17 Temmuz 2020 Cuma

EZANA HÜRMET Bilindiği gibi vakitler, Cenab-ı Hakk’ın ilahi birer nimeti olan namazlar için zahirî bir sebep ve namazı kullarına farz kıldığının bir alâmeti olduğu gibi, ezan da vaktin alâmetidir. Ezan’ın lûgavi manası/sözlük anlamı “bildirmek”tir. Yani ezan i’lâmdır, bildirmedir. Gerçi aslında vakit de bir i’lâmdır, fakat seçkinlere... Ezan ise herkese i’lâmdır; avam-havas, ehassu’l-havas… O bakımdan Müslümana yakışan, vakit ile kendine gelmektir. Vakit ile kendine gelemeyeni ise ezan uyarır. Fıkıh lisanında ezan, “Hususi bir şekilde yapılan bildirim”in adıdır. Ezan okuyana müezzin denir. Diğer şeâire olduğu gibi ezana da hürmet etmek gerekir. Bizzat Rasûlüllah Efendimiz (s.a.v.) ezana hürmet ederek Müslümanlara örnek olmuştur… Keza ezanın hikmet ve faydasına da işaret ederek, müezzini Bilâl'e ezan okuyacağı zaman, “Ey Bilâl! Ezanla bizi rahatlat” buyurmuşlardır.

Kur’an-ı Kerim öğrenmeyi teşvik babında okumanın faziletine dair bazı hadisler

Ebû Hüreyre (r.a.) hazretlerinin, Kur’an okuyanların kazanacağı mânevî derecelerle ilgili olarak Peygamber Efendimiz’den (s.a.v.) rivayet ettiği şu hadîsi şerîf, mü’min gönüllerin heyecanla tutuşmasına vesile olacak özellik ve güzelliktedir:

“Kıyamet gününde Kur’an-ı Kerîm gelecek ve Allah Teâlâ’ya:

- ‘Yâ Rabbî! Kur’an okuyan kimseyi şeref süsüyle süsle!’ diyecek; bunun üzerine Kur’an okuyan kimse şerefle süslenecek.Yine Kur’an-ı Kerîm:

- ‘Allah’ım! Ona şeref elbisesi giydir!’ diyecek; hemen o zâta elbiselerin en değerlisi giydirilecek. Sonra Kur’an:

- ‘Rabb’im! Ona şeref tâcı giydir!’ diye niyâz edecek; o kimseye şeref tâcı giydirilecek. Sonunda Kur’an-ı Kerîm:

- ‘Yâ Rabbî! O kulundan râzı ol! Senin rızandan/hoşnutluğundan üstün bir şey yoktur.’ diyerek, Kur’an okuyan kimseyi mânevî mertebelerin en yükseğine ulaştıracak. [Tirmizî, Sünen, Fezâilü’l-Kur’an, 18; Dârimî, Sünen, Fezâilü’l-Kur’an, 1]

Yüce Kitab’ımızın, kendisini okuyanlara kazandırdığı sevabın, ecrin, mükâfatın, güzelliklerin haddi hesabı yoktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder