1 Ekim 2020 Perşembe

MESCİD-İ NEBİ ’'NİN FAZİLETİ : Yeryüzünde Kâbe-i muazzamadan ve etrafındaki Mescid-i Harâm’dan sonra en mübarek yer olan Mescid-i Nebî hakkında Peygamber efendimiz; “Ben peygamberlerin sonuncusu olduğum gibi mescidim de peygamberlerin mescidlerinin sonuncusudur” ve “Minberimle Âişe’nin hücresi (kabr-i seâdet) arası Cennet bahçelerinden bir bahçedir” ve “Yalnız üç mescide ziyaret için gidilir. Mescid-i Haram, Mescid-i Nebî, Mescid-i Aksa” ve “Benim mescidimde kılınan namaz, Mescid-i Haram müstesna başka mescidlerde kılınan namazlardan bin kat daha sevâbdır.” “Kabrimi ziyaret edene şefaatim vâcib oldu” buyruldu. Bu hadîs-i şerîfi İbn-i Huzeyme ve Bezzâr ve Dâre-Kutnî ve Taberânî haber vermektedir. Bezzâr hazretlerinin bildirdiği başka bir hadîs-i şerîfde; “Kabrimi ziyaret edene şefaatim helâl oldu” buyruldu. Müslim-i şerîfdeki ve Ebû Bekr bin Mekkârî’nin Mu’ceme kitabında bildirilen hadîs-i şerîfde; “Bir kimse beni ziyaret etmek için gelse ve başka bir şey için niyyeti olmasa, kıyamet günü, ona şefaat etmemi hak etmiş olur” buyruldu. Bu hadîs-i şerîf, Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemi ziyaret etmek için Medîne-i münevvereye gelenlere, şefaat edeceğini haber vermektedir. İmâm-ı Taberânî’nin ve Dâre Kutnî’nin ve diğer hadîs imamlarının bildirdikleri hadîs-i şerîfde; “Hac edip kabrimi ziyaret eden kimse, beni diri iken ziyaret etmiş gibi olur” buyruldu. Dâre Kutnî’nin haber verdiği başka bir hadîs-i şerîfde; “Hac edip de, beni ziyaret etmeyen kimse, beni incitmiş olur” buyruldu. Bu hadîs-i şerîfi İmâm-ı Mâlik de bildirmiştir. Resûlullah’ın sallallahü aleyhi ve sellem ziyaret olunmak istemeleri, ümmetinin, bu yoldan dasevâb kazanmaları içindir. İmâm-ı Beyhekî’nin haber verdiği hadîs-i şerîfde; “Bir kimse bana selâm verince, Allahü teâlâ, ruhumu geri verir. Onun selâmına cevâb veririm.” buyruldu. İmâm-ı Beyhekî, bu hadîs-i şerîfe dayanarak, Peygamberler mezarlarında diridirler buyurdu, Mübarek ruhunun geri verilmesi demek, yüksek makamında ve en değerli nîmetler arasında, bunlara dalmış iken, bunları bırakıp selâm verene cevâb verir demektir. Peygamberlerin, mezarlarında diri olduğunu bildiren ve birbirlerini kuvvetlendiren hadîs-i şerîf pek çoktur. Meselâ; “Kabrimin yanında, benim için okunan salevâtı işitirim. Uzak yerlerde okunanlar da bana bildirilir.” buyrulmuştur. Bu hadîs-i şerîfi Ebû Bekr bin Ebî Şeybe bildirmiştir. Bu ve bunun gibi hadîs-i şerîfler, altı büyük hadîs imamının kitâblarında vardır. Sakın terk-i edebden, kûy-i mahbûb-ı Hudâdır bu, Nazargâh-ı ilâhîdir, makâm-ı Mustafâdır bu! Murâ’ât-i edeb şartıyla gir Nâbî bu dergâha. Metâf-i kudsiyândır, bûsegah-i Enbiyâdır bu!

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder