19 Kasım 2019 Salı

KUYRUKYAĞININ SAĞLIĞA ETKİLERİ NELERDİR?

Enes b. Malik(ra) şöyle demiştir: “Resulullah, ırkun-nesâ (siyatik) hastalığının ilacını, Arabi (bedevi) koyununun eritilmiş kuyruk yağı olarak tavsif ediyordu. Bu yağ üç kısma bölünür; sonra her gün aç karnına bir kısmı içilir.”

Irkun-nesâ (siyatik), kalça kemiği ekleminden başlayıp, sırttan uyluğa ve çoğunlukla da topuğa kadar inen bir ağrıdır. Ağrı süresi uzadıkça elemi artar. Bununla birlikte ayak ve uyluk zayıflar.

Kuyruk yağının faydası

Siyatik ağrısı arttığı zaman sertleşme olur. Kuyruk yağı orada bir yumuşama meydana getirir. Fakat bunun bedevi koyunundan olması gerekir. Zira o, yavşan otu ve santonin bitkisi otlar. Ayrıca bu iki bitki siyatik hastalığının tedavisinde faydalıdırlar.

GÜNLÜK KULLANIMDA ŞİFALI BİTKİLER

Günümüzde bitkilerin yiyecek ve ilaç olarak kullanımında keskin bir ayrım vardır. Halbuki önceden böyle bir çizgi yoktu. Vahşi bitkiler arasından elde edilen sebzeler hem beslenmede hem de birtakım hastalıkları iyileştirmede faydalı oluyordu. Örneğin 5000 sene öncesinden kalmış olduğu tahmin edilen prehistorik harabelerde kimyon tohumları bulunmuştur. Romalılar da kimyon tohumlarını mükemmel bir hazmettirici olarak tavsiye etmiş ve köklerinin lapasından ekmek yapmışlardır. Kuzey Avrupa ülkelerinde ise uzun ve sert geçen kış aylarında taze yiyecek bulma imkanı çok kısıtlı olduğundan, bahar aylarında hindiba, kuzukulağı gibi sebzeler vücudu temizleyici olarak kabul edilmiş ve kullanılmışlardır.

Son yıllarda, turizm diğer kültürleri tanıma ve onları taklit etme olayını arttırmış, bu da tıbbî bitkilerde dahil olmak üzere doğal türlere ilgiyi yeniden uyandırmıştır. Ayrıca yiyeceklerde suni renklendirme ve kokulandırmanın korkunç bir boyuta ulaşması da bitkilere yeniden dönüşü aktive etmiştir.

Sayısız bitkinin yiyecek olarak kullanımı mevcuttur. Buna kısaca bir bakacak olursak:

1- Adaçayı: Yağlı etlerde, peynirle.

2- Anason: Tohumları çöreklerde, taze yaprakları çorba ve salatalarda.

3- Defne: Çorbalarda ve balık ile, turşularda.

4- Dereotu: Salata ve çorbalarda, balık ve patates ile.

5- Fesleğen: Taze yaprakları domates ve mantarlı soslarda.

6- Kimyon: Ekmekte, köftede çöreklerde, bisküviilerde, lahana ve ciğer ile.

7- Kişniş: Taze yaprakları salatalarda ve garni olarak.

8- Maydanoz: Salata, çorba, yumurtalı ve etli yemeklerde.

9- Melekotu: Tozu keklerde, taze yaprakları meyve salatalarında.

10- Merzengüş: Çorbalarda, domates ve fasülye ile, et yemeklerinde.

11- Rezene: Balık, peynir ve çorbalarda, çay olarak.

12- Sığırdili: Taze yaprakları çorba ve salatalarda, çiçekleri salatada.

13- Tarhun: Balıkla, mantarlı omlette, sirke yapımında.

ŞİFALI BİTKİLERİN SAÇ BAKIMINA YARARLARI

Saç uzamasını arttırmak için ısırganotu, biberiye ve atkuyruğu suları kullanılabilir. Saçları normal olarak yıkadıktan sonra masajla birlikte bu bitki sularını uygulamak fayda sağlayacaktır. Başa ılık havluyu sararak 5-10 dakika bekletmek etkiyi arttırır. Saça renk veren bitkilerde vardır.

Papatya=Saçları sarartır.

Biberiye, Kekik, Adaçayı = Saçları siyahlaştırır.

Kadife çiçeği, Kına = Saçları kızıla boyar.

Ceviz = Saçları koyu kahverengi boyar.

Kınanın cilt ve saç boyası olarak 5000 yıldır bilindiği anlaşılmaktadır.

ACI AĞAÇ'IN FAYDALARI VE KULLANIM ŞEKLİ

Diğer İsimleri: Surinam acı ağacı, Acı odun, Acı tahta, Acı yonga, Kuas-ya.

Latince Adı: Quassie Amara.

Bitki: Kırmızı çiçekli, bir ağaçtır.

