21 Eylül 2019 Cumartesi

FELÇ OLAN Veya YAKINI FELÇ OLAN VARSA DİNLESİN.

Beşir Mübeşşir
FELÇ OLAN Veya YAKINI FELÇ OLAN VARSA DİNLESİN.
Çam kozalağı yeşil olan tam olgunlaşmamış alıp kaynatılarak soğutulur mesaj yapılır, 2hafta içinde tamamiyle iyileşen olmuştur denenmiştir.
Geleneksel tıp'tan alıntıdır

GRİP NEZLE SEZONU BAŞLADI

Tibbun Nebevi
GRİP NEZLE SEZONU BAŞLADI
Burun akıntısı, öksürük ,grip belirtileri ve neler yapmali ilac kullanildigi zamandan daha cabuk ve etkili yöntemler neler olabilir cocuklarimizi ilaca teslim etmeden önce ne olur deneyin ilacin yan etkileri bir süre sonra baska hastaliklarin baslamasina sebep oluyor bakalim neler yapabiliriz
Burun akıntısıyla beraber geniz akıntısı vardır ve geniz akıntısı balgama dönüşür. Bebek yutar ve öksürük başlar. öksürüğü kesme ve müdahale etme. Sıcak banyo yaptırabilirsiniz.günlük sakızı ocakta ısıtılır buharına pamuk tutulur pamuk çocuğun göğsüne konur. 8/10 damla zeytinyağı 3/4 damla cörekotu yağı ve 2 dis sarımsak dövülür ayak tabanına sürülür corabini giydir tüm gece dursun. Sabaha ya ishal ya da kusma ile balgamı atar
ÖKSÜRÜK var, burunda akıntı yok kuru bir öksürük var o zaman nane yağını zeytinyağıyla seyrelt ayak tabanına bu yağı sürüp çorap giydir ve yatır. Yatmadan önce de 1 kaşık tereyağını erit icerisine keçiboynuzu pekmezi ilave et ve icir.

MARANKİ SOĞAN KÜRÜ⠀ Her gün taze olarak hazırlanmalıdır.⠀ 1 orta boy kabuklu soğan yıkanır, soğanı eliniz ya da sert bir cisimle biraz ezin. 2 su bardağı su koyulur ve cezvede 5 dakika kaynatılır.⠀ Elde edilen kaynar soğan suyunun ılınması beklenir.⠀ Ilık bir şekilde sabah akşam bir su bardağı bu sudan içilir. bardak içilir.⠀ Böylece 21 gün boyunca soğan suyu kürüne devam edilir.⠀ ⠀ Soğan kürünün faydaları nelerdir? Kadınlarda meydana gelen çikolata kisti (endometriosis) ve miyom oluşumlarına karşı kullanılabilir. Polikistik over sendromu tedavisin destek olarak kullanılabilir. Kadınların yaşadığı adet düzensizliğini gidermek için bir alternatiftir. Menopoz şikayetlerini azaltmak için kullanılabilir. Vajinal akıntılarda kullanılabilir. Hamile kalmak isteyenlere uzmanlar tarafından önerilmektedir. Ciltte çıkan iltihaplı sivilce ve aknelerde kullanılmaktadır. Uzmanlar içeriğindeki sulfosid nedeniyle doğal antibiyotik olarak adlandırırlar. Bağışıklık sistemini güçlendirici etkileri bulunduğu bilinmektedir. Vücutta meydana gelen yağlanmayı azaltacağından, zayıflamaya yardımcı olur. Prostatta oluşan iltihapları azaltıcı etkileri nedeniyle, ağrıların azalmasına yardımcıdır. Çiğ soğan tüketimi, yemek sonrasında kandaki total gliserit oranını düşürmede kullanılabilir.⠀ Kaynak: Prof. Dr. Ahmet&Elmas Maranki (Şifalı Bitkiler kitabı)


