1 Ekim 2020 Perşembe

*MUSA ALEYHİSSELAMIN CENNETKİ Komşusu*


🌺
*Rivâyet edildiğine göre birgün Mûsâ -aleyhisselâm- Cenâb-ı Hakk’a niyâz etti:*🌹
*“–Yâ Rabbî! Benim cennetteki komşum kimdir?”*
*Cevâben kendisine:*
*“–Ben’im filan yerde kasaplık yapan ve dostum olan bir kulum vardır. Ancak onun kasaplıktan başka çok mühim bir işi daha mevcuddur ki, eğer yanına dâvet edersen gelemez! İşte cennetteki komşun o olacaktır, ey Mûsâ!” buyruldu.*
*Hazret-i Mûsâ, derhal o kasabı ziyârete gitti. Kendisinin Mûsâ Kelîmullâh olduğunu bildirmeden:*
*“–Ben sana misâfir olarak geldim!” dedi.*
*Kasap da kendisine gelen ve her bakımdan diğer insanlardan farklı olduğu belli olan bu nûr yüzlü misâfire büyük bir tebessümle alâka gösterip onu evine götürdü. Hânesinin baş köşesine oturtarak izzet ve ikramda bulundu. Ona kendi elleriyle et pişirdi ve önüne koydu. Mûsâ -aleyhisselâm-’a, mühim bir işi olduğunu söyleyerek kendisini beklemeyip yemeğe başlamasını söyledi. Kendisi de pişirdiği et yemeğinin diğer kısmını küçük lokmalar hâlinde hazırladı. Sonra duvarda îtinâlı bir şekilde asılı duran zenbili indirdi ve içinde bulunan çok yaşlı, mecâlsiz âdeta kuş kadar ufalmış bir kadıncağıza hazırladığı lokmaları yedirmeğe başladı. Yemeğin ardından onun ağzını güzelce sildi. Sonra temizliğini yaptı. Sevdi, okşadı ve tekrar büyük bir îtinâ ile yerine koydu. O bunları yaparken, ihtiyar kadıncağız da sürekli ona duâlar ediyordu.*
*Hazret-i Mûsâ, bu zembili kasabın dükkanında da görmüş, fakat bir şey sormamıştı. Hayretle bekledi.*
*Kasap, bütün hizmetini bitirip Hazret-i Mûsâ’nın yanına gelince, O’nun yemeğe başlamadığını görüp sordu:*
*“–Ey nûr yüzlü misâfirim! Niçin yemeğe başlamadın?”*
*Mûsâ -aleyhisselâm-:*
*“–Sen bana şu zembilin sırrını söylemedikçe yiyemem!” dedi.*
*Bunun üzerine kasap şöyle dedi*:
*“–Ey misâfirim! Bu zembilin içinde bulunan yaşlı kadıncağız benim annemdir. Çok ihtiyarlamış olduğundan tâkatsizdir. Hem ona bakacak kimsem de yoktur. Ben de onu yalnız bıraktığım zamanlarda herhangi bir hayvanın kendisini rahatsız etmesi endişesiyle, böyle zembile koyup yukarı asıyorum. Bazen de yanımda dükkanıma götürüyorum. Benim gönlümün bütün huzûru, ona yaptığım hizmettendir. Günde iki öğün yemek

*FATİHA SURESİNİN SIRRI..* İster eş ister çocuk tüm ailevi ve günlük sıkıntılarınızın çözülmesini isterseniz yapmanız gereken *Fatiha suresini dikkatlice ve içten okumak.* *Fatiha suresi* mikrop, hastalık, haset ve nefret gibi tüm manevi belaları defeder . *- Evlerinizi Fatiha suresi okuyarak nurlandırın.* *- Yataklarınızda Fatiha suresi okuyun.* *- Su içerken Fatiha suresi okuyun.* *- Fatiha suresi fiil ve davranışlarınızı zabteder ve sözlerinizi düzene koyar.* *- Haset, kibir, ucub ve gurur gibi hastalıklarınıza şifa olur.* *- Sinir gibi negatif tüm davranışlarınızdan kurtulmanıza yardımcı olur.* *Fatiha suresini hiç dikkat ederek ve anlayarak okudunuz mu?* Allâhu Teala Fatiha suresini Kuran'da şöyle anlatır: وَلَقَدْ آتَيْنَاكَ سَبْعًا مِّنَ الْمَثَانِي وَالْقُرْآنَ الْعَظِيمَ *And olsun ki, sana daima* *tekrarlanan yedi ayetli Fatiha'yı* *ve Kuranı Azimuşşan’ı verdik.* *Ayetteki vav harfi KUR’AN ve* *Fatiha suresini sanki aynıymış gibi eşitler.* Bazı âlimler şöyle demişlerdir: *"Kur'an'ın sırrı Fatiha suresinde saklıdır,* *Fatiha suresinin sırrıda iyyake nabudu ve iyyake nestain ayetinde saklıdır."* Fatiha suresi farz namazlarda 17 kere okunmaktadır. “Neden?” diye soran olursa deriz ki sır Fatiha suresindedir. Fatiha suresini namazda okumayı unutan birinin namazını yeniden kılması lazımdır , çünkü Fatihayı Şerifeyi okumak rükündür. Buda Fatiha suresinin ne kadar mühim olduğuna işarettir. Namaza başlarken ilk okunan suredir. Ve bu yüzden Fatiha “açan” demektir. *Fatiha suresinin bazı isimleri:* 1- *Şafiye*: Maddi ve manevi tüm hastalıklara şifa olan, iyi gelen 2- *Kafiye*: Başka sûrelerin yerini tutan, ama başkaları onun yerini tutmayan. 3-**Ümmül kitap** Kitabın anası- aslı. Anneniz sizin için ne anlama geliyor? Anneniz her şeyinizdir değil mi? Fatiha sureside öyledir. *Kuran'ın aslı ve anası* mahiyetindedir. Kuranı Kerim'i okurken ilk Fatiha suresini okuyarak başlayın. Şuphesiz ki Fatiha suresi sizi zulmetten aydınlığa, sıkıntıdan ferahlığa ve darlıktan rahatlığa çıkarır. *Suya Fatiha suresini okuyun*, o sudan için ve yıkanın Allah'ın izniyle çok şeyin farkına varacaksınız. Sahabe efendilerimiz bir hasta gördükleri zaman ellerini hastanın ağrıyan yerine koyup 7 kere Fatiha suresi okurlardı. Üzerine Fatiha suresi okunan hastada Allah'ın izniyle ve Fatihanın bereketi ile şifa bulurdu. Yüzlerce alim oturup günlerce Fatiha’nın faziletini anlatsa bitiremez. En az olarak *bin tane zahiri* *bin tane batıni* *faydası var*. Cenabı Allah’ın Kuranı Kerim’de başka bir Ayet ile methettiği bir sureyi biz ne kadar anlatabiliriz? *Başka bir sırrı ise bütün* *harflerinin nuranin olmasıdır.* *Okunan her yere* *nurdan surlar yapar ve o surlar* *seni bütün kötülüklerden korur*. ●●● ~SÜBHANALLAH ŞU MÜJDELERE BAKIN ...!~ Resûlullah Efendimiz (s.a.v) buyurdular: "Cebrâil (a.s) bana dedi ki: Allâhü Teâlâ sana selâm söylüyor ve buyuruyor ki: Kul benim huzurumda namaza durup "Allâhu Ekber" dediğinde onunla aramızda bulunan perdeyi kaldırırım. Kul "elhamdü" dediğinde Allâhü Teâlâ, "Hamd kime mahsustur?" diye sorar, o da "lillâhi" diye cevap verir. Allâhü Teâlâ, "Allah kimdir?" diye sorunca "Rabbilâlemîn" der. "Alemlerin Rabb'i kimdir?" buyurunca "Errahmânirrahîm" der. "Rahman ve Rahim kimdir?" diye sorunca "Mâlikiyevmiddîn" der. Bunun üzerine Allâhü Teâlâ, "Ey kulum, din gününün sahibi benim" der. Kul, "İyyâke na'budu ve iyyâke nesteîn; Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım isteriz" deyince Allâhü Teâlâ, "Ey kulum, mademki yalnız bana kulluk edip yalnız benden yardım istiyorsun, o halde istediğini dile ki sana verilsin" buyurur. Kul "İhdinâ; bize hidayet et" deyince Allâhü Teâlâ, "Hangi hidayeti istiyorsun?" buyurur. Kul "Essırâta'l-müstakîm; "Sırât-ı müstekîmi, doğru yolu" deyince Allâhü Teâlâ, "Hangi yolu istiyorsun?" diye sorar. Kul "Sırâtallezîne en'amte aleyhim" "Kendilerine in'âm ettiğin bahtiyarların yoluna" deyince Allahü Teâlâ: "Ey meleklerim, siz de şahit olun ki ben bu kulumu, kendilerine nimet verdiğim peygamberler, sıddîklar, şehitler ve salihlerle beraber kıldım" buyurur. Kul, "Ğayri'l-mağdûbi aleyhim veleddâllîn; Ne o gadap olunanların, ne de sapkınların" deyince Allâhü Teâlâ tekrar meleklere, "Şahit olun ki ben bu kulumu nimet verdiğim kimselerden kıldım, gazaba uğramışlardan ve sapkınlardan eylemedim" buyurur. Kul "Amin" deyince onunla beraber bütün melekler de "Amin" derler.. Müslim, Müsâfirin 254; Nesâî, İftihah 25.

 


MESCİD-İ NEBİ ’'NİN FAZİLETİ : Yeryüzünde Kâbe-i muazzamadan ve etrafındaki Mescid-i Harâm’dan sonra en mübarek yer olan Mescid-i Nebî hakkında Peygamber efendimiz; “Ben peygamberlerin sonuncusu olduğum gibi mescidim de peygamberlerin mescidlerinin sonuncusudur” ve “Minberimle Âişe’nin hücresi (kabr-i seâdet) arası Cennet bahçelerinden bir bahçedir” ve “Yalnız üç mescide ziyaret için gidilir. Mescid-i Haram, Mescid-i Nebî, Mescid-i Aksa” ve “Benim mescidimde kılınan namaz, Mescid-i Haram müstesna başka mescidlerde kılınan namazlardan bin kat daha sevâbdır.” “Kabrimi ziyaret edene şefaatim vâcib oldu” buyruldu. Bu hadîs-i şerîfi İbn-i Huzeyme ve Bezzâr ve Dâre-Kutnî ve Taberânî haber vermektedir. Bezzâr hazretlerinin bildirdiği başka bir hadîs-i şerîfde; “Kabrimi ziyaret edene şefaatim helâl oldu” buyruldu. Müslim-i şerîfdeki ve Ebû Bekr bin Mekkârî’nin Mu’ceme kitabında bildirilen hadîs-i şerîfde; “Bir kimse beni ziyaret etmek için gelse ve başka bir şey için niyyeti olmasa, kıyamet günü, ona şefaat etmemi hak etmiş olur” buyruldu. Bu hadîs-i şerîf, Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemi ziyaret etmek için Medîne-i münevvereye gelenlere, şefaat edeceğini haber vermektedir. İmâm-ı Taberânî’nin ve Dâre Kutnî’nin ve diğer hadîs imamlarının bildirdikleri hadîs-i şerîfde; “Hac edip kabrimi ziyaret eden kimse, beni diri iken ziyaret etmiş gibi olur” buyruldu. Dâre Kutnî’nin haber verdiği başka bir hadîs-i şerîfde; “Hac edip de, beni ziyaret etmeyen kimse, beni incitmiş olur” buyruldu. Bu hadîs-i şerîfi İmâm-ı Mâlik de bildirmiştir. Resûlullah’ın sallallahü aleyhi ve sellem ziyaret olunmak istemeleri, ümmetinin, bu yoldan dasevâb kazanmaları içindir. İmâm-ı Beyhekî’nin haber verdiği hadîs-i şerîfde; “Bir kimse bana selâm verince, Allahü teâlâ, ruhumu geri verir. Onun selâmına cevâb veririm.” buyruldu. İmâm-ı Beyhekî, bu hadîs-i şerîfe dayanarak, Peygamberler mezarlarında diridirler buyurdu, Mübarek ruhunun geri verilmesi demek, yüksek makamında ve en değerli nîmetler arasında, bunlara dalmış iken, bunları bırakıp selâm verene cevâb verir demektir. Peygamberlerin, mezarlarında diri olduğunu bildiren ve birbirlerini kuvvetlendiren hadîs-i şerîf pek çoktur. Meselâ; “Kabrimin yanında, benim için okunan salevâtı işitirim. Uzak yerlerde okunanlar da bana bildirilir.” buyrulmuştur. Bu hadîs-i şerîfi Ebû Bekr bin Ebî Şeybe bildirmiştir. Bu ve bunun gibi hadîs-i şerîfler, altı büyük hadîs imamının kitâblarında vardır. Sakın terk-i edebden, kûy-i mahbûb-ı Hudâdır bu, Nazargâh-ı ilâhîdir, makâm-ı Mustafâdır bu! Murâ’ât-i edeb şartıyla gir Nâbî bu dergâha. Metâf-i kudsiyândır, bûsegah-i Enbiyâdır bu!

