15 Ekim 2020 Perşembe

H.Ş : Kim ezanda benim ismimi işittiğinde baş parmaklarının tırnaklarını öper ve gözlerine sürerse ebediyyen kör olmaz. MÜTHİŞ YÖNTEMLE KREÇLENMENİZDEN EKLEM AĞRILARINIZDAN SİYATİĞİNİZDEN KAS AĞRILARINIZDAN BEL BOYUN AĞRILARINIZDAN KURTULUN M.ulaş Molla Cami ks. : Kötü kimse, başkalarının ayıplarını saymak isterken, kendini dile getirir.

Hazreti Allah habibinin cemalini Adem Aleyhisselâm’ın iki baş parmağının tırnakları üzerinde bir ayna misali izhar etti. O da baş parmaklarının tırnaklarını öpüp gözlerine sürdü. Onun bu hareketi zürriyeti için asıl oldu. (İnsanlar böyle yapmakla ona tabi oluyorlar.) . Cebrail Aleyhisselâm bu kıssayı peygamberimize haber verdi. Aleyhisselâm Efendimiz de buyurdular ki: -“Kim ezanda benim ismimi işittiğinde baş parmaklarının tırnaklarını öper ve gözlerine sürerse ebediyyen kör olmaz.”..(Mefâtih-üt Tefâsîr)

MÜTHİŞ YÖNTEMLE KREÇLENMENİZDEN EKLEM AĞRILARINIZDAN SİYATİĞİNİZDEN KAS AĞRILARINIZDAN BEL BOYUN AĞRILARINIZDAN KURTULUN M.ulaş
Sağlığımızın müthiş şifreleri sayfamda tüm bilgiler okuyun
100 gr hakiki tereyağına fındık kadar 3 adet çam reçinesi koyun bir tutam çam iğnelerinide içine koyun 60 derece sıcaklıkta fırında eritin karıştırın süzün soğusun kreminiz hazır
ağrıyan eklemlerinize kaslarınıza iyice ovarak sürün iyice yedirin ovun sürdüğünüz yerleri streçle sarın 2 saat dursun ağrıların gittiğini göreceksiniz kireçlenme siyatik eklem bel boyun ağrılarınızı gideriyor 20 gün kadar yapın ağrılarınızdan kurtulun
karaciğerinizide onarın sağlık kalıcı olsun şifa Allah tan saygılar m.ulaş

Tıbbın aciz kaldığı bir hastaya her gün 4624 kere "Ya Muhyi celle celalühü" İsm-i Şerifi okunursa,kısa zamanda iyileşir

 


.......... 11 R.EVVEL​ 1442​​ ...28 EKİM 2020, ÇARŞAMBA AKŞAMI MÜBAREK MEVLİD KANDİLİ​... Hz. Ali efendimiz: “fahri kainat efendimizin dünyaya teşrif ettiği veladet gecesine kıymet veren o gece yapılan toplantılara iştirak eden gönlü ile ruhu ile cesedi ile bizzat hazır bulunanlar bu dünyadan ahrete giderken iman ile göç ederler.” Ne kadar büyük bir müjde…




























