“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
31 Mayıs 2022 Salı
İNCİR YAPRAĞININ FAYDALARINI
İNCİR YAPRAĞININ FAYDALARINI
İncir yaprakları iyi bir A, B1 ve B2 vitamini kaynağıdır. Ayrıca kalsiyum, demir, fosfor, manganez, sodyum ve potasyum içerirler.
İncir yaprağı tüketmenin ve incir yaprağı çayı içmenin sağlığa pek çok faydası vardır: anti-diyabetik, düşük trigliseritler, bronşit için bunlardan birkaçıdır.
Hasat yaparken özsuyuna dikkat edin, tahriş edebilir.
İncir yapraklarının gıda sargısı olarak kullanıldığına dair ilk kayıt MÖ 3. yy'a aittir. İncir ağaçlarının Orta Doğu'da ortaya çıktığı ve ilk olarak Mısır'da yetiştirildiği düşünülmektedir. Akdeniz iklimine sahip bölgelerde gelişirler - sıcak ve kuru yazlar ve ılıman kışlar. Ancak Antarktika dışında her yerde bulunurlar.
İncir Yaprağının Böbreklere Faydası
İdrar yolu enfeksiyonlarının geçmesini de sağlamaktadır. Böbrek dostu olan incir yaprakları böbrekleri temizler ve idrar yolu enfeksiyonunun geçmesini sağlamaktadır.Böbrek taşlarının düşmesinde de yardımcı olmaktadır.
İncir Yaprağı İle Kabızlık Tedavisi
İncir yaprağı çayı her gün düzenli içildiğinde kabızlığı yok eder. Doğal bir müshil olan incir yaprağı bağırsakların rahat boşalmasını sağlamaktadır. Bu nedenle diyet listelerinde de verilir. Her gün aç karna bir bardak incir yaprağı çayı içildiğinde bağırsaklar boşalır, intihap önleyici özelliği ile bağırsak ve mide de ki yaralar tedavi edilir.
Basur tedavisi için bulunmaz bir nimettir
Basur sorunu yaşaranlar için bulunmaz bir tedavi yoludur. Bunun için 4 bardak suya 2 yaprak incir yaprağını 15 dakika kaynatın soğumaya bırakın ve bu suyun üzerine oturun yada basur bölgesine masaj ile yedirin.
Hipertansiyon tedavisinde kullanılır
Her gün, 2 bardak suya 3 yaprak incir yaprağı 16 dakika kaynattıktan sonra suyu süzülüp içilirse hipertansiyonu yenebilirsiniz. Yada siyah kimyon tohumu ile incir yaprağı çayı içmek hipertansiyon seviyelerini azaltır.
Antidiabetik yani şeker düşürücü özelliği vardır
İncir yaprakları diabet hastalarının alması gereken insülin miktarını azaltır. Hele ki sağlıklı bağırsak ve karaciğer varsa diabet2 nin bitirilmesine yardımcı olur. İncir yaprağı çayı, diabetin sebep olduğu oksidatif stres ile mücadeleye yardımcı olur.
Varis tedavisi için kullanılır
4 Bardak suya 5 adet incir yaprağını atın. 5 dakika kaynatın, bir bardağını için kalan kısmı ılıdıktan sonra varisli bölgelere sürün. Bu işlemi 21 gün devam ettirin. Daha sonra istenirse 1 hafta ara verilip tekrar 21 gün uygulanabilir.
Zona hastalığını tedavi eder
2 bardak suya 3-4 yaprak inciri yaprağını atıp 2-3 dakika kaynatın. Ilıtın ve zona hastalığı bölgesine sürün. Bu işlem iyileşene kadar devam ettirilir.
Kemiklere iyi gelir
İncir yaprağı kalsiyum açısından zengin olduğu için, kemik ssğlığını korur ve ostereaoz olmasını engeller. Ayrıca kemik oluşumunu artıran fosfor içeriği yüksektir.
İncir yaprağının kullanım şekilleri
İncir yapraklarını da, çay yapraklarını demlediğiniz gibi kuru incir yaprakları da çay olarak kullanılabilir. Taze yaprakları da kullanabilirsiniz. Fakat Onları 15 dakika kaynatın ve süzün.
İncir yapraklarını hafif tuzlu suda 20 dakika veya yumuşayana kadar pişirin, ardından sarma veya ıspanak yeşili alternatifi olarak kullanın. Sarma olarak incir yaprağı kullanın . Yapraklar sarıldığında ve pişirildiğinde yemeklere harika bir akdeniz lezzeti katar. İncir yaprakları pirinç ve sebzeleri sarmak veya balıkları sarmak için kullanılabilir.