Yetiştiği Yerler: Quassie Amara Orta ve Güney Amerika'da Antil adalarında yetişir.

Kullanılışı: Acı ağacın 2 - 10 cm kalınlığındaki gövde ve yan dalları kesilerek kurutulur ve böylece muhafaza edilir. Kullanılacağı zaman küçük parçalara ayrılıp yonga haline getirilir ve suyla kaynatılır.

İçindeki Maddeler: Rezin, uçucu yağ ve acı bir madde olan quassin içermektedir.

bunları uzaklaştırmak maksadıyla kaynar suda bir müddet tutulurlar. Gevşeyen kabuklar soyulup bakla yenir veya bu tohumlar lapa haline getirilerek harici olarak deriye sürülebilir.

Tohumlar kavrulup, değirmende çekilerek toz haline de getirilebilir.

İçindeki Maddeler: Sabit yağ ve lupinin, spartein gibi alkaloidler taşımaktadır.

Tıbbî Etkiler: İdrar arttırıcı, kuvvet verici ve barsak parazitlerini düşürücü etkileri bilinmekte ve şeker hastalarında kan şekerini azalttığı idda edilmektedir. Zehirsizleştirilmiş baklalardan 10-20 adet yenilebilir.

Ayrıca adet kanamalarını artırır ve kolaylaştırır, doğum sonrası akıntıların gelişini rahatlatır. Toz haline getirilmiş kavrulmuş tohumlardan sabah aç karnına 1 kahve kaşığı alınır.

Harici olarak tohumların lapası yaralı deri hastalıklarında uygulanır.

AMBER'İN FAYDALARI VE KULLANIM ŞEKLİ

Latince Adı: Croton Elutaria.
Bitki: Çok açık yeşilimsi kabuklu küçük ağaççıklardır.
Yetiştiği Yerler: Küba, Meksika, Peru ve Antil adalarında yetişir.
Kullanılışı: Bu küçük ağacın dalları muhtelif uzunluklarda kesilir, sonra özel bıçaklarla uzunlamasına yarılır, kabukları çıkarılarak, hafif güneşte kurutulur. Kuru kabuklar ilaç haline getirmek için suyla kaynatılır. Bunlar kokulu, keskin ve acı lezzetlidir. Dışı sincabi içi sarı renklidir. Yanınca güzel koku verir.
İçindeki Maddeler: Kaskarillin adında acı bir madde, uçucu bir yağ, rezin, tanin ve boya maddeleri içermektedir
Tıbbî Etkiler: Acı maddesi kaskarillin sayesinde iştah açar ve hazmı kolaylaştırır. Bunun için 5 gr. amber kabuğu 1 İt. suda kaynatılarak içilir.
İshalde barsak hareketlerini yavaşlatarak barsaklarda su emilimini arttırır ve dışkı daha katı çıkar. İshal kesici etki için eşit miktarda yaban yasemini ile karıştırılıp akşamları 30 mg. yutulur.
Değişik kokusu sinirleri gevşetir, rahatlatır.

ARDIÇ BİTKİSİNİN FAYDALARI VE KULLANIM ŞEKLİ

Latince Adı: Juniperus Communis.

Bitki: Nisan-Mayıs aylarında çiçek açan, 1-9 m yüksekliğinde, kışın yaprağını dökmeyen ve siyahımsı mor yuvarlak meyvaları olan bir bitkidir.

Yetiştiği Yerler: Orta Avrupa’da Almanya, Macaristan ve Fransa’da yurdumuzda ise Trakya, Ege ve Akdeniz bölgelerinde bol miktarda Ardıç ağacı mevcuttur.

Tarihçe: Ortaçağda her derde deva olarak bilinen ardıç meyvası yendiğinde idrar menekşe kokusu aldığından eskiden Romalı kadınlar tarafından çok kullanılırdı. Yine bu çağlarda cadılardan korunmak maksadıyla yazlık evlerin önlerine dikilmiştir. Yine aynı inanışa göre cadı ardıç yapraklarını saymayı başarırsa eve girebiliyordu. Bunu önlemek için elden geldiğince çok ardıç ekilirdi.

Kullanılışı: Ardıç meyvaları sonbaharda siyahımsı mor renklerini aldıkları zaman toplanır ve tel elekler üzerinde kurtulur. Bu şekilde yenebileceği gibi, toz haline getirilip suyla karıştırılarak bir eriyik halinde de içilebilir. Ardıçta uçucu yağ bulunduğundan asla suda kaynatılmamalıdır.

Ardıç katranı elde etmek için bitkinin yaşlı dalları gövdesi ve kökleri kesilerek, yarı yarıya toprak içinde bir testi içinde yakılır. Elde edilen sulu yağ dinlendirilerek katran dipten alınır.

İçindeki Maddeler: Organik asitler, reçine, acı madde, uçucu yağ, glikoz sakkaroz ve juniperin mevcuttur. Uçucu yağ antiseptik ve kuvvetli idrar söktürücüdür.

Tıbbî Etkiler: İdrar söktürücü ve terletici özelliği sebebi ile soğuk algınlığı, kalp yetmezliği gibi hastalıklarda kullanılabilir. Romatizmal hastalıklarda, burkulma ve çarpma gibi kazalarda ağrı kesici ve hareket kabiliyetini arttırıcıdır. Zaten ardıçın temel kullanım alanı da bu tip hastalıklardır. Kronik romatizmalarda, gut hastalığında çeşitli kas ağrılarında oldukça faydalıdır. Bunun için toz haline getirilmiş kuru ardıç meyvalarından 20 gram 1 It suda eritilerek günde 3 bardak içilir.

Konsantre ardıç suyu soğukalgınlığı veya anjine yakalanmış çocuklara destek tedavisi olarak günde 3 kez bir çay kaşığı olarak verilir.

Dahilen yüksek miktarlarda uzun süre kullanılırsa böbrekleri tahriş eder ve idrarda kanamaya sebep olur. 6 haftadan fazla ve böbrek hastalığı olanlarda kullanılmamalıdır. Ayrıca hamilelerde de düşüğe yol açabileceği için uygun değildir. Çünkü rahim kaslarının kasılmasını uyarır.

Ayrıca nefes kokularını yok eder.

Meyvaları C vitamini bakımından zengin olması sebebiyle, dişetlerini ardıç meyvalarıyla ovmak onları güçlendirecektir.

Antiseptik özelliği sebebiyle de haricen deri hastalıklarında da uygulanabilir. Aromaterapistler selülitlerde ardıçtan faydalanmaktadır.
Diğer bir tür olan kara ardıç yaprağının adet söktürücü, çocuk düşürücü ve idrar arttırıcı etkileri bilinmektedir. Çünkü rahim ve idrar yolları kaslarını büzmektedir. Karaardıç, kurutulmuş yapraklarından günde 0,5 gr. içilir.

Yine ardıçın özel bir türünden elde edilen ardıç katranı uyuz ve egzema gibi bazı diğer deri hastalıklarında haricen tüketilir. Ayrıca deride hafif tahriş yaptığından romatizmal hastalıklarda da merhem olarak kullanılabilir.

AT KESTANESİ'NİN FAYDALARI VE KULLANIM ŞEKLİ

Latince Adı: Aesculus Hippocastanum.

Bitki: 15-20 metre yüksekliğinde, kalın gövdeli, baharda beyaz çiçekler açan, üzeri dikenli yeşil meyvalı bir ağaçtır.

Yetiştiği Yerler: Avrupa Anadolu,

Orta ve Güney Asya ülkelerinde yabani olarak bulunmakta ayrıca park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir.

Kullanılışı: Ağaç, gövdesinin kabukları, yaprakları, çiçekleri ve tohumları kurutulup, kullanılacağı zaman suyla kaynatmak suretiyle tüketilir.

Kabuklar genç dallarından alınmalı ve tohumlar ekim ayında tamamen olgunlaştıktan sonra toplanmalıdır.

Tatlı kestanenin sadece yaprakları tıbbî amaçla, bronşitlerde balgam sök-türücü olarak kullanılır.

İçindeki Maddeler: Acı madde, tanen, saponinler, aesculin ve aescın denilen 2 glikozid mevcuttur. Tohumda bunlara ek olarak nişasta, şekerler ve yağda bulunur.

Tıbbî Etkiler: Saponinler, atkesta-nesinde de olduğu gibi birçok bitki türünde bulunan öksürük ilacıdır. Göğsü yumşatırlar. Bu etki tatlı kestanenin yapraklarında da görülebilir.

At kestanesinin en önemli 2. etkisi özellikle toplardamarların tonusünü arttırarak onları daraltması ve kılcal damarlardaki porları (delikleri) küçülterek dokulara sıvı geçişini engellemesidir. Bu etkiler sayesinde toplardamar genişlemesi olan varis ve he-moroidlerin tedavisinde, kırık çıkık, burkulma ve darbelerden ileri gelen vücuddaki şişmelerin engellenmesi ve iyileştirilmesinde kullanılır. Çünkü bu gibi olaylarda şişmenin sebebi kılcal damarlardan dokulara sıvı sızmasıdır. Sıklıkla bacaklarda oluşan varislere bağlı yaralarda da at kestanesi uygulanabilir.

At kestanesinden hazırlanan merhem ve yağlarda harici olarak yine varis tedavisinde kullanılabilmektedir.

At kestanesinin şişlik indirici etkisinden, böbrek ile idrar kesesi arasında kalan taşların düşürülmesi için de faydalanır. Taşın tahriş edici etkisiyle şişen idrar yolu (ureter), geçişi tıkar. At kestanesinin tesiriyle şişlik iner, geçiş açılır ve taşın düşme ihtimali artar.

50 gr. kurutulmuş yaprak ve çiçek 1 İt suda kaynatılarak günde 3-4 bardak içilir.