Recep Ergul - Dr. Aidin Salih İle Sağlıklı Yaşam
MARANKİ SOĞAN KÜRÜ⠀

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişiGörüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, açık hava ve yazı
Geleneksel Tip, Fitoterapi, Hirudoterapi, Bioterapi
AKCİĞER HASTALIKLARINDA EBEGÜMECİ VE ISIRGAN!
#Ebegümeci gerçek bir protein ve C-vitamini deposudur. Kalsiyum ve fosfor bakımından doğal kaynaktır. Ebegümeci, Anadolu’da yapraklarından sarma yapılan yine yaprak­larından ve ince dallarından salatası yapılan bir bitkidir. Özellikle Akde­niz bölgesinde hemen hemen herkesin tanıdığı bitki çeşididir.
Ebegümeci yanlış karışımlarda kullanıldığı takdir­de karışımda bulunan diğer şifalı bitkilerin tedavi edici gücünü neredeyse ta­mamen ortadan kaldırabilir. Bu nedenle ebegümecinin karıştırılacağı bitkilerin ve karışım oranlarının çok iyi bilinmesi gerekir.
Ebegümeci, içeriğinde bulunmayan ancak diğer bazı bitkilerde bulunan etkin maddelerin tedavi gücünü ve işlevini arttırıcı maddelere sahip bir bitkidir. Bunu bir örnekle açıklarsak, Isırgan bitkisi tek başına #akciğer sağlığı üzerinde etkili ancak yeterli olmayan bir bitkidir. Çünkü ısırganın akciğerde oluşan rahatsızlıklara karşı tedavi etme gücü olan etkin maddeleri, yeteri derecede etkili olamamaktadır. Tedavi etmedeki başarı oranını yükseltebilmek için medyatör adı verilen maddelere ihtiyaç vardır. İşte bu işlev artırıcı etkin maddeler ebegümeci bitkisinde bulunmaktadır. Akciğer sağlığı için #Isırgan&Ebegümeci bitkilerinin birlikte kullanılması daha etkili olacaktır.
Genel kullanım talimatı ise şu şekildedir; kaynayan bir su bardağı klorsuz suya bir tatlı kaşığı Isırgan&Ebegümeci karışımı ilave ediniz. Kısık ateşte altı dakika kaynatıldıktan sonra her gün günde iki kez sabah kahvaltısından 15 dakika önce ve akşam yemeğinden iki saat sonra içilmesini önermekteyim.
#BOĞAZ #AĞRISI #İÇİN #GARGARA
Değerli okurum, adaçayının kronikleşmiş boğaz ve bademcik iltihaplarındaki koruyucu ve önleyici gücünü gerçek bir tedaviye çeviren ebegümeci bitkisidir. Ebegümecinin karışımlardaki kulla­nım miktarı çok az ancak katkısı çok fazladır. Bu karışımları kullanırken dikkat edilecek en önemli nokta bu iki bitkinin karışım oranlarıdır.
Ağız ve diş temizliği için de ebegü­meci gargarası bulunmaz bir nimettir.
Haftada birkaç kez yapacağınız ağız gargarası ile #faranjit ve #bademcikiltihaplanmasının yanı sıra #sağlıksız #diş #etlerinin oluşumuna karşı da faydalı olacaktır. Özellikle kış aylarında ağız ve boğaz sağlığınız için zaman zaman bu uygulamayı tekrar etmeniz gerekir. Bu karışımın gargara olarak genel kullanımı şu şekildedir. Kaynayan bir su bardağı klorsuz suya bir tatlı kaşığı Ebegümeci& #Adaçayı karışımından ilave ediniz ve kısık ateşte 10 dakika kapağı kapalı olarak kaynatınız. Karışımı günde iki defa sabah kahvaltısından ve akşam yatmadan 15 dakika önce gargara yapmanız faydalı olacaktır.
Belirtmekte fayda görüyorum, anne olmak isteyen hanımların ebegümeci bitkisinin yemeğinden, salatasından ve çayından uzak durmaları gerekir. Çünkü kadınlarda polikistik over oluşturma etkisi vardır ve bu durum hamile kalmayı zorlaştırmaktadır.
Farenjit ve bademcik problemi olan kişilerin ise sigara ve asitli içeceklerden (kola, soda, maden suyu gibi) özellikle uzak durmaları veya içerken ölçülü olmaları gerekir. Uygulamalarda bu kurala mutlaka özen gösterilmelidir.
Irrıtabl Bağırsak Sendromuna Karşı “Ebegümeci”
