SİHİR : Bazı bilgisiz kimseler, Allah Teâlâ’nın izni olmadan sihrin zarar veya fayda verdiğine inanırlar. Bu mümkün değildir. Kur’ân-ı Kerim’de, “Onlar bununla (sihirle) Allâh’ın izni olmaksızın hiç kimseye zarar veremezler”(15) buyrulmuştur. İslâm âlimleri, sihir yapmanın haram olduğu hususunda ittifak hâlindedirler. Bu hususta hiçbir ihtilaf yoktur.
İbn Kesîr merhum tefsîrinde, sihre mâruz kalan kimselere şu tavsiyede bulunmaktadır:
“Bana göre sihri gidermek için en faydalı yol; Allah Teâlâ’nın Resûlü’ne gönderdiği Muavvizat’ı (Felak ve Nâs sûrelerini) okumaktır. Hadîs-i şerifte, ‘Allâh’a sığınan hiç kimse, iki sığınma duâsı gibi tesirli bir duâ ile sığınamaz’(16) buyrulmuştur.”
Nakşibendî silsilesi müceddidîn kolu hazerâtının 33. ve son halkası olan Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) hazretleri de bir va’zlarında, sihirden korunmakla ilgili olarak (mealen) şunları söylemişlerdir: Vakit namazlarının son iki rek’at sünnetlerinin edâsında, Fâtiha’dan sonra zamm-ı sûre olarak birinci rek’atte Felak, ikinci rek’atte de Nâs sûrelerini okumaya devam edenlere sihir tesir etmez.