22 Ocak 2021 Cuma

DİLPASI VE AĞIZ SAĞLIĞI TEDAVİSİ

 

DİLPASI VE AĞIZ SAĞLIĞI TEDAVİSİ
sağlığımızın müthiş şifreleri m.ulaş
Evde ve iş yerlerinizde kullandığınız diş fırçalarının belli bir ömrü vardır. Mutlaka fırçaların belli aralıklarla değişmesi gerekmektedir.
Diş fırçanızı seçerken yumuşak dokulu dil temizleyicisi olmasına dikkat edin.
Dişlerinizi fırçaladığınız zaman dilin yüzeyini de günde bir temizlenmesi gerekir.
Tuzlu gargara ağız ve diş sağlığını korur.
Sigara, alkol ve kafeinli içecek tüketmemeye özen gösterin.
Özellikle sigara ve kafeinli içecek kullandıktan sonra bol su için.
Dişlerinizi fırçalamadan yatmayın.
Karbonat
Ağızdaki ph seviyesinin normale dönmesine yardımcı olur. Karbonat ve limon suyunu karıştırıp ağzınızı bu karışım ile ovabilirsiniz.
Tuz
Bir bardak ılık suyun içine bir çorba kaşığı tuz ekleyin ve tüm ağzınızı bu su ile durulayın. Tuz dil yüzeyindeki bakterilerin yok edilmesine yardımcı olacaktır.
Zerdeçal
Bir çay kaşığı zerdeçal ve birkaç damla limon suyunu karıştırın. Diş fırçası ile dilinizin üstüne hafifçe uygulayın. Ağzınızı bol su ile durulayın.
Neem Yaprağı
Antibakteriyel özelliklere sahip olan neem yaprağını dil pasından kurtulmak için kullanabilirsiniz. Birkaç tane neem yaprağını ağzınızda çiğnemeniz yeterli olur.
Probiyotikler
Bağışıklık sistemimizi güçlendiren ve ağızdaki mikroplarla savaşan probiyotikler, dil pasını önleyerek dil yüzeyindeki iltihabı azaltmaya ve vücutta birikmiş mikropların yok edilmesini sağlar.
Probiyotiklerden yeterli miktarda alabilmek için her gün öğle yemeklerinden sonra yoğurt yiyebilir veya probiyotik kapsüllerden kullanabilirsiniz.
Yoğurt dengeli beslenme programına uymak için doğal bir gıdadır.
Gliserin
Ağız içinde birikmiş bakterilerin yok edilmesini sağlayan gliserin dil pasıyla savaşmada etkili bir çözümdür.
Dil pası için etkili ve sürekli bir çözüm önerisi istiyorsanız gliserinden günde bir kez, dil pası çok fazla yayılmışsa günde iki kez kullanmalısınız.
Yapmanız gereken tek şey dişlerinizi fırçaladığınızda gliserinden 3 damla fırçaya damlatmanız yeterli olacaktır. En az 2 dakika boyunca fırçaladıktan sonra ağzınızı ılık suyla iyice durulayın.
Hindistan Cevizi Yağı
Antibakteriyel özelliği sayesinde ağızda biriken tüm bakterileri yok eder. Tek yapmanız gereken kaliteli, organik Hindistan cevizi yağı markasını tercih etmenizdir. alıntıdır

Halife Hârunü'r Reşid'in Fransız kralına gönderdiği çalar saat meselesini Avrupalılar herhâlde unutmamışlardır.

 Ehl-i Sünnet Hanefi

................ Halife Hârunü'r rReşid'in Fransız kralına gönderdiği çalar saat meselesini Avrupalılar herhâlde unutmamışlardır. Müslümanlar bu acayip aleti keşfedecek kadar yükselmiş; Fransız kralı Şarlken ise içinde şeytan var diye korkarak semtinden kaçacak kadar gülünç duruma düşmüştür...Dini Tamir Davasında Din Tahripçileri, Ahmed Davudoğlu. Sayfa 47

