15 Temmuz 2020 Çarşamba

Ayasofya konusu kısaca nedir? Ayasofya, Justinianus tarafından 532-537 yıllarında yaptırılan, bazilika planlı bir patrik katedralidir. Kurulduğunda henüz Hz.Muhammed (s.a.v.) yok, Kuran nazil olmamıştı.. O günün müminleri tarafından, Allah’a ibadet edilmek üzere yapılan bir mabettir. Kubbesi Peygamber Efendimiz (S.A.V.)' in doğumu ile çökmüş ve yıllarca ayakta durdurulamamış. Taa ki, O'nun mübarek tükürüğü ve zemzem suyu kubbe harcına karıştırıldı sonrasında anca sabit kalabildi. Bu da ayrı bir inceleme konusudur. 916 sene mabet olarak kullanılmı.1453 senesinde İstanbulun fethi ile birlikte, Fatih Sultan Mehmet Han'ın bizzat kendisi tarafından, Konstantiniye Vakfına 55.000 duka altını ödenerek satın alınmıştır. (Dikkat: sadece kılıç hakkı değil aynı zamanda bedeli ödenerek satın alınmış) Sultanın kendi kurduğu vakfa kaydedilmiş, Mihrabı, minberi, kürsüsü, mahfeli, minaresi, alemi, külliye müştemilatı ile, bir İslam mabedi olarak sonsuza kadar devamı temennisi ve şartıyla ibadete açılmıştır. Fetihten sonra kılınan bir büyük Cuma namazı ile birlikte, Fethin sembolü kabul edilmiştir.. 1934 senesine kadar, (İstanbulun işgal yılları dahil) 481 sene minarelerinden ezan okunmuş, namaz kılınmıştır.. İstanbul’un işgalinden sonra ,Kurtuluş Savaşı veren Türkiye, 1923 senesinde bağımsız bir Cumhuriyet kurmuştur. Dolayısıyla müze işini, Lozana yada bilinen bir dış tehdite bağlamak akılcı değildir. Cumhuriyet kurulmasından sonra da, 11 yıl, Ayasofya, cami ve Fetih sembolüdür.. 1936 tarihli tapu senedinde dahi, Ayasofya Camii'nin sahibi Ebulfetih Sultan Mehmet Vakfı görünüyor. Dolayısıyla Ayasofya’nın ne olacağı ile ilgili tasarruf vakıftadır.. 19 Kasım 1936 tarihinde düzenlenen tapu evrakında “ 57 pafta, 57 ada, 7 parselde, Türbe, Akaret, Muvakkithane ve Medreseden oluşan Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi, Ebulfetih Sultan Mehmet Vakfı üzerinedir" .... Bizzat Fatih Sultan Mehmet tarafından Ayasofya içinbir vasiyet yazılmış, cami dışında kullananlar, rıza gösterenler için; ‘Allâh’ın, Peygamber’in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen LANETİ ONUN VE ONLARIN ÜZERİNE OLSUN, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın diye vasiyet edilmiştir.. Ayasofya nın vasiyete uygun bir şekilde, sahibinin isteğinin yerine getirilmesinden daha doğal ne olabilir? Bir risk varsa, bu risk net olarak bilinmelidir.. Asıl risk Allah’ın lanetinden korkmamaktır!!! Bu karar herhangi bir siyasi beklenti hesabıyla alınmamalı, Türk milletine yakışan, Ahde vefa anlayışıyla, Ecdadın vasiyetine sahip çıkma adına olmalıdır.. Bu risk ise, bu riski alan, bilerek yada bilmeyerek, Türkiye’nin sonsuza kadar sürecek İstiklal ve İstikbaline hizmet etme şerefinin sahibi olacaktır. Yalnız siyasi emellerine basamak olarak kullananlar müstesna!!! Bakanlar kurulu kararıyla müze yapılan cami, yeni bir bakanlar kurulu kararıyla aslına rücu ettirilebilirdi. Nedense bu yola yıllarca baş vurulmadı . Her ne hikmetse, yargıtaydan davanın reddi başkanlık avukatlarınca istenilse de, yargı mensupları kucaklarına bırakılan bombayı sahibine aklı selim ile iade etmişlerdir. Takdire şayan bir durumdur. Bu durumu bile siyasi şov yaparak kullanmak istediler, fakat çok geçmeden yine çark ettiler. Neymiş Ayasofya namaz saatlerinde cami, diğer zamanlarda kilise ve müze olarak hizmet verecekmiş. Zaten biz biliyorduk sizin bu işi yapacak siklette olmadığınızı da, bilmeyenler öğrenmiş oldu kendi ağzınızla. Bir de diyanet işlerini bozuk işinize alet ederek zaten yerlerde olan saygınlıklarını yanlış ve yalan fetvalarla halka göstermelerine vesile ettiniz. Tebrikler. Yüzyıllar boyu abdestli insanların gezindiği, duvarlarına Kuran sesleri sinmiş mabet, üç kuruş para, yahut yakın bir zamanda isletmesini bu günleri hesap ederek devrettikleri yahudi şirketi bahane edilmeden tam zamanlı cami olarak hizmete açılarak müze olmaktan kurtarılmasını dileriz, isteriz, yapanı sonuna kadar da destekleriz. Ayasofya nın açılması, Hz. Fatih’in lanetinin son bulması ile birlikte, Türkiye’nin ayaklarındaki pranganın sökülüp atılması olacaktır. Gereği yapılmalıdır.. Merak edenler için Fatih’in Vakfiyesi Aşağıda; ⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️ FATİH SULTAN MEHMED HAN'IN AYASOFYA VAKFİYESİ.... “İşte bu benim Ayasofya Vakfiyem, dolayısıyla kim bu Ayasofya’yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse onu iptal veya tedile koşarsa, fasit veya fasık bir teville veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camisi’nin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederlerse, aslını değiştirir, füruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camilikten çıkarırlar ve sahte evrak düzenleyerek, mütevellilik hakkı gibi şeyler ister yahut onu kendi batıl defterlerine kaydederler veya yalandan kendi hesaplarına geçirirlerse ifade ediyorum ki; huzurunuzda, en büyük haram işlemiş ve günahları kazanmış olurlar. Bu sebeple, bu vakfiyeyi kim değiştirirse; Allâh’ın, Peygamber’in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen LANETİ ONUN VE ONLARIN ÜZERİNE OLSUN, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın. Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır. Allâh’ın azabı onlaradır. Allâh işitendir, bilendir. (Fatih Sultan Mehmed Han / 1 Haziran 1453)

Görüntünün olası içeriği: yiyecek

🌷*Kurbanın fazileti*🌷 🐑“Bir kimse evinden kurbanlık almak için çıksa, o kimsenin *her adımı için on sevap yazılır*, *on günahı silinir* ve o kimseye *on derece verilir*.


🐏Almak için konuştuğu zaman, o kimsenin *sözleri tesbih olur.*

🐄O kurbanın parasını verdiğinde, *her bir dirhem için yedi yüz hasene yazılır.*

🐂Kurban yatırılıp kesilince, *kesildiği yerden yedi kat yere varıncaya kadar ne varsa hepsi o kimse için istiğfar ederler.*

🐃Kanı aktığı zaman Rabbülâlemiyn *her damlasından on melek halk eder.* *O melekler kıyamete kadar o kimse için istiğfar eder.*

🐫Verdiği etin her lokması için *Hak Teâlâ İsmâil (as)’ın evlatlarından bir köle azad etmiş sevabını verir.* '' (Hadis-i Şerif)

🌹Bu derece mühim bir ibadet olan kurban vecîbesinden azami derecede istifade edebilmek ümidi ve duasıyla;

🌹Hayırlı günler dilerim🌹

14 Temmuz 2020 Salı

Diyanete göre madem kilisede Namaz kılmak caiz,

Diyanete göre madem kilisede Namaz kılmak caiz, o halde 60 senedir Avrupada ki müslümanlara niye Cami yaptırıyorlar?
Vakit namazlarda göndersinler diyanet cemaatini mahallenin kilisesine, karartsınlar hristiyan ikonların üzerini olsun bitsin...

Plastik poşetler değil,her türlüsü kullanımdan kaldırılmalı, yasaklanmalıdır, halkının sağlığını korumak, düşünmek bunu îcâb eder!

