27 Kasım 2020 Cuma

Kimse kimsenin rızkını yiyemez, bir kimse de rızkını yemeden ölmez. Böyle bir gerçek var iken rızktan şüphe etmek endişe duymak boşunadır. Kıyamette herkes ağlayacaktır, ancak Allah korkusundan ağlayan kimse kıyamette ağlamaz*

 Evde erkek Bakkal, kasap, çarşı, pazar işlerini aslâ eşine bırakmamalı, evin idâresinde onun fikrini sormalı, dışardaki, büyük işlerini söyleyerek, onu üzmemelidir


Erkek hanimına İyi şeyler yedirmelidir. Zengin ise, helâl olan her şeyi almalıdır. Ona geniş, kullanışlı, sıhhî ve islâm hanımına yakışan elbise ve nefîs taâm temîn etmeyi, kendine borç bilmelidir. [İmâm-ı Gazâlî “rahmetullahi aleyh” (Kimyâ-i se’âdet)in yüz kırk birinci sahîfesinde diyor ki, (Zevcenin nafakasını sıkmamalı, isrâf da etmemelidir. Âilenin nafakasına verilen paranın sevâbı, sadaka sevâbından dahâ çoktur. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Gazâ için sarf edilen, köle âzâd etmek için, fakîre sadaka vermek için ve evindekilerin nafakası için sarf edilen altınların en üstünü ve sevâbı çok olanı, evin nafakasına verilen altının sevâbıdır.) İbnî Sîrîn “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyor ki, (Hiç olmazsa haftada bir kere tatlı yedirmelidir.) Nafaka temîninden âciz olanın evlenmesi harâmdır. Yemeği yalnız yememelidir. Çoluk çocukla yemek sevâptır. En mühim şey, nafakayı helâlden kazanıp, helâlden yedirmektir).]

Erkek hanımına, yanında ve olmadığı zamânlarda, hep hayr duâ etmeli, fenâ duâ etmemelidir. Çünkü, gece gündüz onun için çalışmaktadır. Onun ekmekçisi, aşçısı, terzisi ve hamâmcısı ve malının bekçisi ve yoldaşı ve mûnisi ve yârı ve nigârıdır.

 


(Kimyâ-i se’âdet) sâhibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” yüz kırk üçüncü sahîfesinde buyuruyor ki, (Erkeğin vazîfelerinden on ikincisi, zevcesini boşamamaktır. Allahü teâlâ, bütün mubâhlar [yanî izin verdiği şeyler] içinde yalnız, talâk vermeyi [yanî boşamayı] sevmez. Zarûret olmadıkça, birini incitmek câiz değildir).
Dînini bilen ve seven erkekler, her hareketinde islâmiyete uyarak, hem kendilerine, hem de âile ve akrabâlarına ve bütün mahlûklara hayrlı ve fâideli olur. Bunun için, kızını seven ve onun dünyâda ve âhırette mesût olmasını isteyen, onu açık sokağa çıkarmamalı, dîni ve ahlâkı bozan televizyonları, radyoları dinlemesine ve böyle olan sinemalara ve topluluklara gitmesine mâni’ olmalıdır. Müslümân olan kimse, kızını müslümân ve sâlih kimselere vermelidir. Mal ve apartman ve mevkı’ sâhibi değil, din ve ahlâk sâhibi dâmât aramalıdır. Kızını kâfire veren kimsenin kendisi de, kızı da kâfir olur. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Bir kimse, kızını fâsığa [kötü kimseye] verirse, Allahü teâlânın emânetine hıyânet etmiş olur. Emânete hıyânet edenlerin gideceği yer, Cehennemdir). Bir hadîs-i şerîfte buyurdu ki, (Kızını fâsığa veren kimse, mel’ûndur). (Şir’a) şerhindeki hadîs-i şerîfte, (Şefâ’atime kavuşmak isteyen, kızını fâsığa vermesin!) buyuruldu. (Eşi’at-ül-lemeât)da, namâzı geciktirmemeli bâbındaki hadîs-i şerîfte, (Yâ Alî! Üç şeyi geciktirme! Namâzı evvel vaktinde kıl! Hâzırlanmış cenâzenin namâzını hemen kıl! Dul veyâ kızı küfvü isteyince, hemen evlendir!) Yanî namâzını kılan ve günâh işlemeyen ve nafakasını helâlden kazanan birini bulunca, hemen ona ver, buyurdu.
Sun’î İlkâh: (El-halâl vel-harâm)da diyor ki, (Erkeğin menîsini, bir tüp veyâ başka şey içinde, nikâhlı zevcesi olmayan yabancı bir kadının rahmine koyup, çocuk hâsıl olmasına, (Sun’î ilkâh) denir. Harâmdır. Çocuk, veled-i zinâ, piç olur)

Hak'dan korkan, halktan korkmamalı, işini düzgün yapanın içi de düzgün olur.