Mazlum Sultan Vahdeddin Han sürgüne gönderilirken gerçekleşen, onun kişiliğini, namusunu gösteren bir hadise. Ülkesini terk etmek zorunda bırakılan Vahdeddin Han, yola çıkma hazırlıkları yapmaktadır. Bir sehpa üzerinde el yazması, avuç içi kadar bir Kur'an-ı Kerim görür.Ve kalfaya sorar: - Bunu kim getirdi ? - Efendim... Ben saraydan çıkarken göğsüme sakladım.Yolda okumak için. - Bu yaştan sonra bana hırsız mı dedirteceksiniz ? Bu Kur'an sarayın malı.Derhal geri gönderilecek. Saraya teslim edilecek.Ve teslim edildiğine dair makbuz da bana getirilecek. Hain kim ? İstese hazineden rahatlıkla alabileceği altınları, elmasları bırakın, avuç içi kadar Kur'an'ı almayıp "Benim değil milletin malıdır" diyen; kefeni bile borçla alınan Sultan Vahdeddin mi ? Tarih elbet bir gün Sultan Vahdeddin Han'ı azat edecek ve kim gerçek, kim sahte kahraman yazacaktır...

 


Hadis-i Şerif : “Hakkı söyleyin

 

................... Hadis-i Şerif : “Hakkı söyleyin, korkmayın! İnsanların korkusu sizi hakkı söylemekten men etmesin! Hakkı söyleyin, çünkü hakkı söylemek, ecelinizi size yaklaştırmadığı gibi, rızkınızı da sizden uzaklaştırmaz.” ...(Et-Terğib Ve’t-Terhib)


.Cuma hutbesi hakkında diyanet işleri başkanlığının 1954 yılında göndediği bir tamim çok kıymetli ve ibretli hükümler ihtiva ediyor.

 

........Cuma hutbesi hakkında diyanet işleri başkanlığının 1954 yılında göndediği bir tamim çok kıymetli ve ibretli hükümler ihtiva ediyor.. İslamın esaslarını ve sünnete riayet hususunu ne güzel ifade ediyor.. Mutlaka okuyup bu temel bilgiye sahip olmak lazım..
DİYANET İŞLERİ REİSLİĞİ
Yazı işleri ve Evrak Müdürlüğü
Kasım 1954
Sayı: 27785
….Valiliğine
….Kaymakamlığına
Aksine hareket edenler hakkında kanuni muameleye tevessül olunacağı ta’mimen tebliğ olunur.
Diyanet işleri Reisi
Eyup Sabri Hayırlıoğlu
İmza
1- Camii şeriflerde yüksek yerde yazılı ismullah ve Resulü Ekrem ile Cihârıyari Güzin vesâir aşere-i mübeşşereden ashâbı kiramın esmâ-i Şerifelerinden mâada cemaatın huzuruna mâni olabilecek kıble cihetindeki bilumum levhaların kaldırılıp namazda cemaatın gözlerine ilişmeyecek yan tarafa konması lazımdır.
2- Müezzinlerin gerek okuduğu ezan ve ikamette ve gerek imamın sesini işitmeyen cemaate tebliğlerinde Lafza-i Celâlin hemzesini ve lâm’ını fazlaca çekerek tağanni ve lahn yapmamaları lazımdır.
3- İmam selam verdiğinde, müezzinler yalnız:
ا للَّهُمَّ اَنْتَ السَّلاَمُ وَ مِنْكَ السَّلاَمُ ، تَبَارَكْتَ يَا ذَالْجَلاَلِ وَالْإِكْرَامِ
Okurlar. Eğer namazların sonu ise müezzin cehren üç defa (istiğfar) getirdikten sonra.
عَلَى رَسُولِنَا صَلَوَاتٌ
Der ve akabinde de cehren salât-i münciyeyi okuyabilir.
Bundan sonra da :
سُبْحَانَ اللهِ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ وَ لاَ اِلَهَ اِلاَّ اللهُ وَاللهُ أَكْبَرُ. وَ لاَ حَوْلَ وَ لاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ الْعَلِىِّ الْعَظِيمِ
Okurlar. Cemaat dahi gizlice (âyetül kürsi) yi okuduktan sonra tesbih ve tahmid ve tekbirleri okumaları
için yüksek sesle müezzinler :
سُبْحَانَ اللهِ
Ba’dehu :
الْحَمْدُ لِلَّهِ
ve ba’dehu:
اللهُ أَكْبَرُ
Diye okumaları lazımdır. Başkaca ilâveler yapmaları doğru değildir.
4- Bundan sonra yine müezzin, cemaatten bilmeyenlere telkin ve imamın duâsına mukaddime olmak üzere yalnız :
لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ . لَهُ الْمُلْكُ وَ لَهُ الْحَمْدُ يُحْيِى وَ يُمِيتُ وَهُوَ حَىٌّ لاَ يَمُوتُ. بِيَدِهِ الْخَيْرُ. وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْئٍ قَدِيرٌ.
Diye cehren okurlar. Başkaca âyeti kerime veya sâir duâlar okumaları doğru değildir.
5- İmam duâ ederken müezzinlerin : (âmin, âmin) diye türlü tağanni ve bağırmaları ve hep birden :
وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Demeleri doğru değildir. Yalnız imamın duâyı ikmal ettiğini tebliğ için müezzinlerden biri:
وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ . اَلْفَاتِحَه
Der.
6- Herhangi camide müezzin ve camiin minaresi taaddüt ettiği takdirde etraftaki Müslümanlara işittirmek için müezzinler münâvebe suretiyle minarelerin hepsinde beş vakitte ezan okumaya memurdurlar.
Minarelerin bir kısmında ezan okunup da diğerlerini terk etmeleri doğru değildir.
7- Böyle camilerde müezzinlerin kâffesi beş vakit namazda cemaatle namaz kılmaları şarttır. Mazereti bulunanlar, müezzinbaşından mezuniyet alabilirler.
