20 Şubat 2022 Pazar

19 Şubat 2022 Cumartesi

MUHİDDİN-I ARABİ HZ İDAM EDİLMEDEN ÖNCE HÜCREYE ATILDIĞINDA....* aynı hücrede bir kişi daha vardı. Araların da şöyle bir konuşma geçti. *ya imam sana üç şey sormak istiyorum*


*Sor bakalım.*
*SABIR nedir?*
*Ben şimdi nazar etsem şu kapılar teker teker açılır ve ben çıkar giderim.*
Dedi ve kapılar açılmaya başladı.
*Fakat ben Allah c.c un beni bu şekilde imtahan etmesine tahammülüm sabırdır dedi.*
*Peki kanaat nedir?*
*Ben şimdi nazar etsem şu yerdeki çakıl taşları altın ve gümüş olur dedi*
Ve yerdeki çakıl taşları altın gümüş olmaya başladı.
*benim şu anda ne lambamda yakacak yağım nede yiyecek ekmeğim var ben ise bu halime şükrediyor ve sabrediyorum
işte bu kanaattir*
*peki fütüvvet (delikanlılık) nedir?*
*Bu soruna yarın cevap vereyim* diyor ve uyuyorlar
Soruyu soran zat rüyasında mahşerin kurulup herkesin hesaba çekildiğini görüyor.
Muhiddin-i Arabi nin yanına gelen melekler şu müjdeyi veriyor
*Sana az da olsa muhabbeti olan kişileri Allah c.c cennetine koydu* diyor.
Fakat Muhiddin-i Arabi dua etmeye başlıyor.
*Yarabbi ben sadece bana muhabbeti olanların değil beni sevmeyenlerinde cennete girmelerini istiyorum* diye dua ediyor ve o zata dönerek
*İşte fütüvvet (delikanlılık) budur* diyor.
Allah şefaatlerine nail eylesin.
İnşallah dualarımızda bizlerde böyle cömert olalım ki Peygamber efendimiz sav inde buyurduğu gibi “ duasında cömert olmayanın yapmış olduğu duanın Allah katında değeri yoktur...!!!

İki şey, kişiyi gözden düşürür: 1) Demagoji (Lâf kalabalığı); 2) Kendini vazgeçilmez gibi görmek.

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: “Yeryüzünde haksız yere kibirlenenleri elbette âyetlerim(i idrâk)ten çevireceğim. Onlar her âyeti görseler ona iman etmezler, hidâyet yolunu görseler de onu bir yol edinmezler. Bilakis azgınlığın yolunu görürlerse (yol diye işte) onu yol edinirler! Bu, âyetlerimizi yalan saydıklarından, onlardan gâfil olmalarındandır.” (A‘râf Sûresi, âyet 146)

 Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Allâhü Teâlâ’dan korkana hiç kimse zarar veremez. Allâhü Teâlâ’dan başkasından korkana da hiç kimse fayda veremez.” (Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): Mûsâ, (Firavun’un niyetini işitip telaşa düşen) kavmine dedi ki: Allâhü Teâlâ’dan yardım talep edin ve (onların ezâlarına) sabrediniz. Muhakkak bütün yeryüzü Allâh’ındır. Ona, kullarından dilediğini vâris kılar. (Hayırlı) âkıbet, müttakîlerindir. (‘raf Sûresi, âyet 128)

 

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “Ve bir vakit de Mûsâ kavmine dedi ki: Ey kavmim! Allâhü Teâlâ’nın, sizin üzerinize olan nimetini düşününüz ki; içinizden peygamberler gönderdi ve sizleri hükümdarlar yaptı ve âlemlerden hiçbir kimseye vermediğini sizlere verdi.” (Mâide Sûresi, âyet 20)

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): Mûsâ, (Firavun’un niyetini işitip telaşa düşen) kavmine dedi ki: Allâhü Teâlâ’dan yardım talep edin ve (onların ezâlarına) sabrediniz. Muhakkak bütün yeryüzü Allâh’ındır. Ona, kullarından dilediğini vâris kılar. (Hayırlı) âkıbet, müttakîlerindir. (‘raf Sûresi, âyet 128)

 















Mehmet Sertkaya


o kulum günahlara batmış biri olsa bile onu cennet ehli yaparım 私のしもべが罪...