İçinde büyük yapraklar olan bir sebze köri pişirin . Sonunda yaprakları çıkarın. Yaprakları hoş bir tat katıyor.
Yapraklar ayrıca ıspanak alternatifi olarak yavaş pişirilen güveçlere veya çorbalara eklenebilir .
Alıntı
ÖĞRENİLMESİ FARZ OLAN İLİMLER Öğrenilmesi farz olan ilimler iki kısımdır: Farz-ı ayn ve farz-ı kifâyedir. Farz-ı ayn; mükellefin ancak kendisinin yerine getirmesiyle uhdesinden düşen şeylerdir. Bir farzı yerine getirebilmek için lâzım olan ilmi öğrenmek farz, vacibi yerine getirebilmek için lâzım olan ilmi öğrenmek vacip, sünneti yerine getirebilmek için lâzım olan ilmi öğrenmek de sünnettir. Binâenaleyh farz olan ilimlerden bazısı farz-ı ayn yani her mükellef üzerine farzdır. Bunlar şöyledir: 1- Allâh’ı inkâr eden dinsizlerin fikirlerinden korunabilmek için Ehl-i Sünnet ve’l-Cemâat itikâdını bilmek. 2- Her mükellefin, namaz, zekât, oruç gibi ibadetleri yerine getirebilecek kadar bunlara dair husûsları bilmek. 3- Alışveriş, kira, nikâh, talak gibi herhangi bir işe girişecek olan kimsenin haramdan kaçınmak ve dînî hükümlerde hataya düşmemek için bunlara dair malumatı bilmek. 4- Tevekkül, Allah korkusu ve kazâya rızâ gibi kalbî hâlleri bilmek. Çünkü insan, hayatı boyunca mutlaka bu hâller içerisinde bulunur. 5- Tevâzu, yumuşak huyluluk ve cömertlik gibi güzel huylarla ahlaklanmak; kibir, haset, gurur gibi kötülüklerden kaçınmak için iyi ve kötü ahlâkları bilmek. Binâenaleyh her mükellefin, kötü ahlâklardan uzak durabilmek için nefsi ile mücâhede etmesi farzdır. Nefisle mücâhede ancak iyi ve kötü ahlâkları bilip ayırt edebilmekle, mücâhede yollarını bilmek ise tasavvuf büyüklerine tâbi olmakla mümkün olur. Farz olan ilmin ikinci kısmı, öğrenilmesi farz-ı kifâye olanlardır. Farz-ı kifâye, mükelleflerden bazılarının işlemesiyle, tamamından mesuliyet düşen demektir. Ancak bir kişi bile işlemezse, tamamı günahkâr olur. Bunlar da Müslümanların düzen ve iyilik üzere olması, kendisine bağlı olan ilimlerdir. Meselâ, her mükellefe lâzım olan miktardan ziyâde fıkıh ilmi öğrenmek gibi. Tefsir, hadîs, usûl-i fıkıh gibi ilimler de böyledir.
Eğer idarecileriniz şerirlerinizden, zenginleriniz cimri ve işleriniz kadınların elinde ise, yerin altı üstünden daha hayırlıdır. Zira böyle bir toplumda artık dînin emirlerini ikāme imkânı kalmaz… Tirmizî, Fiten, 78/2266
BİZE KÖPEKLER GİBİ YAPAY ET YEDİRTMEK İSTİYORLAR..
Et ve Süt Kurumu’ndan ramazan öncesi kırmızı ete % 48 zam!
EMRİNE İTÂAT EDENE MEVLÂ, TÂATİ KOLAYLAŞTIRIR:
EMRİNE İTÂAT EDENE MEVLÂ, TÂATİ KOLAYLAŞTIRIR:
Allâhü Teâlâ, Enfâl Sûresi’nin 21. âyet-i celîlesinde (meâlen) şöyle buyurmuştur: “Ve öyle kimseler gibi olmayınız ki, onlar ‘İşittik’ derler ve hâlbuki onlar işitmezler.” Yani dilleriyle işittik diye iddiâ ederler, fakat hakkıyla dinlemez, anlamazlar. Anlasalar bile icrâ etmezler, sanki hiç işitmemiş gibi olurlar. Hâlbuki Allah katında yeryüzündeki canlıların en kötüsü, kulağı varken hakkı duymayan, dili olup da hakkı söylemeyenlerdir.
Çoğu kere sen bir câhile, bir iş hakkında nasihat eder, yaptığının günah olduğunu öğretir, ma’ruf ile emredip kurtuluş ve hayrın ona uymakta olduğunu öğretirsin; o kimse de: “Söylediklerini işittim, lakin ben bunları yapamam” der. Yahut: Nasîhate uyacağını söyler de sonra uymaz. Bunlar hayır ehli ve dindar kimsenin yapacağı şeyler değildir.
Bakara Sûresi’nin “Ve siz, nefsinizde olanları açıklasanız da veya gizleseniz de Allâhü Teâlâ sizi onunla muhâsebe edecektir.” meâlindeki 284. âyet-i kerîmesi nâzil olunca bu hâl, Sahâbe-i Kirâm’a ağır geldi. (Zîrâ, işlenmese bile kalbden geçenlerden de mes’ûl olunacağı bildiriliyordu.) Sahâbe-i Kirâm, Peygamberimize (s.a.v.) geldiler. Dizleri üzere çöktüler ve: “Buna gücümüz yetmez, Yâ Resûlallâh!” dediler.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Sizden önceki iki ehl-i kitap (Hıristiyan ve Yahûdîler) gibi ‘İşittik ve âsi olduk’ mu demek istiyorsunuz? Bilakis, ‘Dinledik, itâat da ettik, mağfiretini dileriz, ey Rabbimiz, âkıbet dönüş de sanadır.’ deyin. Yani senden geldiğimiz gibi dönüp dolaşıp yine sana geleceğiz. Ölümden sonra sana varılacak, sana hesap verilecek, sen de dilediğine mağfiret, dilediğine azâb edeceksin. İşte biz, şimdi sana ilticâ ediyoruz ve mağfiretini istiyoruz’ deyin!”
Onlar bunu yapınca Cenâb-ı Hak önceki emrinin hükmünü kaldırarak: “Allâhü Teâlâ bir kimseye takatından başkasını teklif buyurmaz…” âyet-i kerîmesini inzal buyurdu.
Burada şuna işâret vardır; Kim ki, Hz. Allâh’ın tâatına boyun eğer ve teslîm olursa Cenâb-ı Hak, ona, zâtına karşı itâatta bulunmayı kolaylaştırır. Hz. Allâh’a itâata giden yolu, ona kolay kılar. Her kim de Hz. Allâh’a tâatten yüz çevirir, geri durursa, Mevlâ’ya itâat ona güç gelir ve Hz. Allâh’ın gadabına uğrar.
CİMRİLİĞİN BU KADARINA PES! Resûlüllüh (s.a.v.) bir adam gelerek: – Yâ Resûlüllüa! Falanca komşum, hurma saplarını benim bahçeme koyuyor. Bana eziyet veriyor, dedi. Allah Resûlü o zâtı çağırarak, ona: – Filancanın bahçesine koyduğun hurma saplarını bana sat, teklifini yaptı. Adam: – Olmaz dedi. Allah Resûlü: – Öyle ise bana hediye et onları, dedi. Adam bu teklife de: – Olmaz dedi. Allah Resûlü son bir teklifte bulundu: – Peki, cennette karşılığı verilmek şartı ile onları bana ver! Adam, bu son derece câzip teklife de: – Olmaz, karşılığını verince, Allah Resûlü, şöyle söylemekten kendini alamadı: – Selâm vermekten kaçınan kimse dışında, (bu güne kadar) senden daha cimrî bir kimseyi görmedim.
21 Mayıs 2022 Cumartesi
Peygamberimiz s.av. buyuruyor “Allahım! Bana öğrettiğin ilim ile beni faydalandır. Dualardan, bana fayda verecek ilmi bana öğret ve benim ilmimi artır. Her hâl üzere Allah’a hamd olsun. Cehennem ehlinin hâlinden Allah’a sığınırım.” (Tirmizi, "De’avat", 130)
Peygamberimiz s.av. buyuruyor
“Allahım! Bana öğrettiğin ilim ile beni faydalandır. Dualardan, bana fayda verecek ilmi bana öğret ve benim ilmimi artır. Her hâl üzere Allah’a hamd olsun. Cehennem ehlinin hâlinden Allah’a sığınırım.”
