İsraf, malı yok etmek, zâyi etmek, dîne veya dünyaya meşrû bir faydası olmayacak şekilde harcamaktır. İstifâde edilebilecek bir şeyi çöpe atmak, yakmak, yırtmak, kesmek, kırmak israftır.
Olgun meyveleri toplamayıp, tarladakileri hasat etmeyip çürüterek zâyi etmek, hayvanları zarar gelme ihtimali olan yerlerde muhâfaza altına almamak israftır, haramdır.
Yiyecekleri, gıda maddelerini böcek, fare vesâir haşerattan veya ıslanıp küflenerek çürümekten muhâfaza etmemek, tedbir almamak da israftır.
Bu şekilde israf daha çok ekmek, yemek, meyve, sebze ve kuru gıdalarda bazan da elbiselerde ve kitaplarda olmaktadır.
Artan yemeği dökmek, yemek yenilen tabakta, yemek pişirilen tencerede artık bırakmak da israftır. Yemek yaparken veya bir kaptan diğerine bir şey boşaltırken ele veya kaşığa bulaşan yemeği zâyi etmek israftır.
Sofraya düşen ekmek kırıntılarını, pirinç veya bulgur vs. tanelerini almamak israftır.
Çocukların ve yaşlıların döktükleri kırıntı ve yiyecekleri toplamamak israftır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Sofraya dökülen kırıntıları toplayıp yiyenin rızkı bol olur; maişet (geçim) sıkıntısı çekmez, kendisi, çocuğu ve torunları ahmaklıktan, akıl zayıflığından muhâfaza olunur.” buyurmuşlardır.
Bilhassa bulaşıkları yıkarken dökülen pirinç, buğday mercimek tanelerini vs. gıdaları toplamayıp yerlere atılmasına, ayak altında kalmasına sebep olmak da israftır. Bunlar toplanıp kuşlara, hayvanlara verilse israftan kurtulmuş olunur.
Kaplarda artık bırakmamak ve düşen kırıntıları yemek israftan, kibir ve riyâdan kurtarıp berekete sebep olur. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sünnetine tabi olmuş, elindeki nimete şükretmiş olur ki bunlarda daha fazla nimetlere kavuşmaya vesile olur. (Berîka, Şerh-i Tarîkat-ı Muhammediyye)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder