13 Mart 2022 Pazar

GDO'lu gluteni ekarte edenler

 GDO'lu gluteni ekarte edenler inanın 1100 hastalığa yakalanmamayı garanti etmiş olurlar. Siyez, karakılçık gibi ata tohumlarımız ile evimizde kendimiz ekmek yapalım,hem sağlıklı hemde çok lezzetli olduğunu ifade edeyim...

‘’Kim Müslümanların aleyhinde gıda maddelerini stok ederse, Allah da ona iflas ve cüzam hastalığıyla vurur.’’ İhtikâr iflastır. Faiz iflastır. Biâti bozmak iflastır. Beyi’de hile yapmak iflastır. -Mufassal Medeni Ahlak s.747

hepatitler yok olur

 .hepatitler yok olur BOR ile.

DEVE BİR MUCİZE 1- Tek içişte 130 litre su içebilirler. 2- Sivri dikenleri rahatlıkla yiyebilir. 3- Derisi (+70 derece) sıcağa,(-50 derece) soğuğa dayanır. 4- Kum fırtınalarında gözünü kapatır; ama göz kapağı şeffaf olduğu için dışarıyı rahatlıkla görmeye devam eder.

HZ. İBRAHİM (A.S.)’A BENZEYEN SAHABİ: MU’ÂZ B. CEBEL (R.A.)

 HZ. İBRAHİM (A.S.)’A BENZEYEN SAHABİ: MU’ÂZ B. CEBEL (R.A.)

Ebû Nuaym (r.âleyh), el-Hilye’de şöyle demiştir: “Mu’az bin Cebel (r.a.) fakîhlerin imâmı ve âlimlerin hâzinesidir. Akabe Biatına, Bedir Savaşına ve diğer savaşlara katılmıştır. Ensar (r.a.e.)’in gençlerinin hilm, hayâ ve cömertlik bakımından en fazîletlilerinden idi. Güzel bir simâsı vardı.” Helâl ve haram ilmi konusunda önde gelen bir imâmdır. Ebû İdris el-Havlanî (r.âleyh) şöyle dedi: “Beyaz tenli, aydınlık yüzlü, ön dişleri parlak ve gözleri sürmeli idi.” Ka‘b b. Malik (r.a.) de şöyle tarif etmiştir: “Genç, yakışıklı, kavminin gençlerinin en hayırlılarından, müsamahalı bir genç idi.”
Vakıdî dedi ki: “Erkeklerin en güzellerinden idi. Bütün savaşlara katılmıştır.” Bedir Savaşına katıldığında 21 yaşında idi. Resûlullâh (s.a.v.) onu Yemen emiri olarak görevlendirmiştir. Peygamber (s.a.v.) Mu’az (r.a.)’ı Yemen’e gönderdiğinde onlara şöyle yazdı: “Size ehlimin en hayırlısını gönderiyorum.”
Enes b. Malik (r.a.), onu Resûlullâh (r.a.) zamanında Kurân’ı ezberleyenler arasında saymıştır. Abdullah b. Amr (r.a.)’den merfuan şu rivâyet zikredilir: “Kur’ân’ı şu dört kişiden öğrenin…” onlar arasında Muaz (r.a.)’ı da saymıştır. Hz. Ömer (r.a.) şöyle dedi: “Kadınlar Muaz gibisini doğurmaktan âcizdir. Muaz olmasaydı, Ömer helâk olurdu.” Eş-Şa’bî (r.âleyh), Mesruk’tan şöyle rivayet ediyor: “Bizler İbn Mesud (r.a.)’ın yanında idik. Şöyle dedi: “Mu’az bin Cebel (r.a.) tek başına bir ümmetti. Sağlam bir inanca sahipti ve müşriklerden değildi. Biz onu İbrahim (a.s.)’a benzetirdik.” diye okudu.
Hz. Ebûbekir (r.a.)’in halifeliği zamanında Yemen’den dönmüştür. Şam’da 17 yılında veya bir sonraki yılda taun hastalığından vefât etmiştir. 34 yıl yaşamıştır.
(İbn Hacer el-Askalânî, el-İsâbe (Seçkin Sahabeler), s.372-373)

General Hamilton rüya değil kâbustu. Boğazımdan demir bir kıskaç gibi sıkan sert bir el, beni suyun dibine doğru batırıyordu!