Irrıtabl bağırsak sendromunda kabızlık şikâyeti olan kişilere öncelikle tatlı tüketiminde ölçülü olmalarını önermekteyim. Bu kişilerin kısa bir zaman sonra şişkinlik, hazımsızlık ve gaz şikâyetlerinde belirgin bir azalma ayrıca bağırsak hareketlerinde de belirgin düzelme olduğu bilinmektedir.
Irrıtabl bağırsak sendromu yaşayanların meyve veya tatlılarını öğünlerinden en az iki saat sonra tüketmelerini önemle vurgulamak isterim. Bu kurala uyduklarında şişkinlik, gaz, hazımsızlık ve mide yanması şikâyetlerinde büyük oranda azalma olduğunu hayretle gözlemleyeceksiniz. Burada benim önerim ise; ebegümeci bitkisinin kullanılmasıdır. Kaynayan bir su bardağı klorsuz suya bir tatlı kaşığı Ebegümeci ilave ediniz. Kısık ateşte altı dakika ağzı kapalı olarak kaynatınız. Günde iki defa sabah kahval­tısından ve akşam yemeğinden iki saat sonra içiniz. Bir ay boyunca ara verme­den devam ediniz ve bir ay tamamlandıktan sonra iki hafta ara veriniz. Şikayeti­nizin seyrine göre yılda dört-beş defa tekrar edebilirsiniz.
#KRONİK #KABIZLIĞA #KETEN #TOHUMU #YAĞI
Ek olarak kronik kabızlık için laksatif özelliği ile soğuk sıkım keten tohumu yağının kullanılmasını da önermekteyim. Protein ve besinsel lif bakımından zengin Keten tohumu yağı; A,B, E vitamini, Omega-3 yağ asitleri ve aminoasitler içermektedir. Günde bir defa aç karnına bir yemek kaşığı tüketmeniz sizi oldukça rahatlatacaktır.
GÖZ KURULUĞU İÇİN EBEGÜMECİ
Günümüzde oldukça sık rastladığımız diğer şikâyetler ise göz kuruluğu ve topuk çatlaklarıdır. Burada benim önerim yine ebegümeci bitkisinin kullanılmasıdır.
Göz Kuruluğu Şikeyetlerinde Ebegümeci Bitkisi'nin Kullanımı
Kaynayan bir su bardağı klorsuz suyun içerisine bir tatlı kaşığı Ebegümeci ilave ediniz. Kısık ateşte altı dakika demleyiniz ve sıcakken süzünüz. Günde iki defa sabah ve akşam ılık olarak pamuk yardımı ile göz pansumanı yapınız. Ek olarak doğal bitkinize başladığınız andan itibaren Buğday yağını günde bir defa aç karnına bir çay kaşığı tüketiniz.
Topuk Çatlaklarına Karşı Ebegümeci Bitkisi Nasıl Kullanılır?
Kaynayan yarım litre klorsuz suya bir yemek kaşığı Ebegümeci ilave ediniz. Kısık ateşte beş dakika demleyiniz. Demleme süresi tamamlandıktan sonra ocaktan alınız ve süzerek geniş bir kaba alınız. Ilıdıktan sonra günde bir defa karı­şıma ayaklarınızı daldırıp yarım saat etki ettiriniz. Her defasında taze hazırlanması gerekmektedir. Uygulamayı şikâyetiniz ortadan kalkıncaya kadar haftada dört defa tekrar ediniz. Ek olarak doğal bitkinize başladığınız andan itibaren soğuk sıkım Hindistan Cevizi Yağı ile günde bir defa akşam yatmadan önce topuk bölgesine masaj yapınız.
Diş Eti İltihabına Karşı:
#Nar #Özü!
Diş eti iltihabı için önerim Nar özünün gargara yapılmasıdır. Ağız içinde 10-15 saniye diş etine etki ettirilmesi gerekir. Diş eti iltihabı şikâyetlerinizde rahatlama başladığını göreceksiniz. Şikâyetinizin seyrine göre her gün uygulayabilirsiniz. Ayrıca Nar özünü günde iki defa bir tatlı kaşığı sabah ve akşam yemeklerden 15 dakika önce aç karnına tüketebilirsiniz.
#DOĞRU #BİTKİ #KULLANIMI!
Tüm bu kürleri kullanırken dikkat edilmesi gereken en önemli husus; bitkinin raf ömrüdür. İkincisi bitkinin doğru zamanda toplanmış olmasıdır. Üçüncüsü ise bitkinin nasıl kurutulmuş olduğudur. Her bitkinin özelliğine göre uygun koşullarda kurutulmuş olması gerekir. Bazı bitkiler gölgede, bazıları güneşte, bazıları ise karanlıkta kurulması gerekir. En önemlisi ise kullanacağınız bitkinin mutlak surette doğru tür olmasıdır. Eğer doğru bitki türü değil ise kürün etkisini büyük oranda azaltmaktadır.

