5 Ocak 2022 Çarşamba

GÜL YAĞININ FAYDALARI Soğuk mizaçli baş ağrılarını dindirir - Saçları güçlendirir - Kasları yumuşatır


- Karaciğeri güçlendirir
- Stresi bertaraf edip rahatlamanızı sağlar
- Makat şişmesi ve basur gibi hastalıkların tedavisinde kullanılır
- Yaraların daha çabuk iyileşmesini sağlar
- Cinsel isteği artırır
- Cildinizi gençleştirir
- Kas tutulması vakalarında kullanılır
- İyi bir masaj yağıdır
- Depresyon tedavisinde yardımcı olur
- Cildi şeffaflaştırıp güzelleştirir
- Ciltteki lekeleri temizler
- Ciltteki sivilceleri temizlemeye yardımcı olur
- Saçları güçlendirip çabuk uzamasını sağlar
- Tansiyon düzenleyici özelliği vardır
- Soğuk algınlığında rahatlıkla kullanılabilir
- Cilt sorunlarında kullanılır
- Nefes yolları hastalıkları tedavisinde yardımcı olur
- Erken menopoz tedavisinde kullanılır
- Doğum sonrası depresyonu tedavi eder
- Kadınsal hastalıkların tedavisinde kullanılır

Hareket fıtri ısıyı (hararet-i gariziye) körükleyip geliştirir lakin hareketsizlik fıtri ısıyı söndürür. Akşam yemeği sonrası biraz yürüyüş yapın ve öğle yemeği sonrası biraz uzanın. (uyumayın)


- Tek cins yemek ile yetinilmeli ve çeşitli yemekleri bir arada yemeyin.
- Yemek yağlı ise yanında acı veya tuzlu yenilse ve tuzlu veya acı yerken yanında yağlı birşey yemek iyidir.
- Yemek ekşi ise ardından tatlı yemek zorunludur ancak tatlı yemek ardından ekşi yemek sıcak mizaçlılar için uygundur

BEBEKLER VE ÇOCUKLARDA UZUN SÜREN VE TEKRAR EDEN KRONİK KABIZLIK SORUNUNUN TEDAVİSİ


Bazen bebeklerin bağırsaklarına o kadar balgam hücum eder ki dışkı defetmeye yarayan kuvvet zayıflar, diğer taraftan bağırsaklara yeteri kadar safra bağırsaklara yetişmez ve bebek kabızlığa müptela olur.
💊 💊 💊 TEDAVİ 💊 💊 💊 💊
1 - Eğer bebek süt emiyorsa, anne sütünü ısıtmalı. (sıcak mizaçlı beslenerek)
2 - Zeytinyağı, susam yağı veya keten tohumu yağı ile bebeğin karnı saat yönünde yağlayıp masajlanacak.
3 - Sabun rendesi ve esmer şeker karışımından bir fitil yapın ve bebek için kullanın.
4 - Eğer kabızlık ateşle birlikte ise fitil fomülüne kuru menekşe gülü katın.
5 - Bebeğin makatını zeytinyağı, susam yağı veya keten tohumu yağı ile yağlayın.
6 - Sıcak mizaçlı huknaları (lavman) kullanabilirsiniz.
7 - Köy tavuğu veya horozu, güvercin, serçe, keklik veya oğlak eti + pazı yaprağı + kabak + maş fasulyesi ve kabuğu alınmış arpa ve gerekli baharatlar ile çorba yapıp çocuğa içirebilirsiniz.
8 - Bebeğe sıcak bal şerbeti içirin ki bağırsaklarındaki balgamı söküp yeterli miktarda safrayı bağırsaklara yetişmesine yardımcı olur.

Rahmetli Prof. Dr. Ahmet Aydın Hoca'mızın, "7'den 70'e Taş Devri Diyeti" kitabından... Toplumda maden suyu ve sodanın aynı içecek olduğunu sanan pek çok kişi var. Oysa maden suyu ve soda farklı içecekler.


Maden suyu, içerdiği tüm mineraller ve karbondioksit gazı ile birlikte yeraltındaki çatlaklardan yol bularak yeryüzüne çıkıyor, yani tamamen doğal. Bunlara Avrupa ülkelerinde mineralli su da deniliyor.
Soda ise su ve sudan yapılan içeceklere üretim esnasında karbondioksit gazı basılmasıyla elde edilen ve tamamen “yapay” olan bir içecek.
Maden suyu zengin mineral içeren bir su. Normal suya göre kıyasladığımız zaman ekstradan içerdiği özellikle kalsiyum, magnezyum gibi mineraller sağlık açısından son derece yararlı. Her gün 2-3 su bardağı, hatta daha fazla içilebilir. Maden suları sindirimi kolaylaştırıyor, ama sanıldığı gibi zayıflatma özelliği yok.
Fakat dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Kronik böbrek yetersizliği olan hastalar fazla miktarda maden suyu tüketmemeli. Çünkü bazen maden suyunun içerdiği mineral tuzları fonksiyonları bozulmuş böbreklere zarar verebilir.
Eskiden maden suları şekerli ve meyveli (boyalı!) olarak satılamazdı; yasaktı çünkü. Ama maalesef onlara da izin çıktı, anlı şanlı bilim (!) insanlarımızın zorlaması ile. Böylece doğal maden sularımızı da bozduk elbirliği ile. Boyalı maddelerin zararlarını bir tarafa bırakın, bir kere bu tip şekerli maden suları daha fazla idrara çıkmamıza neden oluyorlar. Yani susuzluğumuzu giderelim derken daha fazla susuz kalıyoruz. Üstelik bunun farkında da olamıyoruz çoğu kez.
Maden suyunun magnezyum ve kalsiyum gibi minerallerden zengin olması kalp krizi ve damar sertliğine karşı koruyucu. Nitekim magnezyumdan zengin suların tüketildiği bölgelerde bu hastalıklar daha az görülüyor.
Böbreklerinde taş oluşmuş insanlara maden suyu tüketmeleri bazı hekimlerce tavsiye edilmiyor. Ama düzenli maden suyu kullananlarda böbrek taşının arttığına dair bilimsel bir araştırma yok. Tersine böbrek taşlarının önlenmesi, idrar yolu enfeksiyonlarının azaltılmasında faydaları var."
Kaynak: Kaynak: Aydın, Prof. Dr. Ahmet, 7'den 70'e Taş Devri Diyeti, HayyKitap, İstanbul, 2010, (Sayfa 129, 130) ISBN: 978-60

İKİ YAŞINDAN ÖNCE ANTİBİYOTİK KULLANIMI

 İKİ YAŞINDAN ÖNCE ANTİBİYOTİK KULLANIMI

ASTIM VE OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR
ANNELER !...BEBEĞİNİZİ OBEZİTE VE ASTIM HASTASI YAPMAYIN..
Sonuçları yeni açıklanan bir araştırmanın sonuçlarına göre, özellikle iki yaşından önce antibiyotik kullanımı bağırsak florasını değiştiriyor ve astımdan, kansere, şişmanlıktan, diyabete, depresyondan, enfeksiyon hastalıklarına kadar bir çok soruna neden oluyor.
.
İnsan vücudunda milyarlarca mikrop bulunuyor ve bunlar Mikrobiyomu oluşturuyorlar.
.
Helsinki Üniversitesinde yeni yapılan bir araştırmada, iki yaşından önce tekrar eden antibiyotik kullanımının, bağırsak florasında değişiklikler yaptığını, çocuklarda hem astım hem de obezite riskini arttırdığını gösteriyor.
.
Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Çocuk Sağlığı Hastalıkları, Çocuk Alerji ve İmmunoloji Uzmanı Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony konu ile ilgili şu bilgileri veriyor: ‘Son dönemlerde yapılan araştırmalar, vücudumuzda trilyonlarca BAKTERİ olduğunu gösteriyor.
.
Mikrobiyomu oluşturan bu bakteriler , vücudumuzun her yerinde; içinde ve dışında bulunuyor.
.
Bu bakterilerin kötülerinin isimleri bakteri,
Mikrop,Virüs ya da Mantar oluyor.
İyilerinin isimleri PROBİOTİKLER
.
Her bir organın taşıdığı bakteri sayısı ve kombinasyonu birbirinden farklı olduğu gibi, sağlıklı insanda bir denge içerisinde bulunuyor.
Mikrobiyomdaki BAKTERİLER arasında ki bu dengenin bozulması hastalıklara neden oluyor ve hastalıklarda, mikrobiyomun dengesini değiştirebiliyor.
.
Antibiyotik kullanımının ise mikropları öldürdüğü için bağırsak florasını bozduğu ve birçok hastalığa neden olduğu görülüyor. ’
.
ANNELER 2. YAŞA KADAR DİKKAT ..
ANTİBİOTİKLER PROBİOTİKLERİ ÖLDÜRÜYOR
.
Yapılan araştırmalarla desteklenen ve iki yaşından önce tekrar eden antibiyotik kullanımının, bağırsak florasında bir yılı aşkın süren değişiklikler yaptığına dikkat çeken Doç. Dr. Antony; çocuklarda hem astım hem de obezite riskini arttırdığını söyledi.
.
Çocuklarda antibiyotik kullanımında çok dikkatli olmak, antibiyotik ihtiyacını belirlemek için hem klinik, hem de laboratuvar testleri kullanmak gerektiğini dile getiren Doç. Dr. Antony; test sonuçlarından emin olduktan sonra antibiyotik tedavisinin başlamasını, aksi takdirde faydadan çok zarar verebileceğini sözlerine ekledi.
.
ŞAŞIRTICI VE HEYECAN VERİCİ GELİŞMELER VAR
.
Doç. Dr. Antony; son dönemlerde özellikle Amerika ve Avrupa’da bu konuda birçok çalışmanın yapıldığını, insan vücudu ile ilgili birçok şaşırtıcı ve heyecan verici bilgi elde edildiğini söyledi.
Bağırsaklardaki probiotik bakterilerin gizemli dünyasını daha iyi tanıdıkça şaşırıyoruz
..
Astımdan, kansere, şişmanlıktan diyabete, depresyondan enfeksiyon hastalıklarına kadar birçok hastalıkta bu mikropların rolünün büyük olduğunu, bu hastalıkların tedavisinde de MİKROBİYOM yarınlar için umut verici olduğunu vurguladı.