 Hürriyet gazetesinde General Hamilton’un Günlükler yayınlanmaya başladı ve birkaç gün sonra aşağıdaki yazıya rastladım. İngiliz General Jean Hamilton’un Rüyası;-2 Eylül 1915, Dün gece korkunç bir rüya gördüm. Aslında bu bir rüya değil kâbustu. İmroz’da istirahata çekilmiştim. Birden kendimi Helles (Seddülbahir) kıyılarında buldum. Boğazımdan demir bir kıskaç gibi sıkan sert bir el, beni suyun dibine doğru batırıyordu! Sular başımı aşıyordu, boğulmak üzereydim. Kendime geldiğim zaman ter içindeydim ve titriyordum. Çadırımda yabancı birisinin varlığını hissediyordum. O meşum (uğursuz) şey uzun süre sanki yanımdan ayrılmadı! Şimdiye kadar böyle korkunç bir şey yaşamamıştım. Gelibolu’nun meşum (uğursuz) bir yer olduğu fikri kafamda yer etmeye başladı. Yaşadığım hadisenin etkisinden saatlerce kurtulamadım. Sanki biz bu topraklara daha gelmeden akıbetimiz kararlaştırılmıştı.” (Gelibolu Günlüğü. Jean Hamilton Hürriyet yayınları 1972)

ÇANAKKALE’DE DÜŞMANIN GALİBİYETİNE İZİN VERİLMEDİ. HAMİLTON'UN GÜNLÜĞÜNDEKİ ESRARENGİZ HADİSE ....

 














ÇANAKKALE’DE DÜŞMANIN GALİBİYETİNE İZİN VERİLMEDİ. HAMİLTON'UN GÜNLÜĞÜNDEKİ ESRARENGİZ HADİSE .............. “Yeter bu kadar Müslüman kanı akıttığın, artık buralardan def ol git!” Çanakkaleli Tarihçi merhum Salim DAĞ anlatıyor....Süleyman Hilmi Tunahan hazretlerinin, Çanakkale Savaşları sırasında düşmanlarımızın baş komutanı olan General Hamilton’u ensesinden tutup denize sokup çıkararak “Yeter bu kadar Müslüman kanı akıttığın artık buralardan defol git” dediği, cemaat mensupları arasında 70 seneden daha fazla süredir hep konuşuldu. Silsile-i Sadatın 33. ve son halkası olan Süleyman Hilmi Tunahan ks. hazretlerinin talebeleri, bu bilgiyi sonraki dönemlerin talebelerine de hep anlattı. Anlatılanlar pek çok kimseye abartılı ve gerçek dışı geldi. Ta ki Hürriyet gazetesi Hamilton'un günlüğünü Türkçe olarak yayınlayana kadar... Bakın Hamilton neler yaşamış ve neler yazmış günlüğünde: "2 Eylül 1915, Dün gece korkunç bir rüya gördüm. Aslında bu bir rüya değil kâbustu. İmroz'da istirahate çekilmiştim. Birden kendimi Helles (Seddülbahir) kıyılarında buldum.Boğazımdan demir bir kıskaç gibi sıkan sert bir el, beni suyun dibine doğru batırıyordu! Sular başımı aşmak, boğulmak üzereydim. Kendime geldiğim zaman ter içindeydim ve titriyordum. Çadırımda yabancı birisinin varlığını hissediyordum. O meşum (uğursuz) şey uzun süre sanki yanımdan ayrılmadı! Şimdiye kadar böyle korkunç bir şey yaşamamıştım. Gelibolu'nun meşum (uğursuz) bir yer olduğu fikri kafamda yer etmeye başladı. Yaşadığım hadisenin etkisinden saatlerce kurtulamadım. Sanki biz bu topraklara daha gelmeden akıbetimiz kararlaştırılmıştı."..... (Gelibolu Günlüğü. Ian Hamilton, Hürriyet yayınları 1972)