4 Ağustos 2020 Salı

Talebeye zekât ve sadaka vermekle İlİm tahsİlİne yardIm etmİş ve İlİm sevabIna ortak olunmuş olur. (İhyâ, İmam-I Gazâlî ) Talebeye zekât ve sadaka vermekle İlİm tahsİlİne yardIm etmİş ve İlİm sevabIna ortak olunmuş olur. (İhyâ, İmam-I Gazâlî )

bu ülkeyİ İkİ zİhnİyet bİtİrdİ. İtİkadi bozuk hoca müsvettelerİ. dİnİ sİyasete alet eden, dİnİ kullanan süflİ sİyasetçİler.

Türkİye arazİsİ, "Öşür arazİsİ mİ değİl mİ?" dİye şüpheye aslâ mahal yok. Zİra baba ve dedelerİmİz öşür vermİşlerdİr.

Ehl-i Sünnet Hanefi ..... ÖŞÜR .A.C.: Ey İman edenler, kazandıklarınızın en güzelinden ve yerden çıkardıklarınızdan infak edin. (S. Bakara 267) ...A.C.: ...her biri mahsül verdiği zaman onlardan yiyin. Hasat günü (mahsülün toplandığı gün) de hakkına (öşrünü) verin (S. Enam 141) ...H.Ş.: Arzın meydana getirdiği her şeyden öşür veya yarım öşür vardır. (Ramuz 325/9)
H.Ş.: Yağmur suyu, nehir ve çeşme gibi akar suların suladığı araziden çıkan mahsulden tam (onda bir), dolapla, hayvanla, satın alınan su ile sulanan yerden elde edilen mahsulden yarım (yirmide bir) öşür vardır. (Râmuz 326/5) ...Öşür "ONDA BİR" demektir. Mahsûllerde on kiloda bir kilo, on ölçekte bir ölçek öşür verilir. Öşrün verilecek yerler, zekât verilen yerlerdir. Öşür verilen muhsûlde, işçi ücreti, ilâç, gübre, su yolu açmak gibi hiç bir masraf düşülmez. (Büyük İslâm ilmihali S. 355 Madde 67) ..Tohum çıkarılmadan mahsûlün tamamından verilir. (İbn-i Âbidin C. 2 S. 328)

Talebeye zekât ve sadaka vermekle İlİm tahsİlİne yardIm etmİş ve İlİm sevabIna ortak olunmuş olur. (İhyâ, İmam-I Gazâlî )

İmam-I Rabbanİ ks. hz.lerİ buyuruyor kİ : Muhalİflerİn ezâsIna sabredİn, onlarI büyüklerİn bâtInIna havale edİnİz....
HZ. ALİ KV. : Şu zamanda kardeş geçİnenler, ayIp arayan casuslardIr.
HZ. ALİ KV. : Şu zamanda kardeş geçİnenler, ayIp arayan casuslardIr.Ehl-i Sünnet Hanefi ... hz.ali kv. buyuruyor ki : Hakîkî kardeş dar günde yetişendir. Kişinin görüştüğü kendisi gibidir.....Kişinin görünüşü, karakterini bildirir.....Ahmağın reisliği kısa sürer, tez geçer.


Yengeç, midye, istiridye, istakoz, karides, salyangoz, su kaplumbağası, ahtapot vb. hayvanlar helâl değillerdir.


Hasan Bozkurt ............ Hanefî fukahası, Kur'ân-i Kerîm'deki; "Allah kendilerine iyiliği emrediyor, onları kötülükten nehyediyor, onlara temiz şeyleri helâl, murdar (pis) şeyleri de haram kılıyor" [A'raf suresi, 157] ayet-i kerimesini delil göstererek, balık çeşidine türüne girmeyen veya devamlı suda yaşamayan diğer su hayvanlarını, tiksinti veren hayvanlardan saymışlar; bundan dolayı yenilmelerinin caiz olmayacağına hükmetmişlerdir. Yengeç, midye, istiridye, istakoz, salyangoz, su kaplumbağası, ahtapot vb. hayvanlar bu sınıfa girmektedir ve helâl değillerdir.

