlar sav efendimize haber göndererek durumu anlatıyorlar ve efendimizden sav den alınan tükürükle harcın içine katıp kubbe onarılıyor ((zamanın Ali'mi de Hızır as Mış)) bu kubbe de kıble tarafında 32 nakışlı diye bilinen yerdedir Hatta bunun üzerine sahabeyi kiram üzülür EFENDİMİZ sav neden kilise ye tükürüğü verir diye sav EFENDİMİZ bunu görünce "" beni kiliseye değil ümmetime hediye olarak gönderdim buyurur ve muhakkak Kostantin feth olacak onu feth eden komutan ne güzel komutan onu feth eden asker ne güzel asker buyurmuştur Ayasofya müslümanlar için çok önemli anlasalar
Yüce Allah Kıyâmet Günü Levh-i Mahfûz’a Şöyle Buyuracak: ▬ “Ey Levh! Sana Bıraktığım Kur’an Nerede? Ona Ne Yaptın?” Levh Şöyle Diyecek: ▬ “Onun İçin İsrâfil’i Vekîl Ettim, Kendisine Teslim Ettim...” Bunun Üzerine Allahû Teâlâ İsrâfil’e Soracak: ▬ “Ey İsrâfil! Emânetimi Ne Yaptın?”
İsrâfil Aleyhisselâm Şöyle Diyecek:
▬ “Yâ Rabbi... Onu Mikâil’e Teslim Ettim...
Mikâil Aleyhisselâm’a Sorduğu Zaman Şöyle Diyecek:
▬ “Yâ Rabbi... Onu Cebrâil’e Teslim Ettim...”
Cebrâil Aleyhisselâm’a Sorduğu Zaman Şöyle Diyecek:
▬ “Yâ Rabbi... Onu Habîbin Muhammed’e Teslim Ettim...”
Bundan Sonra Allahû Teâlâ Hazretleri Şöyle Buyuracak:
▬ “Habîbim Muhammed’i Şefkâtle Getirin...”
Cebrâil Aleyhisselâm, Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem’e Gelerek Şöyle Der; Hazırlan, Huzura Çıktığın Zaman Allahû Teâlâ Şöyle Buyuracak: Cebrâil Emâneti Sana Ulaştırdı mı? Rasülullah Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimiz Şöyle Anlatacak:
▬ “Evet, Cebrâil Kur’an’ı Bana Ulaştırdı Yâ Rabbi...”
Allahû Teâlâ Tekrar Soracak:
▬ “Peki, Sen Onu Ne Yaptın?”
Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimiz:
▬ “Yâ Rabbi... Bana Ulaştırdığın Gibi Ümmetime Ulaştırdım...”
Allahû Teâlâ Hazretleri Meleklere Şu Emri Verecek:
▬ “Ey Meleklerim! Habîbim Muhammed’in Ümmetini Getirin, Emâneti Ne Ettiklerini Onlara da Sorayım...”
Bunu Duyan Rasülullah Sallallâhû Teâlâ Aleyhi ve Sellem Efendimiz:
▬ “Yâ Rabbi... Ümmetim Zayıftır, Huzuruna Gelip Cevap Vermeye Güçleri Yetmez...”
Sonra Niyâzda Bulunur:
▬ “Yâ Rabbi... Bana İzin Ver, Âdem’e Gideyim?”
Allahû Teâlâ Hazretleri İzin Verir, Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimiz Âdem Aleyhisselâm’a Gider ve Şöyle Der:
▬ “Ey Âdem! Sen Beşerin Babasısın, Ben de Onların Peygamberiyim. Onlara Bir Hastalık Gelse, Yine Biz Üzüleceğiz. Şimdi, Ümmetimin Yarı Günâhını Sen Al Yarısını da Ben Alayım. Onlar da Sorguya Çekilmekten, Hesap Vermekten Kurtulalar...”
Âdem Aleyhisselâm Şöyle Der:
▬ “Yâ Muhammed! Ben Kendi Canımın Derdine Düşmüşüm. Böyle Şeye Gücüm Yetmez...”