BAZI PEYGAMBERLERİN MESLEKLERİ: HZ. ADEM (AS): İlk ziraat mühendisi ve çiftçi idi. HZ. ŞİD (AS): Hallac, kazzaz, nessac = dokumacıların, örücülerin ve mensucat sanayiinin ilk kurucusu idi. HZ. İDRİS (AS): İğneyi ilk icad eden, ona delik açan, iplik geçiren olduğundan, terzilerin- konfeksiyoncuların- örücülerin piri sayılır. HZ. NUH (AS): Marangozların, gemicilerin, denizcilerin ve barbarosların piri idi. HZ. HUD (AS): Tüccar idi. Bütün tüccarların piri sayılır.


HZ. SALİH (AS): Sürülerle develer yetiştirirdi. Sütlerini hem içer, hem de satıp dünyalığını temin ederdi. Salih peygamberin devesi meşhurdur.
HZ. İBRAHİM (AS): Kabeyi yeniden inşa edişiyle, Hz Süleyman (as)'a ve Mimar Sinan'a önderlik etmiştir.
HZ. LUD (AS): Tarihçi idi. Seyyahların, Evliya çelebilerin piridir.
HZ. İSMAİL (AS): Kara ve deniz avcılığı ile geçimini sağlardı. Avcıların piri sayılır. Yetmiş dil bilirdi. Tercümanların da piridir.
HZ. İSHAK (AS): Çoban idi.
HZ. YAKUB (AS): Çoban idi.
HZ. YUSUF (AS): Saati ilk icat eden, toprak mahsulleri ofisini ilk defa kuran, bolluk zamanında depolamayı, kıtlık zamanında halka dağıtmayı düşünen bir peygamberdir.
HZ. EYYÜB (AS): Ziraatcı idi.
HZ. ŞUAYB (AS): Ziraatcı idi.
HZ. MUSA (AS): Çobanlık yapmış ve Hz Şuayb (as)'a hizmetçilik etmiştir.
Bir büyüğe hizmet etmekte peygamber mesleklerinden biridir.
HZ. HARUN (AS): Vezir idi.
HZ. DAVUD (AS): Demiri işleyen, zırh yapan ve düzenli ordular kuran, Calut'un ordularını mağlup eden bir kumandandır.
HZ. SÜLEYMAN (AS): Emir, hükümdar idi. Sazlardan zenbil yapardı. Bakır madenini ilk defa işleyen O'dur.
HZ. ZÜLKİFL (AS): Ekmek pişirirdi, fırıncıların piri idi.
HZ. İLYAS (AS): Dokumacı ve iplikçilerin piri idi.
HZ. YUNUS (AS): Balık avlayıp geçinirdi, balıkçıların piri idi.
HZ. ÜZEYR (AS ): Bahçıvan idi. Meyve ağaçlarını ilk defa aşılayan fidan yetiştiren, budama işlerini insanlara öğretendir. Bağ ve bahçe işleriyle uğraşanların piridir.
HZ. LOKMAN (AS): Doktorluk ve eczacılık mesleğinin piridir.
HZ. ZEKERİYYA (AS): Marangoz idi Müsned, 2/405)
HZ. İSA (AS): Avcı idi. Av aleti ile geçimini temin ederdi. Avcıların piri idi. Aynı zamanda doktorların piridir..
HZ. MUHAMMED (SAV): Küçük yaşlarda çobanlık yapmış, daha sonra ticaretle uğraşmış ve cihadla devlet liderliğiyle meşgul olmuştur.
Selam ve dua ile...

Gönlü zengin Aselet çok güzel birşey

 


Osmanlıda Kayı Boyu yaverler.

 


Bu mezarda Fransa’da AÇLIKTAN ÖLEN ve bir parkta ölüsü bulunan Sultan Abdülhamid Han oğlu Şehzade Ahmet Nurettin yatıyor. Kabri Fransa'nın başkenti Paris'in yakın banliyölerinden Bobigny'deki Müslüman Mezarlığı'nda bulunuyor. Vefat ettiğinde üstünde bulunan pusulada şöyle yazıyordu; “Ben Abdülhamid Han oğlu Şehzade Nurettin.. Cebimdeki para ile tabutumu alıp Cenazemi kaldırınız” Sultan Abdülhamid'in evlatları.. 1) Parasızlıktan ve açlıktan ölen Ahmet Nureddin Efendi; 2) Aidat ödenmedi diye kabri kaldırılan kemikleri de kimsesizler mezarlığındaki mazgala atılan Şehzade Orhan Efendi; 3) Ev sahibinin acıyarak kira almadığı köhne bir pansiyon odasında vefat eden Zekiye Sultan 4)Arnavutluk’ta bir Nazi toplama kampında tifodan ölen Naime Sultan… Sultan Abdülhamid’in sefalet içinde sürgün hayatı yaşayan ve sahip çıkılmadığı için mezarları dahi olmayan evlatları… Kısaca Ecdadımız… Sürgün, Vatansızlık, yokluk, sahipsizlik ve bakımsızlık içinde bu darı dünyadan göçüp gittiler... Geriye Ahları kaldı. Rabbim onları bu hallere düşürenleri Ahiret yurdunda kahr-u perişan eylesin. Hayırlı sabahlar hayırlı huzurlu günler keyifli vakitler selam ve dua ile Allah'a emanet olun