30 Günde Fıtıktan Kurtulacaksınız! kırkkilit otu

Nuretti Buyukyildiz - Dr. Aidin Salih İle Sağlıklı Yaşam
30 Günde Fıtıktan Kurtulacaksınız!
kırkkilit otu
Fıtık, günümüzün sağlık sorunlarından biridir. Tıbbi adı Herni olan bu hastalık, organların sabit kalmasını sağlayan dokularda gelen hasar ile meydana gelir. Doku ya da kaslarda oluşan bir kayma veya yerinden çıkma, vücudun belirli bölümlerinde fıtık hastalığına neden olur. Toplumda en çok boyun ve bel fıtığı şikayeti yaygındır. Buna neden olan faktörler ise kişinin yaşam şekli ile doğru orantılıdır.
Fıtık tedavisi için tıbbi yardım almanız önerilir. Bitkisel bir destekle iyileşmek için bazı şifalı otlardan faydalanabilirsiniz. Bu konuda size bitkilerin doktoru yardım edecektir.
Fıtığı yok eden bitki İbrahim Saraçoğlu reçetesi ile günden güne yayılmaya başlamıştır.
Bu bitkiyi merak ediyorsunuz değil mi? O halde bir an önce iyileşmek için bel ve boyun fıtığı yok eden bitki nedir öğrenelim!
Fıtığı Yok Eden Bitki ile Fıtığa Ameliyatsız Kesin Çözüm!
Bel, boyun ya da kasık fıtığı yok eden bitki nedir diye heyecanlanmaya başladınız. Bu faydalı ot kırkkilit otudur. Atkuyruğu adıyla da bilinen bitkisel fıtık ilacını, aktarlardan kolayca temin edebilirsiniz. Bu ot sayesinde düzenli kullanmanız şartıyla, fıtık hastalığından kurtulabilirsiniz.
İbrahim Saraçoğlu kırkkilit otu için şu ifadeleri dile getirmiştir:
Öncelikle kırkkilit otunu alırken tazeolmasına özen göstermelisiniz.
Raf ömrü 1 yılı geçmiş ise almanız tavsiye edilmez.
Özellikle orman kenarlarında yetişen kırkkilit otunu almanız daha verimli olur.
Kırkkilit otundan hazırlanan kürü,vücudunuza masaj olarak uygulamanızı öneriyor.
Detaylı bilgi için: Kırkkilit Otu Faydaları Nelerdir? Nasıl Kullanılır? Çayı Nasıl Yapılır?
Fıtık Yok Eden Bitki Kırkkilit Otu Kürü Tarifi
Malzemeler:
1 yemek kaşığı kırkkilit otu
1 bardak sıcak su
Hazırlanışı:
1 bardak sıcak su içinde 1 yemek kaşığı kırkkilit otunu yaklaşık 5 dakika kaynatın.
Kaynayan bitkiyi dinlenmeye bırakın. Sıcaklığının geçmesi çok önemli!
Sıcaklığı geçtiğinde uygulamaya geçebilirsiniz.
Uygulama:
Hazırladığınız kırkkilit suyunu derin bir kaseye süzerek aktarın.
Bu esnada bir kişiden yardım alabilirsiniz; çünkü bu suyun masaj yoluyla, sırt bölgesine sürülmesi gerekecek.
Parmakların suya batırılıp enseden bel boşluğuna kadar suyun sürülmesi öneriliyor.
15 defa aynı işlemi uyguladığınızda, sıcak bir ortamda kalmalısınız.
Oda sıcaklığında bu tedavi yöntemi denendiğinde, daha verimli sonuçlar alınacaktır.
Dilerseniz 1 gün deneyip 1 gün mola verebilirsiniz.
Günde 1 defa uygulandığında da etkisini gösterecektir.
Eğer molalı bir düzen oluşturduysanız, kırkkilit otunu uygulamadığınız günlerde ardıç yağı sürmeniz önerilmektedir.
Bu durumda bir gün kırkkilit otu diğer gün ardıç yağı kullanacaksınız.
Düzenli bir şekilde 1 ay boyunca bu yöntemi uyguladığınızda, fıtıktan kurtulmuş olacaksınız.
Fıtığın En Yaygın 5 Nedeni – Aman Dikkat!
Toplumumuzda sıkça yaşanan fıtık neden oluşur? Hangi durumlar bu hastalığı meydana getirir? İşte tüm bu soruların yanıtı şimdi sizinle!
1) Kilo Almak
Hızlı şekilde ve kısa sürede kilo almakorgan dokularına zarar vereceği için fıtığın en belirgin nedenidir.
Fıtıktan uzak kalmak için kilo kontrolü sağlamalısınız.
2) Gebelik
Kadınlarda görülen fıtıklar genelde karın bölgesinde yaşanır.
Özellikle de gebelik döneminde fıtık yaşandığında tehlikeli olabilir.
Gebelik sürecinin son aylarında fıtık oluştuysa, doktora bu konuda bilgi verilmesi gereklidir.
3) Kabızlık
Karın içinde oluşan kasılma ve gevşemeler, sıkça tekrar ettiğinde organların dokusunu bozabilir.
Karın içi basıncı arttığında kasık fıtığı yaşanabilir.
Bağırsak probleminiz varsa, fıtığa karşı önlem almak için bağırsak sorunlarını ortadan kaldırmalısınız.
4) Ağır İş Yapmak
Ağır sanayi ortamında ya da taşıma işlerinde çalışan kişilerin bel ve boyun fıtığı yaşama riski daha yüksektir.
Birden ağır eşya kaldırmak organların dokusuna hasar vermektedir.
Fıtığı önlemek için ani hareket etmemeniz ve ağır işlerden kaçınmanız önerilir.
5) Uzun Süre Ayakta Kalmak
Kasık fıtığının en ciddi nedenidir uzun süre ayakta kalmak.
Mağaza & hizmet sektöründe ya da uzun süre ayakta kalmak zorunda olan kişilerin bu hastalığa yakalanma ihtimali çok yüksektir.
Bel Ağrısına Ne İyi Gelir? 3 Farklı Bitkisel Tedavi ile Ağrılara Veda Edin
1,5 milyon kişinin takip ettiği Youtube kanalımızda videolu tariflerimizi bulabilirsiniz.
4 milyondan fazla kişinin indirdiği Nefis Yemek Tarifleri uygulaması ile 400 bin denenmiş tarif her zaman yanınızda. Hemen siz de indirin.
Önemli not: Sitemizde yayımlamış olduğumuz makaleler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır; geçerliliğini yitirebilir, kesinlik içermez. ;
konusu besinin faydaları, iyi geldiği hastalıklar ve kullanım önerileri hiçbir zaman doktor teşhisinin yerini tutmaz.
Besinler her bünyede farklı etki yaratabileceğinden, uygulamaya geçmeden önce mutlaka bir doktora danışmanız gerekmektedir.
Bu durum göz ardı edildiğinde ortaya çıkabilecek sorunlar ve yan etkilerden sitemiz sorumlu tutulamaz.
Fıtığı Yok Eden Bitki – Eğer Bu Kürü 30 Gün Boyunca Uygularsanız Benzeri Tarifler

Mustafa Ulaş Yönetici · 7 dk. BAĞDOKUSU ROMATİZMA ÇEŞİTLERİ VE TEDAVİSİ OKUYALIM Sağlığımızın müthiş şifreleri Romatizma Neden Olur, Nasıl Tedavi Edilir? Romatizma, ülkemizde görülme oranı yüksek bir hastalıktır. Her yaşta görülebilen romatizma, eklem, doku, kemik, kas ve sinir köklerini etkiler. Ve romatizmanın yüzden fazla çeşidi vardır. Halk arasında sıcak ve soğuk havanın romatizmaya neden olduğuna dair yanlış bir inanış vardır. Özellikle aile geçmişinde romatizma öyküsü bulunan kişiler alışkanlıklarını, romatizma neden olur ve nasıl tedavi edilir sorularının cevaplarına göre düzenleyerek birçok olumsuz durumdan kendilerini koruyabilirler. Her yaştan insanda görülmesi mümkün olan romatizma, kas ve eklem hareketlerini zorlaştırır. Özellikle beslenme alışkanlıklarının değişmesi ve hazır gıdaların yoğun olarak tüketilmesi, bağ dokusunun temel bileşeni olan kollajenin vücutta azalması, romatizmal hastalıkların görünme riskini artırır. Romatizma Nedir? Romatizmaya İyi Gelen ve Tetikleyen Yiyecekler! Romatizma, kelime olarak Yunanca "akma" anlamına gelen "Rheuma" kelimesinden türemiştir. Romatizma, otoimmün sistemindeki bozukluktan kaynaklanan düzinelerce hastalığı tanımlamak için kullanılan genel bir terimdir. Romatizmal hastalıklar genel olarak eklemlerde, kaslarda organları birbirine bağlayan ya da destekleyen dokularda görülse de vücudun herhangi bir bölümünde de meydana gelme olasılığı mevcuttur. Romatizma Neden Olur? romatizma_romatizma_nedir_romatizma_ne_iyi_gelir_romatizmal_hastaliklar_romatizma_ilaclari Romatizma hastalıklarının neredeyse tamamı otoimmün sistemindeki bozukluktan kaynaklanır. Bu hastalıklar, bağışıklık sisteminin mikroplar, bakteriler ya da virüslere saldırmak yerine sağlıklı dokulara saldırmasından dolayı ortaya çıkar. Gut hastalığında da görüldüğü gibi ürik asit kristalleri (idrar kristalleri) de romatizmal rahatsızlıklara sebep olabilir. Romatizmal hastalıklarla ilgilenen bölüm romatolojidir. Romatologlar eklemlerde, kaslarda ve bağışıklık sisteminde oluşan hastalıklarla ilgili uzmandırlar. Ana romatizma tiplerini anlamak ve neden kaynaklandığını bilmek hem oluşumunu engelleyebilmek hem de tedavi için önemlidir. KAÇ TİP ROMATİZMA VARDIR? Romatizma, temel olarak iki tipe ayrılır. Bunlar, iltihabı olanlar ve olmayanlar şeklindedir. İltihabı olan romatizma üç çeşittir. Birincisi, Çeşitli mikropların (Stafilokok, streptokok ve tüberküloz basili gibi), eklemlerde meydana getirdiği romatizma. İkincisi, bağışıklık sisteminin bozuk olması ile meydana gelen romatizma. Son olarak ise, ürik asit gibi kristallerin eklemlerde meydana getirdiği tahriş sonucu oluşan romatizma. İltihabı olmayan romatizmalar arasında ilk akla gelen artroz yani kireçlenmedir. İltihap olmamasına karşılık bu romatizmada aşınma görülür. Eklemin içindeki kıkırdağın incelmesi ve kaybolması ile eklemlerin kenarında kemik çıkıntıları meydana gelir. Bu romatizma türüne neden olarak kaza, darbe gibi travmalar, psikolojik hastalıklar sayılabilir. Romatizma Belirtileri Nelerdir? Romatizmal ağrılara bitkisel tedaviler Romatizmal hastalıkların belirtileri, türüne göre farklılık gösterdiğinden bu türleri ve belirtileri ayrı başlıklar altında incelemek ve buna göre değerlendirmek gerekir. 1. Romatoid artrit Romatizmal rahatsızlıkların en yaygın görülen türü romatoid artrittir. Kronik bir iltihabi rahatsızlık olan romatoid artrit hastalarının eklemlerinde şişme ve iltihap meydana gelir. Bunun nedeni, bağışıklık sisteminin eklem kapsüllerine saldırmasıdır. Romatoid artrit son derece ağrılı olabilir, eklem yapılarında bozulmaya ve kalıcı hasara neden olabilir. Genel olarak bilek ya da ayak parmakları gibi küçük eklemlerde meydana gelir. Semptomları son derece sistematik olarak ilerlediğinden, Akciğerler, Gözler, Kan damarları ve Cildi de hastalıkla birlikte etkiler. Romatoid artritin en belirgin semptomu ellerde ya da ayaklardaki eklemlerde görülen ağrı ya da kasılmadır. 2. Gut hastalığı İltihaplı romatizma türlerinden biri olan gut hastalığı eklemlerde şiddetli ağrıya sebep olan iltihabi bir rahatsızlıktır. Yoğun miktarda ürik asit kristalinin vücut dokularında depolanmasıyla meydana gelir ve; Şişme, Kızarıklık, Etkilenen eklemde yanma hissine neden olur. Ürik asit kristalleri aynı zamanda böbreklerin de işlevlerini yerine getirmelerini engeller. Gut çoğunlukla ayak başparmağında gelişir ve diğer eklemlere de atlayabilir. Eğer rahatsızlık uzun süre tedavi edilmezse tofi adı verilen nodüllerin oluşmasına sebep olur. 3. Vaskülitis (damar iltihabı) Nadir görülen bir romatizma türü olan vaskülitis, kan damarlarında iltihaplanmaya neden olur ve hayati risk taşır. Dokulara yeterli düzeyde kan taşınmasını engelleyerek iskemiye (bölgesel anemi) sebep olan vaskülitis, yayıldığı kan damarlarında ağrıya neden olur. Vaskülitis belirtileri, Kırmızı noktacıklar, Deride hassas yumru ya da şişkinlikler, Eller ve ayaklarda güçsüzlük, Öksürük, Ateş olarak sayılabilir. 4. Lupus Bir otoimmün hastalığı olan lupus deri iltihabı olarak da bilinir. Her yaştan kadın ve erkekte görülebilse de genç kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülür. Bununla birlikte erkeklerdeki belirtileri kadınlara oranla daha yoğundur. Lupus hastalığı DEVAM EDİYOR... DEVAMI Eklemlerde ağrı ve gerginliğe, Deride kaşıntılı yaralara, Burun, kafa derisi ya da ağızda yaralara, Ateşe, Halsizliğe, Derin nefes alırken zorlanmaya sebep olabilir. 5. Sjörgen sendromu Oldukça yaygın olarak görülen bir hastalıktır fakat semptomları pek çok hastalıkla benzerlik gösterdiğinden kolay teşhis edilemez. Daha çok kadınları etkileyen sjörgen sendromu, erkeklerde ve çocuklarda da görülebilir. Bu hastalık, Ağızda kuruluk, Boğazda yanma ya da kuruluk, Konuşmada çiğnemede ya da yutmada zorlanma, Halsizlik, Sindirim sorunları, Vajinal kuruluk, Ciltte kuruluk ya da yara, Eklem ağrısı, Sinir ağrısı, Kulak altı bezlerinde şişme gibi sayısız hastalığın belirtisi olabilecek semptomlar oluşturduğundan çoğu zaman teşhisinde zorluk yaşanır. Romatizma Nasıl Tedavi Edilir? Romatizmal hastalıkların tedavisinde bir uzman yardımı almak ve rutin kontrolleri aksatmamak son derece önemlidir. Özellikle vaskülitis gibi ölümcül sonuçlar doğurabilecek durumlarda düzenli kontrol ve tedavi şarttır. Steroid Romatizma nasıl geçer sorusunun yanıtı genel olarak streoidler ya da ibuprofen veya naproksen etken maddeli anti-inflamatuvarın kullanımıdır. Bu tür ilaçların kullanımı iltihap oranını düşürür. Streoidler ayrıca bağışıklık sisteminin çalışma oranını dengeleyerek sağlıklı dokulara saldırmasını engeller. İmmünosupresif (bağışıklık sistemini baskılayıcı) ilaçlar Romatizmal hastalıkların tedavisinde uygulanan bir diğer yöntem bağışıklık sistemini engelleyici ilaçların kullanımıdır. Streoidlerin bağışıklık sistemini kontrol altına alamadığı durumlarda reçete edilen immunsupresif ilaçlar romatizma ağrısına ne iyi gelir sorusunun da yanıtıdır. Son derece etkili olan bu ilaçların yan etkileri de bir o kadar kuvvetlidir. Bu ilaçların kullanımındaki başat tehlike, bağışıklık sistemi aktivitesini azaltarak vücudu hastalıklara karşı savunmasız duruma getirmesidir. Kolkisin Özellikle gut hastalığının tedavisinde kullanılan kolkisin, düzenli olarak kullanıldığında hastalığın neden olduğu belirtileri azaltabilir. Özellikle ataklar sık sık meydana geliyorsa ürik asit kristallerinin çözülerek vücuttan atılması için doktorlar tarafından reçete edilebilir. Romatizmaya Hangi Bitkiler İyi Gelir? Isırgan Otu En Popüler Şifali Bitkiler Arasında Romatizma bitkisel tedaviye olumlu yanıt veren hastalıklardandır. Bazı bitki ve tohumların iltihaplanmayı azaltarak ağrıları azalttığı bilinmektedir. 1. Kereviz tohumu Bir yemek kaşığı kereviz tohumunu bir litre suya atarak kaynatın. İyice demlenen karışımınızı ılındıktan sonra günde bir bardak tüketerek ağrılarınızı azaltabilirsiniz. 2. Isırgan otu Az miktarda suyun içerisinde haşlayarak lapa haline getirdiğiniz bir tutam ısırgan otunu soğuduktan sonra bir tülbente sarın. Bu lapayı eklemlerinize ya da ağrıyan bölgelerinize sararak 15 dakika kadar bekletin. Kronik ağrılarınızı dindirmek için bu kürü haftada üç kez uygulayabilirsiniz. 3. Maydanoz Bir demet maydanozu ezerek suyunu çıkarın. Bu sudan günde üç kez bir yemek kaşığı kadar tüketin. Küre altı hafta kadar devam ettikten sonra üç hafta ara verilmesi tavsiye edilir. Bu bitkiler haricinde belli otların çayını yaparak da ağrılarınızı azaltmanız mümkün. 200 santilitrelik suya atacağınız, önerilen miktarda otu demleyerek düzenli olarak tüketebilirsiniz. Tane karabiber: 1 tatlı kaşığı Zencefil: 1 çay kaşığı Kuşburnu: 1 yemek kaşığı Papatya: 1 tatlı kaşığı alıntı Hayvansal ürünlerden uzak durun