Bundan Sonra Rasülullah Efendimiz Döner Arş’ın Altına Gelir, Başını Secdeye Koyar, Çokça Ağlar. Allahû Teâlâ’ya Şu Şekilde Yalvarır:
▬ “Yâ Rabbi... Ben Senden Canımı Dilemiyorum, Kızım Fâtıma’yı, Torunlarım Hasan ile Hüseyin’i de İstemiyorum. Senden Ümmetimi Diliyorum...”
Bunun Üzerine Allahû Teâlâ Hazretleri Şöyle Buyurur:
▬ “Yâ Muhammed Başını Kaldır! Dilediğini İste, Sana Verilecek. Şefaât Et, Şefaâtin Makbûl Olacak. İstediğin Şekilde, Hattâ İstediğinden de Fazla Ümmetini Sana Verdim...”
Nitekim Bu Manâda Duha Sûresinin Beşinci Âyetinde Şöyle Buyuruldu:
Mutlaka Rabbin Sana Karşılıksız Verecektir. Hem de, Sen Hoşnut Oluncaya Kadar..
10 Temmuz 2020 Cuma
Hadis-i serif : "Ahir zamanda bir topluluk zuhur eder. ben onlardanım onlarda bendendir. Onların tamamı Allah dostudur. Denildi ki; onların bir alameti varmıdır?
Peygamber efendimiz (sav): Evet vardır. çok fazla ilim sahibi değildirler. Kitabullahdan çok fazla ezberleri yoktur. Yaşlıları dahi Kuran-ı kerimi öğrenir. Kuran-ı kerim'in tadına vardıklarından bir yolunu bulup ögretirler. Onların Kur'an'a ve sünnete bağlılıkları yalçın kayalardan daha sağlamdır. Allah ü teala onları bir müjde ile gönderir ve onlardan Allah ü zülcelal razıdır ve onları Allah kıyamet günü peygamberlerin zümresinde haşr eder ve onların sebebi ile kullarını rızıklandırır ve onların hürmetine belaları kaldırır". (Miftahunnecat)https://www.mollacami.com/
İbnü’l-Cevzî (rh.) Hanbelî mezhebİ fIkIh âlİmİdİr.
BİR DİĞERİ. İbn-İ Teymİyye’nİn talebesİ olan İbn Kayyim el-Cevzİyye.Ehl-i Sünnet Hanefi ........ EHL-İ SÜNNET. İbnü’l-Cevzî (rh.); tefsir, hadîs, târih ve Hanbelî mezhebi fıkıh âlimidir. Künyesi, Ebu’l-Ferec olup, ismi, Abdurrahmân bin Ali bin Muhammed bin Ali bin Ubeydullah bin Abdullah bin Kasım bin Nadr bin Kasım bin Muhammed bin Abdullah bin Abdurrahmân bin Kasım bin Muhammed bin Ebî Bekr Sıddîk’dir (rahmetullahi aleyhim ve radıyallahü anhüm). Ebu’l-Ferec, büyük dedesi Câferu'l-Cevzî’ye ait el-Cevzî nisbetinden dolayı, İbn Cevzî diye meşhûr oldu. Kendisine de; el-Kuraşî, et-Teymî, el-Bekrî, el-Bağdâdî nisbet edildi. İbn Cevzî, Hanbelî mezhebine mensup büyük bir müfessîr, kudretli bir edîb, târih ve terâcim (biyografi) müellifidir. Ebu’l-Ferec ibni Cevzî’nin doğum târihi kesin bilinmeyip, 1120 (H. 511) senesinde Bağdâd’da doğduğu tahmin edilmektedir. 1201 (H. 597) yılında vefat etmiştir.
.... MEZHEBSİZ EHL-İ BİDAT. İbn Cevzî’yi, İbn-i Teymiyye’nin talebesi olan İbn Kayyim el-Cevziyye ile karıştırmamalıdır. İbn Kayyim 1292-1350 (H. 691-751) târihleri arasında yaşamıştır. Aralarında bir buçuk asırlık bir zaman farkı vardır. Ayrıca itikad ve fikrî bakımdan da çok farklı şahsiyetlerdir. Ebu’l-Ferec ibni Cevzî, Ehl-i Sünnet, diğeri ise dört mezhebe uymayan bid’at ehli birisidir.... [Bkz. İslam Tarihi Ansiklopedisi, 6. Cild]