5 Ocak 2022 Çarşamba

İKİ YAŞINDAN ÖNCE ANTİBİYOTİK KULLANIMI

 İKİ YAŞINDAN ÖNCE ANTİBİYOTİK KULLANIMI

ASTIM VE OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR
ANNELER !...BEBEĞİNİZİ OBEZİTE VE ASTIM HASTASI YAPMAYIN..
Sonuçları yeni açıklanan bir araştırmanın sonuçlarına göre, özellikle iki yaşından önce antibiyotik kullanımı bağırsak florasını değiştiriyor ve astımdan, kansere, şişmanlıktan, diyabete, depresyondan, enfeksiyon hastalıklarına kadar bir çok soruna neden oluyor.
.
İnsan vücudunda milyarlarca mikrop bulunuyor ve bunlar Mikrobiyomu oluşturuyorlar.
.
Helsinki Üniversitesinde yeni yapılan bir araştırmada, iki yaşından önce tekrar eden antibiyotik kullanımının, bağırsak florasında değişiklikler yaptığını, çocuklarda hem astım hem de obezite riskini arttırdığını gösteriyor.
.
Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Çocuk Sağlığı Hastalıkları, Çocuk Alerji ve İmmunoloji Uzmanı Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony konu ile ilgili şu bilgileri veriyor: ‘Son dönemlerde yapılan araştırmalar, vücudumuzda trilyonlarca BAKTERİ olduğunu gösteriyor.
.
Mikrobiyomu oluşturan bu bakteriler , vücudumuzun her yerinde; içinde ve dışında bulunuyor.
.
Bu bakterilerin kötülerinin isimleri bakteri,
Mikrop,Virüs ya da Mantar oluyor.
İyilerinin isimleri PROBİOTİKLER
.
Her bir organın taşıdığı bakteri sayısı ve kombinasyonu birbirinden farklı olduğu gibi, sağlıklı insanda bir denge içerisinde bulunuyor.
Mikrobiyomdaki BAKTERİLER arasında ki bu dengenin bozulması hastalıklara neden oluyor ve hastalıklarda, mikrobiyomun dengesini değiştirebiliyor.
.
Antibiyotik kullanımının ise mikropları öldürdüğü için bağırsak florasını bozduğu ve birçok hastalığa neden olduğu görülüyor. ’
.
ANNELER 2. YAŞA KADAR DİKKAT ..
ANTİBİOTİKLER PROBİOTİKLERİ ÖLDÜRÜYOR
.
Yapılan araştırmalarla desteklenen ve iki yaşından önce tekrar eden antibiyotik kullanımının, bağırsak florasında bir yılı aşkın süren değişiklikler yaptığına dikkat çeken Doç. Dr. Antony; çocuklarda hem astım hem de obezite riskini arttırdığını söyledi.
.
Çocuklarda antibiyotik kullanımında çok dikkatli olmak, antibiyotik ihtiyacını belirlemek için hem klinik, hem de laboratuvar testleri kullanmak gerektiğini dile getiren Doç. Dr. Antony; test sonuçlarından emin olduktan sonra antibiyotik tedavisinin başlamasını, aksi takdirde faydadan çok zarar verebileceğini sözlerine ekledi.
.
ŞAŞIRTICI VE HEYECAN VERİCİ GELİŞMELER VAR
.
Doç. Dr. Antony; son dönemlerde özellikle Amerika ve Avrupa’da bu konuda birçok çalışmanın yapıldığını, insan vücudu ile ilgili birçok şaşırtıcı ve heyecan verici bilgi elde edildiğini söyledi.
Bağırsaklardaki probiotik bakterilerin gizemli dünyasını daha iyi tanıdıkça şaşırıyoruz
..
Astımdan, kansere, şişmanlıktan diyabete, depresyondan enfeksiyon hastalıklarına kadar birçok hastalıkta bu mikropların rolünün büyük olduğunu, bu hastalıkların tedavisinde de MİKROBİYOM yarınlar için umut verici olduğunu vurguladı.

Papatya çayının, sağlık için oldukça geniş bir kullanım alanı vardır. Bu şifalı bitki insanlığın bildiği en eski ve yaygın kullanılan şifalı bitkilerden birisidir.


Hoş kokulu yabani bir bitkidir, pek çok farklı şekilde kullanılabilmektedir.
Sinüzite karşı en etkili maddelere sahiptir, ayrıca güçlü bir antidepresan etkisi de vardır. Özellikle regl dönemlerinde kullanıldığında etkili bir yatıştırıcıdır.
Ayrıca saç rengini açıcı özelliği bulunur ve saç derisindeki kaşıntıya iyi gelir.
Papatyada bulunan Alfa bisabolol maddesi ülsere iyi gelmektedir; Azulene ise mide yanmasınakarşı etkilidir

Karabaş otu 👉bilhassa çiçeği kafayı temizler.. Teknolojinin gelişmediği eski tarihlerde aklı ve zekasına hayran bırakan, ocaktan yetişen ninelerimiz karabaş otundan kullanmışlardır .. Annemin kadim bilgilerden birisi


Vücudu soğuyan hastaya Karabaş otu kazanda kaynatıp leğen içine kişiyi oturtup, kaynamış olan Karabaş otu ile bütün vücudunu yıkanması sağlanırdı ..
Bu süreç esnasında vucudu kaynamış Karabaş otu suyu vede kendi otunu lif kullanır gibi vücudu ovularak yıkanırdı .. suyun sıcaklık oranı kişiyi yakmayacak derecede olmalıdır..
Bu işlem vücudu soğuyan hastanın bütün vucut azalarının ısınmasını sağlardı ..
Soğuyan vücudu ısınır, hastanın çabuk toparlanması sağlanırdı..
Özellikle Çiçeği kaynatılarak buruna çekilirse burun ve kafadaki pis tuzlu balgamları akıtarak ferahlanması sağlanırdı .. Ki
Eski tarihlerde bu işlem çok fazla yapılırdı .. Burun içine Karabaş otu püskürtülerek geniz yoluyla hastalıklar doğal yolla boşalırdı..
Karabaş otu mayıs ve haziranda çıkar üçüncü derece sıcaktır ,vücudu ısıtır..
Bağlamı çıkarır.. Kalbe ferahlık verir.. Arpa ile kaynatılıp içilir ise böbreği dalağı temizler..
Midede ne kadar hastalık varsa temizler ..
Baş ağrısından , titremeden ,cinnetten damar hastalığına vede göz ağrılarına faydalıdır..
Geleneksel Tıpta beyin süpürgesi olarak bilinen karabaş otu; nörolojik hastalıklar, astım, kalp ve kan dolaşımı için eski tıp alimlerinin reçetelerine girmiştir.
Günlük 2 adet Karabaş otu çiçeği kaynatıp içiniz
Araştırmacı: Aylin Özgür

Kakule, son günlerin en çok konuşulan ve aranan ürünü haline gelmeye başladı. Çağımızın hastalığı kanser için faydalı olan bu şifalı bitki, kanser hücreleriyle savaşarak sağlıklı hücrelerin sayısının artmasını sağlayarak bir nevi kanseri önlüyor. * Sindirim yardımcı etkisiyle midede ağrı, bulantı, hazımsızlık ve gaz oluşumunu engeller. * Akciğerlere giden kan dolaşımını artırır. Bu nedenle astım veya bronşiti olanlarda için faydalıdır. * İştahı artırır.


* Dizanteriyi tedavi edici özelliği bulunur.
* İdrar söktürücü özelliği oldukça fazla olup, böbrekleri temizler.
* Mideyi çalıştırır ve gaz sorununu azaltır.
* Mide gazı sebebiyle oluşan kalp rahatsızlıklarını önler.
* Mide bozukluğu sonucu ortaya çıkan migren rahatsızlığına iyi gelir.
* Akciğerler için antiseptiktir.
* Bronşite çok faydalı olup, boğazları yumuşatıcı özelliği vardır.
* Kakule dövülerek toz haline getirildikten sonra burna çekilirse nezleye iyi gelir.
* Ağız kokusunu geçirmekte yararlıdır.
* Diş ve diş eti enfeksiyonları ile mücadelede ekilidir. Aynı zamanda kötü nefes önlemeye yardımcı olur. Ağız kokularını geçirir.
1 bardak kaynar suya, taze çekilmiş kakule tohumlarından 1 tatlı kaşığı dolusu koyulur. 10-15 dakika demlendikten sonra elde edilen çay günde üç kez bir bardak içilir. Eğer gaz sorunu ve iştah açmak için kullanacaksanız yemeklerden yarım saat önce tüketilmelidir.
KAKULE NASIL KULLANILIR ?
Mide bulantısı için; kaynattığınız nanenin içine bir tutam kakule atın ve daha sonra limon ve bal ekleyerek tüketin. Mide bulantınız geçecektir. Yine mideye faydası olacak şekilde kakule kahvesi yapıp tüketebilirsiniz.
İştahsızlık için; kaynatılmış kakule içine esmer şeker veya bal ilave ederek tükenirseniz iştahsızlık sorununuz çözülebilir.

Sabah namazından sonra uyuyan kişilerde, zamanla kararsızlık ve iletişim problemi ortaya çıkmaya başlıyor. Tiroid bezi enerjisiz hale geliyor. Öğle namazının vaktinde kılınmaması ya da kaçması;kişide duygusal probleme delalet ediyor.Mide ve sindirimde düzen bozulmaya başlıyor.


İkindi namazının gecikmesi veya terki,insandaki maddi-manevi üretkenliği azaltır.Bedende de köklerde sorun meydana getirir.
Akşam namaz vaktindede;habis ruh,şeytan,cin hareket frekans başlangıç anlarıdr.İnsanda dağınıklık meydana getirir. Frekans çarpışma zamanıdır.
(Efendimiz s.a.s: "Akşam ezanından sonra sokaktaki çocuklarınızı artık evlerinize alınız çünkü bu vakit, habis ruhlar ortalığa çıkmaya başlar." buyurmuştur.)
Yatsı namazının vaktinde kılınmaması ve terki;insanda zamanla endişeli hal oluşumuna zemin hazırlar.Beyin ve sinir sistemi için denge vaktidir.
Teheccüd vaktinde devamlılık oldukça,zihinsel atıklardan arınma ve psikolojik tedaviye şifadır. Hipofiz ve hipotalamus için faydalıdır.
Yazar: Rauf Atilla Pola. Ruh psikolojisi

Mezarlıklardaki cesetler normalde hızla bir çürüme sürecine girerler. Kemikler dışında her şey toprak altında çürüyerek yok olur. Mezarlıklarda bu anlamda yeni gelenlere yer açılır. :


Ancak son yıllarda görülen insanları hayrete düşürmektedir.
Açılan mezarlarda cesetlerin mumyalanmış olarak aynı kalması şaşırtıcı bir durumdur.
.
Tek açıklaması vardır bunun.
.
İnsanlara o kadar çok kimyasal verilmektedir ki bunun neticesinde mumyalanma durumu gerçekleşmektedir.
.
Sentetik olarak bir çok yiyecek ve içeceklerle alınan bir çok çeşitte kimyasal önce metabolizmada canlılığı yok etmektedir.
Canlı mikroorganizmaların yok olduğu her yere sentetik kimyasallar dolmaktadır.
:
Bizi yaşarken öldüren ,öldüğümüzde de terketmeyen bu kimyasalları zevkle yemekte ve içmekteyiz.
:
Bize tatlı,acı,ekşi,baharatlı ,renklendirici ,doğal kokulu gıda hissi veren her şey kimyasaldır.
.
Bu kimyasallar bizi doğal olmaktan çıkararak sentetik bir forma sokmaktadır.
:
Endüstriyel gıda üretim teknikleri ,yaptıkları buluşlarla ve ortaya çıkardıkları yeniliklerle sürekli ileri adımlar attıklarında bizler o kadar doğal formlarımızdan çıkmakta ,sentetik formlara dönüşmekteyiz.
:
ŞİMDİ HER ŞEYİ SORGULAMA ZAMANIDIR.
SENTETİK GIDALARDAN
SENTETİK VİTAMİNLERDEN
SENTETİK MİNERALLERDEN
SENTETİK PROTEİNLERDEN
KURTULMA ZAMANIDIR.

Güneş ve yaşlılık lekelerini gideren deva terkibi şöyledir:

Bir miktar soya fasulyesini kırmızı renge dönene kadar 20 – 25 dakika kaynatıp sonra bu su pamuk ile o lekeli olan bölgelere sürülürse en kısa zamanda yok olup şifa bulur.

Şeker hastalığına bağlı olarak meydana gelen yaralara deva terkibi şöyledir:
Şeker hastalığına bağlı olarak meydana gelen ayak yaraları için 6 – 7 gr. ağırlığındaki beyaz dut bitkisinin yaprağını kaynatıp ılık olarak yaraların üstüne damlatılırsa yaralar yok olur.