19 Kasım 2019 Salı

DENİZ KADAYIFI'NIN FAYDALARI VE KULLANIM ŞEKLİ

Latince Adı: Chondrus Crispus.

Bitki: Yosuna benzer bir bitkidir.

Yetiştiği Yerler: Adından da anlaşıldığı gibi denizlerde yetişen deniz kadayıfı Atlantik okyanusu sahillerinde bulunmaktadır. Özellikle İrlanda kıyılarında bolca rastlanır.

Kullanılışı: Denizden özel olarak toplanan bitkiler birçok defalar yıkanır ve güneşte kurutulur. Böylece sarımsıbeyaz renkli dar şeritler halinde tel kadayıfına benzer görüntü alır.

İlaç olarak ilk defa 1831'de İrlanda'da kullanılmaya başlandığı anlaşılan deniz kadayıfı bu amaç dışında ayrıca bazı şurupların berraklaştırılmasında ve yapıştırıcı madde olarak da tüketilmektedir.

İlaç olarak kullanmak üzere deniz kadayıfı önce suyla karıştırılır, bu su yarım saat ısıtılır ve elde edilen mayi tülbentten geçirilerek içime hazır hale getirilir. Mayinin kıvamı pelte gibidir.

İçindeki Maddeler: Müsilaj, karbonhidratlar ve az miktarda iyot, brom, sodyum, potasyum, magnezyum mevcuttur.

Tlbbi Etkiler: Bulundurduğu brom bileşikleri sebebi ile öksürük reflexini ortadan kaldırarak öksürüğü keser ve göğsü yumuşatır. Ayrıca ishale karşı da kullanılabilir. 20 gr. kuru deniz kadayıfı 1 It. suda kaynatılarak günde 3 bardak içilir.

Müsilajın yumuşatıcı etkisi ülserin tahriş ettiği dokularda da da fayda sağlar. Bu etkisi sebebiyle gastrit ve mide ülserinde tıbbi tedaviye yardımcı olarak kullanılabilir.

ENGİNAR'IN FAYDALARI VE KULLANIM ŞEKLİ

Latince Adı: Cynara Scolymus.

Bitki: 2 metreye kadar yükselebilen, mor çiçekli bir bitki olan enginarın çiçekleri sebze, yaprakları ilaç olarak kullanılır.

Yetiştiği Yerler: Akdeniz ülkelerinin pahalı sebzelerindendir.

Kullanılışı: Çiçekleri yemek ve salata şeklinde sebze olarak tüketilir.

Yaprakları ise taze iken suda kaynatarak ilaç haline getirilebilir.

İçindeki Maddeler: Flavonal glikozidleri, tanen, cynarin ve içinde cynoropicrin içeren bir acı madde taşır.

Tıbbî Etkiler: Karaciğere zarar vermeden safra akımını arttırmaktadır. Bu etkinin cynarinden ileri geldiği gösterilmiştir. Ayrıca karaciğerde kan akımını arttırarak, bu organın bazı hastalıklarında iyileşmeyi hızlandırır.

Enginar karaciğer ve safra kesesinin çalışmasını hızlandırmak suretiyle bu organlardan kaynaklanan mide ağrılarını, bulantıyı, dolgunluk hissi ve karın gazlarını azaltır.

Enginarın diğer bir etkisi kanda yağ seviyesini düşürmesidir. Hem damar sertliği hem de safra taşlarının oluşumunda yüksek kan yağları seviyesinin etkili olduğu göz önünde tutulursa, bu açıdan oldukça faydalıdır.

Froehlich farmakolojik açıdan cynarinin yağ dokusunun erimesini, dolayısıyla yağ hücrelerinin kana geçmesini engellediğini açıklamıştır. Böylece kanda yağ molekülleri artmamaktadır.

Ayrıca enginarın cinsel istek ve gücü artırdığı eski kaynaklarda belirtilmektedir.

Flavon glikozidleri sebebiyle idrar söktücü etkisi de vardır.

30 gr. kuru enginar yaprağı 1 It. suda kaynatılarak günde 3 bardak içilir.

Enginarın tüylü kabuklarından yapılan çayla saçları yıkamak onları güçlendirir

GÜVERCİN KÖKÜNÜN FAYDALARI VE KULLANIM ŞEKLİ

Latince Adı: Jatrorhiza Palmata.

Bitki: Kısa boylu bir ağaçcıktır.

Yetiştiği Yerler: Güneydoğu Afrika’nın tropik mıntıkalarında ve özellikle Mozambik’te yetiştirilir. Son zamanlarda Madagaskar ve Hindistan’da da bulunabilmektedir.

Kullanılışı: Havuç biçiminde olan kökler mart ayında topraktan çıkarılır, yan köklerden temizlenir, yıkanır, 2 cm’lik dilimler halinde kesilir. Dikine dizilerek gölgede kurutulur.

Hafif kokulu, acımsı lezzetlidir. Toz haline getirildikten sonra, suyla da karıştırabilir.

İçindeki Maddeler: Nişasta, müsilaj, kolumbin ve kolumbo asidi denilen acı maddeler, Kolumbanin, Jatrorhizin ve palmatin adlı alkaloidler vardır.

Tıbbî Etkiler: Acı olması sebebiyle ağız mukozasını tahriş eder, mide hareketleri ve salgısını kamçılayarak iştah açar.

İshal önleyici etkiye sahiptir. Bilhassa dizanteride kullanılmıştır.

Günde 3 kere 0.5-1 gr. yutulur veya 50 gr. kuru güvercin kökü, 1 It su içinde kaynatılıp günde 3 bardak içilir.

GÜVEY FENERİ'NİN FAYDALARI VE KULLANIM ŞEKLİ

Diğer İsimler: Kambel otu, Kandil otu, Gelin feneri.

Latince Adı: Physalis Alkelengi.

Bitki: Daha çok kireçli toprakları seven, 50 cm boyunda Haziran - Eylül ayları arasında beyazımsı çiçekler açan bir ottur. 1-2 cm çapında turuncu renkli meyvaları vardır.

Yetiştiği Yerler: Avrupa, Güney Asya, Türkiye’de Kuzey ve Güney Anadolu’da yetişmekte ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir.

Kullanılışı: Meyvaları ve yaprakları kurutulup, suda kaynatmak suretiyle faydalanılır.

İçindeki Maddeler: Boya maddesi, organik asitler, physalin alkaloidi, tanen ve müsilaj vardır.

Tıbbî Etkiler: İdrar söktürücü, ateş düşürücü, teskin edici ve barsak kurtlarını düşürücü etki vardır.

Sözkonusu etkiler için doz günde

4-6 meyvadır. Meyvalar taze veya kurutulmuş olarak alınabileceği gibi suda kaynatılıp içilebilir de.

GÜZELAVRAT OTU'NUN FAYDALARI VE KULLANIM ŞEKLİ

Latince Adı: Atropa Belladone.

Bitki: Mayıs-Ağustos aylarında esmerimsi mor renkli çiçekler açan, nohut tanesi büyüklüğünde parlak siyah meyvalara sahip, 1.5 metreye kadar yükselebilen ılıman iklim bitkisi olan güzelavrat otu koru ve orman açıklıklarında yetişir.

Yetiştiği Yerler: Daha ziyade Orta Avrupa’da İtalya ve Fransa’da, Güney İngiltere’de, Amerika’da bulunmaktadır. Ülkemizde ise özellikle Kırklareli (Demirköy civarı), Bolu (Abant civarı), Balıkesir (Alaçam ormanları), Trabzon (Zigana dağları), Sinop (Ayancık Ormanları), Adana ve Hatay illerinde rastlanmaktadır.

Tarihçe: Bâtıl inanışlara göre, cadılar, ayinlerinde hayal gördürücü etkisi için bu bitkiyi kullanmaktadırlar.

1582'de İskoçya Kralı, Danimarka ordusunu yataklarında güzelavrat otu ile zehirlemek suretiyle yenmeyi başarmıştır.

Belladona iki İtalyanca kelimenin birleştirilmesi ile elde edilmiştir. İtalyanca bella güzel, dona hanım anlamına gelmektedir. Bitkinin eskiden Romalı hanımlar tarafından kozmetik boya olarak ve gözbebeklerini büyütüp etkileyici bakışlara sahip olmak amacıyla kullanıldığı bilinmektedir.

Kullanılışı: Orta çağda çok zehirli bir yaprak olarak tanınan Atropa Belladone 16. yy.dan itibaren insan ve hayvan sağlığında kullanılmaya başlanmıştır. ilaç olarak kullanılan kısımlar bitkinin yaprakları ve kökleridir.

Yapraklar çiçek açma zamanından önce toplanır ve havadar gölgelik yerlerde kurutularak toz haline getirilir.

Kökleri ise bitki çiçekli iken yani yaz sonunda topraktan çıkarılır yıkanır, tam olarak veya ince dilimler halinde kesildikten sonra kurutulup toz haline getirilir.

Bu materyal kapalı cam kavanozlarda, ışıksız yerlerde muhafaza edilmelidir.

İçindeki Maddeler: Güzel avrat otunun önemi bulundurduğu, ilaç sanayiinde de geniş olarak kullanılan atropin, skopolamin ve hyosiamin adlı alkaloid maddelerden ileri gelir. Köklerde alkaloid miktarı daha yüksektir.

Tıbbî Etkiler: Atropa Belladone’nin ihtiva ettiği alkaloidlerin geniş tıbbî et

1582'de İskoçya Kralı, Danimarka ordusunu yataklarında güzelavrat otu ile zehirlemek suretiyle yenmeyi başarmıştır.

Belladona iki İtalyanca kelimenin birleştirilmesi ile elde edilmiştir. İtalyanca bella güzel, dona hanım anlamına gelmektedir. Bitkinin eskiden Romalı hanımlar tarafından kozmetik boya olarak ve gözbebeklerini büyütüp etkileyici bakışlara sahip olmak amacıyla kullanıldığı bilinmektedir.

Kullanılışı: Orta çağda çok zehirli bir yaprak olarak tanınan Atropa Belladone 16. yy.dan itibaren insan ve hayvan sağlığında kullanılmaya başlanmıştır. ilaç olarak kullanılan kısımlar bitkinin yaprakları ve kökleridir.

Yapraklar çiçek açma zamanından önce toplanır ve havadar gölgelik yerlerde kurutularak toz haline getirilir.

Kökleri ise bitki çiçekli iken yani yaz sonunda topraktan çıkarılır yıkanır, tam olarak veya ince dilimler halinde kesildikten sonra kurutulup toz haline getirilir.

Bu materyal kapalı cam kavanozlarda, ışıksız yerlerde muhafaza edilmelidir.

İçindeki Maddeler: Güzel avrat otunun önemi bulundurduğu, ilaç sanayiinde de geniş olarak kullanılan atropin, skopolamin ve hyosiamin adlı alkaloid maddelerden ileri gelir. Köklerde alkaloid miktarı daha yüksektir.

Tıbbî Etkiler: Atropa Belladone’nin ihtiva ettiği alkaloidlerin geniş tıbbî etkileri vardır. Düşük dozlarda beyindeki dolaşım sistemi merkezini uyararak kalbi yavaşlatır ve damarları büzerek kan basıncını, yani tansiyonu yükseltir. Yüksek dozları ise kalbi hızlandırır ve tansiyonu düşürür.

Bağırsak kaslarını gevşetmesi ve hareketlerini azaltması sebebiyle barsak spazmlarında fayda sağlar. Aynı sebeple spastik kolit denilen hastalığın kabızlık dönemlerinde spazma bağlı kabızlığı önler.

Astım nöbetlerinde de bronşların daralması handikapını ortadan kaldırarak rahatlamaya yol açar ve nefes darlığını giderir.

Bir beyin hastalığı olan Parkinson hastalığında titreme ve kasların sertliği şikayetlerini azaltır.

Tükrük, ter, mide ve bronş salgıları gibi vücut ifrazatlarını azaltır. Özellikle mide asid salgısını azaltması ile, bu salgının artışıyla karekterize gastrit ve ülserlerde kullanılır. Yine ülserli midelerde spazmı çözerek spazmı giderir.

