“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
15 Temmuz 2020 Çarşamba
Ayasofya konusu kısaca nedir? Ayasofya, Justinianus tarafından 532-537 yıllarında yaptırılan, bazilika planlı bir patrik katedralidir. Kurulduğunda henüz Hz.Muhammed (s.a.v.) yok, Kuran nazil olmamıştı.. O günün müminleri tarafından, Allah’a ibadet edilmek üzere yapılan bir mabettir. Kubbesi Peygamber Efendimiz (S.A.V.)' in doğumu ile çökmüş ve yıllarca ayakta durdurulamamış. Taa ki, O'nun mübarek tükürüğü ve zemzem suyu kubbe harcına karıştırıldı sonrasında anca sabit kalabildi. Bu da ayrı bir inceleme konusudur. 916 sene mabet olarak kullanılmı.1453 senesinde İstanbulun fethi ile birlikte, Fatih Sultan Mehmet Han'ın bizzat kendisi tarafından, Konstantiniye Vakfına 55.000 duka altını ödenerek satın alınmıştır. (Dikkat: sadece kılıç hakkı değil aynı zamanda bedeli ödenerek satın alınmış) Sultanın kendi kurduğu vakfa kaydedilmiş, Mihrabı, minberi, kürsüsü, mahfeli, minaresi, alemi, külliye müştemilatı ile, bir İslam mabedi olarak sonsuza kadar devamı temennisi ve şartıyla ibadete açılmıştır. Fetihten sonra kılınan bir büyük Cuma namazı ile birlikte, Fethin sembolü kabul edilmiştir.. 1934 senesine kadar, (İstanbulun işgal yılları dahil) 481 sene minarelerinden ezan okunmuş, namaz kılınmıştır.. İstanbul’un işgalinden sonra ,Kurtuluş Savaşı veren Türkiye, 1923 senesinde bağımsız bir Cumhuriyet kurmuştur. Dolayısıyla müze işini, Lozana yada bilinen bir dış tehdite bağlamak akılcı değildir. Cumhuriyet kurulmasından sonra da, 11 yıl, Ayasofya, cami ve Fetih sembolüdür.. 1936 tarihli tapu senedinde dahi, Ayasofya Camii'nin sahibi Ebulfetih Sultan Mehmet Vakfı görünüyor. Dolayısıyla Ayasofya’nın ne olacağı ile ilgili tasarruf vakıftadır.. 19 Kasım 1936 tarihinde düzenlenen tapu evrakında “ 57 pafta, 57 ada, 7 parselde, Türbe, Akaret, Muvakkithane ve Medreseden oluşan Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi, Ebulfetih Sultan Mehmet Vakfı üzerinedir" .... Bizzat Fatih Sultan Mehmet tarafından Ayasofya içinbir vasiyet yazılmış, cami dışında kullananlar, rıza gösterenler için; ‘Allâh’ın, Peygamber’in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen LANETİ ONUN VE ONLARIN ÜZERİNE OLSUN, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın diye vasiyet edilmiştir.. Ayasofya nın vasiyete uygun bir şekilde, sahibinin isteğinin yerine getirilmesinden daha doğal ne olabilir? Bir risk varsa, bu risk net olarak bilinmelidir.. Asıl risk Allah’ın lanetinden korkmamaktır!!! Bu karar herhangi bir siyasi beklenti hesabıyla alınmamalı, Türk milletine yakışan, Ahde vefa anlayışıyla, Ecdadın vasiyetine sahip çıkma adına olmalıdır.. Bu risk ise, bu riski alan, bilerek yada bilmeyerek, Türkiye’nin sonsuza kadar sürecek İstiklal ve İstikbaline hizmet etme şerefinin sahibi olacaktır. Yalnız siyasi emellerine basamak olarak kullananlar müstesna!!! Bakanlar kurulu kararıyla müze yapılan cami, yeni bir bakanlar kurulu kararıyla aslına rücu ettirilebilirdi. Nedense bu yola yıllarca baş vurulmadı . Her ne hikmetse, yargıtaydan davanın reddi başkanlık avukatlarınca istenilse de, yargı mensupları kucaklarına bırakılan bombayı sahibine aklı selim ile iade etmişlerdir. Takdire şayan bir durumdur. Bu durumu bile siyasi şov yaparak kullanmak istediler, fakat çok geçmeden yine çark ettiler. Neymiş Ayasofya namaz saatlerinde cami, diğer zamanlarda kilise ve müze olarak hizmet verecekmiş. Zaten biz biliyorduk sizin bu işi yapacak siklette olmadığınızı da, bilmeyenler öğrenmiş oldu kendi ağzınızla. Bir de diyanet işlerini bozuk işinize alet ederek zaten yerlerde olan saygınlıklarını yanlış ve yalan fetvalarla halka göstermelerine vesile ettiniz. Tebrikler. Yüzyıllar boyu abdestli insanların gezindiği, duvarlarına Kuran sesleri sinmiş mabet, üç kuruş para, yahut yakın bir zamanda isletmesini bu günleri hesap ederek devrettikleri yahudi şirketi bahane edilmeden tam zamanlı cami olarak hizmete açılarak müze olmaktan kurtarılmasını dileriz, isteriz, yapanı sonuna kadar da destekleriz. Ayasofya nın açılması, Hz. Fatih’in lanetinin son bulması ile birlikte, Türkiye’nin ayaklarındaki pranganın sökülüp atılması olacaktır. Gereği yapılmalıdır.. Merak edenler için Fatih’in Vakfiyesi Aşağıda; ⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️⬇️ FATİH SULTAN MEHMED HAN'IN AYASOFYA VAKFİYESİ.... “İşte bu benim Ayasofya Vakfiyem, dolayısıyla kim bu Ayasofya’yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse onu iptal veya tedile koşarsa, fasit veya fasık bir teville veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camisi’nin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederlerse, aslını değiştirir, füruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camilikten çıkarırlar ve sahte evrak düzenleyerek, mütevellilik hakkı gibi şeyler ister yahut onu kendi batıl defterlerine kaydederler veya yalandan kendi hesaplarına geçirirlerse ifade ediyorum ki; huzurunuzda, en büyük haram işlemiş ve günahları kazanmış olurlar. Bu sebeple, bu vakfiyeyi kim değiştirirse; Allâh’ın, Peygamber’in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen LANETİ ONUN VE ONLARIN ÜZERİNE OLSUN, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın. Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır. Allâh’ın azabı onlaradır. Allâh işitendir, bilendir. (Fatih Sultan Mehmed Han / 1 Haziran 1453)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder