Erkeklerde sakal bırakmanın sünnet olduğunu ama bulunduğu çevre ve imkan dahilinde bunu yapamayarak ileriki zamanlara tehir eden bir kişinin traş olurken bile bu muzdaripliğini unutmaması gerektiğini bundan ötürü sakal traşında sol tarafından başlaması icap ettiğini ve traşı olana da, sünneti ihlal ettiği için “sıhhatler olsun” yerine, “kolay gelsin” demenin adaptan olduğunu biliyor muydunuz.

Ilim Irfan Sofrası

14s

Namazın önünden geçenler için Peygamberimiz s.a.v’in”Eğer bilselerdi 40 sene beklerler yine namazın önünden geçmezlerdi”dediğini, ancak Kabe’ deki izdihamdan dolayı namaz kılanın önünden geçmenin hiçbir mahzuru olmadığını biliyor musunuz?

Bey Mehmet

8s · 

Ilim Irfan Sofrası

14s

İşin esası üç şeydir:

Helal yemek,

Ahlak ve Amelde Resulullaha tâbi olmak,

Her işi yalnız Allahü teâlânın rızası için yapmak.

Hindistan Cevizi Yağı ve Faydaları: Alternatif tıbbın en mucizevi ürünlerinden hindistan cevizi yağı ile tanışın!.. Hindistan cevizi yağı yüzünüz için hem nemlendirici hem temizleyici hem de leke giderici özelliğe sahiptir. Hindistan cevizinin saymakla bitmeyecek faydalarını sizler için derledik… Tropik bölgelerde yetişen hindistan cevizi meyvesinin beyaz bölümünün kurutulması ve soğuk sıkım yöntemiyle sıkılmasıyla elde edilen bir yağdır. “Hindistan cevizi yağı bütün ciltlere uygundur, kuru veya yağlı ciltler için hem ferahlık verir hem kırışıklığınızı önler.. Hindistan cevizi yağı bağışıklık sistemini de kuvvetlendirir Hastalıklara karşı tam bir kalkandır: İdrar yolu enfeksiyonlarına, diş eti hastalıklarına ve apselere neden olan bakterileri ve mantarları öldürür. Grip, HIV, Tifo ve diğer enfeksiyonlu hastalıklara neden olan virüslerle savaşır. Bağırsaklardaki parazitleri engeller ve bağırsak hareketlerini düzenler. Diğer bağırsak hastalıkları olan, ülser, kolit, huzursuz bağırsak ve chron gibi hastalıkların etkisini azaltır. Reflüye iyi gelir ve atakları yatıştırır. Kemik ve kasları kuvvetlendirir. Kalp ve damar sağlığını korur. İyi kolesterolü yükseltir. Antioksidan kaynağıdır: Serbest radikallerle savaşan antioksidan kaynağı hindistancevizi yağı, grip, bronşit ve akne oluşumu engellediği gibi yaşlanmayı da geciktirir. Tam bir cilt bakım ürünüdür: Cildi korur ve enfeksiyonları iyileştirir. Göz altı şişliklerini alır. Cildi sıkılaştırır ve kırışıklığı önler. Cildi nemlendirir ve yumuşatır. Cilt yağını dengeler ve akne, sivilce oluşumunu engeller. Dudak bakımında da etkindir. Saç bakım kremi olarak kullanılır: Hindistancevizi yağı saçı nemlendirirken yağlı bir görünüm bırakmaz, hem maske hem de krem gibi kullanılabilen yağ saça çok güzel bir koku verir. Varis oluşumunu engeller: Hindistancevizi yağı varis belirtileri başladığı anda uygulanırsa varisi hafifletir. Egzamayı hafifletir: Egzama bulunan bölgeye sürüldüğü takdirde kızarıklığı ve tahrişi alır. Antik Ayurveda Tekniği “Oil Pulling” Detoksu: Hindistan cevizi yağının en zor kullanımından biri olan Oil Puilling vücutta detoks etkisi yaratır, dişleri beyazlatır, uykusuzluğu giderir, eklem ağrılarına, migrene iyi gelir. Oil Puilling bir yemek kaşığı Hindistan cevizi yağının ağızda 20 dakika çiğnenmesidir. Makyaj Temizleyici Olarak Kullanılır: Saf Hindistan cevizi yağı pek çok kimyasalları bünyesinde barındıran kozmetik temizleyicilere karşık doğal ve iyi bir alternatiftir. Bir parça pamuğa alınan Hindistan cevizi yağıyla temizleyin ve suyla arıtın. Cilt Bakımı için: Az bir miktarı bile yeterli olan yağ ile yüzünüz dahi tüm vücudunuzu nemlendirebilirsiniz. Ya da maske uygulaması için, bir miktar sürüp 10 dakika bekletip yıkayabilirsiniz. Aynı zamanda peeling için de kullanabilirsiniz. Bunun için bir yemek kaşığı Hindistan cevizi ile bir yemek kaşığı toz şekeri karıştırın ve yüzünüze masaj yaparak uygulayın. Cildinizin pürüzsüzlüğünü fark edeceksiniz. Saç Bakımı için: Saçlarınızı şampuanla yıkadıktan sonra ceviz büyüklüğünde hindistancevizi yağı alın ve elinizde ovalayın. Sıvılaşan Hindistan cevizi yağını saçlarınızın ucuna ve diplerine iyice sürün. En az 10 dakika bekledikten sonra ılık suyla durulayın. Saçlarınızdaki yumuşaklığa ve kokuya bayılacaksınız. Dişleri Beyazlatmak için: Hindistan cevizi yağını soda ile karıştırın ve diş fırçanıza bu karışımdan biraz sürün. Ağız içiniz bakteriden arınırken, dişleriniz de beyazlayacaktır. Doğal Deodorant: Koltukaltlarınıza ve ayaklarınıza doğal bir deodorant olarak çok az bir miktar Hindistan cevizini sürün ve işi ferah kokusuna bırakın. Tırnak Bakımında: El ve tırnak bakımı için bir miktar Hindistancevizi yağını alın ve ellerinizde ovun. Eller ve tırnaklar yumuşarken aynı zamanda parlayacak. Bebeklerin Korkulu Rüyası Pişiklerde: Pişikli bölgeye biraz sürüp bezleyebilirsiniz. Ancak bebeklerde sıklıkla görülen alerjik durumlara dikkat edin. Güneş Yanıklarını Hafifletir: Bir miktar Hindistan cevizi yağı iyileştirici özelliği ile güneş yanıklarını hafifletir ve soyulmasını engeller. Hindistan cevizi Yağı ve Sirke İle… Hindistan cevizi yağına ve elma sirkesi ile beraber saç bitlerinizden kurtulabilirsiniz. Saçı elma sirkesi ile güzelce ıslatın, yıkamayarak kurumasına izin verin. Sirke kuruduktan sonra, saça bolca hindistan cevizi yağı uygulayın ve bu şekilde bekletin. Daha sonra yıkayın Bebekler diş çıkartırken… Bebeklerin kâbusu olan diş çıkarma esnasında diş etlerine çok az miktar sürdüğünüz hindistan cevizi onu rahatlatacaktır. Böcek ısırıkları ve şişliklere sürün: Sinek ve diğer böcek ısırıklarına bir miktar sürerseniz bu şişliği ve kaşıntıyı alacaktır. Ayrıca egzamalı bir teniniz varsa Hindistan cevizi yağı ile kızarıklığı ve kaşıntının önüne geçebilirsiniz. Kesik ve yaralarda: Ufak yara ve kesiklere uygulanan hindistan cevizi yağı yaranın süratle iyileşmesini sağlayacaktır. . Bayanlar, kirpiklerinde makyajı olmadığında ve kullanılmamış temiz maskara ile kirpiklerine uygulayabilirler. Ayrıca kaşların sıklaşmasında ve kalınlaşmasında da Hindistan cevizi yağı kullanılmaktadır. . Kırışıklıkları da giderici özelliğe sahip olan bu yağ, bağışıklık sistemini de kuvvetlendirmektedir. Göz altı şişliklerinde, dudak bakımında da faydalıdır.