Sürâka'nın Hz.Peygamberimiz'i Tâkip Edişi ve Başına Gelenler.........Kureyş Müşrikleri, Rasûlüllah ile Hz.Ebû Bekr'i bulana veya öldürene yüzer deve va'detmiş bulunuyorlardı. Kendine güvenenler O'nu aramağa koyulmuştu. Çok iyi iz tâkip eden Sürâka adında iri yapılı birisi de, bu mükâfatı almak için atını, silahını, fal çektiği oklarını da yanına aldı, bundan sonra elini fal çantasına atıp oklarını çıkardı. «Muhammed ile Eshab'ına zarar verebilir miyim?, veremez miyim?» diye oklarla fala baktı. Hoşlanmadığı ok; «O'na zarar verilemez» oku çıktı. Fakat oka îtibar etmeyerek, yüz deveyi almak arzu ve iştihâsıyla hemen atının üzerine atladı. Onu, dört nala kaldırıp koşturdu. Rasûlüllah ile arkadaşlarına yaklaşacağı sırada atının ayakları birden bire sürçüp yere kapandı. Sürâka da üzerinden yuvarlandı. Kendi kendine "Bu, ne hâl?" dedi. Sonra fal oklarını çıkarıp fala baktı. Yine, hoşlanmadığı ok, «O'na zarar verilemez!» oku çıktı. Sürâka, oka isyan etti. Peygamber Efendimiz'i tâkipten vazgeçmedi. Hemen atına atlayıp koşturmağa başladı. Birden bire atı yere kapandı. Sürâka da üzerinden yuvarlandı. "Bu, ne hâl?" dedi. Sonra fal oklarını çıkarıp tekrar fala baktı. Bu defa da, hoşlanmadığı «O'na zarar verilemez!» oku çıktı. Sürâka, yine oka isyan etti ve Rasûlü Ekrem'i tâkipten vazgeçmedi. Atına atlayıp koşturmağa başladı. O kadar yaklaştı ki artık, Allâh'ın Rasûlü ve arkadaşları Sürâka'yı görüyor, o da, onları görüyordu. Hattâ Sürâka, Rasûlüllah Efendimiz'in okuduğu Kur'ân-ı Kerîm'i bile işitebiliyordu. Rasûlüllah, arkasına hiç dönüp bakmıyordu. Hz.Ebû Bekir (R.A.) ise, sık sık arkasına dönüp bakınıyordu. Buhârî'nin Enes Bin Malik'ten rivâyetine göre; Hz.Ebû Bekir (R.A.), arkasına dönüp bakınınca, bir atlının arkalarından koşup kendilerine yaklaştığını gördü. "Yâ Rasûlellah! İşte atlı, gelip bize yaklaştı." dedi. Peygamberimiz arkasına baktı; "Allahım düşür onu" diyerek duâ etti. Sürâka gelip yetişince, Hz.Ebû Bekir (R.A.) ağlamağa başladı. Peygamber Efendimiz, O'na; "Niçin ağlıyorsun?" diye sordu. Hz.Ebû Bekir (R.A.); "Vallâhi, ben, kendim için ağlamıyorum. Sana bir zarar gelir diye ağlıyorum!" dedi. Sürâka, Peygamber Efendimiz'e saldıracağı bir mesâfeye gelince; "Yâ Muhammed! Bu gün Seni benden koruyacak kimdir?" diye bağırdı. Peygamberimiz; "Beni, Cebbâr ve Kahhâr olan Allah korur!" buyurdu, Cebrâil indi; "Yâ Muhammed! Yüce Allah yeryüzünü sana itaatçı kıldı. Ona dilediğini emredebilirsin" dedi. O sırada, Sürâka'nın atının iki ön ayağı, dizlerine kadar yere battı. Sürâka da üzerinden yuvarlandı. Atını kaldırmağa zorladı. At da kalkmak için çabaladı. Fakat, bir türlü ayaklarını yerden çıkarmağa kâdir olamadı. Hasan Arikan -Muhtasar Islam Tarihi

14 Ekim 2020 Çarşamba

Gel de rahmetle anma. Ne güzel söylemiş. çok iyi biliyor ve hatırlıyorum: 1960'larda, 70'lerde bozuk düzen ve sisteme verip veriştiren birtakım radikal İslamcılar, sahte mücahidler daha sonra ellerine fırsat geçince o kötü düzenin haram rantlarına aç köpekler gibi saldırdılar. MEHMET ŞEVKET EYGi

 

TAM NAMAZA BAŞLAYACAKTIM, NAMAZIMI KILDILAR İmâm-i Hazretleri (Kuddise sirruh) buyuruyor ki; Eğer dünyâ malına tapan birisine rastlarsan sokağını değiştir, aynı köyde veyâ mahallede oturuyorsan, oradan başka yere git ki, kalbin ona meyletmesin!