(Tirmizi, "De’avat", 130)
16 Mayıs 2022 Pazartesi
12 Mayıs 2022 Perşembe
Her şeyin yenisi, istenir yalnız dostun eskisi makbuldür. DİYABETE (ŞEKER HASTALIĞINA) KESİN ÇÖZÜM.
DİYABETE (ŞEKER HASTALIĞINA) KESİN ÇÖZÜM. ***100 gr. Arpa, 100 gr Buğday,100 gr Çörek otu, 100 gr acı çam sakızı harmanlanıp 2 litre suda 10 dk katnatılır. Süzülüp cam şişeye konur. 40 gün her sabah aç karnına bir fincan içilir. Sonraki 3 gün bir gün içilip diğer gün içilmeyecek. Hastalığınıza Geçmiş olsun...***ŞEKER HASTALIĞINA DENENMİŞ KÜR... TİRMİS...
Bazı yörelerde acı bakla,termiye diye adlandırılan bu bitki mısır tanelerine benzer, sabahları aç karnına sadece 3 tane biraz suyla yutacaksınız o kadar. Dikkat edilmesi gereken nokta yer fıstığına allerjisi olanlarda bu allerji yapabilir, günlük 3 tanenin dışına çıkılmaması özellikle tavsiye olunur. Şifa olsun... ***Pazardan kimsenin almadığı iri bamya alıp ipe dizin güneşte kurutun. Toz haline getirip sabah aç karnına bir yemek kaşığı suyla veya istediğiniz sıvıyla yutun. 40 gün uygulayın. 3 Günde yüksek şekeriniz normale döner. Kangren ameliyatıyla uzuv kaybından kurtulursunuz. Uygulamadan ameliyat olmayınız.!
SELAMA DAHA GÜZELİ İLE KARŞILIK VERMELİ Selam vermek sünnet, selamı almak ise farzdır. Nisâ Sûresi’nin 86. âyet-i celîlesinde -meâlen-: “Ve size bir selam verildiği vakit, hemen ondan daha güzeli ile selamda bulununuz veya onu aynı ile iade ediniz.” buyurulmuştur. Bu âyet-i celîlede selama, ya daha güzeli ile yahut misliyle cevap vermenin lâzım geldiği bildiriliyor. Cevabın daha güzel olması -eğer selam veren yalnızca “selâmün aleyküm” demişse-; “aleyküm selam” denildikten sonra devamına “ve rahmetullâhi” lafzının ilavesiyledir. Eğer selâm veren onu da söyledi ise “ve berekâtühû” ilave edilir. Böyle verilen selam ise, selamın (sevap kazanmak, insanlar arasında sevgiye sebep olmak gibi) faydalarının elde edilmesini ve devam etmesini talep etmektir. Bir zât, Resûlullah Efendimize (s.a.v.) gelerek, “es-selâmü aleyküm” diye selâm verdi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “ve aleykümü’s-selâm ve rahmetullâh” buyurdular. Diğer bir zât, “es-selâmü aleyküm ve rahmetullâhi” diye selâm verdi, ona: “ve aleykümü’s-selâm ve rahmetullâhi ve berekâtüh” buyurdular. Diğer bir zât geldi, “es-selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh” diye selam verdi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “ve aleyküm” (söylediğinizin aynısı -yani Allâh’ın selamı, rahmeti ve bereketi- sizin üzerinize olsun) buyurarak o kimsenin selâmını aldılar. O zât, “Yâ Resûlallâh, niçin bana mukabeleyi diğerlerinden noksan yaptınız?” diye sorunca Fahr-i Âlem Efendimiz (s.a.v.), “Sen bize söyleyecek fazla bir kelâm bırakmadın, ben de sana söylediğinin misliyle mukabelede bulundum.” buyurdular. Gayr-i müslimlerin selamlarını almakta beis yoktur, fakat onlara sadece “Ve aleyküm” demekle iktifa edilmelidir. Zira hadîs-i şerifte “Ehl-i Kitap, size selâm verdiğinde siz de ‘ve aleyküm’ dersiniz.” buyurulmuştur. Selamlaşmada ve diğer husûslarda gayr-ı Müslimlere benzemekten sakınmalıdır. Denilmiştir ki: Hristiyanların selamlaşması eli ağza koyarak, Yahûdîlerinki parmak ile işaret ederek, Mecûsîlerinki eğilerektir. Bu hallerden sakınmalıdır. Zira hadîs-i şerîfte, “Bizden başkasına benzemeye yeltenen, bizden değildir.” buyurulmuştur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)