EZANA HÜRMET Bilindiği gibi vakitler, Cenab-ı Hakk’ın ilahi birer nimeti olan namazlar için zahirî bir sebep ve namazı kullarına farz kıldığının bir alâmeti olduğu gibi, ezan da vaktin alâmetidir. Ezan’ın lûgavi manası/sözlük anlamı “bildirmek”tir. Yani ezan i’lâmdır, bildirmedir. Gerçi aslında vakit de bir i’lâmdır, fakat seçkinlere... Ezan ise herkese i’lâmdır; avam-havas, ehassu’l-havas… O bakımdan Müslümana yakışan, vakit ile kendine gelmektir. Vakit ile kendine gelemeyeni ise ezan uyarır. Fıkıh lisanında ezan, “Hususi bir şekilde yapılan bildirim”in adıdır. Ezan okuyana müezzin denir. Diğer şeâire olduğu gibi ezana da hürmet etmek gerekir. Bizzat Rasûlüllah Efendimiz (s.a.v.) ezana hürmet ederek Müslümanlara örnek olmuştur… Keza ezanın hikmet ve faydasına da işaret ederek, müezzini Bilâl'e ezan okuyacağı zaman, “Ey Bilâl! Ezanla bizi rahatlat” buyurmuşlardır.

Bey Mehmet

8s · 

Veysel Gürler

3g

Kur’an-ı Kerim öğrenmeyi teşvik babında okumanın faziletine dair bazı hadisler

Ebû Hüreyre (r.a.) hazretlerinin, Kur’an okuyanların kazanacağı mânevî derecelerle ilgili olarak Peygamber Efendimiz’den (s.a.v.) rivayet ettiği şu hadîsi şerîf, mü’min gönüllerin heyecanla tutuşmasına vesile olacak özellik ve güzelliktedir:

“Kıyamet gününde Kur’an-ı Kerîm gelecek ve Allah Teâlâ’ya:

- ‘Yâ Rabbî! Kur’an okuyan kimseyi şeref süsüyle süsle!’ diyecek; bunun üzerine Kur’an okuyan kimse şerefle süslenecek.Yine Kur’an-ı Kerîm:

- ‘Allah’ım! Ona şeref elbisesi giydir!’ diyecek; hemen o zâta elbiselerin en değerlisi giydirilecek. Sonra Kur’an:

- ‘Rabb’im! Ona şeref tâcı giydir!’ diye niyâz edecek; o kimseye şeref tâcı giydirilecek. Sonunda Kur’an-ı Kerîm:

- ‘Yâ Rabbî! O kulundan râzı ol! Senin rızandan/hoşnutluğundan üstün bir şey yoktur.’ diyerek, Kur’an okuyan kimseyi mânevî mertebelerin en yükseğine ulaştıracak. [Tirmizî, Sünen, Fezâilü’l-Kur’an, 18; Dârimî, Sünen, Fezâilü’l-Kur’an, 1]

Yüce Kitab’ımızın, kendisini okuyanlara kazandırdığı sevabın, ecrin, mükâfatın, güzelliklerin haddi hesabı yoktur.

🐐🐑🐫🐂 Kurbanlık hayvanın Kurban olmasını engelleyen özürler.

Mustafa Arabacı

3g

Namazda niyet hususunda bir çok insanın yanlış bilgiye sahip olduğunu yani dil ile yapılan niyetin kafi olduğunu düşündüklerini ama; aslında niyetin kalp ile yapılmasının emredildiğini sadece kalp ile yapılırken aynı zamanda dil ile tekrar etmenin bir sakıncasının olmayacağını buradan da anlaşılacağı gibi kalp hazır olmadan sadece dil ile yapılan bir lisani niyetin niyet sayılmayacağını biliyor muydunuz?

Ilim Irfan Sofrası

14s

Mustafa Arabacı

3g

Parti Sözcüsü Çelik:"UNESCO yetkilileri şunu bilsinler, Ayasofya'nın evrensel mirasının korunması konusunda Türkiye her türlü iş birliğine açıktır

Alın size Kaya nereye dayarsan daya..!?

GÜNÜN ÖNEMLİ BİLGİSİ AYASOFYADAKİ PARMAK İZİ Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla Fâtih Sultân Mehmed Hân Hazretleri, İstanbul'u fethetdikten sonra, ilk Cum'a namâzını Ayasofya'da kılmak için kilisenin derhâl câmiye çevrilmesini emretmişdi. Ordudaki ustalar kısa sürede Ayasofya Kilisesi'ni, kılıç hakkı olarak "Büyük Fetih Câmîi"ne çevirerek Cum'a namâzına hazırladılar. Fâtih Sultân Mehmed

Han Hazretleri toplanan cemaate;

- Aranızda ikindi namâzının sünnetini kaçırmayan var mı? Varsa cemaatin başına geçsin ve İmâmlığı yapsın" dedi.
Herkes birbirlerine ve büyüklere bakmaya başladılar.
Sultân'ın lalası da âlimlere ve sonra da Akşemseddin Hazretlerine bakdı. Herkesin başını yere eğdiğini gördü. Akşemseddin Hazretleri de başını öne eğerek;
- "Bir keresinde evime misâfir gelmişdi.
Misafiri kıramadığım ve meşgûl olduğum için ikindi vakti keraate girdi. Hayâtımda sadece bir kez ikindi namâzımın sünnetini kılamadım" dedi. Akşemseddin'in Hazretlerinin bu sözü üzerine Fâtih Sultân Mehmed Hân;
-"Ben hayâtımda hiç ikindi namâzının sünnetini kaçırmadım" dedi.

Ayasofya'da kılınacak ilk Cum'a namâzında İmâmlığa Fâtih Sultân Mehmed lâyık görüldü.
Kuşatma esnasında bile ikindi namâzının sünnetini kaçırmamışdı. Fâtih Sultân Mehmed Hazretleri, Tekbîr getirip namâza durmasına rağmen az sonra sağına soluna selâm vererek namâzını bozdu.
Tekrâr namâza durduğu hâlde yine sağa sola selâm vererek namâzdan çıkdı. Üçüncüsünde ise, tekbîr getirdikten sonra Cum'a namâzını kıldırmaya başladı.
Cemaatden bazıları:
"Padişâh büyük kibre girdi o yüzden namâzı başlatamadı" diye düşündüler.

Namâz kılındıktan sonra namâzı neden bozduğunu sordular. O da:
-"İstedim ki namâz sırasında bana ve bütün cemaate Kâbe-i Muâzzama görünsün.
Kâbe'nin önünde namâz kılalım.
Bu niyetle namâza durduğumda birinci ve ikinci Tekbîrlerde Kâbe görünmedi.
Fakat üçüncüsünde Kâbe gözümün önünde belirdi" dedi. Bunun sebebini Akşemseddin Hazretleri'ne de sordular.!
O da bu hâdiseyi şöyle anlatdı;
-"Padişâhımız üç defâ Tekbîr getirdi.
Birinci tekbîrde bakdım ki, Ayasofya'nın yönü kıbleye bakmıyor.
İçimden "İnşâ-Allâh bir yanlış yapmayız" dedim.

İkinci kez tekbîr getirdi, tekrâr namâzı bozdu, ancak; namâzı bozduğu için sevindim.
Üçüncü tekbîrde yine içimden:
"İnşâ-Allâh namâzını bozar" dedim.
Fakat o an bana manevî âlemde cemaatin en arka safı gösterildi. Bu safta, bir kişilik yerin eksik olduğunu gördüm.
Bir an bakdım ki;
Hızır Aleyhisselam, o bir kişilik yere doğru gelirken direğe parmağını sokdu ve Ayasofya'nın yönünü kıbleye doğru çevirdi.
Ondan sonrada eksik safa geçerek namâza durdu.

Böylece Padişâhımız üçüncü kez tekbîr getirdikten sonra Kâbe'yi tam karşısında gördü, bir daha selâm vermedi ve böylece fetihden sonraki ilk namâz kılınmış oldu" dedi.

Allah CC selamı ve bereketi Rahmeti üzerinize olsun.