 

Sabah namazını kılın dostlar İşiniz rast gitsin 🙂

























AĞLAYARAK OKUDUM Hz.Fatima Annemiz Vefat'ına Yakın bir gün, Allah'ın galip Arslanı Hz Ali R.A. Kerremallahu veche, Hz. Fatıma'nın yanına girer ve onu Hz. Hasan ile Hz.Hüseyin'i yıkarken görür, yıkadıktan sonrada saçlarını tarar elbiselerini yıkar ve hamur yoğurup bolca ekmek yapar ve bu süre zarfında Hz. Ali R.A ile hiç konuşmaz . Bu duruma şaşıran Hz Ali, Keremallahu veche Ey Fatima sende bugün daha önce hiç görmediğim bir acayiplik var . Çocukları yıkadın, elbiselerini giydirdin ve çokça da ekmek yaptın ama benimle tek bir kelime dahi konuşmadın ! Hz.Fatima şöyle cevap verir : Ey Ali : ben bir yere misafir gidicem, çocuklarım aç kalmasın diye de ekmek yaptım. Seninle konuşmama sebebim ayrılmak üzere oluşumdandır Ve sonrada babası hakkında şu beyitler dilinden dökülür : Sana olan şevkim arttığı zaman kabrini ziyaret ederim Sana gelir ve ne halde olduğumu bilmen için ağlarım Ey sahranın sakini seni zikretmek ve anmak bana bütün musibetleri unutturdu Toprak altında olduğun için bizlere görünmesen dahi. Sen mahzunun kalbinde görünürsün . Sonrasında Hz. Ali Misafirin yanından ne zaman dönceksin diye sorar . Hz Fatıma : kıyamet gününe kadar dönüşüm yok der. Hz Ali : bu ne biçim bir söz ya Fatıma vahiy kelsidi, sana bunu kim haber verdi der. Hz Fatıma : dün babam Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'i rüyamda gördüm ve bana "kızım Fatıma süre epey uzadı, şevkim arttı seni bekliyorum, dedi. Hz Fatımadan bu sözleri duyan Hz.Ali'nin dilinden şu şiir döküldü: İki halilin buluşması ayrılıktır Ayrılıktan aşağı her şey kolaydır. Ahmetten sonra Fatıma'yı da kaybetmem Hiç bir dostluğun dâimi olmadığına delildir Onları kaybettiken sonra nasıl yaşar nasıl uyurum Vallahi bu olmiyacak birşeydir. Sonra Hz Fatıma hz Hasan ile hz Hüseyin'i çağırır, hz Hasan'ı sağ uyluğuna hz Hüseyin'i de sol uyluğuna oturtur yüzlerine uzun uzun bakar ve ağlayarak şu mısraları dile getirir: Benden sonra elbiselerinizi kim yıkar saçınızı kim tarar ki. Keşke zor günlerinizde yanınızda olsam. Şehadetinize tanık olsam ve sizin için ağlasam der. Hz Fatıma'nın bu sözlerini duyan hz Ali şöyle der : Ölüm zordur ama gariplerin, gençlerin ve yetimlerin ölümü daha zordur. ( Çünkü Hz Fatıma medinede hem garip hem genç hemde yetimdi). Ey Fatıma: Senden bir isteğim var, baban Resulullahı görürüsen ona selamımı ilet, ve onu çok özlediğimi söyle. Diğer isteğim ise eğer benden razı değilsen beni Resûlullaha şikayet etme, çünkü ben fakirim ve senin kadrini bilemedim. Ve diğer isteğim ise beni kıyamet günü zebanilerin elinde görürsen bana şefaat et. Bunları duyan Hz Fatıma Hz Ali'ye, ya Ali : Benimde senden bazı isteklerim var der . ölürsem beni sen kefenle ve sen göm, Eğer garip yetim ve genç görürsen benim gençliğimi ve garipliğimi hatırla. Hasan ile Hüseyin'e bağırma ve dövme. Ve bil ki ya Ali babam Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem, semada ki melekleri ve ölüm meleği geldiler. Şimdi kalk ve hokkamı getir, Hz Ali hokkayı getirir . Hz Fatıma