Balık cinsinden olmayan deniz mahlûkları temiz olmadıkları için yenmezler. Midye, istiridye, istakoz, karides... gibi.

Makamlar emanettir,hürmet vakar ve ciddiyet ister,

 Makamlar emanettir,hürmet vakar ve ciddiyet ister,yoksa HIYANET olur.

İyilerle beraber olmak


Salihlerle beraber olan, onlardan hiçbir şey öğrenemese bile, yedi ikrama kavuşur:
1- İlim talebesinin faziletine kavuşur.
2- Onlarla beraber iken günahtan uzak olur.
3- Evinden çıkışından itibaren rahmete girer.
4- Onlara inen rahmetten o da faydalanır.
5- Onları dinlerken, kendine sevap yazılır.
6- Melekler ondan memnun olup, dua eder.
7- Attığı her adım, günahına kefaret olur.

Allahü teâlâ da ona altı ikramda bulunur:
1- İlim ehliyle bulunmayı ona sevdirir.
2- Âlime uyanlar gibi sevaba kavuşur.
3- O salihlerden birinin şefaatine kavuşur.
4- Günahkârların gittiği yerlerden soğur.
5- O da salihlerin yoluna girmiş olur.
6- Dinimizin emirlerine uymuş olur

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'Allah bizi iyilerden eylesin ve iyilerle karşılaştırsın.'

Hayız ve nifas halinde, Müslüman bir kadına, aşağıda belirtilen 8 şey haramdır:


1. Namaz kılmak.

2. Oruç tutmak.

3. Kur’an’dan âyet okumak.

4. Kur’an’dan bir âyete dokunmak.

5. Camiye girmek.

6. Ka‘be’yi tavaf etmek.

7. Zevciyet muâmelesinde (cinsel ilişkide) bulunmak.

8. Kocası, kadının diz kapağı ile göbeği arasında kalan kısmından perdesiz olarak –şehvetsiz de olsa– faydalanmak.

Hâsılı, bütün bunlar âdet ve lohusalık halinde olan hanımlara yasaktır.

Hanefîlere gelince; onlara göre cünüp bir kimsenin Kur’an okuması haramdır. Delilleri, “Hayızlı ve cünüp olan kimse, Kur’an’dan hiçbir şey okumasın”(3) hadîs-i şerifidir. Ancak muallim (öğretici) olduğu takdirde, talebeye, kelime aralarını ayırmak suretiyle telkin edip öğretmesi câiz olur. Kezâ, hayırlı ve önemli işlere de “Besmele” ile başlaması, dua yahut hamd ve senâ maksadiyle kısa bir âyet okuması da câizdir. Meselâ Fâtiha-i şerîfeyi ve içinde duâ mânâsı bulunan bir âyeti Kur’an okumak niyetiyle değil de, duâ niyetiyle okuyabilir, zikir ve tesbihte bulunabilir. Bu hususlarda âdetli ve lohusa kadınların hükmü de cünüp olan kimsenin hükmü gibidir.(4)

Âdetli veya lohusa olan kadın, ifraz ettiği mayiden dolayı tam bir temizlik hâlinde değildir. Cenâb-ı Hakk’ın mânevî huzuruna kabul edilebilmek ve mukaddes ma‘bûdumuzun mübârek âyetlerini okuyup elde tutabilmek için, tam bir tahâret ve nezâfet hâlinde bulunmak lâzımdır. Onun içindir ki, bu haldeki bir kadına namaz kılmak, Kur’ân-ı Kerim’i okumak, elde tutmak câiz olmaz. Bir diğer bakımdan da, böyle bir kadın, bir nevi hastadır, istirahate muhtaçtır... Şer‘-i şerifin tâyin ettiği hükümlerde, kim bilir, daha nice sebepler ve hikmetler vardır. Bizim vazifemiz ise, bu hükümlere riâyet etmekten başka bir şey olamaz.