8- Müteaddit müezzinleri bulunup da namaz vakitlerinden hâriç vakitlerde Müslümanların namaz kılmalarına açık bulundurulan camilerde münâvebe suretiyle müezzinlerden lâ-akal birinin câmi içinde dâima beklemesi lazımdır.
9- Müezzinler ve kayyımlar bulundukları camiyi her gün süpürmeleri ve tozdan, topraktan, çamurdan temizlemeleri ve müteaddit müezzin ve kayyımların bunu münâvebe suretiyle yapmaları lazımdır.
10- Müezzinlerin, bazı küçük çocukların ve büyük kimselerin camide Kur’an okuyarak dilencilik etmelerine mâni olmaları lazımdır.
11- Camide hatimde veya mevlid ve hafız cemiyetleri gibi topluluklarda hafızlar tarafından okunan aşr-ı şerifin nihâyetinde cumhur yapmalarını yani hep bir ağızdan istiâzesiz :
وَ اُولَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Misilli âyetin nihayetini kırâat etmelerini men etmek, müezzinlerin vazifelerindendir.
Camilere konulan renkli elektrik ampulleri kaldırılacaktır.
(İmam ve Hatipler hakkında)
12- Hutbe, İslâmi ve ahlâki mev’ize olduğundan, Hatipler hutbeyi teganni ile okumaları memnudur.
13- Hutbe, Tahmid ve Tevhid ve Tasliye ve Ashâbı Kirâm ve Cihârıyâri Güzin hazerâtına tarziyeden sonra okunan âyeti kerime ve Hadisi şerifin mazmununu mev’iza olarak muhtasaran ifade etmekten ibarettir. Binâenaleyh, iki hutbe arasını bundan başka sözlerle fasl etmeleri memnudur. Hutbe, muhtasar olacak ve namazda zam olunan âyet veya sure de pek uzun değilse de mümkün mertebe uzunca okunacaktır.
14- Hutbe esnâsında cemaatın, ağızlarından hiçbir kelâm veya duâ söylemeyip, mücerred hutbeyi dinlemelerini sağlamak için Hatibin, cemaatle dünya kelâmı konuşması ve cemaatın ÂMİN demesine sebep olacak : (Allah cümlemizi gafletten uzak tutsun) gibi sözleri söylemesi câiz değildir.
15- Hatibin, hutbesini ve vâizlerin va’zlarını cemaatın iyice dinlemelerini sağlamak için camiye konulmuş olan hoparlörü, minbere ve va’z kürsüsüne koymak câiz ise de, hoparlörün, bozuluvermek ve cereyanın kesilivermek ihtimâline karşı bu takdirde mücerred hoparlörün ilettiği imamın sesi ile iktidâ eden cemaatın şaşırmış ve namazlarının da fesâdına müncer olmuş bir halde ulunacaklarından, Hoparlörün mihrâba konması, sûret-i kat’iyyede memnudur. Şâyet imamın tekbir ve tesmii duyulamıyacak derecede cemaat kesreti olursa, icâbına göre müezzinlerden biri, veya daha uzaktan diğerinin inzimamıyla, diğeri dahi iblâğ vazifesini görürler.
16- İmamların, sabah namazından sonra sûre-i Haşrin âhirinden üç âyet okumaları sünnet-i Nebeviye’dir. Bunu ziyâde etmek ve alel-husus bazı imamların yaptığı gibi diğer mukaddem surelerden âyetler ilâve etmeleri doğru değildir.
Sure ve âyetlerin tertibi tevkifidir. Namazda bir rek’atte okuduğu sure veya âyetten sonra diğer rek’atte mukaddem sure veya âyeti okumak nasıl kerâhet ise, namaz hâricinde dahi bu tertibe riâyet etmemek kerâhettir.
Aslı gibidir. Balıkesir müftülüğü
07.12.1954