hz Ali'ye şöyle der ya Ali beni gömeceğin zaman bu hokkadaki kağıdı çıkar ve açıp bakmadan kefenimin içine koy. Ey Fatıma :Bu kağıtta ne var Allah için söyle der. Hz Fatıma şöyle anlatır: babam beni evlendirmek istediğinde, ey Fatıma hz Ali'yi seninle 400 dirhem mehire evlendireceğim. Bende : ben Ali'ye razıyım ve 400 dirhem mehire de gerek yok, dedim. Bunun üzerine Cebrail aleyhisselam geldi ve babama şöyle dedi : ey Allah'ın Resulü Allahu Teala diyorki cennet ve içindekileri Fatıma'ya mehir kıldım. Bende razı olmam deyince, ne istersin dedi . Bende ümmetinin hepsine şefaat etmen dedim, çünkü kalbin her dem onlar ile meşgul dedim. Bunun üzerine Cebrail aleyhisselam bir kağıt getirdi, o kağıdın içinde Fatıma'nın mehri ümmeti Muhammede şefaattir, yazıyordu. Bende kıyamet günü o kağıdı alıp allahım ümmeti Muhammedi şefaat ile kurtar diyeceğim. Kıyamet yerinde biri şöyle nida edicek Ey Topluluk: birazdan Hz.Fatıma geçecek. O sırat köprüsünden geçene kadar gözünüzü kapayın, nitekim o kendini yıkayıcılardan setrettiği için Allahta onu huzur-u mehşerdeki herkesin gözünden koruyacak göstermeyecek Ve o gün Hz. Hasan ile Hz. Hüseyini süsleyip mescide göndermişti çünkü Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ona altı ay sonrada sen peşimden geleceksin diye haber vermişti. Ona hizmet eden ihtiyara kimsenin yanıma girmesine izin verme bugünümü namaz ve münacat ile geçireceğim deyip gusül alıp kendini kefenleyip babasınından geri kalan koku ile kokulanıp yüzünü kapatıp tecdidi iman yaptıktan sonra ölüm meleğine ruhunu teslim alması için emretmiştir. Kuşluk vakti Hz.Hasan ile Hz. Hüseyin yanına gelir ve odasına girerler ve onu uyuyor zannederler. Hz hasan hz Hüseyine kaldır annemizi namaz vakti geldi, der. O da anneciğim kalk der. Hemen nida gelir " ölmüşe nasıl nida edersin ". Yüzünden örtüyü kaldırınca yüzünden nurlar ışıldadığını görür ve ruhunu teslim ettiğine emin olurlar. Hem onlar ağlar hem ihtiyar ağlar hemde komşular ağlar. Ağlama sesleri yükselince hz Ali mescidden hızlıca çıkar gelir ve yastığının altında ufak bir kağıt bulur . Kağıtta Hasan ve Hüseyin'i sana emanet ediyorum yazılıdır. Tekrardan yıkar eşi Hz. Fatımayı, çünkü hem Hz. Fatımanın vasiyeti böyledir hemde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona" Ey Ali: Fatima senin cennette de eşin olacak, onu sen yıka ve bakî mezarlığına göm demiştir. Ezelden ebed'e kadar Allah'ın salât ve selamı Efendimiz Muhammed Mustafa'ya,Hz. Ali'ye Hz Fatıma'ya, Hasan ve Hüseyin efendilerimize ve bütün ehli beytin üzerine olsun. Amiiiiiinnnnnn

 

UNUTMAYINIZ ☝🏼 SAFERU’L-HAYR (namazı) Bu hayırlı (Safer) ayın son çarşamba gecesi veya günü (yani yarın öğle ile ikindi arası), semâvî ve arzî âfetlerden muhâfaza olunmak için iki rekât namaz kılınır. Her rekâtte 1 Fâtiha, 11 İhlâs-ı şerîf okunur. Namazdan sonra da en az 11 İstiğfâr ve 11 Salât-ı Münciye okunup duâ edilir. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neş.) Allah cc kabul eylesin.. Hakk Teâlâ tüm arazî ve semâvî afetlerinden muhafaza ve emîn eylesin..

 İhmal etmemek lağzım.