ŞENAY AKÇAY HANIMIN PAYLAŞIMI ÇOK ETKİLENDİM BENDE PAYLAŞTIM
Kanser hastalığı ile mücadele eden 25 yaşında bir genç kız o.. Ve işte onun hepimize yazdığı etkileyici bir mektubu yayınlıyoruz.. Büyük dersler içeren tokat gibi bir mektup
Kanseri sevmedim ama minnettarım
Sorun aslında kanser değil, kemoterapi.
Evet belki kemoterapi görmeseydim ölecektim ama kemoterapinin de beni pek yaşattığını söyleyemem. Kemoterapi tümörümü yok ederken beni de darmaduman ediyor. Kanser teşhisi konmadan önce aylarca tümörümle birbirimizden habersizce, normal bir insan gibi yaşamıştık, kıtalar arası yolculuklar yapıp, en yakınlarımın düğününde göbek bile atmıştık. Tamam biraz abartıyorum son zamanlarda nefes darlığı, uyku sıkıntısı, gece terlemesi yaşıyordum ama kimseye muhtaç olmadan yuvarlanıp gidiyordum işte.
Gel gör ki teşhis konup kemoterapi başladığından beri 25 yaşında olmama rağmen kendimi 90'ına yaklaşmış bir nineden farksız hissediyorum. İki adım yol yürüyemiyorum, kendim hiç bir işimi halledemiyorum, bırakın yatağımı toplamayı, duşumu kendim alabilsem ne mutlu bana diyorum. Yemeğimden, giyinmeme, uyumamdan uyanmama yaptığım her şeyde birine bağlı olmak beni üzüyor. Kel olmayı saymazsak, geçtiğimiz altı ayda alışamadığım yegane şeylerden biri de birisine bu kadar bağlı yaşamak. Tek bir kişiye bağlanmaya herkes alışıktır genelde, ama benimki öyle değil yani tek bir kişiye değil herhangi bir kişiye bağlıyım ben.
Neyse ki güzel insanlar biriktirmişim. Ben göndersem de gitmeyen, her gün bana güç veren, gücümü hatırlatan insanlar. Güçsüz bilirdim kendimi, zayıf yönlerimi bilip onları geliştirmekten hep kaçtığım için her zaman en başından yenilgiyi kabullenenlerdendim. Ama bu sefer yenilemezdim. Ne kadar kaçsam da bu sefer savaşmak zorundaydım. Teşhis konduğu gün doktorun da dediği gibi 52 haftalık bir mücadele bekliyordu beni. Bende amatörce attım kendimi savaşa. Dedim ya kilit nokta aslında güzel insanlardı. Çünkü ben, hiç bir zaman kendim için bir şey yapmadım anca sevdiklerim için yaptım her şeyi. Bu savaşa da kendim için girdim sanmayın sakın. Sevdiklerim için girdim, kalbi benim için çarpan, duasında adım geçen herkesi mutlu etmek için. Kalbimde yer edinen, kalbinde yer edindiğim herkes benim için seferber olmuştu onları yüzüstü bırakmamak için girdim işte. Sevilmeyi ne kadar çok sevdiğimi hatırladım sayelerinde. Şimdi beni güçlü buluyorlar ya...
inanır mısınız bilmem ama beni güçlü bulan insanlardan aldım bu gücü. İlkokuldaki spor öğretmenimden, lisedeki sıra arkadaşımdan, evin karşısındaki otopark görevlisinden, karşı sokaktaki telefon tamircisinden aldım. Eklemeden edemeyeceğim; dini inançları pek güçlü olmayan ben, derdini veren Allah'ın gücünü de verdiğini gördüm. İğneden kaçmak için tebeşir tozu yutan ben, nelere gülüp geçmeye başladım.
Başlarda her şey çok pembeydi. Kanserdim (lenfoma) ve iyileşecektim hiç bir detaydan haberim yoktu. Hala gripmişim de 1 yıl sürüp geçecekmiş gibi geliyordu. Binlerce insan, yüzlerce telefon, onlarca ziyaretçi ve her gün aldığım tek bir ilaç 'Lustral' oyalıyordu beni. Salak gibiydim. Etrafımdaki herkesin neden bu kadar mutsuz ve panik halinde olduğunu anlamıyordum, çünkü henüz hiçbir şeyin farkında değildim. Günler geçtikçe ters orantı olmaya başlamıştı. İnsanlar rahatlamıştı, unutmuştu, boşlamıştı; benim paniğim ve mutsuzluğum ise gün geçtikçe artmıştı (6 ay 25gün geçti her gün artmaya devam ediyordu).
En çok gittiğim yer hastane, en çok duyduğum söz 'geçmiş olsun' olmuştu. İleride sayısız sayıda yapılmış olacak olan; damar yolu, kemoterapi, kan sayımı, intretekal, biyopsi gibi gerçekler teker teker değil bir anda yüzüme vurmaya başlamıştı.
Değişmiştim, ben değildim artık. Tenim, kokum, olmayan saçlarım ve gözlerimde ki ışık.
Sosyal hayatımdan, özgür ruhumdan, cinsel güdülerimden ve en acısı benliğimden çok kısa bir zamanda kopmuştum. Artık yegane muhabbetim ve düşündüğüm şey, kanımı hangi hemşirenin alacağı ya da nötrofillerimin ne kadar düşük olduğuydu. Bakmayın böyle yazıldığında okuması kolay oluyor ama böyle yaşaması inanın çok kolay değil. Tabi ki de ilk kanser olan genç ben değilim, keşke son olsam ama eminim ki son da değilim. Ama zor arkadaş. Ne kadar çok sevilseniz de, etrafınızdaki herkes tarafından günün her anı şımartılsanız da bu saatlerde yatağa girdiğinizde, ya da ne bileyim tuvalete girip instagram da gezindiğinizde boğazınız düğümleniyor işte.
Keşkeler,
Belkiler,
Nedenler,
Hayaller.
Pişmanlıklar da en kötüsü. Aklından geçirip yanlış olur, herkes ne der diye düşünüp yapmadığın her şey için 'ah be' diyorsun. Koşarak geri dönmek istiyorsun ama ya bir bardak soğuk su içiyorsun ya da kocaman bir iç çekiyorsun.
Kimseyi üzmek için ya da durumdan şikayet etmek için yazmıyorum bu satırları ama insan paylaşmak istiyor. İnşallah yaşamayın ve anlamayın hiç bir zaman şu yaşadıklarımı ama ne kadar zor olabileceğini bir hayal edin istiyorum arada.
Hayal edin ki şükür edebilin.
Her sabah uyandığınızda başta kendiniz olmak üzere etrafınızdaki herkesi ne kadar çok sevdiğinizi hatırlatın kendinize. Gülecek, şükür edecek sebepler yaratın. Lütfen daha çok gülün! Kendi gücünüzü asla küçümsemeyin. Bu yaşadıklarımın hiç birini yaşamanıza gerek yok gücünüzü görmek, kendinize saygı duymak için.
Kanseri sevmedim, ama bana kendi içimde ki gücü gösterdiği için ona minnettarım.
Neyse siz sadece şükredin, o kadar aslında.
Iris Mercan haberleri">Iris Mercan
irismercan@hotmail.com. alıntıdır içim yandı okudum
DEMİR EKSİKLİĞİ VE KANSIZLIK İÇİN BASİT KÜR Sağlığımızın müthiş şifreleri
1 su bardağına 3 yemek kaşığı üzüm pekmezi koyun üzerine su doldurun ve yarım limon sıkın aç olarak için sabah akşam 25 gün devam edin kansızlığınız düzeliyor basitçe düzeliyorsunuz saygılar şifa olsun m.ulaş
İŞTE SERVETİMİZ OLAN SAĞLIĞIMIZ İÇİN OKUYALIM M.ulaş
Sağlığımızın müthiş şifreleri
Kanser olmak istemiyorsak doğal olan Apigeninden zengin besinler tüketmeliyiz maydanoz, kereviz, biberiye, kekik, fesleğen kişniş, papatya, karanfil, melisa, enginar, ıspanak, prasa nane, alıç, üzüm dağ çördüğü dağ elması ve meyankökü baharat olarak zencefil zerdeçal karabiber doğal zeytinyağı tüketmeliyiz kimyasal içerikli işlem görmüş fabrikasyon ürünlerden uzak durmalıyız buğdaygiller mısırgillerden hayvansal ürünlerdende mümkün oldukça az yemeye çalışalım yoksa yaşam zehir oluyor şifa Allah tan saygılar m.ulaş

SAÇKIRANINIZDAN KURTULUN m.ulaş Sağlığımızın müthiş şifreleri karaciğerinizi ve troidinizi beraberinde onarın Saç kıran için 3 diş sarımsak ezin içine ev yapımı sirke 1 tatlı kaşığı koyun 15 damla lavanta yağı koyun 3 yemek kaşığıda su ekleyin karıştırın saç derinize yedirin 30 dakika beklesin sirkeli suyla yıkayın 20 gün devam edin sürün sabah akşam şifa olsun saygılar m.ulaş

Vücudumuzda kanser riski varsa biyopsi ve ameliyat riskli vücuda yayılıyor uyanalım 1 yıl sonra tazeliyor

SAFRAKESESİ TAŞINIZDAN VE ÇAMURUNDAN BASİTÇE KURTULUN m.ulaş Sağlığımızın müthiş şifreleri karahindibağ otundan bir tutam koyun 1 su bardağına üzerine kaynayan suyu dökün üzerini kapatın 30 dakika demlensin için sabah akşam 1 su bardağı yapın aç olarak için 25 gün devam edin safra çamurunuz düzelsin safra taşınız erisin şifa olsun saygılar m.ulaş

Çocukluğunda sarılık geçirenler ilerleyen yıllarda potansiyel karaciğer hastalıklarını yaşıyor

M.ulaş