Korunma / Rabıta ve Zikri kalbi


Ahir zaman ve deccaliye sisteminin fitnelerinden manyetik alan ve zararlı frekanslar zihin kontrolü nanoteknoloji vs. Zararlarından bahsediyoruz. Peki nasıl korunmalıyız ?
El cevap;
Radyasyon elektromanyetik dalga ve negatif enerjilerden korunma yöntemleri;
Radyasyon veren teknolojik aletleri Gerektiği kadar ve az kullanmak
Özellikle cep telefonlarını Kullanmadığımız zaman İnterneti kapatmak telefonlarımızı 3G de çalıştırmak yatmadan önce uçuş moduna almak yattığımız odada şarj etmemek şarj olurken telefonu kullanmamak gerekir
Hakiki koyun yünü kullanmak , yattığımız odada kaya tuzu bulunması kaya tuzu kullanmak, Adaçayı Defne yaprağı veya Defne dalı üzerlik çörek otu Bunlardan biri veya birkaçı ile tütsü yapmak, üzerimizde at kestanesi üzerlik tohumu veya çörek otu tohumu taşımak, radyasyonlu aletlerin yanına Kaktüs bitkisi yerleştirmek , odaları sıkça havalandırmak,
Sıcak aylarda dağlarda Yaylalarda 50 santim çukur kazıp toprağı eleyip önce 5 santim yatak ve üzerine kalbi kapatmayacak şekilde tekrar elenmiş Toprak örterek birkaç saat yatmak.( Eski ocakların Yöntemidir. )
1 Fatiha 7 cihete 7 Ayetel Kürsi 3 Felak 3 Nas Suresi Okumak
Korunma duaları Bismillahi hayril Esma i...
Euzu kelime tillahit tammeti... Vb. okumak
( Daha önce paylaşım yapıldı. )
Her vakit abdest almak Abdestli gezmek
Secde halinde olmak Negatif enerjiyi bizden uzaklaştırır.
Nanoteknoloji zihin kontrolü genetiği değiştirilmiş organizmalar dan korunmak;
Yediğimiz içtiğimiz izlediğimiz dinlediğimiz kokladığımız deterjanlar kimyasallar aşılar ilaçlar Bilumum kullandığımız her şeyi kontrol etmek araştırmak helal ve temiz olduğuna kanaat getirmek.
Iki gıda fıtratı değiştirir.
Birincisi domuz ve ürünleri ile gdo.lu ürünler ( menfi yönde.)
Maalesef çoğu kimse bilerek veya bilmeyerek bu hataya düşüyor. Gıda maddelerinde katkı maddelerinde aşılarda ilaçlarda Vb. Çokça kullanılıyor. Rabbim cümlemizi muhafaza eylesin.
Ikincisi koyun eti ve sütü ile helal ve temiz beslenmek ;
Gerçek tıp kitabı dna ve gen bölümlerinde Aşağıdaki hadisi şerif yazmaktadır.
"Fitne zamanında sizin en hayırlınız dağ başında Kendi koyununun sütü ile beslenen dir"
Allahu e'lem Efendimiz sav. Şehirde helal ve temiz gıda kalmadığından ötürü dağda yaşamamızı ve fıtratlar değiştiğinden dolayı Koyun sütü ile beslenmemizi tavsiye ediyor olabilir mi?
Velhasıl organ temizlikleri yani gerçek Tıp kitabında yazan bağırsak karaciğer akciğer böbrek kan ve kireç temizliklerini yapmak Pazartesi perşembe ve eyyâm-ı biyz oruçlarını tutmak veya Davut Aleyhisselam'ın orucunu tutmak, 3 gün ve 10 günlük açlıklar yapmak ve Peygamber efendimizin en iyi tedavi yolunuz ( buhari tıp - 13 ) buyurduğu hacamat uygulaması yaptırmak elzemdir.
Hacamat uygulamasında zikirden kesilen hücreler, kan hücreleri Atıklar çöpler dışarı alınarak yerine yeni hücreler gelir ki bundan sonra kişinin ; malayani haramları ve günahları terk ederek Allah'ı hakkıyla zikretmesi özümüze fıtratımızda dönmemize vesile olur inşaellah.
Yukarıda yazdıklarımıza dikkat ettikten sonra işin en önemli kısmına geldik. Yaratılış gayemiz olan Yüce Rabbimize hakkıyla layıkıyla Kulluk yapabilmeniz için Nefsimizi temizlemek ve tezkiye etmemiz gerekir. Yani nefes terakkisi yaparak nefsi mutmainne makamına çıkmalıyız.
Bunun en kolay yolu;
Rabıta ve Zikri kalbi
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اذْكُرُوا اللّٰهَ ذِكْرًا كَث۪يرًاۙ
Ey o bütün iyman edenler! Allah'ı cc. çokça zikredin. ( Ahzâb Suresi 41. Ayet )
Buradaki zikirden Maksat tespihi elimize alıp binlerce milyonlarca milyarlarca Allah demek değildir. Keza Böyle yapmak da güzeldir. Fakat gerçek Zikri kesir; ayette geçen "Unuttuğun zaman Rabbini zikret" ( kehf /24 ) hitabında ( tasavvufi manada ) Allah'ı Unuttuğun zaman değil, Allah'tan gayrısını unuttuğun kalbinden çıkardığın zaman Allah'ı zikretmek tir.
Olur ki bu şekilde bir kere Allah dediğimiz zaman kâinattaki bütün atomlar ve zerreler bizimle beraber Allah der.
Keza bu şekilde Zikri kesir olur. Bu zikrin adetini sayısını yazmaya kalemler ve sayfalar yetmez.
Bunu başarabildiğimiz zaman Kalpler ancak Allah'ın zikriyle mutmain olur
( Rad /28 ) hitabına Mazhar oluruz inşallah. Kalplerin mutmain olmasıyla birlikte nefsimizde teskin olur mutmain olur.
Ve İnşaellah sonunda;
يَٓا اَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُۗ ﴿٢٧
اِرْجِع۪ٓي اِلٰى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةًۚ ﴿٢٨
فَادْخُل۪ي ف۪ي عِبَاد۪يۙ ﴿٢٩﴾
وَادْخُل۪ي جَنَّت۪ي ﴿٣٠﴾
(Fecr 27-30)
Ey kâmil bir iman ve sâlih amellerle huzûra ermiş nefs!
Sen O’ndan râzı, O da senden râzı olarak Rabbine dön!
Dürüst ve samimi kullarımın arasına katıl!
Cennetime gir!
Rabbimizin bu hitabına Mazhar oluruz inşaellah
Bu hitap, kâmil bir iman ve sâlih amellerle huzur ve itminâna erişmiş, gönül huzurunu elde etmiş mü’mine ölüm anında veya mahşer yerinde yapılır. Gaybın kapılarının açıldığı, ilâhî sır perdelerinin aralandığı o kritik anda mü’min, kendine verilen ebebî cennet müjdesi ile sevinir. Korkuları zâil olur, içi huzurla dolar. Çok güzel bir yolculuğa çıkmanın, cennet ve cemâlullaha doğru yol almanın son derece tatlı heyecanını duymaya başlar.
Bu ayetlerde de anlaşılıyor ki cennete girmek için Allah'a kul olmak
Allah'a kul olmak için Rabbimizin bizden razı olması
Rabbimizin de bizden razı olması için nefsi mutmainne olmamız gerekmektedir.
Bunun yolu da hakkıyla Allah'ımızı zikretmekten yani Zikri kesir ile kalbi Zikri yapmaktan geçer.
En güzel şekilde zikretmenin yoluda Peygamber Efendimizin varisleri olan Mürşidi Kamiller e bağlanmak ve Rabıta-i Şerif ile olur.
Allah’u Teâlâ: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının, O’na yaklaşmaya vesile arayın ve O’nun yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.” (Maide 35) buyuruyor.
Ruhul Beyan tefsirinde Maide suresi 35. Ayetin tefsiri yapılırken şöyle denmiştir:
“Bil ki, ayeti kerime, açıkça vesileye yapışmayı emretmektedir, öyleyse vesile gereklidir. Çünkü Allah’u Teala’ya vuslat bir vesile ve bir vasıta ile olmaktadır. Bunun için en güzel vesile ve vuslat yolu da, hakikat alimleri ve tarikat şeyhleridir.
“Ey iman edenler! Allah(-u Teala)dan korkun ve sadıklarla beraber olun.” (Tevbe Suresi 119)
İsmail Hakkı Bursevi (Kuddise Sirrahu) “Sadıklarla beraber olunuz” ayetinin tefsirinde şöyle demiştir:
“Bu ayeti kerimede bahsi geçen sadıklardan murad; kamil mürşidlerdir. Bir salik onların kapılarında ciddiyetle hizmet eder, muhabbetiyle nazarlarına kabul olunursa, onların feyz ve bereketiyle masivayı terk etmeye, Allah’u Teala yolunda istikamet üzere bulunmaya rahatlıkla muvaffak olur ve huzur-u hakk’a kavuşur.”
Ey o bütün iymân edenler! sabredin ve sabır yarışında düşmanlarınızı geçin ve cihad için hazır ve rabıtalı bulunun ve Allaha korunun ki felâh bulasınız. Âl-i İmrân Suresi 200
Bu ayeti celilede yer alan (Rabidu) emr-i celilinin masdarları olan “Ribat” ve “Murabata” tabirleri; “Sınırda düşmanı gözetlemek”, “Nöbet tutmak”, “Verilen emrin eksiksiz yerine getirilmesi” anlamlarını ifade eder.
Beden ile nefsin irtibatını sağlaması ve “Halk alemi” ile “Emir alemi”ni bünyesinde barındırması dolayısıyla kalbe de “Ribat” denmiştir.
Zira “Nazargahı ilahi” kabul edilen ve “Masiva” (Allah’u Teala’dan gayrısı)nın girmemesi için her şeyden önce gözetlenmesi gereken yer hiç şüphesiz ki kalptir.
Kur’an-ı Kerim’de (Rabidu) şeklinde geçen ve emir ifade eden “Ribat” ve “Murabata” tabirlerinin; yalnızca maddi ve dış düşmanlara karşı değil:” ve “kötülüğü emredici” karakteri ile tanımlanan nefs ve şeytan düşmanına karşı da vaziyet almayı, bunların aldatıcı hilelerine karşı kalbi gözetlemeyi” amir bulunduğu ve başından beri bu ayet-i kerimenin, iki manayı da aynı anda hedef aldığı, hemen hemen çoğu müfessirlerce söz konusu edilmiştir.
Sahabe-i Kiram rabıta yapmış mıydı? Diyenlere sadece ve sadece Ebubekir-i Sıddik (Radıyallahu anh)’ın şu hadisesini anlatmak bile kafidir.
Şöyle ki: O, ruhaniyet hasebiyle Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den hiç ayrılmadığından, hatta kaza-i hacet için bile Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den hali (boş) bir yer bulamadığından dolayı Peygamberimiz’den çok utanırdı.
Bu durumu Efendimiz’e şikayet ettiğinde, peygamber efendimiz O’na ruhsat vermişti. (Abedst bozarken dahi gayri ihtiyari bir şekilde Resulüllah’ı hatırlamasında bir sakınca olmadığını beyan etmiştir) (Risale-i Halidyye Tercümesi, Mütercim, Şerif Ahmed İbn-i Ali, sh: 11-12, Esad Sahıbzade, Nurul Hidayeti ve’l irfan, sh: 30; Yusuf Şevki, Hediyetü’zakirin, sh 23) rabıta bahsinde İhvanlar sitesinin bazı bölümlerinden istifade edilmiş. iktibaslar yapılmıştır.
Estağfirullah el Azim ve etübü ileyh
En iyisini Allah cc. bilir.

