10 Mart 2022 Perşembe

ASHAB-I KEHF'İN İSİMLERİNİN ESRARI.!!!... Ashabı Kehf’in İsimlerini Ezberleyelim... Ashab-ı Kehf, Mağarada uzun süre uyuyarak Allah tarafından korunan gençlerdir. Ashab-ı Kehf kimdir? Ashab-ı Kehf'in isimleri nedir?

 ASHAB-I KEHF'İN İSİMLERİNİN ESRARI.!!!...

Ashabı Kehf’in İsimlerini Ezberleyelim...
Ashab-ı Kehf, Mağarada uzun süre uyuyarak Allah tarafından korunan gençlerdir. Ashab-ı Kehf kimdir? Ashab-ı Kehf'in isimleri
nedir?
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz buyuruyorlar ki:
“Evlatlarınıza Eshab-ı Kehf’in isimlerini öğretiniz." Çünkü onların isimleri:
Bir binada bulunursa, o bina yanmaz,
Bir eşya üzerine yazılırsa, o eşya çalınmaz,
Bir hayvan üzerinde bulundurulursa o hayvan kaçıp gitmez,
Yangında bir bez parçası üzerine Eshab-ı Kehf’in isimleri yazılıp ateşin ortasına atılsa yangın söner,
Çok ağlayan çocuğun beşiğinde başının altına konulsa, çocuk ağlamaz,
Çekirge için, bir kâğıt üzerine yazılıp bir ağaca takılıp tarla ortasına dikilirse çekirgeler gider,
Hamile kadının sol oyluğuna bağlanırsa, doğum kolay olur,
Uyuyamayan bir kimseye, Eshab-ı Kehf’in isimleri okunursa, o kimse uyur.”
Eshab-ı Kehf’in İsimleri:
1. Yemlîhâ 2. Mislînâ 3. Mekselînâ 4. Mernûş 5. Debernûş 6. Şâzenûş 7. Kefeştatayyûş 8. Kıtmîr (Köpeklerinin ismidir).
İngiliz Büyükelçisi, eski Müslüman-Türk evlerinin dış duvarlarına asılan, “Eshabı Kehf ve Yâ Hâfız Ey Muhâfaza eden, koruyan Rabbimiz” levhalarını görünce dayanamamış ve Keçecizâde Fuad Paşa’ya bunların ne olduğunu sormuş.
Fuad Paşa, İngiliz’in tam anlayacağı dille cevap vermiş: “O gördükleriniz, Osmanlı sigorta şirketinin levhalarıdır.”
Ruh-ul-Beyan Tefsiri: c. 5 s. 233)


(YÜCE ALLAH'IN GİZLİ ADALETİ) Hz. Musa (a.s) Tur dağına çıkıp Rabbine münacatta bulunurdu. Bir münacatında:


- Ey Rabbim! Bana, kullarına uyguladığın adaletini göster, diye dua etti. Allahu Teala:
- Ey Musa! Sen atılgan, cesur ve aceleci birisin; sabretmeye gücün yetmez“ dedi. Musa (a.s):
- Senin özel yardımınla sabredebilirim, dedi. Allah (c.c):
- O zaman filan yerdeki çeşmenin yanına git, çeşmenin hizasında, orayı görebilecek bir yere gizlen; kudretime ve gaybî ilmimde sırlarıma bak! buyurdu.
Musa (a.s) çeşmenin yakınlarındaki bir tepeciğe çıktı ve kendini gizleyerek çeşmede olacakları gözetlemeye başladı.
Biraz sonra çeşmeye bir atlı geldi. Adam atından indi, abdest aldı, suyunu içti. Kuşağına bağlı ve içinde bin dinar bulunan kesesini çözerek yan tarafına koydu. Namaz kıldı. Sonra, acele ile atına bindi; altın kesesini orada unutarak çekip gitti.
Atlıdan sonra çeşmeye küçük bir çocuk geldi; çeşmeden su içti, o esnada altın kesesini gördü, onu alarak gitti.
Çocuktan sonra çeşmeye ihtiyar ve kör olan bir adam geldi; su içti, abdest aldı ve namaz kıldı. O sırada atlı, altın kesesini düşürdüğünü anlayınca geri döndü. Çeşmenin yanında ihtiyar kör adamı görünce hemen yakasına yapışıp ona:
“Ben burada az önce bir para kesesi düşürdüm; kesemi bana ver! Çünkü buraya senden önce başka birisi gelmedi!” dedi. İhtiyar kör:
”Baksana ben yaşlı ve kör birisiyim! Nasıl olur da senin keseni görebilirim?” dedi. Atlı, yaşlı adamın sözüne inanmadı, kızdı; kılıcını çektiği gibi adamı orada öldürdü. Yaşlı adamın üzerinde kesesini aradı ama bulamadı. Atına binip tekrar yoluna koyuldu. Musa (a.s) o an daha fazla dayanamayarak:
“Ey Rabbim! Sabrım tükendi. Ben biliyorum ki sen en adilsin. Acaba bu gördüğüm şeylerin aslı nedir?” dedi. O esnada Cebrail (a.s) geldi ve şöyle dedi:
“Ey Musa! Allah (c.c) şöyle buyuruyor: ‘Ben senin bilmediklerini ve bütün gizlilikleri bilenim. Gördüklerine gelince:
- Keseyi alan küçük çocuk, hakkını ve kendisine ait olan malı aldı. Onun babası bu atlı adamın yanında ücretle çalışan bir işçiydi, ama parasını alamamış, alacakları birikmişti. İşte bu altınlar onun hakkıdır. Bu ihtiyar ise kör olmadan önce atlının babasını öldürmüştü. Bu da onu öldürerek (benim katımdaki) kısası uyguladı. Gördüğün gibi her hak sahibi hakkına kavuştu. Benim adaletim çok gizlidir.”
Bizler bu hikayeleri akıllı ve zeki insanlar düşünsünler, anlasınlar ve Allah’ın ilminden hiçbir şeyin gizli kalmayacağını bilsinler diye anlattık…
Yüce Allah (c.c) daha dünyada iken zalimden zulmünün hesabını sorar; cezasını verir. Bizler de: ‘Acaba bu bela ve musibet nereden başımıza geldi’ diye düşünür, işin aslından gafil kalırız.
KULA BELA GELMEZ HAK YAZMAYINCA
HAK BELA YAZMAZ KUL AZMAYINCA
HAK KULDAN İNTİKAM KUL İLE ALIR..
DİN İRFAN BİLMEYEN BUNU KUL YAPTI SANIR...!!!