Bitkinliği ortadan kaldırır. Ayrıca lapaları ağrı kesici olarak haricen sürülebilir.

Daha önce de yazdığımız gibi bitki zehirlidir. 10 kadar meyva veya 1 gram kuru yaprak tehlikeli zehirlenmelere yol açabilir. Susuzluk, boğazda kuruluk, başağrısı, sayıklama, taşkınlık ve hiddet zehirlenme belirtileridir.

Alkaloidler idrar kesesi kaslarını gevşeterek kapasiteyi artırırlar böylece çocukların gece işemelerinde faydalı olabilir.

Güzelavrat otunun etkili maddelerini içeren birçok müstahzar eczahanelerde mevcut olup, doktor kontrolü dışında kullanmak çok tehlikelidir.

ÇEMENİN SAĞLIĞA YARARLARI

ÇEMENİN SAĞLIĞA YARARLARI
Hz. Peygamber(sav) hakkında anlatılır: “O, Mekke’de Sa’d b. Ebu Vakkas’ı(ra) ziyaret etti ve ‘Onun için bir tabip çağırın dedi. el-Hâris b. Kelede çağırıldı. Ona baktı ve ‘Kötü bir şeyi yok, ona çemen getirin, taze acve hurmasıyla birlikte pişirilsin ve yudum yudum içirilsin.Böyle yapıldı ve iyileşti.

Resulullah’tan(sav) rivayet edildiğine göre şöyle buyurdu: “Eğer ümmetim çemende ne olduğunu bilseydi, ağırlığınca altın etse de onu satın alırdı.”

Çemenin Faydaları

Tıpta bu bitkinin tohumları ve yaprakları kullanılır.

• Çemen, su ile haşlandığı zaman boğazı, göğsü ve karnı yumuşatır. Öksürüğü, kuruluğu, astımı, nefes darlığını dindirir ve cinsel gücü artırır. Gaz, balgam ve basura iyi gelir. Bağırsaklardaki çeşitli birikintileri aşağıya indirir. Göğüsten yapışkan balgamı çözer. Gastrik ülser ve akciğer hastalıklarına faydalıdır. İç organlardaki bu hastalıklar için tereyağı ve peynir şekeri ile birlikte kullanılır.

• Çemen, beş dirhem kadar kökle birlikte içildiği zaman hayız kanını artırır. Pişirilip de onunla saçlar yıkandığı zaman, saçları kıvırcık yapar ve kepeği giderir.

• Öğütülmüş çemen, natron (sodyum bikarbonat) ve sirke ile karıştırılıp sarıldığında dalak şişliğini giderir. Kadınlar, içinde çemen kaynatılan suya otururlarsa, rahimdeki şişlikten meydana gelen rahim ağrısına faydalıdır. Ateşi az olan şişliğe sarıldığı zaman faydalıdır ve şişlikleri giderir. Suyu içildiği zaman gazdan kaynaklanan bağırsak ağrısına iyi gelir ve bağırsakları kayganlaştırır.

• Hurma, bal veya incirle birlikte haşlanmış olarak aç karnına yenilirse, göğüste ve midede bulunan yapışkan balgamı çözer ve bundan kaynaklanan öksürüğe faydalıdır.

• Çemen, kabızlığa faydalıdır ve karnı boşaltır. Buruşmuş olan tırnak üzerine konulduğu zaman onu düzeltir. Çemen, balmumu ile karıştırıldığı zaman soğuktan kaynaklanan çatlakları giderir.

• Çemenin daha başka birçok faydası vardır. Çemen üzerine günümüzde çeşitli araştırmalar yapılmıştır. İki gram öğütülmüş çemenin, bir insüline denk geldiği ispat edilmiştir. Bu yüzden Hindliler çemeni birinci ve ikinci tip şeker hastalığının tedavisinde kullanmaktadırlar.

Çemenin Etkin Maddeleri

• Çemen, trigonelline alkoloidi, coline, yapışkan maddeler, protein, sabit yağlar ihtiva eder.

