“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
3 Temmuz 2020 Cuma
Hızır Aleyhisselâm’dan rivayet olundu: Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) hazretleri, vefat ettiği zaman, yeryüzü ağlamaya başladı. Ve Allâhü Teâlâ hazretlerine yalvardı: -“Ya ilâhî! Artık bundan böyle kıyamet gününe kadar benim üzerinde hiçbir peygamber yürümeyecektir!” dedi. Allâhü Teâlâ hazretleri, kendisine vasiyette bulundu ve buyurdu: -“Elbette senin üzerinde bu ümmetten peygamberlerin varisleri ve vekilleri kılacağım. Kıyâmet gününe kadar, seni peygamlerin naiblerinden (varislerinden) boş bırakmayacağım.
YUSUF SÜRESİ, ayet-i kerime 21. Mühim bir işi olan; “Vallahü gâlibün ala emrihi” ayeti kerimesi 1461 defa okunur. Her 100’üncüde “Vallahi inneke legâlibün ala emrihi” şeklinde okunur. “Ve Allah, emrinde gâlip olandır. Ve lâkin insanların çoğu bilmezler.” Çok tesirlidir. Haklı olduğumuz davalarda okursak neticesini görürüz bi iznillah
Hasan Bozkurt
1461 defa usulüne uygun okuduktan sonra ne için okuduysak rabbimizden isteriz.
Haccın hikmeti: Allâhü Teâlâ, Hz. Âdem’e (a.s.): “Ey Âdem! Benim için yeryüzünde, gökteki Beytimin hizâsında bir Beyt yap ki melekler Beyt-i Mâmûr’un etrafında tavaf ettikleri gibi, sen ve evlatların da onun etrafında tavaf ederek bana ibâdet ediniz.” buyurdu. Âdem Aleyhisselâm Mekke’ye gidip Beytullâh’ı inşa etti. Sonra Cenâb-ı Hakk’a şöyle yalvardı: “Yâ Rabbi! Şüphesiz her çalışanın bir ücreti vardır, benim de bir ücretim vardır.” Allâhü Teâlâ da: “Evet, vardır. Dile benden ne dilersen.” buyurdu. Hz. Âdem: “Yâ Rabbi! Beni tekrar cennete gönder.” dedi. Allâhü Teâlâ: “Bu, senin için (âhirette) gerçekleşecektir.” buyurdu. Hz. Âdem: “Yâ Rabbi! Ben hatalarımı îtiraf ettiğim gibi, zürriyetimden günahlarını îtiraf edip sana yalvararak bu Beyt’i (Ka’be’yi) tavaf edenleri de affetmeni istiyorum.” dedi. Cenâb-ı Allah: “Ey Âdem! Ben seni affettim. Senin zürriyetinden, bu Beyt’i ziyâret edip günahlarından tevbe edenleri de affettim.” buyurdu. Nûh Tufanı’ndan İbrâhim (a.s.) zamanına kadar Ka’be-i Muazzama’nın yeri belirsiz kaldı. Allâhü Teâlâ, Hz. İbrâhim’e, Ka’be’yi inşâ ve insanları hacca davet etmesini emir buyurdu. İbrâhim (a.s.) “Yâ Rabbi! Buna sesim yetmez.” dedi. Hz. Allah: “Sen davet et, duyurmak bize âittir.” buyurdu. Bunun üzerine Hz. İbrâhim, Makâm-ı İbrâhim’in üzerine çıkıp baktı ve bütün yeryüzünü, dağları, taşları, ovaları, kara ve denizleri, insan ve cinleri hepsini gözü önünde toplanmış gördü. İki parmağını kulaklarına koyarak doğuya, batıya, şimal ve cenûba (kuzey ve güneye) doğru dönerek şöyle seslendi: “Ey insanlar! Beytü’l-Atîk’i (Ka’be’yi) ziyâret etmek sizlere farz kılındı, Rabbinizin dâvetine icâbet edin, gelin.” İbrâhim (a.s.) zamanından günümüze kadar haccetmeye muvaffak olanlar, onun bu dâvetine “Lebbeyk Lebbeyk!” diyenlerdir. Bir kimse o vakit İbrâhim Aleyhisselâm’ın davetine kaç kere “Lebbeyk” diyerek cevap vermişse ona o kadar haccetmek nasib olur. (Lebbeyk: ‘Emrine âmâdeyim’ demektir.)
Bu dürüstlük ve ahlaka ne kadarda muhtacız!
Yabancı bir kumaş tacirinin Osmanlı ülkesine gelerek bir kumaş imalathanesinin mallarını beğenip hepsini almak istedikten sonra, mal sahibinin kumaş toplarını denklerken bir top kumaşı ayırdığını görüp bu hareketinin sebebini sorması üzerine, Osmanlı esnafının "Onu sana veremem, kusurludur" cevabını vermişti.
Yabancı tacirin "Ziyanı yok, önemli değil" demesine rağmen Osmanlı esnafının o kumaş topunu vermemekte direterek: Benim malımın kusurlu olduğunu söyledim biliyorsunuz. Fakat Siz onu kendi memleketinizde satarken, alıcılarınız orada benim bunları bize söylemiş olduğumu bilmeyeceklerdir. Böylece de müşterilerinize kusurlu mal satmış olacağım.
Neticede Osmanlı'nın gururu şeref ve haysiyeti rencide olacak, bizi de hilekar sanacaklardır. Onun için bu sakat topu asla size veremem... diyerek kumaşı vermeyişinin sebebini izah etti.
Ecdadımız milletine ve devletine hatta helal lokmaya bu kadar riayetkar iken o ecdadın torunları ne haldedir. Şimdi nasıl ayağa kalkmamız lazım olduğunu bir kere daha düşünmeli.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)