Efendimiz sav şöyle buyurdu: “Bir kimse bu ümmetin umurunda bir işe geçer de adaletle iş yapmazsa, Allah da onu Cehenneme yüz üstü atar.” Ramuz el Ehadis (379/6)

 


Hasan-ı Basrî hazretleri Mekke-i mükerremede duânın kabûl olduğu yerleri şöyle bildirdi: 1) Tavafta, 2) Mültezemde (Hacer-i esved ile Kâbe-i muazzamanın kapısı arasındaki kısım) 3) Altın oluğun altında 4) Kâbe-i muazzamada ve onun içinde 5) Zemzem kuyusunun yanında otururken ve Zemzem suyu içerken 6) Safâ ve Merve'de 7) Safâ ile Merve arasında 😎 Tavâf edip iki rekat tavâf namazı kıldıktan sonra Makâm-ı İbrâhim arkasında 9) Arefe günü Arafat'ta 10) Bayram gecesi güneş doğuncaya kadar Müzdelife'de 11) Mina'da 12) Şeytan taşlama ânında.

 




9 Mart 2022 Çarşamba

KADIN...! Kadın; annedir, bacıdır, eştir, evlattır. Yüce dinimiz İslam kadınlara kıymet verip hürmet etmeyi emretmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’de “Cennet annelerin ayakları altındadır.” Buyurarak, bizlere yol göstermiştir. İlk insan olan Hz. Adem (as) ve Havva annemiz ile başlayan medeniyet tarihimizde kadın ve erkek birbirini tamamlayan ve ancak birlikte var olabilen varlıklardır. Kadınlarımıza yapılan her türlü çirkinlik insanlık medeniyetine yapılan bir darbedir. Kadın aslında tüm bir insanlığın annesidir. Onların her biri birer şefkat kahramanıdır. İnsanlık namına ve dinimizin emri üzerine kadınlarımıza yönelik her türlü fiziki ve psikolojik şiddeti reddetmeli ve engel olmalıyız. Sadece yılda bir gün değil yılın her günü kadınlarımıza sevgi ve hürmeti hatırlamalıyız...!!!

 





İbrahim kakkı bursevi H.z.leri;Hükümdar adil olursa, kıtlık olmaz,hayvanatın sütleri çoğalır, ziraat ziyadeleşir artar.buyuruyor.Ya Adil olmazsa?…

 Kudret narı yağı, leke bırakmaz ve güzelleştirir. Suya damlatılıp içilirse ve hastalıklı yere sürülürse, sedefve kaşıntı zamanla yok eder.

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Sizden biri, abdest alır ve abdestini eksiksiz olarak tamamlar, sonra ‘Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh’ derse muhakkak kendisine (kıyamet günü) cennetin sekiz kapısı açılır, dilediği kapıdan cennete girer.” (Müsned-i Ahmed)


 Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem hazretleri Hazreti Muaz R.A. A hitaben Ya Muâz, günde kaç defa Allah’ı zikrediyorsun? On bin defa” Lâ ilâhe illallah” diyerek mi? Bak sana bazı kelimeler öğreteyim, bu onbin defa demenden senin için daha kolaydır. Şöyle de:

لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ عَدَدَ كَلِمَاتِهِ لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ
عَدَدَ خَلْقِهِ لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ زِنَةَ عَرْشِهِ لَا اِلٰهَ
اِلَّا اللّٰهُ مِلْأَ سَمٰوَاتِهِ لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ مِثْلَ ذٰلِكَ
مَعَهُ وَاللّٰهُ اَكْبَرُ مِثْلَ ذٰلِكَ مَعَهُ وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