• Çemen tohumu diosgenin maddesi ihtiva eder. Bu madde kadınlık hormonu östrejenin yapısına benzer bir yapıya sahiptir. Bu yüzden menapoz tedavisinde kullanılır.

• Çemenden elde edilen sıvı, sütü atırır. Aybaşı döneminin gecikmesine yardımcı olur.

• Trimethylamine maddesi ihtiva eder.


DİZ SIVISI VE KIKIRDAĞIN YENİLENMESİ İÇİN..

DİZ SIVISI VE KIKIRDAĞIN YENİLENMESİ İÇİN..
Yaradılışımızda vücudun kendi kendini temizleme ve tamir etme özelliği var.
Deri devamlı kendini yeniler, kan, hücreler vs.

Diz kıkırdağı ve sıvısıda.
Doktorların insanı panikleterek diz ameliyatları yapmasına, platin takmasına bakmayın.
Yeterki vücuda katkılı, kimyasal yiyecek,gluten gönderme.
Vücudun yaradılışına ve formatına aykırı gıda sokma.
Vücut sıvısını artıran, vücudu temizleme ve tamirde yardımcı gıdalar alınmalı.
Özellikle dizin kendini yenilemesi ve tamir etmesi için.
DIŞTAN;

Sarı kantaron yağı sür.
Çörek otu yağı sür.
Kuyruk yağı ve siyah çekirdekli üzümü robottan geçir bir gün sar.
Bamyayı az haşla veya çiğ lapa halinde zeytinyağıyla sar.
Zeytinyağı, limon sar.
Lahana haşla dize sar.
Elma sirkesi sür.
Acı kavun suyu ve yağı sür.
BESLENME;
Magnezyum Sülfat.
Zeytinyağı, limon ikilisi iç.
1 ay, çiğ bamya salatası ye.
Kuru dut.
Zerdeçal.
Isırgan tohumlu bal.
Kemik suyu. 
1 ay Hibiskus çayı iç.
Kuşburnu çayı.
Akgünlük.
Yumurta kabuğu ve zarı.
Sade madensuyu, meyveliler katkılı.
Diz sorunu, romatizma sıkıntısı olan glutenli beslenmeyecek, buğdaydan yapılan herşeyden uzak duracak.
Ekmek olarak, çavdar tüketecek.
Hamurlu tatlılar, bulgur vs tüketmeyecek.
Ne kadar güzel beslenip, hacamat sülükte yapsan,eğer vücuda gluten giriyorsa dizdeki sıkıntı tekrarlayacak.
Önce girişi durdur.
Gluteni, kimyasalı, katkılıyı kes.
Yukardaki çay vs de kür halinde en az 21 gün yapılmalı.
Yukarda yazan yiyeceklerin herbirinin ayrı faydası var.
Mesela, elma sirkesi dizlerdeki zararlı toksinleri , şişliği giderir, haliyle oksijen de artar.
Magnezyum sülfat kireç eritir, kanı temizler.
Hibiskus çayı, bamya diz sıvısını artırır.
O bölgedeki, toksin, kireç atılmadan o bölgeye yeterli oksijen gitmez ve sıvı da oluşmaz.
O yüzden yukardakilerin hepsini yapmaya çalışalım, yetişmiyorsa beşini bir ay yapalım.
Sonra diğerlerini.
Ama öncelik def-i mefasid de olsun, önce zararlıyı at sonra ekle.
Tabiki burda da bir ay toksin vs atanları yapıp diğer ay sıvı artıranları yapmayacağız, atanlarla birlikte ekleyenleride aynı anda başlayacağız.
İlk evvela hacamat, sülük, M. sülfat, elma sirkesini başladığımız zaman, bamya, hibiskus çayı vs de başlıyoruz.
Dizdeki zararlıları atanlar.
Hacamat, sülük, m. Sülfat, elma sirkesi..
Bu aradada ağır işten, dizi, beli zorlayacak şeylerden kaçınmalı.
Bol istirahat etmeli.
Dualarınızı bekler  

                      Mustafa Ulaş