2 Ekim 2020 Cuma

Her koyunu kendi bacağından asarlar" sözü yanlıştır. Dinimizde neme lazım demek yok. Bana lazım demek vardır. Bu dünyanın cefâsından sefâsına sıra gelmez, gâfil olmayın, ilme çalışın, geçen günler geri gelmez. İlim, nûr-ı ilâhidir. İnsan ise kovan. Kirli bir kovanda arının durmadığı gibi, isyan ve zulmetle kirlenmiş vücud ve kalbde de ilim durmaz.

 

CEVİZ Yaprağı Mucizesi

 

Peygamber(s.a.v.) Efendimiz hastalandığı zaman, bir avuç çörek otu alıp, onu su ve bal ile karıştırıp içerdi" (Büyük Hadis Külliyat Rudani, c.4. H.No;7523) Hastalanınca Çörekotu ve Balı Suya Karıştırıp İçmek Sünnettir Rasulullah Efendimiz Şöyle Buyuruyor; "Şu kara taneyi (çörek otu) kullanın, ölüm dışında hiçbir hastalık yoktur ki çörek otunda onun için bir deva bulunmasın.

 *EN AKILLI OLANLAR*

Bir adam _*“Yâ Resûlullah mü’minlerin en faziletlileri kimlerdir?”*_ diye sordu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) _*“Ahlâkı en güzel olanlardır.”*_ buyurdular.
_*“Mü’minlerin en akıllısı kimlerdir?”*_ diye sordu.
_*“Ölümü en çok hatırlayanlar ve ona en güzel şekilde hazırlık yapanlardır. İşte en akıllı olanlar bunlardır.”*_ buyurdular.(İbni mâce zühd 31)
_*Hazret-i ALLAH son nefes dahil olmak üzere imân ve islâmdan ayırmayıp,Zâtına karşı mes'ul, kullarına karşı mahçûp etmesin.*_
_, Cumanız mübarek olsun..._


AKCİĞERLERİMİZDE SORUNMU VAR ASTIMINIZDAN KOAHINIZA ÖKSÜRÜĞÜNÜZDEN BALGAMINIZA MÜZMİNLEŞMİŞ BRONŞİTİZDEN KURTULUN DURDURAMADIĞINIZ AKCİĞER KANAMANIZA İŞTE BASİTÇE ÇÖZÜN BOŞUNA ÇEKMEYİN DERİM TIP ÇARESİZ BUNDADA şifa Allah tan saygılar hepinize M.ulaş

 AKCİĞERLERİMİZDE SORUNMU VAR ASTIMINIZDAN KOAHINIZA ÖKSÜRÜĞÜNÜZDEN BALGAMINIZA MÜZMİNLEŞMİŞ BRONŞİTİZDEN KURTULUN DURDURAMADIĞINIZ AKCİĞER KANAMANIZA İŞTE BASİTÇE ÇÖZÜN BOŞUNA ÇEKMEYİN DERİM TIP ÇARESİZ BUNDADA şifa Allah tan saygılar hepinize M.ulaş


Akciğerlerimizi en iyi ve en hızlı şekilde nasıl iyileştiririz işte tarifi size 1 litre suya bir tutam kırmızı veya sarı kantaron bitkisi koyun kaynasın. başınıza örtü alın ve o buharı nefes yoluyla içinize derin derin çekin15 dakika kadar durun bunu günde 5 defa yapın .

Akciğer sorunlarınızdan kurtulun öksürüğünüzü anında kesiyor 1 seansta bile kesiyor akciğerdeki iç kanamaları anında durduruyor 25 gün devam edebilirsiniz düzelmenize göre .bunun yanında kırkkilit otu çayınıda unutmayalım içelim

Koahınız astımınızda gidiyor Rabbim şifamızı vermiş ama haberimiz yok.Rabbim bu bilgileri bana nasip etti bende sizlerle paylaşıyorum zekatını veriyorum Rabbime şükürler olsun şifa Allah tan saygılar hepinize m.ulaş

CORONANIZDAN BASİTÇE

 CORONANIZDAN BASİTÇE KURTULUN basitçe m.ulaş önce doktora gidin saygılar


Coronaya yakalandıysanız okuyun 1 su bardağına 1 tatlı kaşığı veya çay kaşığı sodyum bi karbonat koyun 1 limon sıkın üzerine sıcak su ilave edin yarım çay bardağı için kalanıyla gargara ve burna çekin günde 5 defa ve bol su için 20 dakika sonra yakalandıysanız eğer kantaron bitkisini suda kaynatın buharına durun günn boyu 5 defa buhara durun öksürük ciğerleri tahrip ediyor m.ulaş

kantaron durduruyor ve balgam.çıkarttırıyor peçeteye nane yağı ve lavanta yağı kekik yağı damlatın burnunuzdan çekin gün boyu 10 defa saygılar m.ulaşSağlığımızın müthiş şifreleri

hayâsızlık, Allah’ın (c.c.) ve Rasûlü’nün (s.a.v.) bildirdiğine göre, kişilerin ve toplumların helâk sebebidir; yok oluşlarına, mahvolup gitmelerine yol açar. Cenâb-ı Hak ve feyyâz-ı mutlak hazretleri buyuruyor ki: “Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (Nahl suresi, 90)

 












*Hz.HAMZA İLE AYNI KABİRDE OLAN* ABDULLAH BİN CAHŞ'IN DUASI.

 *Hz.HAMZA İLE AYNI KABİRDE OLAN* ABDULLAH BİN CAHŞ'IN DUASI.

Abdullah b. Cahş’ın Uhud Savaşı’ndaki fedakârlığı ve mücadelesi ise bambaşkadır. Ashâb-ı Kirâm’ın önde gelenlerinden Sa’d b. Ebi Vakkas radıyallahu anh şöyle anlatıyor:
Uhud Savaşı’nın başlamasından hemen önce Abdullah yanıma gelerek bana şöyle dedi:
Gel, bir köşeye gidelim de Allah’a dua edelim. Sen benim duama “âmin” de, ben de senin duana “âmin” diyeyim.
Ben “Olur.” deyince bir kayanın ardına gittik. Sonra ben dua etmeye başladım: “Allah’ım! Savaş sırasında karşıma güçlü kuvvetli bir düşman çıkar. Ben onu öldüreyim ve üzerindeki kıymetli eşyaları ganimet olarak alayım.”
Ben duamı bitirince Abdullah “Âmin” dedi ve kendi duasına başladı:
Ey Kulum, Burnun ve Kulakların Nerede
“Ya Rabbi! Savaş meydanında karşıma güçlü, kuvvetli bir düşman çıkar. Ben onunla çarpışayım. O beni öldürsün. Burnumu ve kulaklarımı kessin. Yarın Senin huzuruna çıktığımda, Sen bana: ‘Ey kulum, burnun ve kulakların nerede, burnun ve kulakların neden kesildi?’dediğinde, ben ‘Senin ve Rasûlünün rızası için kesildi.’ diyeyim.”
Abdullah’ın duası bittiğinde, söz verdiğim için “Âmin” demek zorunda kaldım.”
Hurma Dalı Kılıca Dönüşüyor
Nihayet savaş başladı. İki taraf kıyasıya savaşıyor, tam bir can pazarı yaşanıyordu. Abdullah, düşman saflarının ortasına dalmış cihad ediyor, ölüme meydan okuyordu. Savaşın iyice kızıştığı bir sırada elindeki kılıcı kırılıverdi. Kılıcı olmadan nasıl savaşabilirdi? Hemen Allah Rasûlünün yanına gitti. Efendimiz, Abdullah’a bir hurma dalı vererek bununla savaşmasını emretti. Abdullah, hurma dalını eline aldığında dalın keskin bir kılıca dönüştüğünü hayranlıkla seyretti. Yeniden savaş meydanına döndüğünde elinde mucizevî bir kılıç tutuyordu.
Ağaç Dalına Asılan Burun ve Kulaklar
Uhud Savaşı Müslümanlar için oldukça sıkıntılı geçti. Bir ara tamamen dağılan İslâm ordusu, ölmeyi yaşamaya tercih etmiş mukaddes mücahidler sayesinde toparlanarak müşriklere kesin bir zafer kazanma fırsatı vermedi. Düşman savaş meydanını terk ettiğinde Sa’d b. Ebî Vakkas, Abdullah b. Cahş’ın paramparça edilen vücudu ile karşılaştı. Abdullah, Ebû’l-Hakem b. Ahnes b. Şerik tarafından şehid edilmiş, burnu ve kulakları kesilmişti. Etrafa baktığında bir ağacın dalına asılan bir ipin ucundaki burnu ve kulakları gördü. Müşrikler Nahle Seriyyesi’nin kahraman komutanının vücudunu, parmaklarını, burnunu ve kulaklarını doğrayarak intikam almışlardı. Abdullah’ın duası kabul olmuş, Allah yolunda şehid olmuştu. Sa’d bu hadiseyi anlatırken, “Abdullah b. Cahş’ın duası, benim duamdan daha hayırlıydı.” derdi.
İman edenler, imanlarını salih amelleriyle ispat edenler, hicret edenler, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler, ölüme meydan okuyanlar… İşte onlar Abdullah ve arkadaşlarıdır. Onlar Allah’ın rahmetine, Rablerinin vaat ettiği Firdevs Cennetlerine layık mümin, muhacir ve mücahitlerdir.
Allah Rasûlü Uhud şehidlerini, dünyadaki dostluklarına veya akrabalıklarına göre ikişer ikişer defnediyordu. Kırk yaşlarında[43]şehid olan Abdullah’ı da şehidlerin seyyidi dayısı Hamza ile aynı mezara defnetti.
Bir defasında Efendimiz aleyhisselâm Abdullah’a dünyada en çok ne istediğini sormuştu da Abdullah şu cevabı vermişti:
Benim dünyada en büyük hedefim Allah ve Rasûlünün sevgisini kazanmaktır. Gözümde başka bir şey yoktur.Rabbim şefatlerini nasip eylesin peygamberimiz ve Eshabımız bu güzel dinimizi bizlere kadar ulaştırmak için canlarını hiçe saydılar hatta parça parça azaları düşmanlar Tarafından kesildiler şehit oldular. dinimizi yaşatabilmek için ...rabbim bizide buyoldan ayırmasın..Amin