Papatya çayının, sağlık için oldukça geniş bir kullanım alanı vardır. Bu şifalı bitki insanlığın bildiği en eski ve yaygın kullanılan şifalı bitkilerden birisidir.


Hoş kokulu yabani bir bitkidir, pek çok farklı şekilde kullanılabilmektedir.
Sinüzite karşı en etkili maddelere sahiptir, ayrıca güçlü bir antidepresan etkisi de vardır. Özellikle regl dönemlerinde kullanıldığında etkili bir yatıştırıcıdır.
Ayrıca saç rengini açıcı özelliği bulunur ve saç derisindeki kaşıntıya iyi gelir.
Papatyada bulunan Alfa bisabolol maddesi ülsere iyi gelmektedir; Azulene ise mide yanmasınakarşı etkilidir

Karabaş otu 👉bilhassa çiçeği kafayı temizler.. Teknolojinin gelişmediği eski tarihlerde aklı ve zekasına hayran bırakan, ocaktan yetişen ninelerimiz karabaş otundan kullanmışlardır .. Annemin kadim bilgilerden birisi


Vücudu soğuyan hastaya Karabaş otu kazanda kaynatıp leğen içine kişiyi oturtup, kaynamış olan Karabaş otu ile bütün vücudunu yıkanması sağlanırdı ..
Bu süreç esnasında vucudu kaynamış Karabaş otu suyu vede kendi otunu lif kullanır gibi vücudu ovularak yıkanırdı .. suyun sıcaklık oranı kişiyi yakmayacak derecede olmalıdır..
Bu işlem vücudu soğuyan hastanın bütün vucut azalarının ısınmasını sağlardı ..
Soğuyan vücudu ısınır, hastanın çabuk toparlanması sağlanırdı..
Özellikle Çiçeği kaynatılarak buruna çekilirse burun ve kafadaki pis tuzlu balgamları akıtarak ferahlanması sağlanırdı .. Ki
Eski tarihlerde bu işlem çok fazla yapılırdı .. Burun içine Karabaş otu püskürtülerek geniz yoluyla hastalıklar doğal yolla boşalırdı..
Karabaş otu mayıs ve haziranda çıkar üçüncü derece sıcaktır ,vücudu ısıtır..
Bağlamı çıkarır.. Kalbe ferahlık verir.. Arpa ile kaynatılıp içilir ise böbreği dalağı temizler..
Midede ne kadar hastalık varsa temizler ..
Baş ağrısından , titremeden ,cinnetten damar hastalığına vede göz ağrılarına faydalıdır..
Geleneksel Tıpta beyin süpürgesi olarak bilinen karabaş otu; nörolojik hastalıklar, astım, kalp ve kan dolaşımı için eski tıp alimlerinin reçetelerine girmiştir.
Günlük 2 adet Karabaş otu çiçeği kaynatıp içiniz
Araştırmacı: Aylin Özgür