 

*MÜSLÜMANLARIN FESÁDA UĞRAMALARININ SEBEBİ* *MÜSLÜMANLARIN SEBEBİ* Evliyâullahtan Zünnun-i (rahimehullah) dedi ki: *Insanlar altı şey sebebiyle fesâda uğradı 1-*Ähirete ait işlerinde* gevşeklik göstermeleri. 2-Bedenlerinin *nefsî arzulara* rehin olması. 3- *Tůl-i emelin* (sonu gelmez dünya arzusunun) yakın olan ecellerine *gâlip gelmesi*. 4- *Mahlukatın rızâsını* Hazret-i Allâh'ın üzerine tercih etmeleri. 5- *Hevâlarına tâbi* olup Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) sünnetlerini terk etmeleri. 6- *Selef-i sâlihîni* (Ashâb-i Kirâm ve daha sonra gelen Mezhep imamlarını; Ehl-i Sünnet müctehid ve âlimlerini) örnek almayı bırakmaları. [er-Risâletü'l-Kuşeyriye]

🎀"Evlenmek isteyen çok güzel bir hanım vardı.
🤗Bu hanım çok dindar bir eş istiyordu,
öyle ki bu adam her gün
📖Kur’an-ı Kerim’i hatmedecek,
⏳Yılın her günü oruç tutacak ve
🌙Geceleri uyanık kalıp sürekli ibadet edecekti.
🎀Bu hanım çok güzel olduğundan,
birçok talibi çıktı fakat hiçbiri bu istekleri
karşılayabileceğini söyleyemiyordu.
🤗Ta ki bir adam çıkıp tüm bunları
yapacağını söyleyene kadar.
🎗Böylece imam onları evlendirdi.
İlk geceden sonra hanımı baktı ki eşi ne
📖Kur’an’ı hatmediyor,
🍵Ne oruç tutuyor ne de
⏳Gece ibadetiyle uykusuz kalıyordu.
🎀Hanımı ona süre tanımak istedi,
birkaç hafta içinde belki durumu değişirdi.
😔Eşi durumunu değiştirmedi
ve hanımı boşanmak istedi.
🍃İkisi de kadı karşısına çıkarıldı,
🖊kadı sordu:
🍀— ‘‘Evliliğin koşulları nelerdi?’
🤗Adam cevap verdi:
📖— ‘‘Benim her gün Kur’an-ı Kerim’i hatmetmem,
⏳yılın her günü oruç tutmam ve
🌙bütün gece Allah’a ibadet etmemdi.
🖊Kadı sordu:
🌏— ‘‘Peki, yaptın mı?’
🤗Adam sakince cevapladı:
💠— ‘‘…Evet.’
🖊Kadı:
— ‘‘Yalan söylüyorsun,
hanımın yapmadığını söylüyor,
bu sebeple de senden boşanmak istiyor.’ dedi.
🤗Fakat adam tüm bu koşulları yerine
getirdiğinde ısrar etti, bunun üzerine kadı sordu:
📖— ‘‘Her gün Kur’an-ı Kerim’i hatmettin mi?’
Adam:
🌺— ‘‘Evet.’ dedi.
Kadı şaşkına döndü ve sordu:
— ‘‘Nasıl… Nasıl yapabildin?’
Adam gayet rahat bir tavırla,
💦— ‘‘Her gün üç kez ihlas suresini okudum ve
🌹Peygamber Efendimiz (sav)’e göre
bu Kur’an’ın tamamını okumaya denktir.’ dedi.
🖊Kadı merakla sordu:
⏳— ‘‘Peki nasıl bütün yıl oruç tuttun?
Adam cevapladı:
🌏— ‘‘Ramazan orucunu ve
Altı gün Şevval orucunu tuttum.
🌹Peygamber Efendimiz (sav)’e
göre bu tüm yılı oruçlu geçirmek gibidir.’
🤔Kadı bir şey diyemedi,
adamın yalancı olduğunu söyleyemiyordu.
Son olarak sordu,
🌈— ‘‘Hanımın tüm gece uyuduğunu söylerken,
nasıl uyanık kalıp Allah’a ibadet ettin?’
🖊Kadı adamın bu sefer cevap veremeyeceğini düşünüyordu.
Fakat adam gayet soğukkanlılıkla cevap verdi:
🕌— ‘‘Yatsı namazını cemaatle kıldım,
ertesi gün de
🕌sabah namazını cemaatle kıldım.
🌹Peygamber Efendimiz (sav)’e göre
yatsı ve sabah namazlarını cemaatle kılan
tüm gece Allah’a ibadet etmiş gibidir.’
🤔Kadı adama bakakalmıştı
ve hükmü vermek üzereydi.
✨Adama ve hanımına dönüp şöyle dedi:
💧— ‘‘Dava düşmüştür, evliliğinizde
hiçbir problem yoktur.’
😊Çıkarılacak Ders:
İslam gerçekten kolay bir din,
eğer samimiyetle uygulamak isterseniz.🌹🌻
Okuduysanız Paylaşalım bu güzel
kıssayı herkes okusun.