Dünya hayatının bir yüzü sabırsa, diğer yüzü şükürdür. Belâ, musibet, zorluk ve çilelere sabır; ferah, nimet ve lütuflara şükür!.. “İnsanlara teşekkür etmeyen, Allâh’a şükretmiş olmaz!..” ( Ebû Davud, Edeb, KANTARONLA GÖZ TEDAVİSİ

 

15s 
Herkese Açık ile paylaşılıyor
KANTARONLA GÖZ TEDAVİSİ sağlığımızın müthiş şifreleri. M.ulaş
Sarı kantaron yağı veya çayı ile gözde tedavide sarı nokta ve kara tavuk göz hastalığı için günde 2 damla göze akşamları damlatılır göz iyileşene kadar devam ediliyor süre değişiyor kullanan kişilerde iyileşince bırakılıyor.
Diğer göz hastalıklarında gözde tansiyon kornea katarakt gözde derece göz kuruluğu retina yırtılmaları gibi bi çok rahatsızlıklarda ise sarı ve kırmızı kantaron yağı veya çayı kullanılıyor akşamları 2 damla damlatılır günde 1 defa uygulanır gözde olan tüm hastalıklarda ödem varsa gözde önce gümüşsuyu damlatılır 2 damla sabahleyin akşam 2 damla kantaron yağı veya çayı damlatılır gözde ödemde yok oluyor.
Kullanırken geçici etkileri var gözde sulanma oluyor puslanma oluyor hafif kanlanma oluyor ve yakıyor gözü 15 dakika kadar bu etkiler gözdeki hastalığa göre değişiyor bunlar geçici etkiler bilginiz olsun kantaron tedavisini bıraktığınızda 2 gün içinde kayboluyor bu etkiler. iyileşme olmuyorsa eğer karaciğer kılcal damar ödem sorunu vardırki bunların tedavilerini uygulayıp sonra kantaron tedavisi uygulanmalı .sayfadaki geri dönüşleride okuyun lütfen
Gözde kalıcı lens olanlar bu tedaviyi uygulamasınlar sakın kullanmadan önce doktorunuza danışın saygılar hepinize şifa Allah tan kul vesile m.ulaş.












































................. Peygamberimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem buyurdular ki: “Cennette dört şey vardır ki, onlar cennete girmekten daha hayırlıdır:
Cennette ebedî olmak.
Cennetliklere meleklerin hizmet etmesi.
Orada peygamberlere komşu olmak.
Cennette Allah’ın rızası…
...............Cehennemde de dört şey vardır ki, cehenneme girmekten daha şiddetli, daha ağır ve daha zordur:
Cehennemde ebedî olmak.
Meleklerin kâfirleri azarlaması.
Orada şeytanla komşu olmak.
Cehennemliklere Allah’ın gadablanması.”