Görüntünün olası içeriği: yazı

İstanbul Karaköy'de Yeraltı Camisinde (Kurşunlu Mahzen) üç tane değerli

Fotoğraf açıklaması yok.
Sinan Akkuş

İstanbul Karaköy'de Yeraltı Camisinde (Kurşunlu Mahzen) üç tane değerli sahabe yatmakta. Aynı Cadde üzerinde ise sayısı belirsiz içkili mekanlar dizilmişler sıra sıra...

Fıçı Bira servis eden müzikli Balık Restoranları ve Meyhaneler, Fuhuş yuvası Oteller, Tavla oynanan Sokak Caffe'leri...

Yahu insan biraz utanmaz mı...?

İstanbulu feth etmeye gelmiş, Şehit düşmüş, Peygamber Efendimizin (sav) mübarek gözünden sakındığı yüce Sahabe-i Kiram'ın türbesinin bulunduğu bir sokakta içkili ve müzikli mekana Ruhsat vermeye yüzü kızarmaz mı...?

Sahabenin Gölgesi için Can veren Ecdâdlardan, Sahabenin Türbesine değer vermeyen Müslüman görünümlü İdarecilere kadar geldik.

Bunlar Ehli Sünnet itikadına sahip Sünni Müslümanlar olamazlar, bunlar Mezhepsizler, bunlar Şia sevdalısı Ehli Sünnet düşmanları.

“Ayasofya Camii ibadete açılacak” mı? Süleyman Hilmi TÜNAHAN Silistrevî (k.s.) hazretlerinin

“Ayasofya Camii ibadete açılacak” mı?

Süleyman Hilmi TÜNAHAN Silistrevî (k.s.) hazretlerinin vaazlarında bizzat bulunup dinleyen mazanna-i ricâlden duyduğumuza göre, açılmasını çok arzu etmişler ve bu sebeple iktidar sahiplerine kürsi-yi Muhammedî’lerden defalarca ‘Açın Aayasofyayı, devam ettirin iktidarınızı ölünceye kadar’ mealinde ikaz ve hatırlatmalarda bulunmuşlardır.

Ve yine sizin işaret ettiğiniz manada tebşiratları da vardır. Şöyle ki:

'Evlatlarım' dediği talebelerinden birisi bir gün, elinde bir gazete ile kamara'da oturan Üstâzımız Süleyman Efendi (k.s.) hazretlerine gelir. Gazete; o devirde Sinan Umur (merhum) tarafından haftada bir veya on beş günde bir yayınlanan “HÜRADAM Gazetesi”dir. Gazetenin manşetinde, Londra uçak kazasından hafif yaralarla kurtulan Başvekil Adnan Menderes’e şöyle hitap edilmektedir:

“Allâh’ın Lutf u Keremiyle çok ağır bir uçak kazasında hafif yaralarla kurtuldunuz, Allâh’a şükran borcunuzun bir ifadesi olarak;

1- Ayasofya Camii’ni bir an evvel ibâdete açınız.

2- Müslümanların nüfus belgelerinin din hanesine “Dini, din-i İslâm'dır” kaydını yeniden koydurunuz.

3- Memleket çapında idarece ve zabıtaca din tedrisatına karşı, Müslümanlara karşı yapılan mezâlimi durdurunuz!”

Süleyman Hilmi Tunahan Efendi (k.s.) hazretleri, bu gazetenin böyle bir başlıkla çıkmasından son derece memnun kalır. Cebinden çıkardığı bir miktar parayı talebesine verir, “Evlâdım! Git, seyyar gazetecide bu gazeteden ne kadar nüsha kalmışsa al; vapurun bütün mevkilerindeki masalara birer adet bırakıver” der.

Sandra Bullock bebek kanı ve eti ile beslenen bir aileden gelme marina abramovic te aynı bu kadrodan hatta başı çeken büyücüleri bebek kanı eti ile beslenirler ortaya karışık iğrençliklerini yazmaya haya ediyorum bu kadın ne yapılıp edilip ülkemize sokulmmalı bunlar büyük bir çete

Fotoğraf açıklaması yok.
Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, yiyecek
Fotoğraf açıklaması yok.