18 Şubat 2022 Cuma

"Nereden geldiğini ve nereye gittiğini unutan kul ne bedbahttır!" Resûlullah(sallallâhü aleyhi ve sellem) “Benim ümmetimin dilleri sussa dahi halleri İsIâm'ı konuşur." Hz. Muhammed (s.a.v)

 Hz. Ali'den teselli:

Zalimin sonu gelince, zulmü artar. Daha da azgınlaşır.


"Vakti geldiğinde Rabbin sana gönlündekini verecek ve seni hoşnut kılacak..." Duha/5

Hz. Ömer(r.a.) bir teselli: "Ahir zamanın evliyaları, 5 vakit namazını kılan gençlerdir."

 Allahü Teâlânın aydınlatmadığı kimseye, kimse ışık veremez.

İmâm Rabbânî

İbn-i Arabi'nin duası: Ey Kârib, Ey Mucîb, “Ve mahum bi darrine bihî min ehadin illâ biiznîllâhi” âyetinin mânâsıyla, korunmasıyla, hürmetiyle lütfen beni, nefsimi, ailemi, dinimi, malımı, evlatlarımı, evimi icâbet eyle, koru ve kurtar Yâ Rabbelâlemîn.

İslâm dini hem “akıl-mantık”, hem de “nakil” yani nasslara istinaden eden dindir. Aklın-mantığın, muhakeme ve mukayesenin bittiği yerde devreye “nakil” girer… Nasslar (ayet ve hadisler)

 İslâm dini hem “akıl-mantık”, hem de “nakil” yani nasslara istinaden eden dindir. Aklın-mantığın, muhakeme ve mukayesenin bittiği yerde devreye “nakil” girer… Nasslar (ayet ve hadisler) yol gösterir; neyin ne olduğunu, nasıl inanılması ve uygulanması gerektiğini onlar anlatır. İtikatla-inançla kısacası neticede “iman”la meseleyi halledersiniz. Muhammed Bâkır (r.a. d. 676 – v. 731) hazretlerine, Ebu Hanife’nin (rh.) taabbudî hükümler üzerine kıyas yaparak İslâm’ın özüne muhalif bir tavır içinde olduğu anlatılır. Bir gün Muhammed Bâkır hazretleri Medine’de İmam Ebu Hanife (rh.) ile karşılaşır ve O’na; - “Sen kıyasla (akıl ve mantıkla) amel ederek mübarek ceddim Rasûlullah’ın (s.a.v.) sünnetine muhalefet ediyormuşsun, öyle mi?” diye sorar. İmam-ı Azam Ebu Hanife (rh.): - “Bu ithamdan Allah’a sığınırım. Sen konuşmana dikkat et ki, ben de sana karşı üslûbuma dikkat edeyim. Çünkü Rasûlullah’ın (s.a.v) ashabına üstünlüğü gibi, senin de diğer insanlara üstünlüğün var…” dedikten sonra, “Aklı mı dinin emrine, yoksa dini mi aklın tasarrufuna teslim ettiğimi öğrenebilmen için sana bazı sorular soracağım, bana lütfen cevap ver” der.

1- Erkek mi yoksa kadın mı daha güçsüzdür?
- Kadın.
- Mirasta erkeğin payı ne kadar, kadınınki ne kadardır?
- Kadının payı erkeğinkinin yarısı kadardır.
- Eğer bu mevzuda iddia edildiği gibi kıyasla hüküm verseydim, erkeğe kadının payının yarısını verirdim. Çünkü kadın daha güçsüzdür.
2- Namaz mı daha üstündür, oruç mu?
- Namaz.
- Eğer kıyasla hüküm verseydim, bu husustaki nassa (ayet ve hadislere) muhalefet eder, hayızlı bir kadına orucu değil de daha büyük bir ibadet olan namazı kaza etmesini emrederdim.
3- İdrar mı yoksa meni mi daha pistir?
- İdrar.
- Eğer kıyasla hükmetseydim, gusül abdestinin meninin çıkmasından dolayı değil de idrarın akmasından dolayı gerektiğini söylerdim. Karşılıklı bu soru cevap faslından sonra Muhammed Bâkır hazretleri Ebu Hanife hazretlerinin, haset sahiplerinin iddia ettikleri gibi olmadığını anlar ve onu alnından öperek tebrik eder.

İki şey, çözümsüz görünen problemleri çözer: 1) Bakış açısını değiştirmek; 2) Kendisini karşısındakinin yerine koymak.

Yalandan sakının! Çünkü yalan insanı kötülüğe, kötülükte cehenneme götürür. Resûlullah(sallallâhü aleyhi ve sellem)

 








BED-İ BESMELE (BESMELEYE BAŞLAMA) Halk arasında ÂMİM ALAYI olarak ta bilinir. ‼️NOT: Çocuğun yaşı hicrî takvim hesabına göre hesaplanır. Milâdî takvim hesabına göre değil.

 



Yüce Allah şöyle buyurdu: “Kıyamet günü için adaletle tartan terazileri koyarız. (Bu sayede) artık hiç kimse hiçbir şekilde haksızlığa uğratılmaz. (Yapılan şey) bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa onu getiririz. Hesap görücü olarak biz yeteriz.“ (Enbiya Suresi, 47)