12 Ağustos 2020 Çarşamba

ALLAH, HÂLİSÂNE TEVBELERİ KABÛL EDER

 

ALLAH, HÂLİSÂNE TEVBELERİ KABÛL EDER
Mûsâ Aleyhisselâm zamanında bir adam vefât etti. İnsanlar günahkârlığından ötürü onu bir mümin gibi defnetmeyi münâsip görmediler, bir kuyuya attılar. Allâhü Teâlâ, Mûsâ Aleyhisselâm’a vahyetti:
“Falan mahalde bir velî kulum vefât etti, git, onu yıka, kefenle ve defnet.”
Mûsâ Aleyhisselâm o mahalle gidip vefât eden kimseyi araştırdı. Kavmi onun günahkâr bir kimse olduğunu söylediler. Mûsâ Aleyhisselam:
“Yâ Rabbi, defnini emrettiğin kulun için kavmi kötü bir kimse olduğuna dâir şâhidlik ediyorlar. Sen onun hâlini herkesten iyi bilirsin” diye duâ etti. Allâhü Teâlâ:
“Ey Mûsâ, onun kavmi doğru söylediler. Lâkin o kulum benden üç şeyle öyle özür diledi ki eğer bütün günahkârları bağışlamamı istese idi affederdim. Halbuki o sadece kendisinin affını istedi. Ben ise merhametlilerin en merhametlisiyim.” buyurdu. Hazret-i Mûsâ dedi ki:
“Yâ Rabbi, o üç şey nedir?” Hak Teâlâ buyurdu:
“Bu kulumun ölümü yaklaşınca bana şöyle niyâz etti: Yâ Rabbi, çok günah işledim, lâkin bu günahlara beni üç şey götürdü: Nefsim, şeytan ve kötü arkadaş. Sen hâlimi en iyi bilensin, günahımı bağışla.
Yâ Rabbi, sen işlediğim günahları bilirsin. Ben fâsıklarla otururdum, amma sâlih zâtların da sohbetlerine giderdim. Sâlihlerle oturmak bana fâsıklarla oturmaktan daha sevimli gelirdi. Sâlih kulların ve onlara ihsan ettiğin kerâmet hürmetine beni affet.
Yâ Rabbi, eğer beni affedip günahımı bağışlarsan senin evliyân ve peygamberlerin sevinirler, senin ve benim düşmanım şeytan üzülür. Eğer bana azâb edip günahımla yakalayıverirsen şeytan ve avenesi sevinir, evliyâların ve peygamberlerin üzülür. Ben bilirim ki peygamberlerin ve evliyânın ferahlanması, şeytanın ferahlanmasından senin için daha sevgilidir, beni bağışla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder