16 Ocak 2020 Perşembe

KEREVİZ SAPI SUYU NASIL HAZIRLANIR, FAYDALARI NELERDİR? Dolaşımdan, sindirim sistemine, kilo vermeden göz sağlığına kadar vücudumuzun birçok bölgesi için yararlı bir sebzedir kereviz. Bu güzide sebzenin saplarından hazırlanan su; A, C, K vitamini, potasyum, folik asit ve folat da dâhil olmak üzere birçok yararlı vitamin ve mineraller içermektedir. Kereviz suyu güçlü bir anti-inflamatuar özelliğine sahiptir. Ker

eviz suyu hastalığa neden olan patojenleri etkisiz hale getirir, iltihaplanmaların önüne geçer.
Sindirim sistemini düzene sokan kereviz suyu, bağırsak ve karaciğer dostudur. Kereviz suyu düzenli tüketildiğinde karaciğeri temizler ve bağırsakların çok daha düzenli çalışmasına yardımcı olur.
Kerevizdeki enzimler, midedeki hidroklorik asidi yükseltmeye çalışır, böylece yiyecekler kolayca sindirilir ve fermente olmaz. Düzenli olarak her gün yarım litre kereviz suyu tüketmek sindirim sisteminizi kısa sürede iyileştirebilir.
Kereviz, kalsiyum ve silisyum bakımından zengindir, bu da hasar görmüş kemiklerin yenilenmesine ve güçlendirilmesine yardımcı olur.
Vücudun pH seviyesini dengeler, sağlıklı hücreler korur ve vücudun temel mineral seviyesini dengede tutar. Böylelikle kalp hastalığı riskini azaltır, bağışıklık sistemini güçlendirir.
KEREVİZ SAPI SUYUNUN FAYDALARI NELERDİR?
Kereviz sapı suyunun içinde başta potasyum, A, B, C ve K vitaminleri olmak üzere birçok yararlı mineral, vitamin ve besin lifi bulunuyor.
BU SAYEDE KEREVİZ SAPI SUYU VÜCUDA ŞÖYLE FAYDALAR SAĞLIYOR:
-Kilo vermenize yardımcı oluyor, hızlı ve sağlıklı zayıflamanın anahtarı olarak görülen içecekler arasında olduğu söyleniyor.
-Tatlı yeme isteğini baskıladığı biliniyor.
-Vücutta ödem attırıcı bir etki oluşturuyor. Şişkinliklerden kurtulmanıza yardımcı oluyor.
-Kereviz sapı suyunun en önemli ve güzel etkileri arasında ise karaciğeri temizlemesi yer alıyor.
-Güçlü antioksidan özellikleri sayesinde vücudu yabancı maddelerden arındırıyor.
-Yine antioksidan etkileriyle kan dolaşımını ve damarları rahatlatıyor. Kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltıyor.
-Sivilce ve siyah noktaların oluşumunu engelliyor, hâlihazırda var olan sivilcelerin ve sivilce izlerinin çok kısa sürede geçmesini sağlıyor.
-Tıpkı sivilce ve sivilce izleri gibi ciltte oluşan yara ve lekelerin de kısa sürede iyileşmesine yardımcı oluyor.
-Çok daha kaliteli bir uyku ve uyku düzenine sahip olmanızı sağlıyor, uykusuzluk problemi çekenlere iyi geliyor.
-Tüm bunların yanında kereviz sapı suyu vücuda bolca enerji veriyor, çok daha zinde hissetmenizi sağlıyor.
-Bağırsakların daha sağlıklı bir şekilde çalışmasını destekleyen kereviz sapı suyunun özellikle sık sık kabızlık sorunu yaşayanlara iyi geldiği de söyleniyor.
KEREVİZ SAPI SUYU NASIL HAZIRLANIR?
Kereviz sapı suyunu damak tadınıza göre farklı şekillerde hazırlayabilirsiniz. En güzel ve etkili yöntem tabii ki sadece kereviz saplarını sıkarak elde edeceğiniz yöntem olacaktır.
Bunun için kereviz saplarını güzelce yıkayıp katı meyve sıkacağından geçirerek yaklaşık 1 su bardağı kadar kereviz sapı suyu elde etmeniz yeterli olacaktır.
Ancak bu şekilde yaptığınızda tadını sevmezseniz farklı malzemelerle karıştırarak da değerlendirebilirsiniz.
-Yaklaşık 2-3 adet kerevizin sapı
-1 tutam maydanoz
-1 adet limonun suyu
-3 su bardağı kadar içme suyu
Tüm malzemeleri blendera alın ve çekin. Elde ettiğiniz sulu karışımın içindeki parçacıkları temiz bir tülbentten geçirerek ayırın ve ardından için.

Sokaklarda ba//ğ//zı gençlerin ve bilinçli marjinallerin giydiği kıyafetlerde neler yazdığı böyle.. Acaba sizin çocuklar ne alemde yoksa onlarda özgür mü?

Görüntünün olası içeriği: yazı

16 şubat ağaç dikme zamanı

Görüntünün olası içeriği: yazı

KANTARON YAĞI FAYDALARI Ormanlık alanlar ve kırsal bölgelerde kendiliğinden büyüyen, doğada her an karşımıza çıkan bu bitki sağlık ve kozmetik sektöründe çok sık kullanılır. İnsan sağlığına sayısız yararı olan kantaron yağ ve çay olarak kullanılır. Faydalarını sıralayacak olursak şöyledir:


- Antiseptik özelliklerinden dolayı vücutta oluşan yaraların mikrop kapmasını önler.
- Ciltte oluşan lekelerin geçmesine yardımcı olur.
- Doktora danışma koşuluyla ağız yoluyla alınan kantaron yağı kan şekerini düşürücü etkisi vardır.
- Ciltte düzenli olarak uygulanan kantaron yağı sivilce oluşumunu ve sivilceden kaynaklı izlerin geçmesini sağlıyor.
- Kantaron yağı bala karıştırılıp tüketildiğinde doğal bir antibiyotik etkisi göstererek vücudun mikroplardan arınmasına yardımcı olur.

- Kas ağrıları, romatizma, sırt ağrılarına doğal bir ağrı kesici etkisi vardır.
- Egzama oluşumuna engel olur ve kaşıntıyı alır.
- Saçların dökülmesine, kepeklenmesine ve kurumasına etkili bir çözümdür.
- Cildi ölü hücrelerden arındırır, hücre yenileyici özelliği sayesinde yaşlanmayı geciktirir.
- Bebeklerde oluşan pişiklere ve yazın güneş yanıklarına karşı iyileştirici etkisi vardır.
- Ağız yoluyla tüketildiği durumlarda bağırsak hareketlerini düzene sokarak ishal ve kabız gibi hastalıkların meydana gelmesine engeller.
- Ülser, gastrit gibi mide ağrılarına sebep olan hastalıkların tedavisine yardımcı olur. Mide ağrısını hafifletir ve rahatlatır.
- Menopoz dönemindeki kadınların ani ateş basması, depresyon, duygu değişimi, sinir ve stres sorununa yardımcı olarak kadınları bu dönemi daha kolay atlatmasına vesile olur.
- Günde bir bardak içilen kantaron çayı kişide dinginlik ve rahatlatma verir.
- Ağız yoluyla tüketilen kantaron iç ve dış kanamaları durdurma özelliği vardır.
- Kantaron korku ve stresten oluşan uçuklara sürüldüğünde iyileştiricidir.
- Kantaron çayı her gün düzenli olarak içildiğinde grip ve soğuk algınlığına doğal tedavi etkisi vardır.
KANTARON YAĞINI KULLANMASI SAKINCALI OLANLAR
Özellikle hamile ve emziren annelerin kullanması sakıncalı olma ihtimaline karşı bir uzmana danışmadan tüketilmesi tavsiye edilmez.
Kullanım Şekilleri
Çayı ve yağı mevcut olan bitkinin kişinin isteğine bağlı olarak hazır olarak aktarlarda satılırken evde doğalı da yapılabilmektedir.
1-Çayı: 1 bardak su için 1 tatlı kaşığı kantaron bitkisini yaklaşık 5 dakika kadar demledikten sonra tüketilir. Bu yöntem özellikle depresyon, duygu değişimi ve strese çok iyi gelir.
2-Yağı: Kantaron yağına bir alerji olup olmadığını öğrenmek için bir miktar yağı küçük bir yere sürerek denenebilir. Eğer olağanüstü bir tepkimeyle karşılaşılmadıysa rahatlıkla kullanılabilir. Makyaj pamuğuna birkaç damla yağ damlattıktan sonra yüzü uygulanır. Yüzde oluşan sivilce, güneş gibi lekelere doğal çözümdür. Ağız yoluyla tüketildiğinde ise yine birkaç damlayı geçmemeli ve doktora danışılmalıdır.
Doğal Kantaron Yağı Yapımı
Cam bir kavanoza kurutulmuş kantaron çiçeklerini saplarıyla birlikte doldurun, yarısına kadar doldurulan çiçeklerin üzerine zeytinyağı eklenir. Kavanozun ağzını sıkıca kapattıktan sonra yaklaşık 5-6 hafta bekletilir ve belli aralıklarla çalkalanır. Bekleme işi tamamlandıktan sonra bir tülbent yardımıyla tortularından arındırılan kantaron yağı kullanıma hazırdır. Kullanım ömrü, iyi muhafaza edildiği takdirde 1 yıla kadar uzamaktadır.

Şekerotu (Stevia) Lyme Hastalığına Karşı Savaşır

TC Ali Tunç - Alternatif tıp

Şekerotu (Stevia) Lyme Hastalığına Karşı Savaşır

Stevia’nın, Lyme hastalığına neden olduğu bilinen patojenlerle mücadelede antibiyotiklere kıyasla daha etkili olduğu görülmüştür.
Yeni bir çalışma, Stevia’nın, Lyme hastalığına karşı antibiyotiklere kıyasla daha etkili olduğunu gösteriyor. Çalışmanın sonuçları yakın bir zaman önce Avrupa Mikrobiyoloji ve İmmünoloji Dergisinde yayımlandı. Lyme hastalığı, oldukça sinir bozucu bir şekilde şekil değiştirdiği için tedavi edilmesi özellikle zordur. Geleneksel antibiyotiklerin, Lyme hastalığının kalıcı bir tedavisini oluşturması garanti edilmez. Stevia’ya bakın. Bu doğal bitki, Lyme hastalığını tedavi etmek için geleneksel antibiyotiklere ve diğer tedavi yöntemlerine göre daha etkili ve daha güvenli bir yol olabilir.
Çalışma Hakkında
New Haven Üniversitesi Biyoloji ve Çevre Bilimleri Bölümündeki akademisyenler tarafından yapılan bir klinik öncesi çalışma, Stevia yaprağı özünün Borrelia Burgoderfi olarak bilinen patojene karşı güçlü antibiyotik etkinliğe sahip olduğunu göstermektedir. Bu, Lyme hastalığının başlangıcından sorumlu olan patojendir. Çalışma, Stevia’nın tam yaprak özütünün bilinen tüm Borrelia Burgoderfi türlerine karşı etkili olduğunu saptamıştır.
CDC, yılda en az 300.000 kişinin Lyme hastalığına yakalanmış olduğunu tespit etmiştir. Antibiyotikler şu anda hastalığı tedavi etmek için kullanılmaktadır, ancak toksiktirler ve sadece enfeksiyonun yüzeysel bileşenlerini tedavi ederler. Stevia, enfeksiyon yüzeyinin altındaki Lyme hastalığıyla mücadelede daha etkili olduğunu kanıtlamaktadır. Stevia, artık zarar veremeyeceği seviyeye gelene kadar onu sistemden kazıyıp çıkarır.
New Haven Üniversitesi araştırmacıları, ABD perakende pazarında tipik olarak satılan tam Stevia yapraklarının bir alkol ekstraktıyla geleneksel antibiyotikleri karşılaştırdı. Her bir tedavinin becerileri, Borrelia Burgdorferi üzerindeki etkileri açısından değerlendirildi. Stevia kökleri, enfeksiyona karşı koruyucu doğal fitokimyasal savunma mekanizmalarına sahip bir bitkiyi oluşturur. Stevia’nın tüketimiyle bu antimikrobiyal özelliklerin bir kısmı insan vücuduna aktarılır. Stevia’nın fitokimyasal maddeleri kuvvetle muhtemel patojenlerle savaşan antimikrobiyal özellikler taşıyan steviol, austroinullin, dulcoside, rebaudi oksitler, B-karoten, steviosid ve riboflavin içermektedir. Bu bileşiklerin amacı mikrobik enfeksiyonları önlemektir.
Çalışmanın yazarları, Lyme hastalarının %20’sinden fazlasının, tanıdan sonraki ilk iki ila dört hafta içinde antibiyotiklerle tedavi edildiğini açıkça ortaya koymuştur. Bu tedavi planından kaynaklanan yan etkiler yorgunluk, kas ve eklem ağrıları, genel ağrı arasında çeşitlilik göstermektedir. Bu tarz yan etkilerin bazıları yarım yıl sürer.

Çalışmanın Sonuçları
Stevia, Borrelia Burgdorferi spiroketlerini ve persistanları ortadan kaldırmada oldukça etkili olduğunu kanıtlamıştır. Stevia alt kültür deneyleri ve antibiyotik ile tedavi edilen hücreler iki haftaya kadar incelendi. Stevia, Borrelia Burgdorferi’yi, antibiyotiklere kıyasla önemli ölçüde azalttı. Stevia yaprağının Borrelia Burgdorferi ile mücadelede oldukça umut verici gözüktüğü sonucuna varılabilir. Borrelia Burgdorfer’in antibiyotiğe en dirençli formunun (biyofilm), aslında bazı antibiyotikler uygulandığında kitlesel olarak arttığının farkına varmak önemlidir. Stevia yaprağı özü, kolajen üzerindeki biyofilm kütlesini azaltmıştır ve plastik test, %40 oranında büyük bir sonuç ortaya koymaktadır.
Dikkate Değer Bir Söz
Yukarıda atıfta bulunulan çalışmanın bir ön çalışma olduğu dikkate alınmalıdır. Okuyucuların sonuçlardan, tam Stevia yaprak özütünün basit tüketiminin, geleneksel antibiyotiklere kıyasla Lyme hastalığının tedavisinde daha iyi sonuçlar göstereceği anlamını çıkarmamalıdır. Bununla birlikte, çalışma kesinlikle bu konuyla ilgili ek bir araştırmanın yapılmasını harekete geçirecektir.
Stevia’nın her hangi tür bir zarara neden olabileceğinin bir işareti bulunmamaktadır. Aynı şey, antibiyotikler gibi geleneksel Lyme hastalığı tedavileri için söylenemez. Bir Lyme hastalığı enfeksiyonunun başlangıcına karşı korunma sağlamak için tamamen doğal bir yol arayanların Stevia’yı ciddi bir şekilde değerlendirmeleri gerekir.

MİDENİZDE ÜLSER REFLÜ GASTRİTİNİZ VARSA KURTULUN

MİDENİZDE ÜLSER REFLÜ GASTRİTİNİZ VARSA KURTULUN
Kahvaltidan1 saat önce kantaron yağı için 1 yemek kaşığı üzerine 1 su bardagı sıcak su için
1 saat sonra
saf tahin için 1 yemek kaşigı
10 dakika sonra kahvaltı yapın
10 gün yapın düzeliyorsunuz yemekten sonra hiç bişey yiyip içmeyin yatmayın 2 saat kadar mide sorunuda yaşamazsınız bir daha geçmiş olsun
Şifa Allah tan. m.ulaş

KULAK KİREÇLENMESİNDEN KURTULUN BASİTÇE Sağlığımızın müthiş şifreleri

KULAK KİREÇLENMESİNDEN KURTULUN BASİTÇE Sağlığımızın müthiş şifreleri
1 çay bardağı ılık suya 1 tatlı kaşığı ev elma sirkesi koyun karıştırın damlalık veya iğnesiz şırıngayla kulağınıza 10 damla koyun 5 saniye bekleyin çıkarın kulağınızdan sabah akşam yapın 3 gün yeterli kulak kireçlenmesinden kurtulun saygılar şifa olsun m.ulaş